Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2023/325 E. 2023/1318 K. 28.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2023/325 – Karar No:2023/1318
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/325
KARAR NO : 2023/1318

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/12/2017
NUMARASI : 2008/742 E-2017/1055 K

ASIL DAVA İLE BİRLEŞEN 2011/457 VE 2009/705 ESAS SAYILI DAVALARDA
DAVACI
VEKİLİ
DAVALI :
DAVALARIN KONUSU : Alacak / Alacak / Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 28/12/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/12/2023

Eser sözleşmesinden kaynaklanan asıl ve birleşen davalarda mahkemece verilen karara karşı asıl dava ile birleşen 2011/457 esas ve 2009/705 esas sayılı davalarda davacı – birleşen 2010/564 ile 2010/551 esas sayılı davalarda davalı … vekili ile birleşen 2010/564 ve 2010/551 esas sayılı davalarda davacı- asıl dava ile birleşen 2011/457 esas ve 2009/705 esas sayılı davalarda davalı … A.Ş. vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı … vekili özetle; müvekkili ile Yunanistan Ulusal Doğalgaz Şirketi (DEPA) arasında 23.12.2003 tarihli doğalgaz alım-satımına ilişkin sözleşmenin akdedildiğini, boru hattının her iki ülke sınırları içinde kalan bölümünün ilgili ülke tarafından inşa edilmesinin, ilk gaz tesliminin 01.07.2006 tarihinde yapılmasının, kesin başlangıç tarihinin 01.01.2006 tarihinden önce ve 31.12.2006 tarihinden daha geç olamayacağının, bu itibarla kesin doğalgaz sevk tarihinin 31.12.2006 tarihi olduğunun, tarafların hattın tamamlandığı ve işletmeye alındığı ile teslimata hazır olduğunu diğer tarafa yazılı olarak bildirmesinin, bildirim yapılmadığı taktirde geciken tarafın günlük 25.000 USD gecikme cezası ödemesinin, ilk üç aydan sonra gecikme cezasının 50.000 USD olarak ödenmesinin ve kesin başlangıç tarihinden itibaren 12 ay içerisinde bildirim yapılmaması halinde kusurlu olmayan tarafın sözleşmeyi fesih hakkı bulunduğunun kararlaştırıldığını, Türkiye sınırları içerisinde kalan boru hattının 193 kilometre kara ve 17 kilometre deniz geçişi olmak üzere 210 kilometreden oluştuğunu, 193 km kara geçişi boru hattının 01.07.2005 tarihli sözleşmeyle 17.860.000 USD + KDV bedelle davalı iş ortaklığı tarafından üstlenildiğini, yer tesliminin 08.07.2005 tarihinde yapıldığını, davalıların 26.07.2005 tarihinde sundukları iş programının müvekkili tarafından 04.08.2005 tarihinde uygun bulunarak iş ortaklığına bildirildiğini, iş programına göre davalıların Anadolu kısmındaki boru hattını 01.04.2006, Avrupa bölümündeki hattı ise 09.08.2006 tarihine kadar tamamlamayı taahhüt ettiklerini, projenin başlangıcından itibaren iş programından sapmalar, iş ortaklığının mali sıkıntı ve temlik talepleri, iş kalemlerinde gecikmeler, taşeronlar ve piyasaya borçları, iş programının Nisan 2006’da revize edilmesine rağmen sapmaların devam etmesi, Avrupa bölümünde çalışmanın başlatılamaması, gümrük bedellerinin ödenememesi, montajların yapılmaması gibi davalılardan kaynaklı sorunlar yaşandığını, müvekkili tarafından projenin çıkmaza gireceği, iki ülke arasında sorunlar yaşanacağı görülerek yönetim kurulunun 07.11.2006 tarihinde sözleşmenin feshine karar verdiğini, feshe ilişkin kararın 08.11.2006 tarihinde onaylandığını, kararın 09.11.2006 tarihinde davalılara tebliğ edildiğini, 12-14.11.2006 tarihlerinde durum tespitinin yapıldığını, sözleşmenin feshine kadar davalılara 9.658.084 USD ödeme yapıldığını, fesih tarihinden sonra hesap kesme hakedişine kadar yapılan işler için yükleniciye 75.123,88 USD daha ödeme yapılmakla toplam ödemenin 9.733.207,88 USD olduğunu, bu itibarla sözleşme bedeli 17.860.000 USD’den yapılan ödemenin mahsubuyla kalan işlerin sözleşmesel değerinin, KDV ve stopaj hesaba dahil edildiğinde 9.345.810,94 USD olduğunu, dilekçede ayrıntılı olarak açıklandığı şekilde kalan işlerin müvekkili tarafından dava dışı …. Şirketiyle, …. Şirketlerine yaptırıldığını, yüklenicinin gümrükten çekmediği malzeme bedelleri, all risk sigorta masrafları, fesih ile yeni ihale dönemi arasındaki ofis ve depo masrafları ile davalıların işi tamamlamayı taahhüt ettiği 08.10.2006 tarihi ile sözleşmenin feshedildiği 08.11.2006 tarihleri arasındaki 31 günlük süre için sözleşmenin 10.2. maddesi gereğince sözleşme bedelinin onbinde altısı oranında günlük gecikme cezası 332.196 USD ile birlikte müvekkilinin toplam 3.205.196 USD + 15.153.868,83 TL ödeme yaptığını, sözleşmenin feshedildiği tarih itibariyle sözleşme kapsamındaki bakiye iş bedeli 9.345.810,94 USD’yi aşan tutarın müvekkilinin zararını oluşturduğunu, 05.08.2008 tarihli kur itibariyle müvekkili zararının 7.989.998,52 TL olduğunu öne sürerek bu tutarın 08.11.2006 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini dava etmiştir.
Davalı …. Şirketi vekili özetle: sözleşmenin imzalanmasından sonra ihale dokümanları ile verilen uygulama projelerinden ayrı olarak ilave maliyet ve süre gerektiren çalışmaların yapılması gerekliliğinin doğduğunu, uygulama projelerinin bir kısmının eksik, yetersiz, yanlış ve uygulanmasının sakıncalı olduğunun görüldüğünü, yol geçişleri ve çeltik tarlalarıyla ilgili engeller çıktığını, çeltik tarlalarında hasat dönemi sonuna kadar hiçbir çalışma yapılmadığını, davacıya çözüm önerileriyle bildirildiğini, davacının taleplere geç cevap verdiğini ya da hiç cevap vermediğini, kamulaştırma ve orman kesimlerinin zamanında yapılmadığını, 2006 Şubat ayında meydana gelen heyelan sonucu boru hattında hasar oluştuğunu, heyelanın bölgenin doğal yapısından kaynaklandığının saha raporuyla belgelendiğini, yine Aralık 2005 – Mayıs 2006 döneminde yaşanan ağır kış şartları, meydana gelen sel ve su baskınları sonucu bölgenin uzun süre su altında kaldığını, afet bölgesi hususunun Bakanlar Kurulunda görüşüldüğünü, kullanılacak malzeme ve ekipmanın temini için yapılan alacak temlikleri ile ilgili taleplere davacının geç cevap verdiğini, onaylı iş programının aksine iki ayrı organizasyonla çalışma mecburiyetinde bırakıldıklarını, Nisan 2006 hakedişinin geciktirilerek ödendiğini, sözleşme ve şartname gereğince tarafların karşılıklı anlaşmasıyla sözleşmenin tasfiye edilmesi gerekirken davacının kendi kusur ve eksiklikleri ile her türlü geciktirici unsuru görmezden gelerek sözleşmeyi feshettiğini, 1.071.600 USD tutarlı teminat mektubunun 08.11.2006 tarihinde mahsup edilmeksizin doğrudan nakde çevrilmesiyle iş ortaklığının zor duruma düştüğünü, sözleşmenin 31.18. maddesi gereğince idarenin yaptığı feshin haklı olabilmesi için yüklenicinin mali acz içerisinde bulunması nedeniyle taahhüdünü yerine getiremeyeceğini gerekçeleriyle birlikte yazılı olarak bildirmesi veya yüklenicinin taahhüdünün ihale dokümanı ve sözleşme hükümlerine uygun olarak yerine getirmemesi veya işi süresinde bitirmemesi üzerine belirlenen oranda gecikme cezası uygulanmak üzere idarenin en az 20 gün süreli ve nedenleri açıkça belirtilen idari ihtarına rağmen aynı durumun devam etmesi ya da 4735 sayılı Kanun’un 20, 21 ve 25 maddelerinde belirlenen feshe ilişkin koşulların gerçekleşmesi gerektiğini, somut olayda fesihte bahsedilen hususların hiçbirinin gerçekleşmediğini, taraflarca kesin hesap ve hesap kesme hakedişi mutabakatı yapılmaksızın sözleşmenin tek taraflı olarak ve haksız biçimde feshedildiğini, iş ortaklığını temsilen şantiye şefinin Durum Tespit Tutanağı çalışmalarına katıldığını, ancak itirazlarının tutanağa aktarılmadığını, bu nedenle 01.12.2006 tarihinde yazılı olarak itiraz ettiklerini, itirazlar göz önüne alınmaksızın düzenlenen durum tespit tutanağını kabul etmediklerini, davacının hem sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini, hem de yapılan işlerin korunmasına ilişkin olmayan eksik ve yeni işlerin tespitini yaptığını, iş ortaklığı tarafından düzenlenen 15 numaralı hesap kesme hakedişinde davalı tarafça yapılan düzeltmeleri kabul etmediklerini, 26.01.2009 tarihli ihtarnameyle itiraz edildiğini, hesap kesme hakedişine ilişkin iş ortaklığına gönderilen 31.12.2008 tarihli 7.989.998,52 TL ve 2.003,56 USD tutarlı faturaların 23.01.2009 tarihinde müvekkiline tebliğ edildiğini, itiraz edilerek faturaların iade edildiğini, davacının yaptığı harcamalara ilişkin faturaları ve üçüncü kişilerle yaptığı sözleşmeleri göndermediğini, bunlara itiraz imkanı bulamadıklarını savunarak hakları saklı kalmak üzere davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Sutek… Şirketi cevap dilekçesi sunmamıştır.
Birleşen 2010/564 esas sayılı davada davacılar vekili özetle; ihale dokümanları ve uygulama projelerinde iş mahalli koşulları ile ilim ve fen kurallarının gözetilmediğini, çeltik ekim alanlarında yapılacak uygulamanın dikkate alınmadığını, Avrupa güzergahındaki 8,5 km uzunluğundaki çeltik geçişiyle ilgili alınacak önlemlerin davalıya bildirildiğini, davalının çözüm getirmediğini, hasat sonuna kadar çeltik ekili alanlarda imalat yapılamadığını, köy muhtarlığının çeltik ekili alanlarda boru hattının en az 4 metre derinlikten geçmesini istediğini, projede ise derinliğin 1,20 metre olduğunu, ÇED raporunu hazırlayan şirketin ise halkı bilgilendirme toplantılarında derinliği 1,5 – 2,5 m olarak açıkladığını, projede 11 ayrı geçiş saptandığını, davalının sözleşmenin feshinden sonra çeltik tarlalarından geçecek hatla ilgili proje eksikliklerini kısmen gidermeye çalıştığını, oysa ilave iş mahiyetinde müvekkillerine tamamlatılması, ilave süre ve fiyat farkı ödenmesi gerekirken müvekkillerinin geciktirdiği yönünde haksız isnatlarda bulunduğunu, davalının 2009/705 esas sayılı davada kabul ettiği üzere proje müellifi şirketin kusuruyla güzergahın 7. kilometresinde heyelan meydana geldiğini, proje hatalarının müvekkillerinin kaybına neden olduğunu, Koru Dağı Devlet Ormanı kesiminde gerekli izinlerin alınmadığını, kamulaştırmanın sözleşmeden 1 yıl sonra tamamlanabildiğini, uygulama projesi tamamlanmamış hiçbir işin götürü bedelle ihale edilemeyeceğini, Trakya’da Aralık 2005 – Mayıs 2006 döneminde yaşanan ağır kış şartlarının dikkate alınmadığını, aşırı yağış nedeniyle balçık zeminin su tuttuğunu, paletli makinelerin dahi çalışmasının imkansız hale geldiğini, son 24 yılın en yoğun yağışlarının yaşandığını, valilikçe doğal afet kabul edilerek olağanüstü tedbirler alındığını, yine Bakanlar Kurulunca afet yardımı yapılmasına karar verildiğini, çeltik tarlalarında Mayıs – Kasım 2006 döneminde çalışma yapılamadığını, Nisan 2006 ayına ait hakediş ödemesinin gecikmeli yapıldığını, müvekkillerinin malzeme ve ekipman temini için alacağın temliki taleplerinin sürüncemede bırakıldığını, davalının bilgisi dahilinde siparişi verilen, imalatı hatta sevkıyatı yapılan malzemelerin ödemesinin yapılmadığını, malzemeler için iş ortaklığına %15 oranında avans verilebileceği kararlaştırılmış iken müvekkillerinin avans alamadıklarını, sevk edilen malzemeler de dahil edilerek hesaplama yapıldığında imalatın %88 oranından fazla tamamlandığını, sözleşmenin feshini takiben davalının iş ortaklığının 1.071.600 USD tutarlı teminat mektubunu nakde çevirmesinin telafisi imkansız zararlara neden olduğunu, davalının 2006 yılında gaz arzının sağlanacağı bahanesiyle süre uzatım taleplerini karşılamadığını, oysa bitim tarihi 15.11.2006 olan faz II için 245 gün ilave süre verilerek teslim tarihinin 31.08.2007 tarihine ötelendiğini, faz III işinin de fesihten 330 gün sonra tamamlanabildiğini, gaz arzının başlayacağından bahisle sözleşmenin feshinin haklı olmadığını öne sürerek sözleşmenin haksız feshedildiğinin tespitine, müvekkillerinin kar mahrumiyeti/kazanç kaybına ilişkin zararlarının tespitine, teminat mektuplarının nakde çevrilmesi nedeniyle teminat mektupları ile banka tarafından teminat mektup bedellerine yürütülen faiz ve cezai şartlardan doğan her türlü zararın tespitine, yasaklılık kararı nedeniyle doğan zararın tespitine, haksız fesih nedeniyle doğmuş ve doğacak belirtilen her türlü zarar ve alacağın karşılanması amacıyla şimdilik kar mahrumiyeti ve kazanç kaybı için 10.000 USD, teminat mektubu bedeli ve zararlar için 10.000 USD, yasaklılık kararından doğan zararlar için 10.000 USD olmak üzere toplam 30.000 USD’nin haksız fesih tarihinden itibaren faiziyle tahsiline karar verilmesini dava etmiş; davacı …. Şirketi vekili 04.11.2011 tarihinde UYAP’ta oluşturduğu dilekçesinde 2010/564 ve 2010/551 esas sayılı davalarını HMK 107 madde gereğince kısmi eda davası, belirsiz alacak ve külli tespit davasına çevirdiklerini beyan etmiş; davacı vekilleri ayrı ayrı sundukları 02.11.2017 tarihli dilekçelerinde değer artırımı yoluyla kar mahrumiyeti nedeniyle alacak taleplerini 307.268’er USD’ye, teminat mektubunun nakde çevrilmesi nedeniyle alacak taleplerini 540.800’er USD’ye artırmışlardır.
Davalı … vekili özetle; 5 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2006/628 esas sayılı davasında aynı alacak kalemlerinin dava edildiğini, davadan feragat edilmekle eldeki davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacıların iş programına uymadıklarını, projenin %88 oranında gerçekleştiğine dair iddianın doğru olmadığını, davacıların 193 km hattın imalatını üstlendiklerini, çeltik tarlalarının 4,65 km’den ibaret olduğunu, çeltik tarlalarıyla ilgili kısmın 23.01.2007 tarihinde yeniden ihale edildiğini, özel bir önlem alınmaksızın 23 günde ve 930.000 USD bedelle tamamlandığını, oysa davacıların bu bölüm için 1.751.175 USD artış yapılmasını talep ettiklerini, 7. km’de meydana gelen heyelanın hattın 300 metrelik bölümünü etkilediğini, davacının talimat talep ettiğini, talimat verildiğini, ancak çalışma yapmadıklarını, heyelanın yüklenicinin hatalı çalışmasından ve yanlış uygulamasından kaynaklandığını, proje müellifinin kusurunun davacıların sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağını, kamulaştırma işlemlerinin süresinde yapıldığını, pig istasyonu ve hat vanalarında çalışma yapılabilmesi için öncelikle davacıların sahaya gerekli malzemeleri getirmelerinin gerektiğini, sözleşmenin feshinden sonra davacılara ihale edilen işlerin kalan kısmının aynı koşullarla başka yüklenicilere ihale ettirilerek aynı uygulama projeleri ve sözleşme şartlarıyla yaptırıldığını, sözleşmenin 19. maddesi gereğince afet nedeniyle davacıların süresinde ve yazılı olarak müvekkiline bildirimde bulunması gerekirken yapmadıklarını, trakya bölgesinde çeltik tarımı yapıldığının herkes tarafından bilindiğini, fen noktasında çalışmaya uygun olmayan günlerin sözleşmenin 10.1.2. maddesinde açıkça belirtildiğini, yağışların da bu döneme denk geldiğini, davacıların toplam 80 gün süre uzatımı talep ettiklerini, bu sürenin 50 günü geçtiği halde sahada çalışma yapılmadığını, müvekkilinin davacıların çektiği finans sıkıntısı nedeniyle yerel esnaf, işçiler ve SGK’den gelen şikayetlere maruz kaldığını, Nisan 2006 hakediş ödemesinin davacıların aralarındaki problem nedeniyle geciktiğini, davacıların sorunlarını çözdüklerinde ödemelerin yapıldığını, temlik taleplerinin titizlikle incelendiğini ve azami ölçüde karşılandığını, davacıların malzeme temini hususunda ciddi gecikmeler yaşadıklarını, davacılar tarafından eksik bırakılan işlerin yapılmasında en ekonomik şartlar için gerekli özenin gösterildiğini, teminat mektubunun nakde çevrilmesinin ve yasaklılık kararının mevzuat gereği olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen 2010/551 esas sayılı davada davacılar vekili özetle; davalının sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini, fesih öncesinde müvekkillerinin 08.11.2006 tarihli 15 numaralı hakedişi hazırladıklarını, ancak davalının bu hakedişte haksız ve art niyetli olarak kesintiler yaptığını, alacağın ödenmediğini öne sürerek kesin hesap hakediş alacağının tespiti ile şimdilik 30.000 USD alacağın faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş; davacı …. Şirketi vekili 04.11.2011 tarihinde UYAP’ta oluşturduğu dilekçesinde 2010/564 ve 2010/551 esas sayılı davalarını HMK 107. madde gereğince kısmi eda davası, belirsiz alacak ve külli tespit davasına çevirdiklerini beyan etmiş ve 14 adet hakedişten yapılan %3 oranındaki geçici kabul noksanları ile hesap kesme hakedişinden doğan alacakları 30.000 USD’nin tahsilini talep etmiş; davacı vekilleri ayrı ayrı sundukları 02.11.2017 tarihli dilekçelerinde değer artırımı yoluyla 15 numaralı hakediş tutarı ile iadesi gereken %3 oranındaki geçici kabul kesintisi alacağını 197.998’er USD’ye artırmışlardır.
Davalı … vekili özetle; alacağın zamanaşımına uğradığını, müvekkili tarafından sözleşmenin feshi nedeniyle doğan zararın tahsili için açılan davanın derdest olduğunu, 2006/628 esas sayılı davada aynı talebin dava konusu yapıldığını ve davadan feragat edilmekle kesin hüküm oluştuğunu, yine davacıların 2010/564 esas sayılı davada sözleşmenin haksız olarak feshedildiği iddiasıyla alacak talebinde bulunduklarını, davanın derdestlik nedeniyle reddi gerektiğini, davacıların iş programını aksattıklarını, uyarı ve ikazlara rağmen işin süresinde bitirilemeyeceğinin anlaşılması üzerine sözleşmenin müvekkili tarafından feshedildiğini, hesap kesme hakedişinin düzenlendiğini, sözleşme hükümlerine göre sonuçlandırılan hakedişle ilgili olarak davacıların itiraz haklarının bulunmadığını ve müvekkilinden alacaklı olmadıklarını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen 2009/705 esas sayılı davada davacı … vekili özetle; 21.02.2006 tarihinde heyelan meydana geldiğini, Kesin Kabul Komisyonu kararının Genel Müdürlük tarafından onaylanmadığını, bu nedenle kurulan nihai komisyonun boru hattının 7. km’sinde meydana gelen heyelan nedeniyle …’ın ödediği ilave maliyetin yarısının …. Şirketinden, yarısının boru hattını yapan yüklenici şirketlerin alacaklarından veya teminatlarından kesilmesine karar verdiğini, kararın Genel Müdürlük tarafından onaylandığını, heyelanın yol açtığı hasar nedeniyle müvekkilinin 450.098,11 USD ilave maliyete katlandığını, iş ortaklığının heyelan sonrasında düzenlediği saha raporundaki açılan piste, bölgenin heyelan alanı olduğunun göstergesi olan dere akış yönüne yaklaşık 150-200 metre mesafede toprakta çatlaklar tespit edildiği, bu durumun …. Şirketi raporunda yer almadığı yönündeki ifadelerden pistin açılmasından önce bölgenin heyelan bölgesi olduğuna dair kanıtların saptandığını gösterdiğini, iş ortaklığının gerekli önlemleri almadığını ve heyelanı tetikleyen kontrolsüz kazı yapmakla kusurlu olduğunu öne sürerek ilave maliyetin yarısı olan 225.046,055 USD’nin olay tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini dava etmiştir.
Davalı …. Şirketi vekili özetle; …’ın açmış olduğu 2008/742 esas sayılı davada talep ettiği tazminat talebi içerisinde eldeki davaya konu heyelan nedeniyle oluşan zararın da bulunduğunu, davanın derdestlik nedeniyle reddi gerektiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını,
proje müellifi …. Şirketi tarafından hazırlanan projede heyelanlı bölge olduğuna dair tespit bulunmadığını, heyelan sonucu mevcut boru hattında hasar oluştuğunu, heyelanın oluşumunda iş ortaklığının kusurunun bulunmadığını, projenin uygulama şartları ve özelliklerinin değiştiğini, sözleşme ve eki proje dışında özel bir imalatın ortaya çıktığını, ilave maliyet ve süre uzatımı gerektirdiğini, idarenin heyelanı kabul etmediğini, süre uzatımı da vermediğini, proje müellifi şirketin heyelanla ilgili düzenlediği raporda kendi kusurunu gizlemek için iş ortaklığına kusur atfettiğini, idareye yazılan çeşitli yazılarda heyelanın bölgenin jeolojik özelliğinden kaynaklandığının belirtildiğini, ODTÜ Jeoloji Mühendisliği bölümünün hazırladığı raporda arazi gerçekliğinin açıkça ortaya konulduğunu, ayrıca … tarafından yaptırılan komisyon incelemesinde üye …’ın iş ortaklığını yaptığı 15-20 cm sıyırma işleminin kayma yüzeyi derinliğine kadar olmadığını, kayma yüzeyine etkisinin bulunmayacağını, güzergah veya pist açmanın heyelan oluşumuna katkısının olmayacağını belirttiğini, iş ortaklığının kusurunun bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen 2011/457 esas sayılı davada davacı … vekili özetle; iş ortaklığı tarafından yapılan imalatlarda hata ve eksiklikler tespit edildiğini, boru hattı üzerinde yarılma olan ve teraslama gerektiren yerler bulunduğunu, dere geçişlerinde konteynerler içerisinde olması gereken otomatik şamandıralı su tahliye pompalarının bulunmadığının belirlendiğini, bu kusur ve eksikliklerin 29.12.2009 tarihine kadar giderilmesinin iş ortaklığından talep edildiğini, iş ortaklığının cevabi ihtarnamesinde Durum Tespit Tutanağının geçici kabul yerine geçtiğini, tutanakta giderilmesi istenen eksik ve kusurların yer almadığını, sorumlu olmadıklarını belirttiği, müvekkilinin eksik ve kusurları gidermek için 16.015,20 TL harcama yaptığını, müvekkili banka hesabına yatırılmasının ihtar edildiğini öne sürerek 16.015,20 TL’nin faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. Şirketi vekili özetle; … tarafından açılan 2008/742 ve 2009/705 esas sayılı davalar nedeniyle eldeki davanın derdestlik nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, sözleşmenin 07.11.2006 tarihinde feshedildiğini, Durum Tespit Tutanağı düzenlendiğini, tutanakta yapılan imalatın belirlendiğini, tutanağın geçici kabul tutanağı mahiyetinde olduğunu, eldeki davaya konu imalatların tutanakta belirtilmediğini, kalan işlerin ikmali için …. Şirketiyle sözleşme akdedildiğini, ikmal işinin tamamlandığını, ikmal işine ait kabul çalışmaları sırasında düzenlenen durum tespit tutanağı ile iş ortaklığının yaptığı imalatlardaki eksik ve kusurların tespitinin kabul edilemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince; Alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; … ile … İnşaat A.Ş. ve … A.Ş.’den oluşan İş Ortaklığı arasında Türkiye-Yunanistan Doğalgaz Boru Hattı Projesi Faz-1 Kara Kısmının Yapımı İşi için 01.07.2005 tarihli sözleşmenin imzalandığı, sözleşme kapsamında yer tesliminin 08.07.2005 tarihinde yapılarak yüklenici İş Ortaklığınca işe başlandığı, çalışmalar devam ederken sözleşmenin iş sahibi … tarafından tek taraflı olarak 07.11.2006 tarihinde feshedildiği, yüklenici İş Ortaklığının işin yapımı sırasında iş programının gerisinde kaldığı, taahhütlerini yerine getirmediği, işin ilerlemesi konusunda gerekli ivmenin yakalanamadığı, sözleşme ile belirlenen teslim süresi üzerinden 1 aydan daha fazla süre geçmesine rağmen işin, sadece hakediş bazında fesih tarihi itibariyle %54,45 oranında gerçekleştirilebildiği, yüklenici iş Ortaklığının mali acz içinde bulunduğu, işin Avrupa Yakası kısmına hiç başlanmadığı, yüklenici İş Ortaklığının temerrüde düştüğü anlaşılmaktadır. Taraflar arasında düzenlenen 01.07.2005 tarihli sözleşmenin 26. maddesi, 27. maddesi, 3.18. maddesi, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun 19,20 ve 21. maddeleri ile YİGŞ’nin 47/2. maddeleri dikkate alındığında iş sahibi … tarafından sözleşmenin haklı sebeplerle feshedildiğinin kabulü gerekir. Sözleşme, iş sahibi … tarafından sözleşme hükümleri ve ekleri kapsamında haklı sebeplerle tek taraflı olarak feshedilmekle, 01.07.2005 tarihli sözleşmenin 3.18. maddesi 5. fıkrasına göre yüklenici İş Ortaklığının kesin teminat ve ek kesin teminatların gelir kaydedilerek kesin hesabın genel hükümlere göre yapılması gerekmektedir. İş sahibi …’ın sözleşmeyi haklı sebeplerle tek taraflı olarak feshettiği ve kusursuz olduğu dikkate alındığında fesih tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 108/2. maddesine göre iş sahibi …’ın sözleşmenin haklı sebepten feshinden doğan menfi zararını talep edebilecektir. İş sahibi …’ın sözleşme feshinden doğan menfi zararının ise 6.567.255,48 TL olduğu, tüm dosya kapsamı ve özellikle 3. bilirkişi heyetince sunulan 13/09/2017 tarihli ek bilirkişi raporu ile sabittir. Her ne kadar yüklenici İş Ortaklığınca çalışma alanında meydana gelen heyelan ve ağır kış şartları sebebiyle boru hattı güzergahında bulunan çeltik tarlalarında çalışma yapılamadığı, bu durumun mücbir sebep olup süre uzatımı verilmesi gerektirdiği gerekçesiyle sözleşmenin idarece kusurlu olarak tek taraflı feshedildiği ileri sürülmüş ve birleşik Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2010/564 esas sayılı davada tazminat talep edilmiş ise de 01.07.2005 tarihli sözleşmenin 19. maddesine göre bu hallerin mücbir sebep olarak kabul edilemeyeceği, tüm dosya kapsamı, alınan 3. bilirkişi heyet raporu, uzman görüşü ve Ankara 9. İdare Mahkemesi’nin 2007/295 esas-2008/686 karar sayılı ve 31.03.2008 tarihli kesinleşmiş karar içeriği ile sabittir. Diğer yandan, yüklenici İş Ortaklığınca mücbir sebep halleri iddiasıyla sözleşmenin 19.2. maddesi anlamında belgeleri ile birlikte süresi içinde ve usulüne uygun süre uzatım talebi de yapılmamıştır. Bu durumda, sözleşmenin iş sahibi … tarafından sözleşmeye aykırı olarak ve kusurlu bir şekilde tek taraflı feshedildiği kabul edilemez. Bu gerekçelerle yüklenici İş Ortaklığınca sözleşmenin haksız feshedildiği iddiası ile açtığı tazminat talebinin reddi gerekir. Aynı davada yüklenici İş Ortaklığınca sözleşmenin feshinden sonra teminat mektubunun irat kaydedildiği gerekçesiyle oluşan zararın tazmini talep edilmiş ise de 01.07.2005 tarihli sözleşmenin 26. maddesi, 27. maddesi ve 3.18. maddesi ve sözleşmenin iş sahibince haklı sebeplerle feshedildiği dikkate alındığında bu yöndeki talebin de reddi gerekir. Aynı davada yüklenici İş Ortaklığınca ihaleden yasaklılık kararı sebebiyle oluşan zararın tazmini de talep edilmiş ise de ihaleden yasaklılık kararının iptali talebiyle Ankara 9. İdare Mahkemesi’nin 2007/298 esas sayılı dosyası ile açılan davanın reddedildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmakla bu talebin de reddi gerektiği sonucuna varılmıştır. Her ne kadar iş sahibi … tarafından birleşik Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/705 esas sayılı dosyası ile çalışma alanında meydana gelen heyelan sebebiyle oluşan zararın 1/2 oranında yüklenici İş Ortaklığından tazmini talep edilmiş ise de, meydana gelen heyelan sebebiyle yüklenici İş Ortaklığının kusurunun bulunmadığı tüm dosya kapsamı ve alınan bilirkişi raporlarıyla sabittir. Bu gerekçelerle adı geçen birleşik davanın reddi gerektiği sonucuna varılmıştır. Davacı işveren … tarafından yüklenici İş Ortaklığı aleyhine birleşik Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/457 esas sayılı dava dosyası ile eksik ve ayıplı imalat sebebiyle alacak talebi ile açılan davada; bilindiği gibi eser sözleşmeleri ile yüklenici, sözleşmede kararlaştırılan bütün nitelikleri taşıyan eseri meydana getirme borcu altındadır. Eksik iş, yapılması gerektiği halde kısmen yapılmayan ancak iş sahibinin kabul ettiği eser olarak ifade edilir. Eser sözleşmelerinde eksik iş bedeli, iş sahibi tarafından ihtar aranmadan zamanaşımı süresi içerisinde her zaman talep edilebilir. Sözleşmenin feshinden önce, yapılan imalatlardaki eksik iş bedelinin 4.572,70 TL olduğu tüm dosya kapsamı ve 3. bilirkişi heyeti ek raporu ile sabittir. Bu gerekçelerle birleşik davanın kısmen kabul kısmen reddi gerektiği sonucuna varılmıştır. Her ne kadar; birleşik Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2010/551 esas sayılı dava dosyası ile yüklenici İş Ortaklığınca kesin hakediş alacağı niteliğindeki 15 nolu hakediş de dikkate alınarak bakiye yüklenici alacağının tahsili talebi ile dava açılmış ise de; iş sahibi … tarafından açılan asıl davada sözleşmenin feshi sebebiyle işin tasfiyesinin genel hükümlere göre yapılacağı, ana davada genel hükümlere göre yapılan hesaplama sonucu hesaplanan 365.995,34 USD yüklenici alacağının tazminattan mahsup edildiği dikkate alınarak adı geçen birleşik davanın reddi gerektiği sonucuna varılmıştır. Her ne kadar; iş sahibi … tarafından aleyhine açılan davaların, daha önce bu konulara ilişkin Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2006/628 esas sayılı dosyasında açılan davaların feragat sebebiyle reddedildiği ve reddin kesin hüküm oluşturduğu gerekçesiyle reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de; Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2006/628 esas-2007/117 karar ve 09.04.2007 tarihli kararının incelenmesinde, yüklenici İş Ortaklığını oluşturan … A.Ş. tarafından davalılar … İnşaat A.Ş. ve … aleyhine sözleşmede belirlenen sürede işe başlanmış olmasına rağmen, davalılardan karşılaşılan engellerin ortadan kaldırılmaması nedeniyle oluşan zararın tazmini talebi ile dava açıldığı, davanın feragat sebebiyle reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Yüklenici Adi Ortaklığı oluşturan şirketlerin … A.Ş. ve … İnşaat A.Ş. olduğu, sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarla ilgili aralarında mecburi dava arkadaşlığı bulunduğu tüm dosya kapsamıyla sabittir. Mecburi dava arkadaşlığında hakkın esasına ilişkin Adi Ortaklığı oluşturan şirketlerden birisinin feragati hukuki sonuç doğurmaz. Bu sebeple bu yöndeki beyanlara itibar edilmemiştir. Her ne kadar; yüklenici İş Ortaklığını oluşturan … A.Ş. ve … İnşaat A.Ş. tarafından sunulan iki ayrı 02.11.2017 tarihli dilekçe ile talep sonuçları arttırılmış ve talep arttırım dilekçeleri sunulmuş ise de, davalı taraflar arasındaki uyuşmazlık … ile … İnşaat A.Ş. ve … A.Ş.’den oluşan İş Ortaklığı arasında Türkiye-Yunanistan Doğalgaz Boru Hattı Projesi Faz-1 Kara Kısmının Yapımı İşi için 01.07.2005 tarihli sözleşmeden kaynaklandığı, sözleşmenin eser sözleşmesi olduğu, tüm dosya kapsamı ile sabittir. Eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat ve alacak talepli uyuşmazlıklardan davanın açıldığı tarihte talep sonucunun miktarının tam ve kesin olarak belirlenmesi her zaman imkan dahilindedir. Bu sebeple davanın belirsiz alacak davası olarak görülmesi mümkün değildir. Davanın belirsiz alacak davası olmadığı dikkate alındığında sunulan dilekçeler ancak ıslah dilekçesi olarak değerlendirilebilir. Adı geçen İş Ortaklığını oluşturan davacı şirketler tarafından yargılamanın önceki aşamalarında ıslah dilekçesi sunulmuştur. Bilindiği gibi, HMK’nun 176/2. maddesi gereğince aynı davada taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilirler. Bu durumda İş Ortaklığını oluşturan … A.Ş. ve … İnşaat A.Ş. tarafından sunulan 02.11.2017 tarihli dilekçeler ıslah dilekçesi olarak da kabul edilemez. Bu gerekçelerle 02.11.2017 tarihli dilekçeler mahkememizce yargılamalar sırasında değerlendirmeye esas alınmamıştır. Yukarıdan beri açıklanan maddi ve hukuki olgular karşısında aşağıdaki şekilde hüküm kurulması” gerektiği gerekçesiyle “1-ASIL DAVADA; Davanın Kısmen Kabul, Kısmen Reddine, 6.567.225,48-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiz oranı ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine, … 2-BİRLEŞİK 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2010/564 ESAS SAYILI DOSYASINDA;
Davanın Reddine, … 3-BİRLEŞİK 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2010/551 ESAS SAYILI DOSYASINDA;
Davanın Reddine, … 4-BİRLEŞİK 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2009/705 ESAS SAYILI DAVA DOSYASINDA;
Davanın Reddine, …. 5-BİRLEŞİK 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2011/457 ESAS SAYILI DOSYASINDA;
Davanın Kısmen Kabul, Kısmen Reddine, 4.572,70-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiz oranı ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine” karar vermiştir.
Davacı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; 2008/742 esas sayılı asıl dava bakımından; sözleşmenin haklı ve mevzuata uygun feshi nedeniyle müvekkilinin uğradığı 7.989.998,52 TL’nin tahsilinin dava edildiği, mahkemece davanın kısmen kabulüyle 6.567.255,48 TL’nin tahsiline karar verildiği, hükme esas alınan 13.09.2017 tarihli bilirkişi ek raporunun doğru tespit ve hesaplamalar içermediği, rapordaki tablonun yedinci sırasında yer alan eksik kalan işlerin …. Şirketiyle yapılan sözleşme kapsamında giderimi nedeniyle yapılan bir kısım kalemlerin iş ortaklığından talep edilemeyeceğinin değerlendirildiği, dilekçesinde listelediği alacak kalemleri itibariyle …. Şirketiyle yapılan sözleşme bedeli olan 5.700.000 USD’yi aşan ilave işler bedeli 293.123,15 USD’nin iş ortaklığından istenemeyeceğinin ve …. Şirketine tamamlatılan iş bedelinin 5.683.409,33 USD alınması gerektiğinin belirtildiği, oysa davanın açılması sırasında, idare tarafından teslim edilen borudan kaynaklanan iş artışı ile şantiye binalarına ilişkin negatif iş değişikliği tutarlarının zaten dikkate alınmış olduğu, bu itibarla kalan işlerin ikmali için …. Şirketiyle yapılan sözleşme kapsamında yapılan harcamalar yönünden iş ortaklığından talep edilen toplam tutardan revize edilmesi gereken bir husus bulunmadığı, heyelan sonucu oluşan zararın giderimi için …. Şirketine ödenen bedel yönünden de revizyon gerekmediği, zira 2009/705 esas sayılı davada talep edilen bedelin …. Şirketine ödenmek zorunda kalınan bedel dışındaki talepleri içerdiği, bu itibarla 13.09.2017 tarihli raporda revize edilmemesi, dikkate alınmaması gerekirken mahkemece hükme esas alındığı, yine raporda yer alan …. Şirketine yapılan ödemelere ilişkin tabloda ödeme kalemlerinden (-) işaretli olanların iş değişikliği için ilave eksiltme yapıldığı, pozitif iş değişikliği Gönen yol geçişi ve eksik yapılan HDPE işleri ile ilgili 13.381,10 USD’nin gerekçe gösterilmeksizin hesaplamaya dahil edilmediği, 7.973,45 TL tutarlı ofis ve depo kirası harcamasının da uyumsuzluk tespit edildiği/ kayıt bulunmadığı belirtilerek hesaba katılmadığı, oysa tevsik edici belgelerin dosyaya sunulmuş olduğu, bunun yanı sıra yer teslimi 08.05.2005 tarihinde yapıldığından 15 aylık iş süresinin 08.10.2006 tarihinde sona erdiği, sözleşmenin feshinin tebliğ edildiği 08.11.2006 tarihine kadar 31 günlük süre için sözleşme bedelinin onbinde altısı oranında olmakla tahsili gereken 332.196 USD gecikme cezasının da hesaba katılmadığı, raporda müvekkilinin eksik işlerin tamamlanması için yaptığı sözleşme bedelini aşan harcamanın tespitine ilişkin tablo ve değerlendirmede hesaplanan 6.567.225,48 TL hesaplanırken hesap kesme hakediş bedeli 74.263,62 USD ile geçici kabul eksiklikleri için %3 oranında yapılan 291.731,72 USD kesinti toplamı 365.995,34 USD’nin iş ortaklığı alacağı sayılarak müvekkili tarafından yapılan harcama tutarından düşüldüğü, oysa davaya konu alacak hesabı yapılırken hesap kesme hakediş bedelinin hesaba katılarak mahsup edildiği ve 4735 sayılı Kanun hükümleri gereğince hakedişlerden kesinti yapılmak suretiyle teminat alındığı hallerde alıkonulan tutar gelir kaydedilip, güncellenerek yükleniciden tahsil edileceği ve gelir kaydedilen teminatların yüklenici borcuna mahsup edilmeyeceğinden geçici kabul eksiklikleri için hakedişlerden yapılan nakdi kesintinin iş ortaklığı hanesine alacak kaydedilemeyeceği, müvekkili alacağının eksik hesaplandığı, 7.989.998,52 TL’nin tahsiline karar verilmesi gerekirken davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, kısmen kabule karar verilmekle davalı lehine fazla ve müvekkili aleyhine az vekalet ücretine ve yargılama giderine karar verildiği, 2009/705 esas sayılı dava bakımından; heyelan nedeniyle oluşan zararın tazmininin talep edildiği, heyelanın meydana gelmesinde iş ortaklığının da kusurlu olduğu, heyelan sonucu oluşan zarar nedeniyle müvekkilinin 450.092,10 USD ilave maliyete maruz kaldığı, sözleşme ve sözleşmenin eki olan YİGŞ hükümleri gereğince iş ortaklığının projenin, malzemenin ve kendisine verilen talimatın uygunluğunu incelemek, fen ve sanat kurallarına uygun olmadığı görüşüne varırsa idareye bildirmek zorunda olduğu, İdari Şartname gereğince yüklenicinin işin yapılacağı yeri incelediğinin ve teklifini buna göre hazırladığının kabul edildiği, bu itibarla iş ortaklığının sözleşme, diğer ihale dokümanı ve işin kapsamına göre …. Şirketi tarafından hazırlanan belgelerde eksiklik veya hata bulunup bulunmadığını incelemesi gerektiği, tespit edemediği eksik ve hatalardan kendisinin sorumlu olduğu, hatta işin kapsamının yanı sıra keşif özeti içerisinde …. Şirketi tarafından hazırlanan kalemlerin de yer aldığı, iş ortaklığına yapılan 1 numaralı hakediş icmalinde bu iş kaleminin de yer aldığı, bu itibarla heyelan riskinin yüklenici sorumluluğunda bulunmadığına dair tespitin hukuka aykırı olduğu, kaldı ki iş ortaklığının heyelan sonrasında hazırladığı saha raporunun 4. maddesindeki ifadelerden çalışma alanında heyelan olabileceği konusunda tereddüt oluştuğunun anlaşıldığı, ancak iş ortaklığının durumu müvekkiline bildirmediği ve önlem almadığı, 2011/457 esas sayılı dava bakımından; iş ortaklığı tarafından yapılan imalatlardaki eksik ve kusurlu işler bedeli 16.015,20 TL’nin talep edildiği, mahkemece davanın kısmen kabulü ile 4.572,70 TL’nin tahsiline karar verildiği, hükme esas alınan ek rapordaki tespit ve hesaplamaların doğru olmadığı, …. Şirketine ilişkin Durum Tespit Tutanağının 2. ve 3. maddelerindeki boru hattı üzerinde yarılma olan ve teraslanma gerektiren yerler ile kilometresi verilen dere geçişlerinde önlem alınmasına ilişkin tespitlerin fesih sonrasında eksik işlerin ikmalini üstlenen …. Şirketinin sorumluluğu dışındaki eksik ve kusurlu işler olduğu, raporda 6 kalem olarak listelenen toplam 16.015,20 TL tutarlı harcamadan altıncı sıradaki …. Şirketine yapılan Gönen Çifteler Köyü Boru Koruma Sanat Yapısı İşi bedeli 11.442,50 TL’nin Durum Tespit Tutanağı çalışmaları sırasında tespit edilemeyecek mahiyette ve sonradan ortaya çıkan eksik bir iş olmadığı, dolayısıyla gizli ayıp kabul edilemeyeceği, bu nedenle iş ortaklığından talep edilemeyeceği tespitinin hatalı olduğu, zira sözleşmenin 23. maddesi ile YİGŞ ve 4735 sayılı Kanun hükümleri gereğince açık veya gizli ayıp yapılmasına gerek olmaksızın, kesin kabul yapılmış olsa bile kesin kabul onay tarihinden itibaren yüklenicinin 15 yıl süreyle sorumlu olduğu, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği nedenleriyle mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. Şirketi vekili istinaf dilekçesinde özetle; sözleşmenin tek taraflı ve haksız olarak feshedildiğine dair itirazlarının karşılanmadığı, ihale dokümanları ve uygulama projelerinden ayrı olarak ilave maliyet ve süre uzatımı gerektiren birtakım çalışmaların yapılması gerekliliğinin doğduğu, engellerin zaman kaybedilmeksizin idareye bildirildiği, alınması gereken ilave tedbirlerin, çözüm önerileri de getirilerek sorulduğu halde idarenin acil çözüm gerektiren bildirimlere ya çok gecikmeli cevap verdiği, ya da bazı taleplere hiç cevap vermediği, iş ortaklığını işi aksatmakla itham ettiği, ek süre verilmediği, projelerde görülmeyen, özellik arz eden çeltik tarlaları ile uygulama projelerinde farklı olarak bulunan yol geçişlerinin mevcudiyeti, kamulaştırma işlemleri ile orman kesimlerinin süre kaybına ve iş programının aksamasına neden olması, heyelan ve sonucunda oluşan hasar ile bölgede alınması gereken önlemler konusunda idare ile bir çözüme varılamaması saha raporuyla belgelenmesine rağmen çalışmalarıyla ilişkilendirilerek ve sözleşmenin feshine ilişkin maddeler sürekli hatırlatılmak suretiyle haksız fesih niyetinin defalarca vurgulandığı, kontrol müdürünün bilgi ve talimatıyla rapor hazırlanmak üzere çalışmalara ara verildiği, idarenin raporları dikkate almadığı, yaptıkları çalışmaları heyelan nedeni olarak gösterdiği, süre ve maddi kayba neden olduğu, Aralık 2005 – Mart 2006 döneminde yaşanan ve mutat olmayan ağır kış şartları ile Mart ila Mayıs 2006 döneminde çok sık aralıklarla meydana gelen seller ve su baskınları sonucunda bölgenin uzun süre su altında kaldığı, Nisan 2006 hakedişinin ödenmesinin geciktirildiği, iş ortaklığının proje kapsamında kullanılacak malzeme ve ekipman bedellerini ödemelerini temin için bir kısım alacaklarını temlik etme hususundaki 28.02.2006 ve 17.04.2006 tarihli temlik taleplerinin idare tarafından 23.06.2006 tarihinde olmakla çok geç yanıtlandığını, malzeme bedelleri ve KDV tutarının yüklenici adına idarece ödenmesi uygun görülen malzemelerin gümrüğe getirilerek gerekli yasal işlemler yapılmasına rağmen idarenin ödemeleri geciktirdiği, işin yürütülmesinin sekteye uğratıldığı, bölgede ekim ve hasadın yapıldığı Mayıs ayından Ekim ayı sonuna kadar çeltik tarlaları nedeniyle çalışma yapılamadığı, 2005 yılının son aylarından 2006 yılının ilk beş ayında yaşanan ağır kış şartları ve yoğun yağışlar yaşandığı, Meriç nehri üzerindeki barajlardan su bırakılmasının sebep olduğu taşkın ve su baskınları, baskınların uzun sürdüğü, valiliğin durumu doğal afet olarak nitelendirdiği, durumun Bakanlar Kurulu’nda birçok kez gündeme alındığı, bu itibarla Kasım 2006 başlarında çeltik hasadının başlaması nedeniyle Kasım sonuna doğru çeltik tarlalarında çalışma yapılması planlanırken idarenin sözleşmeyi haksız olarak 07.11.2006 tarihinde feshettiği, onaylı ilk iş programının aksine idarenin ısrarlı talebi doğrultusunda maliyet artışlarına bakılmaksızın iş ortaklığının aynı anda Anadolu ve Avrupa yakasında iki ayrı organizasyon ile çalışma mecburiyetinde bırakıldığı, ağır kış koşulları nedeniyle Ocak ila Mart 2006 döneminde hiçbir ilerleme sağlanamamasına, donanım ve iş gücünün çalışamamasına rağmen tüm donanım ve iş gücünün sahada hazır bulundurulduğu, sözleşme ve YİGŞ hükümleri gereğince tarafların karşılıklı anlaşması halinde sözleşmenin tasfiye edilmesi gerekirken iyi niyetli olmayan bir yaklaşımla tasfiye değerlendirilmeksizin doğrudan sözleşmenin feshedildiği, hükme esas alınan 13.09.2017 tarihli ek raporda çeltik tarlaları geçişinin yapılamamış olmasının mücbir sebeplerden doğal afet olduğu ve sorumluluğu yükleniciye ait olmayan, yüklenicinin ortadan kaldırmaya gücünün yetmediği hal olarak kabul edilmesi gerektiği, heyelanlı bölgenin ıslahı, mevcut 16 inç boru hattında meydana gelen hasar ve işlemlerin belirlenmesinin ilave iş mahiyetinde olduğu, ilave süre verilmesi gerektiği, aşırı yağış, çeltik tarlaları geçişleri ve heyelan olguları hariç tutulduğunda idarenin sözleşmeyi fesih için geçerli nedenlerinin bulunduğu, ancak süre uzatımı verilmeksizin sözleşmenin feshinin yerinde olmadığı tespitlerinin yapıldığı, mahkemece tüm bu tespitler yok sayılarak iş ortaklığının süre uzatım talebi bulunmadığı gerekçesiyle feshin haklı olduğuna karar verildiği, oysa dayanak raporun 51. Sayfasında iş ortaklığının 80 gün süre uzatım talep ettiğinin belirlendiği, mahkeme gerekçesinin maddi bulgulara aykırı ve hukuki isabetten yoksun olduğu, mahkemece 19.10.2017 günlü duruşmada değer artırımı için 2 hafta kesin süre verildiği, bilirkişi raporunda taktiri mahkemeye ait olmak üzere terditli hesaplama yapıldığı, 04.11.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile iş ortaklığının davacı olduğu davaların belirsiz alacak davasına dönüştürülmesinin talep edildiği ve 02.11.2017 tarihli dilekçe ile değer artırım talebinde bulunulduğu, harcın ikmal edildiği, mahkemece 02.11.2017 tarihli dilekçenin davanın eser sözleşmesinden kaynaklandığı ve daha önce ıslah edildiğinden değer artırımı olarak kabul edilemeyeceği, ikinci kez ıslah yapılamayacağı gerekçeleriyle dikkate alınmadığı, yatırılan harçla ilgili hüküm de kurulmadığı, tavzih talebinden de sonuç alınamadığı, yargılamanın 2008 yılından beri sürdüğü, 10 yılda hesabı temin edilebilen bir alacağın müvekkilince hesap edilebilirliğinin kabul edilemeyeceği, bu itibarla davanın belirsiz alacak davası olamayacağı yönündeki gerekçesinin hakkaniyet ve hukuka aykırı olduğu nedenleriyle mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava ve birleşen davalar eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, mahkemece verilen karara karşı asıl dava ile birleşen 2011/457 esas ve 2009/705 esas sayılı davalarda davacı – birleşen 2010/564 ile 2010/551 esas sayılı davalarda davalı … vekili ile birleşen 2010/564 ve 2010/551 esas sayılı davalarda davacı- asıl dava ile birleşen 2011/457 esas ve 2009/705 esas sayılı davalarda davalı … A.Ş. vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde uyarınca istinaf nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında özellikle asıl ve birleşen davalar yönünden sözleşmenin feshinin ve buna bağlı olarak sözleşme ve eklerine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülükleri değerlendirilerek, fesih kesin tasfiye hesabının asıl davada çıkartıldığının anlaşılmış olmasına göre istinaf talep eden … vekili ile …. Şirketi vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) İstinaf başvurusunda bulunan asıl dava ile birleşen 2011/457 esas ve 2009/705 esas sayılı davalarda davacı – birleşen 2010/564 ile 2010/551 esas sayılı davalarda davalı … vekili ile birleşen 2010/564 ve 2010/551 esas sayılı davalarda davacı- asıl dava ile birleşen 2011/457 esas ve 2009/705 esas sayılı davalarda davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurularının HMK 353/1-b.1 madde uyarınca esastan reddine,
2-) Asıl dava, birleşen 2011/457 esas sayılı dava ve 2009/705 esas sayılı davalarda davacı …’tan alınması gereken 269,85 TL + 269,85 TL + 269,85 TL olmak üzere toplam 809,55 TL istinaf karar harcından yatırılan 54,40 TL + 54,40 TL + 35,90 TL olmak üzere toplam 144,7‬0 TL harcın mahsubu ile bakiye 664,85‬ TL harcın …’tan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-) … A.Ş. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na devredildiğinden harçtan muaf olmakla harç alınmasına yer olmadığına,
4-) … A.Ş. tarafından yatırılan 35,90 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde kendisine iadesine,
5-) Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderleri ile ödedikleri istinaf kanun yoluna başvurma haçlarının kendileri üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 361.madde gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 28.12.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır