Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2023/17 E. 2023/336 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2023/17 – Karar No:2023/336
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/17
KARAR NO : 2023/336

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/11/2020
NUMARASI : 2018/221 E-2020/543 K

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Rücuen Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ :22.03.2023
KARAR YAZIM TARİHİ :23.03.2023
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine eksiklik nedeniyle mahalline geri çevrilen dosya gelmiş olmakla yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili: Dava dışı … tarafından … Hızlı Tren Projesi kapsamında yürütülen faaliyetler sırasında kendisine ait taşınmaza toprak, moloz, taş, hafriyat dökmek suretiyle müdahalede bulunulduğu, bu müdahale sonucunda taşınmazın el atılan kısmının kullanılamaz hale geldiğinden bahisle müvekkili aleyhine Polatlı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/235 Esasına kayden “Kamulaştırmasız El Atma Nedeniyle Tazminat” davası açıldığını, söz konusu dava sonucunda 30/12/2014 tarihli karar ile davanın kısmen kabulüne karar verilerek 8.160,92TL kamulaştırmasız el atma bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine hükmedildiğini, kararın bu şekilde kesinleştiğini ve karara ilişkin yapılan icra takibi üzerine müvekkilince Polatlı İcra Müdürlüğü’nün 2017/3668 sayılı dosyasına 24.11.2017 tarihinde toplam 17.795,39TL ödeme yapıldığını, ancak dava konusu edilen kamulaştırmasız el atma fiilinin davalı yüklenici firma … Müşterek Teşebbüsünce gerçekleştirildiğini, yapılan sözleşmenin sigorta başlıklı 12.maddesine göre ödenen bu miktardan davalı ortaklığın sorumlu olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 17.795,39TL alacağın ödeme tarihi olan 24/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan rücuen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ….AŞ vekili: Davanın eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davası olduğuna ilişkin hukuki nitelendirilmesini kabul etmediklerini, davanın zaman aşımına uğradığını, davacının hem taşınmazın maliki, hem de zarara karşılık ödediği paranın da sahibi olmak istediğini ki hukuken sebepsiz zenginleşme yasağı bulunduğundan davanın usul ve yasaya aykırı olduğunu, 2012/235 Esas sayılı davanın davacı … aleyhine açıldığını ve müvekkiline davanın ihbar da edilmediğini, eldeki davada müvekkiline husumet düşmediğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davaya dayanak teşkil eden davanın tümüyle kamulaştırmasız el atmaya dayalı bir dava olduğunu, ortak girişimin davacı …’nin seçtiği yerde ve onaylı projesine uygun biçimde kendisine verilen talimatları eksiksiz ve hatasız olarak uyguladığını, davacı tarafça dayanılmaya çalışılan sözleşmenin sigorta başlıklı 12.maddesinin davaya konu edilen olaya uygulanabilmesine olanak bulunmadığını, talep edilen ticari faize de itiraz ettiklerini, üçüncü şahsın alacağını geç ödeyen davacının temerrüdünden iş ortaklığının sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, ayrıca iş ortaklığına bildirim yapılmadığından temerrüdün de gerçekleşmediğini belirterek davanın zamanaşımı, husumet yokluğu ve esas bakımın da reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
İlk Derece Mahkemesince: Uyuşmazlığın eser sözleşmesi kapsamında, sözleşmenin ifası nedeniyle üçüncü kişiye ödenen tazminatın yükleniciden rücuan tahsili istemine ilişkin olduğu, Polatlı 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/235 Esas sayılı dosyasında … Genel Müdürlüğü aleyhine üst geçit yapılması sözleşmesinin ifası kapsamında yapılan çalışmada taşınmazlara, moloz yığmak, baraka yapmak gibi nedenlerle taşınmazın kullanılamaz hale geldiğini ileri sürerek açılan kamulaştırmasız el koymadan kaynaklı tazminat davasında yargılama sonucunda toplam 8.137,47 TL tazminatın davalı … İşletmesi Genel Müdürlüğünden tahsiline karar verildiği, kararın kesinleşmesi üzerine söz konusu davanın davacısı tarafından Polatlı İcra Dairesinin 2017/3668 sayılı icra dosyasında icra takibi başlatıldığı, icra dosyasına borçlu tarafından 24/10/2017 tarihinde toplam 17.795,39 TL ödeme yapıldığı, davacı … ile davalı … Ortak Girişimi arasında akdedilen sözleşmeye göre konusu işin gerçekleştirilmesi ve kullanma sırasında mevcut mülk ve şahısları ilgilendiren tüm zararlardan tazminatlardan bilumum masraflardan, taleplerden ve hasarlardan davalı ortak girişim sorumlu olacağı ve bu hususlardan dolayı …’den hiçbir talepte bulunmayacağı, uyuşmazlığın kesinleşmiş mahkeme ilamı uyarınca iş sahibi tarafından zarar görene ödenen tazminatın sözleşme ve yasal düzenlemeye göre asıl sorumlusunun belirlenmesi noktasında olduğu, eser sözleşmesine ilişkin TBK’nın 471. maddesine göre yüklenicinin üstlendiği edimleri iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorunda olduğu, davalı cevabında öncelikle zamanaşımı ve husumet itirazlarında bulunmuş ise de davanın sözleşme ilişkisine dayanması davalıların sözleşmenin tarafı olması dolayısıyla husumet itirazları, ödeme tarihinden itibaren dava tarihine kadar zamanaşımı süresinin dolmamış olması nedeniyle de bu itirazın reddi gerektiği, taraflar arasındaki sözleşmede açıkça üçüncü kişiye verilen zararın sorumluluğu yükleniciye ait olacağı açık olduğundan davacı tarafından üçüncü kişilere ödenen tazminatın davalılardan müşterek ve müteselsilen ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile rücuen talep edilebileceğine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile 17.795,39 TL’nin 24/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle: İşbu davanın dayanağını teşkil eden, Polatlı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/235 E sayılı dosyası ile açılmış olan kamulaştırmasız el atma nedeniyle alacak davasının doğrudan ve yalnızca davacı … aleyhine açılmış bir dava olduğunu ve davanın müvekkillerine ihbar da edilmediğini, böylelikle müvekkilinin talepten işbu davanın açılması ile haberdar olduğundan savunma hakkından mahrum bırakıldığını, davada müvekkillerinin husumetinin bulunmadığını, … sayılı parselinin 6213,81m2lik bölümünün … tarafından 2004 yılında kamulaştırılması sonucunda … adına kayıtlı olması gereken ve sehven … adına kayıtlanan, sonrasında açılan dava ile tekrar … adına tescil edilen davaya konu 2125 sayılı parsele … tarafından el atılmış olması nedeniyle açılmış bir dava olduğunu, yapılmış olan bir kamulaştırma sonucunda yan parselin de sehven … adına kayıt edilmesi ve …’nin burada bir baraka yaptırması neticesinde, davacı şahsın 2004 yılında uğradığını beyan ettiği zarar nedeniyle müvekkili ortaklığın sorumlu tutabilmesinin olanaklı bulunmadığını, …’nin söz konusu davanın hiç bir aşamasında zarardan …’nin sorumlu olmadığı, iş ortaklığının tren projesi çerçevesinde sorumlu olduğu şeklinde bir itiraz ya da savunmada da bulunmadığını, davada yalnızca belirlenen zarar bedellerine itiraz edildiğini, kabul anlamına gelmemek üzere 2012/235 E sayılı davada hüküm altına alınan miktarın süresinde ödenmemesi nedeniyle de zararın artmasına sebebiyet verildiğini, kararın 30.12.2014 tarihli olduğu, …’nin ise icra dosyasına 24.11.2017 tarihinde, 17.795,39 TL olarak ödediğini, toplamda 8.317,00 TL eden ve hatalı mülkiyet tescili nedenine dayandığı açık olan bu nedenle bekletilmesinde yarar bulunmayan bir miktarı 3 yıl sonra ödeyerek, zararın artmasına sebebiyet verildiğini, mahkemece bu konuda değerlendirme yapılmadığını, mahkemenin davaya dayanak teşkil eden Polatlı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasının incelenmesinde gelen belgelerin pek çok eksikliği olmasına rağmen mahkemenin müvekkilince ileri sürülen hiç bir iddiayı inceleme gereği duymadığını, dosyayı bilirkişi incelemesine de göndermediğini. dosyadaki yetersiz belgelere ve bu konudaki iddialarına rağmen, kamulaştırma nedenine dayandığı tartışmasız olan durum karşısında mahkemenin bilirkişi incelemesi yapılmasına da gerek duymaksızın ve hiçbir araştırma yapmaksızın, davacının dilekçesini yeterli bulduğunu, hatta faiz konusunda davacının talebini de eksik bularak bu talebi de aşar nitelikte bir karar vermekte sakınca görmediğini, hükmün bu yönü ile de HMK’ya açıkça aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile talebin ayrıca zamanaşımına da uğradığını, işbu davaya dayanak olan Polatlı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan ve konusu kamulaştırma olan davanın tarihinin 28.05.2012 ve hükmün 30.12.2014 tarihli olduğunu, davacı tarafın eldeki davayı 03.04.2018 tarihinde açtığını ve davanın eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak olarak nitelendirildiğini, taraflar arasında imzalanmış sözleşme ile hiçbir ilgisi bulunmayan talebin TBK’nun 471.maddesine sokulmaya çalışıldığını ve böylelikle 10 yıllık zamanaşımının işletilmeye çalışıldığını, bu nitelemenin her yönü ile hukuka aykırı olduğunu, davaya konu talebin mahkeme hükmünde belirtilen TBK’nun 471.maddesiyle hiçbir ilgisi bulunmadığını, davaya dayanak mahkeme hükmünün tümü ile kamulaştırmaya dayalı olup, müvekkilinin eda etmiş olduğu iş ile hiç bir ilgisinin bulunmadığını, kamulaştırmadan kaynaklı zararların da söz konusu maddeye dayandırılmasının olanaklı olmadığını, …’nin dava dilekçesinde atıfta bulunduğu taraflar arasındaki sözleşmenin Sigorta başlıklı 12.maddesinin davaya konu edilen olaya uygulanabilmesinin de olanaklı olmadığını, yine bu kapsamda sözleşme konusu işin sözleşmeye uygun tamamlanarak teslim edildiğini, idarece kesin kabullerinin de yıllar önce yapıldığını, ayrıca Sözleşmenin Yürütülmesi ve Yüklenicinin Sorumluluğu başlıklı 3.maddenin 6.fıkrasında herhangi bir işin icrasına geçmeden önce, idarenin onayının alınmasının hüküm altına alındığını, kamulaştırmasız el atmalardan yükleniciyi sorumlu tutmanın olanaklı olmadığını, ayrıca söz konusu kamulaştırmaların yapılma nedeni olan hızlı tren projesinin hazırlanması ve yer tesliminin doğrudan iş sahibi olan … Genel Müdürlüğü tarafından yapıldığını, müvekkili Ortak Girişimin bu projenin nerede uygulanacağı konusunda hiçbir inisiyatif kullanmadığını, müvekkili Ortak Girişimin, … tarafından onaylı projeye uygun biçimde, idarece teslim edilen çalışma sahasında ve aplikasyonu dahi yine idare tarafından gerçekleştirilen bir projede, yüklenici olarak kendine verilen talimatları eksiksiz ve hatasız olarak uyguladığını, müvekkilinin buradaki yüklenici sorumluluğu ile işin kendisinden zorunlu olarak kaynaklanan ve bu nedenle tümüyle iş sahibine ait olan sorumluluğu birbirine karıştırmaya çalışmanın hukuka uygun olmadığını, idare tarafından dosyaya sunulan ve aynı nitelikte olduğu idare lehinde sonuçlandığı belirtilen dosyaların da, huzurdaki kamulaştırmasız el atama davası ile bir ilgisinin bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydı ile öncelikle 3. şahıs alacağını geç ödeyerek alacağı haksız yere çoğaltan davacı kurum temerrüdünden müvekkili iş ortaklığının sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, ayrıca bu ödemeye 24.11.2017 tarihinden itibaren faiz talep edilmesinin de müvekkiline bu yönde bir bildirim yapılmamış ve temerrüdün gerçekleşmemiş olması karşısında, olanaklı bulunmadığını, yine kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacı tarafından davaya konu alacak için yasal faiz ödendiğini, müvekkilinden ticari faiz talep edilmesi hukuka uygun olmadığı gibi mahkemenin davacı kurumun ödeme yaptığı tarihi de bir ay öne çektiğini ve hükmü 24.10.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi olarak arttıracak şekilde kurduğunu, hükmün bu yönü ile de gerek temerrüt oluşmadan faize hükmedilmesi, gerekse de davacı talebinden de fazlaya karar verilmiş olması yönleri ile de hukuka aykırı olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle mahkemesince kararın gerekçe kısmında davacının ödeme tarihinden itibaren faiziyle talep edebileceği açıkça belirtilmiş olup, ödeme tarihinin 24.11.2017 olduğu dosya kapsamı ve taraf beyanları ile sabit olmakla, hüküm fıkrası 1 nolu bendinde 24.10.2017 tarihinin yazılmasının maddi hataya dayalı olup mahkemece her zaman düzeltilebileceğinin anlaşılmasına göre, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.215,60 TL istinaf karar harcından peşin alınan 304,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 911,60 TL harcın davalılardan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve ödenen başvuru harcının kendileri üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 22.03.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Başkan

Üye

Üye

Katip