Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2023/418 E. 2023/819 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2023/418 – Karar No:2023/819
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/418
KARAR NO : 2023/819

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17.12.2020
NUMARASI : 2017/598 E-2020/587 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : İtirazın iptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 12/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/07/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine eksiklik nedeniyle mahalline geri çevrilen dosya gelmiş olmakla yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili: Taraflar arasında “… AŞ Üretim ve Test Tesisleri ile Alt Yapım İşleri” kapsamında bulunan B912 transmisyon binasının tüm mekanik imalat ve montaj işlerinin anahtar teslimi yapılmasına ilişkin 04.05.2016 tarihli alt yüklenici sözleşmesi ile B911 ve B165 binalarının mekanik imalat işleri, işçilik ve montajlarının anahtar teslimi yapılmasına ilişkin 08.11.2016 tarihli alt yüklenici sözleşmesinin imzalandığını, davalı yüklenici dava dışı …’ın iş sahibi olduğunu, her iki sözleşmede sözleşme eklerinin müvekkiline verildiği belirtilmiş ise de, müvekkiline sözleşme eklerinin verilmediğini, dava dışı iş sahibi ile davalı yüklenici arasındaki ana sözleşmenin de sözleşmenin eki olduğunu, müvekkilinin B912 binasının imalat ve montaj işçiliğini (malzeme ve işçilik dahil), B911, B 165 binalarının ise sadece mekanik imalat ve montaj işçiliğini üstlendiğini, ilk sözleşmedeki bedelin 1.840.000,00 + KDV, ikinci sözleşmedeki bedelin 1.200.000,00 TL+KDV olup, her iki sözleşmedeki bedelin götürü olarak kararlaştırıldığını, müvekkilinin ilk sözleşmeyle taahhüt ettiği işleri usulüne uygun olarak tamamlayarak 6 adet hakedişi düzenlediğini, hakedişlerin davalı tarafından onaylandığını, faturalarının kesilerek davalıya teslim edildiğini, davalının ilk sözleşmeye ilişkin iş bedelinden 13.06.2016 tarihinde 184.000,00 TL nakit olarak avans ödediğini, 03.02.2017 tarihinde 31.07.2017 tarihli 150.000,00 TL bedelli 30.08.2017 tarihli 150.000,00 TL bedelli, 30.09.2017 tarihli 100.000,00 TL bedelli çek verdiğini, yine 03.03.2017 tarihinde de 31.10.2017 tarihli 250.000,00 TL bedelli çek verdiğini, ancak bu çeklerin bedellerinin tahsil edilemediğini, bu çeklere ilişkin dava haklarının saklı olduğunu, davalı şirketin ilk sözleşme için iş bedelinden yaptığı ödemenin toplamda 834.000,00 TL olduğunu, müvekkilinin ikinci sözleşme için de yaptığı imalata ilişkin olarak 3 adet hakediş düzenlediğini, birinci hakedişin onaylandığını, faturasının kesilerek davalıya teslim edildiğini, ikinci ve üçüncü hakedişlerin ise geçerli bir sebep olmaksızın davalı yanca onaylanmadığını, davalının ikinci sözleşmeye ilişkin iş bedelinden 16.12.2016 tarihinde nakit 160.000,00 TL, 20.12.2016 tarihinde nakit 140.000,00 TL olmak üzere toplam 300.000,00 TL ödeme yaptığını, davalı tarafından başkaca ödemenin yapılmadığını, davalının her iki sözleşme bedelinden toplam ödemesi gereken miktarın 1.134.000,00 TL olduğunu, müvekkilinin her iki sözleşme kapsamında taahhüt ettiği işleri tamamladığını, dava dışı iş sahibi …’ın kullanımına sunulduğunu, müvekkilinin ilk sözleşme bedelinden bakiye 132.414,16 TL alacağı için 10.07.2017 tarihli ikinci sözleşme bedelinden bakiye 883.240,47 TL alacağı için 12.07.2017 tarihli faturaları düzenlediğini, faturaların davalıya e-fatura sistemi ile tebliğ edildiğini, davalının yasal 8 günlük süre içinde itiraz etmediğinden fatura içeriklerinin kesinleştiğini, sözleşmelerden kaynaklanan bakiye bedelin ödenmesi konusunda müvekkilinin keşide ettiği 25.07.2017 tarihli ihtarla davalının temerrüde düşürüldüğünü ve Ankara 29. İcra Müdürlüğünün 2017/15358 sayılı dosyasında davalı aleyhine takip yapıldığını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini, icra takibi sonrasında kesinleşen faturalara karşılık 09.08.2017 tarihli 907.026,12 TL ve 135.980,79 TL bedelli iki adet iade faturasını düzenleyerek müvekkiline gönderildiğini, müvekkilince 16.08.2017 tarihli ihtarla iade faturalarına itiraz edildiğini, sonraki aşamalarda davalının iade faturalarını muhasebel anlamda iptal ettiğini ihtarla müvekkiline bildirdiğini, sonrasında ise davalının iptal ettiğini bildirdiği iade faturalarını tekrar müvekkiline gönderdiğini, bu faturalara da müvekkilince itiraz edildiğini, icra takibinden çok sonra yine davalının gecikme cezası ve cezai şart açıklamalı faturaları düzenleyerek gönderdiğini, bu faturaların da müvekkilince kabul edilmediğini, davalının icra takibini sürüncemede bırakmak için sözleşme kapsamında gecikme cezai şart bedeli olarak faturalar kestiğini ve alacaklardan mahsup edildiğini 07.08.2017 tarihli ihtarname ile bildirdiğini, ihtarname içeriğine göre sözleşmenin haklı fesih koşullarının oluştuğunu iddia eden ancak her ne sebeple ise sözleşmeyi feshetmeyerek sözleşmeye devam eden davalının sözleşmenin feshine ilişkin 15.4 maddesine göre ödeme yapma zorunluluğu bulunmadığı iddiasının sözleşmeye ve hukuka aykırı olduğunu, ilk sözleşmede işin süresinin 163 takvim günü olup bitim tarihinin 15.10.2016 olarak kararlaştırıldığını, davalının B912 binasının imalat seviyesini ancak 12.ayda mekanik çalışmaya uygun hale getirebildiğini, bu binada işe ancak 12.12.2016 tarihinde başlanabildiğini, taraflar arasındaki karşılıklı elektronik yazışmalardan bu durumun çok net olarak ispatlanacağını, bu binanın yer teslimi yapıldıktan sonra süresinden de önce 120 günde tamamlandığını ve işin 02.03.2017 tarihinde geçici kabulünün yapıldığını, ikinci sözleşmede işin başlama tarihinin 08.11.2016, bitim tarihinin 08.12.2016, iş süresinin 30 takvim günü olarak kararlaştırıldığını, işin imalinde kullanılacak malzemelerin davalı tarafından müvekkiline teslimi gerektiğini, davalının ikinci sözleşmedeki iki binayı sözleşme tarihinde mekanik çalışmaya uygun hale getirmediği gibi işin imaline uygun bir şekilde de teslim etmediğini, gerekli malzemeleri tedarikte geciktiğini, bazı işlerde sözleşme dışı revizyona giderek işe ara verdirdiğini ve sözleşme dışı bir kısım işler yaptırdığını, yine taraflar arasındaki yazışmalardan da bu sözleşmeye ilişkin olarak gecikmenin davalıdan kaynaklandığının açıkça ispatlanacağını, her iki sözleşmenin 9.maddesinde süre ve 16.maddesinde cezai şartın düzenlendiğini, ikinci sözleşmenin ek- 9 maddesinde sözleşmenin süre ve ceza koşulunu içeren maddelerin tadil edildiğini, davalının cezai şarta ilişkin mahsup talebinin yerinde olmadığını, kaldı ki aksinin kabulü halinde dahi sözleşmedeki cezai şartın ifaya ekli olup davalının ihtirazi kayıt ileri sürmeden B912 binasını 02.03.2017 tarihinde, B911 ve B165 binalarını 19.06.2017 tarihinde kabulü karşısında TBK’nın 179/II maddesi hükmüne göre cezai şart talep hakkının da bulunmadığını belirterek, davanın kabulü ile davalının Ankara 29.İcra Müdürlüğünün 2017/15358 sayılı icra takibine itirazının iptaline, takibin devamına, en az %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili: Taraflar arasında 04.05.2016 ve 08.11.2016 tarihli iki adet sözleşmenin akdedildiğini, ilk sözleşmenin bitim tarihinin 15.10.2016, ikinci sözleşmenin bitim tarihinin 08.12.2016 olarak kararlaştırıldığını, davacının ilk sözleşmeye konu binayı 02.03.2017, ikinci sözleşmeye konu binaları 23.06.2017 tarihine kadar teslim edemediğini, yani her iki sözleşme konusu binaları sözleşmede belirtilen teslim tarihlerinde teslim edemediğini, davacının sözleşmelerdeki yükümlülüklerini yerine getirmediğini, işi eksik ve yarım bıraktığını, işte geciktiğini, bu nedenle müvekkilinin bir takım masraflara katlanmak zorunda kaldığını, henüz hakedişi düzenlenmeyen davacı faturalarına karşı iade faturası düzenlenerek davacıya iade edildiğini, davacının 15.08.2017 tarihinde şantiyeye davet edildiğini, davete katılmadığını, hakediş düzenlendiğini, buna bağlı olarak İSG Uzman cezası ve gecikme ceza faturaları düzenlenerek davacıya gönderildiğini, davacının hakedişi kabul etmediğine dair herhangi bir ihtirazi kayıt belirtmediğini, davacı tarafından yapılan icra takibine karşı süresinde kesin hesap hakedişi yapılmaması nedeniyle gecikme ve işin yarım bırakılmasından dolayı müvekkilinin alacaklı olduğundan bahisle itiraz ettiklerini, sözleşmenin 9.4 maddesinde gecikme cezasının kararlaştırıldığını, işi süresinde teslim etmeyen davacının söz konusu gecikme cezasından sorumlu olduğunu, müvekkilinin hem sözleşme hem de yasa hükümlerine uygun hareket ettiğini, davacının delil olarak sunduğu e- postaların müvekkiline tebliğ edilmediğini, davacının sözleşme hükümlerine riayet etmediğini, hatta müvekkilinin daha fazla gecikmeye sebebiyet verilmemesi için davacı işçilerine ödeme de yaptığını, sözleşme gereğince müvekkilinin cezai şart talep etmekte haklı olduğunu, sözleşmenin 15.4 maddesi gereğince müvekkilinin uğradığı maddi ve manevi zararlar tespit edilip müvekkilince onaylanıncaya kadar davacıya ödeme yapma zorunluluğunun bulunmadığını, davacının fatura düzenleyebilmesi için öncelikle hakediş raporunu düzenlemesi gerektiğini, davacının işi geç teslim etmesinin yanında eksik ve hatalı imalatlar yaptığını, davacının eksik bıraktığı işe ilişkin olarak müvekkilinin düzenlediği yansıtma faturasının davacıya gönderildiğini, ancak bu faturanın davacının ihtarnamesi ekinde iade edildiğini, sözleşmelerin 9.4 maddesi uyarınca gecikme cezası, 16.maddesi uyarınca sözleşme hükümlerinin ihlali nedeniyle cezai şart, 4.7.8.maddesi uyarınca İSG uzmanı bulundurmaması nedeniyle ceza, ek-9 sözleşme bedeli uyarınca 100.000,00 TL sözleşme bedeli indiriminin sözleşmeler doğrultusunda uygulandığını, bu bağlamda davacının alacaklı olmadığını, müvekkiline karşı borçlu olduğunu belirterek, davanın reddine, davacı aleyhine en az %20 oranında kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince: Davanın eser sözleşmesi nedeniyle bakiye alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, toplanan deliller ve dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında imzalanan sözleşmelere konu işler için davalı şirket tarafından tek taraflı olarak düzelenmiş kesin hakedişlerde, imalatların ayıplı olduğu veya eksik yapıldığı hususunda herhangi bir kesinti yapılmadan işlerin tamamlanmış kabul edildiği, bu durumda davacının sözleşmelere konu işleri eksiksiz olarak tamamladığının kabul edilmesi gerektiği, B912 binası için dava dışı … ile davalı arasında imzalanan 17.10.2016 tarihli ve 27 nolu hakedişe göre, işin teslimi gereken 15.10.2016 tarihinden 2 gün sonra bile inşaat işlerinin, mekanik tesisat işlerinin ilerlemesi için yeterli seviyede olmadığı, bu durumda davacıya 17.10.2016 tarihinden itibaren en az sözleşme süresi kadar (163 takvim günü) süre uzatımı verilmesi gerektiği, buna göre hesaplanacak iş bitim tarihinin 29.03.2017 olacağı, bu tarihin de davalının işi dava dışı …’a teslim ettiği 07.02.2017 tarihinden sonraki bir tarih olduğu gözönüne alındığında, bahse konu sözleşme kapsamında davacıya gecikme cezasının kesilemeyeceği, B165 ve B911 binaları için imzalanan sözleşmede malzeme temininin davalı şirkete ait olduğu, davalı tarafından ibraz edilen elektronik yazışmalar incelendiğinde, davalı tarafından, sözleşme gereği işin bitirilmesi gereken tarihten sonra dahi malzeme teslimlerinin davacıya yapılmadığı, ceza tutanaklarının ise sadece bahse konu işin sözleşmede belirtilen süresi gözönüne alınarak düzenlendiği, bu cezaların yerinde olmadığı, İSG cezası ile ilgili taraflar arasında imzalanmış 22.12.2016 tarihli tutanakta, her iki tarafın da davacıdan 750,00 TL İSG cezası kesilmesi yönünde anlaştığı, davalı şirket tarafından davacı adına SGK bedeli ödendiğine ilişkin belge sunulamadığı, sözleşmeler gereği hakedişlerden kesilen nakit teminatların iadesinin icra takip tarihi itibariyle muaccel hale geldiği, davacının, takip tarihi itibariyle talep edebileceği alacak tutarının toplam 1.331.985,02 TL olduğu, alacağın varlığı yargılamayı gerektirdiğinden davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, davalı şirketin Ankara 29. İcra Dairesinin 2017/15358 sayılı dosyasında 1.331.985,02 TL asıl alacak yönünden yaptığı itirazın iptali ile takibin aynı koşullarla devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacağın varlığı yargılamayı gerektirdiğinden davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili …İnşaatın, … – …A.Ş ile 01.07.2015 tarihinde sözleşme imzalandığını, bunun üzerine müvekkili …İnşaatın söz konusu proje kapsamında, davacı … şirketiyle 04.05.2016 ve 08.11.2016 tarihli sözleşmeleri imzaladığını, mahkeme kararında müvekkili tarafından sunulduğu ifade edilen elektronik yazışmaları sunmadıklarını, mail içeriklerini kabul etmediklerini, dosyaya ibraz ettikleri malzemelerin zamanında ve eksiksiz olarak teslim edildiğine ilişkin davacı şirket yetkilisinin de imzasını taşıyan teslim tutanaklarının bilirkişi heyeti tarafından değerlendirilmediğini, mail yazışmaları ve malzeme teslim tutanaklarının delil vasıfları değerlendirilirken ispat gücü olarak mail yazışmalarına öncelik verilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, kaldı ki mahkeme tarafından öncelikli delil olarak mail yazışmalarının hükme esas alınması gerekçesinin de karar da yer almadığını, müvekkili tarafından sözleşmeler gereğince teslim edilmesi gereken tüm malzemelerin eksiksiz ve zamanında teslim edildiğini, aksi yöndeki değerlendirmeyi kabul etmediklerini, davayı kabul anlamına gelmemek ile birlikte mahkeme tarafından hükme esas bilirkişi raporlarında, malzeme teslim tutanakları gereği teslim edilen malzeme ile işin hangi aşamaya kadar tamamlanabileceği, teslim edilmediği iddia edilen malzemelerin niteliğinin tespiti yapılarak işin bitirilmesine etkisinin ne olacağının teknik değerlendirilmesinin yapılmadığını, B911 ve B165 binaları için müvekkili tarafından orjinal sözleşme süresine iyi niyetle 88 günlük bir ilavenin söz konusu olduğunu, B911 binasının %91,11, B165 binasının %91,89 seviyelerinde olduklarını, müvekkilinin kalan işleri 03.07.2017 tarihine kadar kendisi tamamlamak zorunda kaldığını, B912 binası için müvekkili tarafından orjinal sözleşme süresine iyi niyetle 77 günlük bir ilavenin söz konusu olduğunu ve halen %82’lik mekanik işin tamamlanmadığını, …’nin müvekkili …İnşaata ceza düzenleyip düzenlememesinin sözleşmenin 9.5 maddesi ve ana sözleşme ile ilgili olduğunu, müvekkilinin davacıya kendi aralarında akdedilen sözleşmenin 9.4.maddesine göre ceza kesintisi uyguladığını, idare tarafından kesilen cezanın dava konusu olayla herhangi bir ilgisinin de bulunmadığını, davacının sözleşme gereği yapması gereken işi sözleşmeye uygun ve zamanında tamamlayamaması nedeni ile, işin başka firmalara tamamlatıldığının dosyadaki belgeler ile sabit olduğunu, taraflar arasında akdedilen sözleşme ve bu sözleşmeden doğan uyuşmazlıkların çözümünün dosya kaspamında sunulan bilgi belgeler ve taraflar arasında akdedilen sözleşme kapsamında değerlendirilmesi gerekirken, …ve idare arasındaki işin kabul ve teslimi tarihlerinin bilirkişi tarafından bu dosya kapsamında baz alınmasının hatalı olduğunu, davacının işi zamanında ve gereği gibi bitiremediğini, bu sebeple yarım kalan işin müvekkili tarafından ……Ltd Şti’ne yaptırıldığını, bu hususun dosyadaki belgelerle sabit olduğunu, davacı …’nın sözleşmelerin 4.3.4 maddesine riayet etmediği açıkken, sözleşmelerin 15.4 maddesi uyarınca işlerin icrasına ve idamesine ilişkin masraflar, işlerin gecikmesi nedeniyle doğan gecikme tazminatı ve idare nezdinde müvekkil …İnşaat’ın uğradığı maddi-manevi zararlar tespit edilinceye ve bunların miktarı müvekkili …İnşaat tarafından onaylanıncaya kadar davacı …’ya müvekkilinin ödeme yapma zorunluluğunun bulunmadığını, davacı …’nın, 25.07.2017 tarihli ihtarnameyle henüz hakediş imzalanmadan, …İnşaat’dan alacağı olduğu iddia ederek ödeme talep ettiğini, söz konusu ihtarnamenin 02.08.2017 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine, 07.08.2017 tarihli cevabi ihtarnamede belirtilen hususlara ilişkin olarak haksız oldukları, gecikmeye kaldıkları, hakediş imzalanması için şantiyeye davet edildiklerinin vurgulandığını, bununla birlikte15.08.2017 tarihinde, davacının şantiyeye davet edilip, davete katılmaması nedeniyle tutanak tutulduğunu ve hakediş düzenlemesi yapıldığını, buna bağlı olarak, İSG uzman cezası ve gecikme ceza faturalarının düzenlenerek davacıya gönderildiğini, müvekkilinin sözleşme ve kanun hükümlerine uygun davrandığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf talebinde bulunulmuş ise de, istinaf aşamasında davacı vekilince davaya konu alacağa ilişkin harici ödemelerin yapıldığı, taraflar arasındaki 27/04/2021 tarihi “mutabakat” başlıklı belgeyle birbirlerini ibra ettikleri, bu nedenle davanın konusuz kaldığı yönünde dilekçe vermiş olduğu anlaşılmakla, bu belge doğrultusunda taraf beyanları da alınmak suretiyle değerlendirme yapılması gerekeceğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile istinaf sebepleri ve esası incelenmeksizin mahkeme kararının HMK.’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,
2-) Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/12/2020 gün ve 2017/598 E-2020/587 K sayılı kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına,
3-) Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-) Davalı tarafından yatırılan 22.746,98 TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-) Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderleri ve ödediği başvuru harcının ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak 12/07/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır