Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2023/217 E. 2023/601 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2023/217 – Karar No:2023/601
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/217
KARAR NO : 2023/601

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/10/2022
NUMARASI : 2021/687 E-2022/784 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 18/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/06/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan alacak davasında mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkili …’un “…” firma ünvanı ile uzun yıllardan beri komple sıhhi tesisat ve taahhüt işleri alanında faaliyet gösterdiğini, davalı şirketin ise …’de inşaat müteahhitliği faaliyeti ile iştigal ettiğini ve müvekkilinin de davalı şirket tarafından imalatı yapılan çeşitli bina inşaat ve şantiyelerinde 2012 yılından itibaren sıhhi tesisat ve kalorifer tesisatı işlerini yaptığını, dilekçede yazılı faturalardan kaynaklı davalının müvekkiline borcu olduğunu, davalı şirketin alacaklarına karşılık … plakalı aracı müvekkiline devrettiğini, ayrıca 1 adet 15.000,00 TL bedelli çek ve banka yoluyla 93.800,00 TL ödeme olmak üzere toplam 108.800,00 TL ödediğini, ancak bakiye alacaklarının halen ödenmediğini belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 180.000,00 TL alacağın doğduğu tarihten itibaren ticari işlere uygulanacak faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; davanın davacı tarafından davalıya verildiği iddia edilen sıhhi tesisat ve kalorifer tesisatı işi bedeline ilişkin alacak davası olduğu, davacı tarafça, davalıya 2014 yılı ile 2020 yıllarını kapsayan şekilde sıhhi tesisat ve kalorifer tesisatı yapım hizmeti verildiği iddia edilip, bu hizmetlerin bedelinin başlatılan takipte talep edildiği, iddia edilen hizmetlere ilişkin hukuki ilişkinin taraflar arasında kurulduğu, faturadaki belirtilen hizmetlerin davalıya verildiğinin yazılı veya kesin delillerle ispat yükü davacı tarafa ait olup, davacı tarafça hukuki ilişkinin varlığı ve hizmetlerin verildiğine ilişkin yazılı bir belge sunulmadığı, sadece fatura düzenlenmesinin hukuki ilişkinin varlığını ve hizmetlerin verildiğini ispata yeterli olmadığı, davacının incelenen ticari defteri, işletme defteri niteliğinde olup, detayları içermediğinden belirtilen bu hususları ispata elverişli olmadığı, davalı tarafça istenmesine rağmen verilen kesin süre içerisinde ticari defter ve kayıtlarını sunulmadığı, bu nedenlerle davacı tarafça alacağa esas hukuki ilişki ve hukuki ilişkiye dayalı fatura konusu hizmetlerin verildiği ispatlanmadığından, davalının takibe yönelik itirazının mahkemece haklı kabul edildiği gerekçesi ile davacının itirazın iptaline ilişkin davasının reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvurusunda; dava dilekçesinde de belirtildiği üzere müvekkili ile davalı şirket arasındaki ticari ilişkinin varlığının tespiti ve müvekkilinin net alacak tutarının tespiti için davalı firma şantiyelerinde müvekkilince yapılan tesisat işlerinin, bu alanda uzman bilirkişilerce, keşif kararı verilerek incelemesinin yapılması gerekmekte iken sadece faturaya dayanıldığı gerekçesi ile taleplerinin haksız olarak reddedildiğini, söz konusu bilirkişi incelemesi yapılmadan müvekkilinin yaptığı işler ve alacağının tespitinin mümkün gözükmediğini, ayrıca 14/06/2022 ve 25/10/2022 tarihli duruşmalarda tanık dinletilmesi ve davalı firma tarafından yapılan binalarda keşfe karar verilmesi talebinde bulunulmasına rağmen bu taleplerinin Mahkemece dava değeri itibariyle tanık dinletilmesi mümkün olmadığı gerekçesi ile reddedildiğini, söz konusu incelemelerin yapılmamasının yargılamanın eksik inceleme ile sonuçlanmasına sebep olduğunu, davanın esası olan hukuki ilişkinin varlığı ve müvekkilinin alacağının miktarı hususunda bilirkişi incelemesi talebinde bulunulmuş ise de bu taleplerinin de mahkemece gerekçesiz olarak kabul görmediğini, dolayısıyla Mahkemece eksik inceleme yapıldığını, açılan davanın davalı tarafça takip edilmediğini, mahkemeye hiçbir belge, fatura sunulmadığını, bu eksikleri giderebilecek tek hususun keşif ve bilirkişi incelemesi olduğunu, davaya konu şantiyelerde yapılan sıhhi tesisat ve ısınma işlerinin teknik bilgiyi gerektiren konu olduğu açık olup, bu nedenle bilirkişi ve keşif delillerinin değerlendirilmesinin zorunluluk teşkil ettiğini, ancak Mahkemece bu hususun gözardı edildiğini, müvekkilinin ticari defterlerinin yargılamaya esas olabilecek nitelikte olup tüm noter tasdiklerinin yapılmış olduğunu, davalının ise kendisine verilen kesin süreye rağmen Mahkemeye ticari defterlerini ibraz etmediğini, ancak yapılması gerekenin yukarıda da ifade edildiği üzere mahallinde keşif yapılması ve bu keşfe dayanılarak yapılan tüm işlerin tespiti ile bu işlerin bedellerine yönelik rapor hazırlanması olduğunu, ayrıca borca mahsuben müvekkiline verilen… plakalı aracın mevcut alacaktan mahsubu için ek rapor alınması taleplerinin de reddedilmesinin hatalı olduğunu, mahkemece hukuki ilişkinin varlığı ve hizmetlerin verildiğine ilişkin yazılı belge sunulmamıştır denilse de bu yazılı belgeden ne anlaşılması gerektiğine gerekçeli kararda yer verilmediğini, HMK’nın 193. maddesinde herhangi bir sınırlandırma yapılmamış olup, faturanın da bir belge olduğunu, mahkemenin davanın reddine dayanak teşkil eden yazılı belge sunulmadığı gerekçesinin de bu bağlamda belirsiz olduğunu, Mahkemenin yazılı belge olarak ne sunulması gerektiğini dahi belirtmeden genel ve soyut bir ifade olan “yazılı belge” sunulmaması gerekçesine dayanmasının hukuki olmadığını, tüm bu ifade edilenlerin Anayasanın emredici hükmü olan Mahkeme Kararlarının gerekçeli olması gerektiği maddelerine aykırı olduğunu, her ne kadar sunulan faturalar taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi ispatlamaya elverişli olsa da Mahkeme aksi kanaatte olacaksa söz konusu faturaların aynı zamanda delil başlangıcı olduğunu, delil başlangıcının varlığının yargılamaya konu olan uyuşmazlığın varlığına ilişkin bir gösterge olduğunu, bu gösterge karşısında adil ve doğru bir yargılama yapılabilmesi için uyuşmazlığın tüm yönleri ile ve gerekli olan tüm delillerle (Keşif ve Bilirkişi) ele alınması gerektiğini, HMK’nın 203/1-b maddesinde senetle ispat zorunluluğunun istisnalarının belirtildiğini, bunlardan birisinin de senede bağlanmaması teamül olarak yerleşmiş bulunan işler olduğunu, uygulamaya bakıldığında sıhhi tesisat gibi inşaat işlerinde taraflar arasındaki ilişkilerin genellikle karşılıklı güvene ve yapılan işlerle ilgili fatura kesilmesine dayandığını, müvekkili ile davalı arasındaki ilişkinin de bu şekilde olduğunu, özellikle müvekkili gibi kurumsal olmayan işletmeler arasındaki ilişkilerin teamül gereği senede bağlanmadığını, Mahkemece senetle ispat zorunluluğunun istisnaları konusu üzerinde durulmayarak tanık dinleme yoluna da gidilmediğini, yine müvekkili ile davalı arasındaki ilişkinin teamül nitelikte olup olmadığı hususunda Ticaret Odasına görüş bile sorulmadığını, müvekkilinin alacağını alamamasının ekonomik durumunda ciddi mağduriyet yarattığını belirterek; mahkeme kararının kaldırılmasını, yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağı tahsili için açılan alacak davası olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı davalı şirket tarafından imalatı yapılan çeşitli bina inşaat ve şantiyelerinde 2012 yılından itibaren sıhhi tesisat ve kalorifer tesisatı işlerini yaptığını düzenlemiş olduğu fatura bedellerinin kısmen ödendiğini belirterek, bakiye iş bedelinin tahsilini talep etmiş, davalı davaya cevap vermemiş, mahkemece davalı şirkete ticari defterlerine sunması için usulüne uygun olarak davetiye gönderilmiş, davalı şirketçe ticari defterleri incelemeye sunulmamış, Mahkemece; faturadaki belirtilen hizmetlerin davalıya verildiğinin yazılı veya kesin delillerle ispat yükü davacı tarafa ait olup, davacı tarafça hukuki ilişkinin varlığı ve hizmetlerin verildiğine ilişkin yazılı bir belge sunulmadığı, sadece fatura düzenlenmesinin hukuki ilişkinin varlığını ve hizmetlerin verildiğini ispata yeterli olmadığı, davacının incelenen ticari defteri, işletme defteri niteliğinde olup, detayları içermediğinden belirtilen bu hususları ispata elverişli olmadığı, davalı tarafça istenmesine rağmen verilen kesin süre içerisinde ticari defter ve kayıtlarını sunulmadığı, bu nedenlerle davacı tarafça alacağa esas hukuki ilişki ve hukuki ilişkiye dayalı fatura konusu hizmetlerin verildiğinin ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı dava dilekçesinde davalı ile aralarında akdî ilişki bulunduğunu iddia etmiş ise de, davalı davaya cevap vermeyerek akdî ilişkiyi inkâr etmiş, davacı yazılı bir sözleşme sunmamıştır. Kurulduğu iddia edilen temel hukuksal ilişki TBK’nın 470. maddesinde tanımlanan eser sözleşmesidir. Kural olarak, eser sözleşmesi, zorunlu şekil koşuluna bağlı değildir. Ancak, sözlü yapılan sözleşme inkâr edildiği takdirde, sözleşmenin yapıldığı zamandaki miktar veya değeri HMK’nın 200. maddesindeki miktardan fazla ise akdî ilişkinin anılan Yasa hükmü gereğince davacı tarafından yazılı delille kanıtlanması zorunludur. Bu kapsamda akdi ilişkinin ispatı için tanık ve keşif deliline dayanılamaz.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27/06/2003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır.(Dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın m. 21/2.) Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir.
Ticari defterlere kaydedilmemiş olsa dahi fatura karşı tarafça resmi bir kuruma beyan edilmiş ise, malın ve hizmetin alındığı hususunda bu beyan kendisini bağlayacaktır. Nitekim bu husus Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 07/06/2022 tarih ve 2021/442 Esas-2022/4573 Karar sayılı kararında da benimsenmiş olup, resmi daire olan vergi dairesine verilmiş olan beyan davalıyı bağlayacağından, mahkemece davacı tarafından delil olarak ticari kayıt ve belgelere de dayanılmış olmakla, davaya konu edilen faturaların davalı şirketin bağlı olduğu vergi dairesinden BA formları celbedilerek, davalı tarafça vergi dairesine beyan edilmiş olup olmadıkları da tespit edildikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,

2-… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/10/2022 tarih ve 2021/687 Esas- 2022/784 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dairemiz kararına uygun şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,

4-Davacı tarafından yatırılan 179,90 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,

5-İstinaf talep eden davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 18/05/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır