Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2023/185 E. 2023/751 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2023/185 – Karar No:2023/751
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/185
KARAR NO : 2023/751

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/01/2019
NUMARASI : 2018/224 E-2019/8 K

DAVACI :
VEKİLİ
DAVALILAR :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Rücuen Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 22.06.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 22.06.2023
Eser sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat talepli davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; taşınmaz maliki …’in Polatlı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/288 esas sayılı davasında Ankara – Haydarpaşa arası Hızlı Tren Projesi kapsamında kendisine ait taşınmaza toprak, moloz, taş, hafriyat dökmek suretiyle müdahalede bulunulduğu iddiasıyla tazminat talep ettiği, kamulaştırmasız el atma nedeniyle 22.263,77 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verildiğini, ilama istinaden başlatılan Polatlı 1. İcra Müdürlüğü’nün 2012/1408 sayılı takibinde müvekkili tarafından 29.08.2012 tarihinde toplam 34.326,74 TL ödeme yapıldığını, müvekkili ile davalılar arasında akdedilen sözleşmenin 12. maddesi gereğince üçüncü kişilerin uğradıkları zararın tazmininden davalıların sorumlu olduklarını öne sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 34.326,74 TL alacağın ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini dava etmiştir.
Davalılar vekilleri sundukları dilekçelerinde özetle; davanın rücu alacağı davası olduğunu, eser sözleşmesinden kaynaklı alacak davası olmadığını, mahkeme kararı gereğince davacının 29.08.2012 tarihinde ödeme yaptığını, kararın da 01.11.2012 tarihinde kesinleştiğini, TBK 73 maddede öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresinin tamamlandığını, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat talepli dava sonucunda taşınmazın belirtilen bölümlerinin … adına tescil edildiğini, davacının ödediği tazminatı talep etmekle sebepsiz zenginleşeceğini, husumetin …’ye yöneltildiğini, Yargıtay denetiminden de geçerek kararın kesinleştiğini, davanın kamulaştırmasız el atmaya dayalı olduğunu, Davacının temerrüdü nedeniyle ödediği faizden müvekkillerinin sorumlu tutulamayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; “Polatlı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/288 E., 2009/521 sayılı kararı gereğince Polatlı İcra Müdürlüğü’nün 2012/1408 E.sayılı dosyasına 31.08.2012 tarihinde ödenen 34.326,74 TL’nin davalı ortak girişimi (davalı şirketleri)’den rücuan tahsili talebine ilişkin olup bu davada; icra dosyasına ödenen miktarın dayanağı kamulaştırmasız el atma tazminatıdır. Davacı ile davalı şirketler arasında yapılan sözleşmenin 12.maddesi ile sözleşme konusu işin gerçekleştirilmesi ve kullanma sırasında mevcut mülk ve şahısları ilgilendiren tüm zararlardan kazalardan, bu kazalardan husule gelecek yaralanma sakatlık ve ölüm gibi olaylardan yaralanan, sakatlananlara ve ölenlerin varislerine ödenecek tazminatlardan, masraflardan ve hasarlardan sorumlu olacağı ve bu hususlardan dolayı ….’den hiç bir talepte bulunamayacağı belirtilmiş olup bu madde gereğince, davacı bu el atma nedeniyle dava dışı 3.kişilere ödeme zorunda kaldığı tutarları davalı şirketlere rücu edebilecektir. İlamda hüküm altına alınan 22.263,77 TL asıl alacağın 16.423,68 TL’sinin kamulaştırma bedeli 5.840,09 TL’sinin ise %20 oranındaki değer azalışı olduğu görülmüştür. Taşınmazın mülkiyeti davacıda kaldığına göre, davacının davalıya rücu edebileceği tutar, sadece dava ve icra masraflarına ait olacaktır. Davada, davalı ortak girişimi oluşturan şirketlere 18.05.2012 tarihinde Yargıtay ilamının gönderilmiş olduğu, böylece davacı ….’nin davalı ortak girişimi (davalı şirketleri) bu tarihten önce haberdar etmediği için kamulaştırmasız el atma tazminatı faizini rücu edemeyecektir. Kesinleşmiş mahkeme kararı uyarınca, iş sahibi tarafından zarar görene ödenen tazminatın sözleşme ve yasal düzenlemeye göre asıl sorumlusunun belirlenmesi gerekmekte olup, eser sözleşmesine ilişkin T.B.K. 471.maddesine göre “yüklenici üstlendiği edimleri iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır.” yüklenici, davalı şirketler vekilleri cfevapları ile sözleşmeye göre işin her aşamasında davacı ….’nin onayı alınarak faaliyetin sürdürüldüğünü savunmuşlarsa da bu hüküm yükleniciyi sorumsuz kılmayacağı gibi taraflar arasındaki sözleşmede açıkça üçüncü kişiye verilen zararlardan sorumluluğun yükleniciye ait olacağını belirtmiş olup, sorumluluğu ortadan kaldıracak bir nedende bulunmadığı ve davalı ortak girişimi oluşturan davalı şirketlerin 08.01.2019 tarihli duruşmadaki beyanları da dikkate…” alındığı gerekçesiyle “Davanın kısmen kabulü ile 15.588,13 TL’nin ödeme tarihi olan 31.08.2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılar …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine” karar vermiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalıların moloz, hafriyat dökmek ve fiilen el atmaları nedeniyle müvekkilinin mahkeme kararı gereğince 29.08.2012 tarihinde toplam 34.326,74 TL ödeme yaptığını, sözleşmenin 12. maddesi gereğince işin ifası sırasında 3. kişilerin malvarlığına verilen zararlardan davalı ortaklığın sorumlu olduğu, mahkemenin hüküm altına alınan tazminatın ticari faiziyle tahsiline karar verdiğini, müvekkili adına tesciline karar verilen taşınmaz bölümlerinin müvekkili adına tescilinde hukuki yararının bulunmadığı, davalıların müvekkili adına tescil edilen taşınmazın devrini talep etme haklarının bulunduğu nedenleriyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri birlikte sundukları istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığı, davacının 29.08.2012 tarihinde ödeme yaptığı, mahkeme kararının 01.11.2012 tarihinde kesinleştiği, TBK 73. maddede öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, bilirkişi raporuna yönelik yaptıkları itirazlar giderilmeden hüküm verildiği, rapordaki sözleşme eki proje tatbikinin dava konusu taşınmaza el atılmasını zorunlu kılmadığı yönündeki değerlendirmenin doğru olmadığı, Polatlı 2. Asliye Hukuk Mahkemesindeki davada düzenlenen bilirkişi raporuna …’nin itiraz etmediği, usuli kazanılmış hak teşkil ettiği, el atmanın halen kullanılmakta olan servis yolunun yapılması için zorunlu olduğu, sözleşmenin 12. maddesinin yüklenicinin kendi kusur ve ihmalinden kaynaklanan zararları karşılamasına ilişkin olduğu, iş ortaklarının servis yolu yapılmasında kusurlarının bulunmadığı, müvekkillerinin projenin uygulanmasında inisiyatif sahibi olmadıkları, … tarafından gerçekleştirilen projeye ve talimatlara uygun hareket ettikleri, 1325 parselin tren hattı geçirmek için acele kamulaştırıldığı, taşınmazın iki parçaya ayrıldığı, servis yolu olarak kullanılan 1316 m² lik alan ile işe yaramaz hale gelen 3986,69 m² lik bölüm için hak sahibinin dava açtığı, hatalı hesaplamalara dayalı raporun hükme esas alındığı, mahkeme gerekçesinde belirtilen kalemler toplamının 9.158,19 TL olduğu, mahkemece 10.854,13 TL olarak hesaplandığı, ferileri ile birlikte rücu edilebilecek tutarın 15.588,13 TL olarak tespit edildiği, hesaplamaların hatalı olduğu, yine mahkeme bakiye karar harcı ve yargılama gideri 22.263,77 TL üzerinden, icra dairesinin harç, masraf vs. lerinin ise 28.850,30 TL tutarların tamamı üzerinden hesaplanarak tahakkuk ve tahsil edildiği, kabul etmemekle birlikte 5.840,09 TL’den müvekkillerinin sorumlu olduğu kabul edilse dahi kararın 17.010,21 TL’lik bölümü üzerinden reddine karar verildiği sonucu doğmakla reddedilen kısma ilişkin bakiye harç, yargılama giderinden ve buna bağlı olarak icra masraflarından müvekkillerinin sorumlu tutulmalarının hukuken mümkün olmadığı nedenleriyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat talepli olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde uyarınca istinaf nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, taraflar arasında akdedilen 16.02.2000 tarihli Ankara – İstanbul mevcut hattın alt ve üst yapısının iyileştirilmesine yönelik belirtilen kesimlerin inşasına ilişkin eser sözleşmesine dayalı olarak 3. kişiye verilen zararın tazmini nedeniyle rücuen tazminat talepli olup, dava konusu talebin bu hukuki nitelendirme kapsamında değerlendirilmesi gerekir.
Akdedilen sözleşme ve ekleri ile tapu kaydı getirtilerek, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 08.11.2017 tarih, 2016/5139 E. 2017/3872 K. sayılı emsal içtihadı da gözetilerek oluşacak sonuca göre rücuen alacağa konu taşınmazın hukuki durumu da değerlendirilerek bir karar vermek gerekirken eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisi dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun bulunmadığından taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulüyle, mahkeme kararının HMK 353/1.a.6 madde gereğince kaldırılmasına, Dairemiz kararına göre inceleme yapılmak üzere dava dosyasının kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulüne,
2-) Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/01/2019 tarih ve 2018/224 E-2019/8 K sayılı kararının HMK 353/1-a.6 madde gereğince kaldırılmasına,
3-) Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-) Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-) Davalılar tarafından yatırılan 267 TL istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine,
6-) Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve ödenen istinaf başvuru harçlarının ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 353/1-a madde gereğince KESİN olarak 22.06.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır