Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2023/262 E. 2023/838 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2023/262 – Karar No:2023/838
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/262
KARAR NO : 2023/838

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/12/2022
NUMARASI : 2022/406 E-2022/1076 K

DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 13.07.2023
YAZIM TARİHİ : 13.07.2023
Eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali talepli davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; müvekkilleri …. Şirketi ve … …’in ….Şirketinden alacaklı olduklarını, alacağın tahsili için dava dilekçesinde dosya numaraları ve takibe konu alacak miktarları belirtilen icra takiplerini başlattıklarını, ….Şirketinin ise davalı …. Şirketi hakkında İzmir 9. İcra Müdürlüğü’nün 2012/1043 sayılı takibini başlattığını ve itiraz üzerine bu takibin durduğunu belirlediklerini, dosya alacağına haciz konulduğunu ve icra mahkemelerinden İİK 120. madde gereğince dava açmak üzere yetki alındıklarını öne sürerek davalının 9. İcra Müdürlüğü’nün 2012/1043 sayılı takibine vaki itirazının iptaline, takibin devamına ve inkar tazminatına, olmadığı taktirde 216.473,80 TL’nin tahsiline karar verilmesini dava etmiştir.

Davalı taraf cevap süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmamış; bilahare ibraz ettiği dilekçesinde alacağın zamanaşımına uğradığını, 2012/1043 sayılı takipte icra dairesinin yetkisiz olduğunu, yetkiye itiraz ettiklerini, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine kararı verilmesi gerektiğini, …. Şirketiyle ticari ilişkinin 20.05.2008 tarihinde yapılan ödemeyle sona erdiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; “İzmir 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/230 Esas sayılı dava dosyasında alınan bilirkişi raporunda davacı ve davalı çalışanlarının 3/8 oranında ayrı ayrı, küçük …’ün ise 2/8 oranında sorumlu oldukları dikkate alınarak hüküm kurulduğu, yapılan yargılama sonucunda davacılara vekaleten Av. … ile davalı şirket arasında 29/12/2014 tarihli sulh sözleşmesinin akdedildiği, bu sözleşmeye göre sözleşme taraflarının 24/06/2001 tarihinde meydana gelen iş kazası neticesinde ağır yaralanan …’ün davacılar nezdinde doğmuş ve doğacak tüm tazminat zarar ve sair talepleri ile fazlaya ilişkin haklarda dahil olmak üzere sulh oldukları, bunun karşılığı 400.000,00-TL’nin ödeneceği ve davacıların İzmir 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/230 Esas sayılı dosyasından feragat edecekleri konusunda anlaştıkları, ödemelerin çeklerle yapılacağı kararlaştırıldığından İstinaf kararı sonrası mahkememizce sulh sözleşmesi uyarınca düzenlenen çeklerin bankaya ibraz edilip edilmediği, ibraz edilmişse kim tarafından edildiği ve çeklerin tahsilinin yapılıp yapılmadığı sorulmuş olup verilen yazı cevabında çeklerin İzmir 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/230 Esas sayılı davasındaki davacılar vekili Av. … adına düzenlendiği ve ödeme makbuzlarından anlaşılacağı üzere davalı tarafından yapılan toplam 400,000,00-TL ödemenin bu kişiye yapıldığı, davalının başkaca düzenlenen sulh sözleşmesi gereği ödeme belgesi ibrazında bulunmadığı anlaşılmıştır. İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/230 esas sayılı dosyasındaki iş kazası nedeniyle düzenlenen bilirkişi raporu, mahkemece yapılan yargılama sonucu tespit edilen tazminat tutarından davalılar … İnşaat ve … İnşaat’ın müştereken ve müteselsilen sorumlu olmaları dikkate alındığında, davalı … İnşaat’ın yapmış olduğu 400.000,00-TL ödemenin taraflar arasındaki teselsül sorumluluk ilişkisi nedeniyle 200.000,00-TL’sinden davacının sorumlu olduğu, bir diğer deyişle davalının bu ödemeden 200.000,00-TL tutar kadar davacıyı borçlandırabileceği, mahkememizce İstinaf ilamı öncesi yapılan yargılama neticesi toplanan deliller ve tarafların ticari defter kayıtları nazara alındığından davacının davalıdan 216.473,80-TL alacaklı bulunduğunun tespit edildiği, bu suretle davalının mahsup itirazı değerlendirildiğinden davacının davalıdan 16.473,60-TL alacaklı olduğu, İstinaf ilamı uyarınca davalıya yemin delilinin hatırlatıldığı, ancak sunulan yemin metininin davalının yazılı delillerle ispatladığı hususlara ve davacının taraf olmadığı sulh sözleşmesindeki ödemelere ilişkin olması sebebiyle usul ve yasaya uygun olmadığı değerlendirildiğinden sonuca etkili olmayacağı anlaşılmıştır. Neticeten, davacının yapılan takip sebebiyle davalıdan 16.473,80-TL alacaklı olduğu, kabul gören bu alacak dışında davalının takibe itirazının yerinde olduğu, asıl alacak likit olmadığından ve hesaplamayı gerektirdiğinden davacının icra inkar tazminat talebinin reddi gerektiği” gerekçesiyle “1-Davacının davasının Kısmen Kabulü ile; İzmir 9. İcra Müdürlüğü’nün 2012/1043 takip sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile; 16.473,80TL üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, Asıl alacak likit olmadığından icra inkar tazminat talebinin reddine” karar vermiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı tarafın süresinde cevap dilekçesi vermediği, yemin deliline dayanma hakkının da bulunmadığı, cevap dilekçesinin süresinde verildiği kabul edilse dahi davalının mahsup iddiasında bulunmadığı, yine delilleri içerisinde 400.000 TL ödeme yaptığına dair savunmada da bulunmadığı, yargılama aşamasında belirtilen hususların iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağına tabi olduğu, muvafakat etmedikleri, davacı şirketin sulh sözleşmesinde imzasının bulunmadığı, mahkemece yapılan 400.000 TL ödemenin yarısının davacı şirket alacağından mahsup edildiği, oysa taraf şirketlerle birlikte … ve iki gerçek kişinin de müteselsilen sorumlu oldukları, bu durumda ancak 40.000 TL’nin mahsup edilebileceği nedenleriyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali talepli olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde uyarınca istinaf nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 madde gereğince esastan reddine,
2-) Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 269,80 TL istinaf karar harcından peşin alınan 179,90 TL mahsubu ile bakiye 89,90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-) İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve yatırılan istinaf başvurma harcının kendisi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-a madde gereğince KESİN olmak üzere 13.07.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …