Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2023/246 E. 2023/581 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2023/246 – Karar No:2023/581

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/246
KARAR NO : 2023/581

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/12/2022
NUMARASI : 2022/886 E-2022/862 K

DAVACI :
VEKİLİ : Av. … -E-TEBLİGAT

DAVALI :
VEKİLİ : Av. … -E-TEBLİGAT

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 17/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/05/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasında mahkemece göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; müvekkili şirket ile davalı site yönetimi arasında 09/10/2020 tarihinde imzalanan “… Çatı Tadilatı İşi ve Çevre Duvarı” yapım sözleşmesi kapsamında davacının tadilat işlerini üstlendiğini, davacının üstlendiği işleri yapmasına rağmen davalının temerrüde düştüğünü ve sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini, müvekkilinin yapmış olduğu işlerin Ankara Batı Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/45 D.İş sayılı dosyası ile tespit edildiğini, tespit edilen müvekkilinin alacağı için Ankara 3. İcra Müdürlüğü’nün 2022/15166 Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; TTK’nın 4. maddesine göre, ticaret mahkemelerinin görev alanına her iki tarafın ticaret işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile anılan maddede tadadi olarak sayılan ihtilaflardan kaynaklanan davaların girdiği, davanın, genel hükümlere göre açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davası niteliğinde olduğu ve uyuşmazlığın asliye mahkemesinin görevine girdiği, mahkemelerin görevinin, dava şartı olup, dava şartı noksanlığı halinde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği, dava şartlarının mevcut olup olmadığı hususunun, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılması gerektiği, eldeki davada TTK m. 4/1 uyarınca; “her iki tarafın tacir olması” koşulu gerçekleşmediğinden ve genel hükümlere göre itirazın iptali davaları TTK m. 4.’de tadadi sayılan ihtilaflardan olmadığından HMK m.114/1-c, 115/2 uyarınca göreve ilişkin dava şartı eksikliği nedeniyle davanın usulden reddine, Ankara Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduklarının tespitine, karar kesinleştiğinde ve süresinde başvuru olduğunda dava dosyasının görevli Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, mahkemece dava dilekçesi ve eklerinin tebliğ edilmediğini, sadece gerekçeli kararın tebliğ edildiğini, bu anlamda davanın esasına dair cevap ve beyanda bulunma hakkını saklı tuttuklarını, mahkemece görevsizlik kararı verilirken görevli mahkeme olarak Asliye Hukuk Mahkemeleri gösterildiğini, mahkemece görevsizlik kararı gerekçesi olarak her iki tarafın tacir olmaması gösterilmiş ise de; görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olup, müvekkili site yönetiminin davacı taraf karşısında tüketici konumunda olduğunu, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un ‘tanımlar’ başlıklı 3. maddesi dikkate alındığında müvekkili site yönetiminin 636 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu uyarınca teşekkül etmiş bulunan bir tüzel kişilik vasfında olup, kâr amacı gütmediğini belirterek, görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğunu, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin E. 2016/2300 ve K. 2017/1974 sayılı ilamı da dikkate alındığında görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılarak, görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olarak belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1. maddesindeki tanımlara göre öre tüketici işlemi mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi, tüketici ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, sağlayıcı kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi ifade eder. Bu kapsamda site yada apartman yönetimleri Yargıtay Yüksek 15. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarında da kabul edildiği üzere tüketici olup, taraflar arasında düzenlenen “… Çatı Tadilatı İşi ve Çevre Duvarı” yapım işine ilişkin eser sözleşmesi de tüketici işlemidir.
Aynı yasanın 73/1. maddesine göre tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemeleri görevlidir.
Görev hususu, kamu düzenine ilişkin olup, taraflarca ileri sürülmese dahi, mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözönünde tutulması gerekir.
Bu durumda, yukarıda belirtilen yasa hükümleri gereğince davaya bakmakla görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu belirlenmek suretiyle davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun diğer istinaf nedenleri incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nun 353/1-a.3 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekili istinaf başvurusunun kabulüne,
2-Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/12/2022 tarih ve 2022/886 Esas- 2022/862 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a.3 maddesi gereğince kaldırılmasına,
3-Dairemiz kararına uygun şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yatırılan 179,90 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
5-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 353/1-a.3 maddesi gereğince KESİN olarak 17/05/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır