Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2023/190 E. 2023/201 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2023/190 – Karar No:2023/201
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/190
KARAR NO : 2023/201

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 02/12/2022
NUMARASI : 2022/1117 Esas

İHTİYATİ TEDBİR TALEP
EDEN/ DAVACI :
VEKİLİ :
İHTİYATİ TEDBİRE İTİRAZ
EDEN/ DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
TALEP KONUSU : İhtiyati Tedbire İtiraz
KARAR TARİHİ : 15/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/02/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan ihtiyati tedbir talepli menfi tespit istemine ilişkin davada mahkemece ihtiyati tedbire itirazın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; tarafların, otomotiv sektöründe kullanılan … isimli parçanın 14.628 adetinin “siyah çinko ile kaplanması” hususunda anlaştıklarını, bu anlaşma gereği parçaların çinko kaplamasının yapılarak, davalı tarafa teslim edildiğini yine ilgili işleme ilişkin 2 adet uygunluk sertifikasının da davalı tarafa gönderildiğini, davalının parçalara siyah çinko kaplama işlemi yapılmadığı, sadece siyah boya sürüldüğünden bahisle delil tespiti davası açtığını, Ankara Batı 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2022/33 D.İş sayılı dosyası üzerinden alınan bilirkişi raporunda, parçaların siyah çinko kaplaması yapılmadığı, siyah renkte boya ile boyandığı bu sebeple davalı tarafın zarara uğrayacağından bahisle parçaların istenilen ürün haline getirilmesi için her bir parça başına 47,00 TL ödeme yapılması gerekeceği kanaatine varıldığını, bundan sonra da davalı tarafın müvekkili şirket aleyhine Ankara Batı İcra Dairesinin 2022/52222 Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığını, takip dosyasının kesinleştiğini, dava konusu parçalara yapılan işlemin siyah çinko kaplama olmadığı sadece siyah boya sürülmesinden ibaret olduğu iddiasının mesnetsiz olduğunu, davalı firmanın TTK madde 23/c de öngörülen sürelere riayet etmeksizin, müvekkiline hiç bir bildirim yapmaksızın ürünlerin ayıplı olduğunu iddia ettiğini belirterek; Ankara Batı İcra Dairesinin 2022/52222 Esas sayılı dosyasına yatırılacak paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde %15 teminat mukabilinde icra takibinin durdurularak mevcut hacizlerin kaldırılması yönünde tedbir kararı verilmesini, neticeten ise davanın kabulü ile müvekkili şirketin, Ankara Batı İcra Dairesi’nin 2022/52222 Esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Mahkemece 26/10/2022 tarihli ara kararı ile; davacı talebinin aleyhinde yapılan icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının (menfi) tespitine ilişkin olması ve icra takibinin de başlatılmış olması karşısında; davacının talebinin İİK.’nın 72/3 kapsamında olduğu, dosya incelendiğinde alacağın yargılamayı gerektirdiği, bu nedenle tedbir karar verilmesinde hukuki yarar olduğu gözetilerek, talebin kabulü ile, dava konusu olan Ankara Batı İcra Müdürlüğünün 2022/52222 Esas sayılı takip dosyasındaki alacağın %15’i oranında teminatın mahkeme kasasına yatırılması koşulu ile icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmesinin tedbiren durdurulmasına, davacının mevcut hacizlerin kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı süresi içinde davalı vekilince itiraz edilmiş; mahkemece yapılan duruşmalı inceleme sonucunda verilen 02/12/2022 tarihli ara kararı ile; somut olayda, davanın dayanığı olan icra takibinin Değişik İş dosyasında yapılan tespitten doğan alacağa ilişkin olduğu, takibin kesinleştiği, davacı borçlu tarafından açılan bu davada alacağın yargılamada tarafların sunacakları deliller çerçevesinde değerlendirileceği, bu aşamada İİK nın 72/3 maddesine göre alacağın %15 oranında teminat karşılığında icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmemesine ilişkin tedbir kararı verilmesinde hukuki yarar olduğu ve HMK 389.maddesi anlamında yaklaşık ispat koşularının oluştuğu değerlendirilerek davacının tedbir talebinin kısmen kabul edildiği, 26/10/2022 tarihli tedbir kararının HMK’nun 389. maddesinde belirtilen şartları taşıdığı, verilen kararda herhangi bir isabetsizlik olmadığı, tedbir kararının kaldırılmasına ilişkin yeni bir delil sunulmadığı gerekçesiyle, ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir.
İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili istinaf başvurusunda; taraflar arasında “…” isimli otomotiv sektöründe kullanılan parça için anlaşma yapılarak bu parçanın “Siyah Çinko Kaplama” yapılması işi için ilgili firmaya 14.628 adet olacak şekilde tesliminin yapıldığını, ilki 23/12/2021 tarihli, sonuncusu 04/04/2022 tarihli olmak üzere davalı firma tarafından “Siyah Çinko Kaplama” adı altında 12 adet fatura kesildiğini, davalı firma tarafından verilen “Uygunluk Sertifika”larında söz konusu parçaların “Siyah Çinko Kaplama” olduğunun ve kaplamanın bu şekilde yapıldığının açık bir şekilde belirtildiğini, ancak parçaların tamamının teslimi sonrası bunların sayımı ve kontrolü esnasında firma personellerinin ilgili parçaların bir kısmına tiner sürdükleri zaman söz konusu kaplamanın kalktığının ve “Siyah Çinko Kaplama” yapılmayıp, siyah bir boya ile boyandığının tespit edildiğini, bunun fark edilmesi üzerine açılan tespit davasında Ankara Batı 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2022/33 D.İş dosyasında tespit yapıldığını, bilirkişi tarafından detaylı bir şekilde inceleme yapılan malzemelerde çinko kaplama yerine yağlı boya kullanıldığının tespit edildiğini, davacı firmanın, mahkeme tarafından kendilerine yapılmış olan hiçbir tebligata itiraz etmediğini, başlatılan icra takibi sonucu gönderilen ödeme emrine de süresi içerisinde bir itirazda bulunulmadığını, ayrıca sonrasında açılan menfi tespit konulu işbu dosyaya da yapılan kaplamanın çinko kaplama olduğu yönünde hiçbir somut delil sunulmadığını, icra takibinin durdurulması açısından mahkeme tarafından ihtiyati tedbir kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin hak kaybına uğramasına sebebiyet verildiğini, ihtiyati tedbirin konulması için yasanın aramış olduğu yaklaşık ispat kuralının somut olayda mevcut olmadığını, davacı firmanın teminat bedelini yatırmış olmasının yanında haklılığını ispat edecek nitelikte somut delilleri de dosyaya sunmak zorunda olduğunu, ancak gelinen aşamada mahkeme tarafından yapılmış olan tespitin aksi yönünde işin çinko kaplama olduğu hususunda hiçbir somut delil sunulmadığını, ortada mahkeme tarafından yapılmış bir inceleme ve bilirkişi raporu mevcutken ve davalı tarafından bu durumun aksine herhangi bir delil sunulmamışken ihtiyati tedbir kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, hakimin, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemesi ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararı verdiğini kararında belirtmesi gerektiğini, yapılmış olan tespiti hatalı kılar nitelikte dosyada somut bir delil olmadığını, ihtiyati tedbir kararı ile takibin durdurulduğunu ve borçlu firmanın mal kaçırma ihtimalinin oluştuğunu, müvekkili şirketin alacağına halen dahi kavuşamadığını ve yapılmış olan hatalı ürünler nedeniyle oldukça yüksek maliyette zarara uğradığını belirterek; mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Talep, eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit davasında ihtiyati tedbire itiraz istemine ilişkindir.
İnceleme, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle açılan davanın icra takibi sonrası menfi tespit davası olup, ancak icra dosyasına yatırılan paranın ödenmemesine ilişkin tedbir talep edilebileceğinin, mahkemece verilen tedbir kararının da bu kapsamda icra dosyasına yatırılan paranın alacaklıya ödenmemesine ilişkin olduğunun anlaşılmasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbire itiraz eden/ davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf talep eden davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince KESİN olmak üzere 15/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır