Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2023/32 E. 2023/195 K. 10.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2023/32 – Karar No:2023/195

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/32
KARAR NO : 2023/195

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/09/2022
NUMARASI : 2022/621 E-2022/712 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLLERİ
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Alacak (Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 10.02.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 10.02.2023
Kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan alacak talepli davada mahkemece davanın usulden reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; taraflar arasında davalı kooperatife ait taşınmazda inşaat yapılmasına ilişkin kat karşılığı inşaat sözleşmesi akdedildiğini, iskan ruhsatı aşamasında müvekkilinin davalıdan iskan harçlarını ödemesini istediğini, taraflarca imzalanan protokolde müvekkiline düşen dairenin satışından kalan paranın inşaat işlerinde kullanılacağı vadedilmesine rağmen davalının ödeme yapmadığını, işleri geciktirdiğini, müvekkiline ait dairelerin satıldığı bilgisinin alındığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davalı kooperatiften 3.614.795,71 TL’nin, davalı … yönünden ise 261.968,99 TL’nin tahsiline karar verilmesini dava etmiştir.

Davalı Kooperatif vekili özetle; davacının 57 ve 109 numaralı bağımsız bölümlerin adına tescili için Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/273 esas sayılı davasını açtığını, davanın derdest olduğunu, bu bağımsız bölümler yönünden derdestlik itirazında bulunduklarını, eserin 01.04.2016 tarihinde teslimi gerektiğini, davacı yüklenicinin temerrüde düştüğünü, 2020/169 D.İş sayılı dosyada alınan bilirkişi raporunda eserin teslime hazır olmadığının belirlendiğini, inşaatın sözleşmeye ve tasdikli projesine aykırı olduğunu, davacının dayandığı belgenin adi yazılı olduğunu ve resmi yazılı biçimde yapılmadığından geçersiz olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … özetle; davacının … numaralı dairenin 29.12.2020 tarihinde dava dışı…’e satışından elde edilen 625.400 TL’den yapılan bir kısım harcamaların indirilmesiyle bakiye 261.968,99 TL’nin tahsilini talep ettiğini, oysa bu dairenin satışının kendisi tarafından yapılmadığını, alıcının satış bedelini de kendisine ödemediğini, satıştan bir gün sonra yapılan protokolde satış bedelinin kendisine veya dava dışı …’a teslim edilmesi ile satış bedelinin inşaatın bir kısım eksikliklerinin giderilmesinde kullanılmasının kararlaştırıldığını, satış bedelini alan kooperatifin protokole uyarak 721.500 TL’yi kendisine ait hesaba gönderdiğini, yapılan işler karşılığı harcamalardan sonra 261.968,99 TL kaldığını, bu miktarın kendisi tarafından kooperatif hesabına yatırıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; “Somut olayda; HMK’nun 115/1. maddesine göre Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırabileceğinden taraflara tebligat yapılmaksızın dosya üzerinde inceleme yapılmıştır. Dava, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesinin 1. fıkrasında belirtilen davalardan olup, dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurmak dava şartıdır. Aynı zamanda, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2.fıkrasında belirtildiği şekilde, davacı arabulucuya başvurmak ve arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini de dava dilekçesine eklemek zorundadır. Davacının ise, görevsizlik kararından sonra arabuluculuğa başvurduğu görülmüştür. Ancak HMK’nun 115/2. maddesinde göre, eldeki davada dava şartı noksanlığının dava açıldıktan giderilmesi mümkün görülmemiştir. Ayrıca; Dava tarihi görevsiz mahkemede davanın açıldığı tarihtir. Bu tarihten sonra dava görevli mahkemeye gönderilmeden önce arabuluculuğa başvurulması halinde, yasanın amacına uygun bir başvuru olduğundan söz edilemez. Aksinin kabulü, davayı görevsiz mahkemede açan kişinin sonradan arabuluculuk dava şartını tamamlamış olması sonucunu doğurmakla, yasayı dolanarak eşitliğe aykırı bir sonuç ortaya çıkaracaktır. Bununla birlikte, görevsiz mahkemede dava açan kendi kusuru ile davasını yanlış mahkemede açmıştır ve kendi kusurundan faydalanması da düşünülemez. Yukarıda belirtilen nedenlerle; Davacının dava şartı olan arabuluculuğa başvurmadan davayı ikame ettiği” gerekçesiyle “HMK’nun 114/2 delaletiyle TTK’nun 5/A, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 ve HMK’nun 115/2. maddeleri gereğince arabuluculuğa yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine” karar vermiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın asliye hukuk mahkemesinde açıldığı, Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/178 esas sayılı dosyasında görevsizlik kararı verildiği, dosyanın görevli olan ticaret mahkemesine sevkinin sağlandığı, bu süreçte arabuluculuk başvurusu yapıldığı, ancak anlaşma sağlanamadığı, mahkemece dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verildiği, oysa arabuluculuk sürecinin en geç işin esasına girilmeden tamamlanması gerektiği nedenleriyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan alacak talepli olup, mahkemece davanın usulden reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu (HUAK) ile tarafların iradeleriyle kendi çözümlerini üretebilmeleri ve daha hızlı sonuç elde edebilmelerinin yanı sıra, mahkemelerin iş yükünün de azaltılması düşüncesiyle, bazı hukuk uyuşmazlıkları için bir alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak arabuluculuk benimsenmiştir. 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi gereğince, bu Kanununun 4. üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulması dava şartıdır. HUAK 18/A madde uyarınca arabuluculuğa başvurmanın dava şartı olarak kabul edilmesi halinde, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın dava dilekçesine eklenmesi zorunlu olup, bu zorunluluğa uyulmaması durumunda mahkemece davacıya bir haftalık kesin süre içinde eksikliğin tamamlattırılması için süre verilmeli, verilen sürede eksikliğin tamamlanmaması halinde davanın usulden reddine karar verilmeli, yine dava arabuluculuğa başvurulmadan açılmış ise, herhangi bir işlem yapılmaksızın dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmelidir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu 12.11.2021 tarih, 2020/2 E, 2021/3 K sayılı içtihadı birleştirme kararıyla “Kooperatiflerin/yapı kooperatiflerinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir/ticaret şirketi sayılacaklarına” karar vermiştir.

Somut olayda, yüklenici olan davacı şirketin, davalı … Kooperatifi ile yaptığı kat karşılığı inşaat sözleşmesine istinaden davalılar hakkındaki alacak talepli davayı 16.04.2021 tarihinde asliye hukuk mahkemesinde açtığı, davanın Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/178 esasına kaydedildiği ve 02.12.2021 tarihinde ticaret mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiği, davacı tarafça arabuluculuk başvurusu yapıldığı ve 27.06.2022 günlü son toplantıda anlaşma sağlanamadığının tutanağa bağlandığı, davacı vekilinin arabuluculuk anlaşamama tutanağını da ekleyerek 01.07.2022 tarihli dilekçesiyle dava dosyasının ticaret mahkemesine gönderilmesini talep ettiği, asliye hukuk mahkemesinin görevsizlik kararının 09.09.2022 tarihinde kesinleştiği, Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin dosya üzerinden yaptığı inceleme sonucunda dava tarihi itibariyle arabuluculuk dava şartının sağlanmadığı gerekçesiyle 28.09.2022 tarihinde dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verdiği anlaşılmaktadır.
Davanın açıldığı tarih itibariyle uyuşmazlığın çözümünde asliye hukuk mahkemesi görevli olup, yargılama aşamasında Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu 12.11.2021 tarih, 2020/2 E, 2021/3 K sayılı içtihadı birleştirme kararıyla koperatiflerin tacir/ticari şirket sayılacaklarına karar verilmesi üzerine davanın görülmekte olduğu Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesince içtihadı birleştirme kararı gereğince ticaret mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verildiği ve yine davacı tarafça arabuluculuk başvurusuna ilişkin anlaşma sağlanamadığına dair son oturum tutanağı da eklenmek suretiyle dava dosyasının ticaret mahkemesine gönderilmesinin talep edilmiş olduğu anlaşılmakla, mahkemesince hatalı değerlendirmeyle dava tarihi itibariyle arabuluculuk dava şartı sağlanamadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK 353/1.a.4 madde gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına, dava dosyasının kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,
2-) Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 28.09.2022 tarih ve 2022/621 E-2022/712 K sayılı kararının HMK 353/1.a.4 maddesi gereğince kaldırılmasına,
3-) Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-) Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-) Davacı tarafından ödenen istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 353/1-a madde gereğince KESİN olarak 10.02.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır