Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2023/134 E. 2023/168 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2023/134 – Karar No:2023/168
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/134
KARAR NO : 2023/168

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 06.10.2022
NUMARASI : 2022/608 Esas

İHTİYATİ TEDBİR TALEP
EDENLER(DAVACILAR) :
VEKİLİ :
KARŞI TARAF
(DAVALILAR)
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
TALEP KONUSU : İhtiyati tedbir

KARAR TARİHİ : 09.02.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 09.02.2023
Davacılar vekili tarafından davalılar aleyhine açılan menfi tespit istemine ilişkin davada mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen karara karşı süresi içinde ihtiyati tedbir isteyen davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili:Müvekkili ……Ltd. Şti., yetkilisi … ile davalı … …Ltd. Şti. arasında yapılan 13.06.2019 tarihli protokol ile taraflar arasında Ankara 32. İcra Müdürlüğü’nün 2017/16685 ve 2017/18820 sayılı icra takibine konu edilen alacaklar ile… Otelinin yangın algılama ve uyarı sistemlerinin malzemeli olarak devreye alınması işleri hakkında yapılması lazım gelen işler yapılandırıldığını ve yapılan bu yapılandırma ile yapılacak işlerin teminatı olarak da takibe konu senedin teminat senedi olarak verildiğini, protokolde belirlenen iş/yükümlülükler davalı şirketçe yerine getirilmediği halde kötüniyetli olarak teminat olarak verilen 13/06/2019 düzenleme tarihli 181.100,00TL bedelli bononun ciro edilmek suretiyle davalı …’a verildiğini, davalı alacaklı … tarafından Ankara 24. İcra Müdürlüğü’nün 2020/12160 sayılı dosyası ile müvekkilleri aleyhine icra takibi başlatıldığını, haciz işlemlerine devam edilmesi durumunda müvekkilleri bakımından telafisi güç zararların meydana geleceğini belirterek, 2020/12160 sayılı icra takibinin öncelikle teminatsız, aksi takdirde öngörülecek teminat karşılığında durdurulmasına, söz konusu icra takibinin iptali ile bu icra dosyasından dolayı müvekkillerinin davalılara borçlu olmadıklarının tespitine, davalılar aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydı ile kötüniyet tazminatına ve arabuluculuk vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince;Talebin hukuki niteliği itibari ile ihtiyati tedbire ilişkin olduğu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389/1 maddesine göre; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, aynı yasanın 390/3 maddesine göre ise, tedbir talep eden tarafın dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebi ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu, dava dilekçesi ve ekleri incelendiğinde; tedbir sebebi somutlaştırılmayan eldeki davada ileri sürülen iddiaların mahiyeti gereği yargılamayı gerektirtiği, talep ve karar tarihi itibariyle henüz delillerin toplanmadığı, dava dilekçesi ekindeki delillere göre de yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediği gibi değişen koşul ve delil durumuna göre her zaman yeniden ihtiyati tedbir talep edilebileceği gerekçesiyle, koşulları oluşmayan ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle: İstinafa konu edilen davanın menfi tespit davası olduğunu, meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hâle geleceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan hâller mevcut olduğundan müvekkillerinin haklarının derhal korunmasında zorunluluk bulunduğunu, davanın esası yönünden haklılığın yaklaşık ispat kuralına göre ispat edildiğini, tedbir sebeplerinin dava dilekçesi ekinde sunulan protokol, ihtarname, taraflarlar arasındaki yazışmalar ile somutlaştırıldığını, HMK’nın 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartlarının düzenlendiğini, dava dilekçesi ve ekleri incelendiğinde müvekkillerinin 3 yıldan fazla süredir davalılar tarafından mağdur edildiği ve bununla yetinilmeyerek haciz tehdidi altında kalınan icra takibi neticesinde müvekkillerinin ticari hayatlarının da önemli ölçüde sekteye uğradığının görüleceğini, hukuk düzenince işbu kötü niyetli tutumun korunmaması gerektiğini, ciro ederek icra takibine konulan senedin protokolde de belirtildiği üzere davalı şirketçe yapılması lazım gelen işlerin tamamlanmasından sonra ödenmesi gereken 181.100,00 TL ödemenin müvekkili şirketçe ödenmemesi halinde, anlaşma sağlanan ve yerine getirilen işlerin teminatı olarak verilen ve davalı şirketçe işin bitiminden sonra kararlaştırılan ödemenin yapılmasından sonra müvekkili şirkete iade edilmesi gereken senet olduğunu, davalı şirketin yükümlülüğünü yerine getirmeden, alınması gereken bedel tahakkuk etmeden teminat olarak verilen senedi ciro etmek suretiyle tahsili için icra takibine konulmasına sebebiyet verildiğini, davalı … adına düzenlenen işbu senedin teminat amaçlı olarak verildiğini, taraflarca düzenlenen protokolün 4. maddesine göre ödeme yapılınca iade edilme şartının yer aldığını, bu sebeplerle kesin borç alacağını ihtiva etmediğini, davalı şirketçe de protokolde belirtilen yükümlülükler yerine getirilmediğinden borç doğmadığını, müvekkillerinin davalı taraflara davaya konu teminat senedinden dolayı borcu olmadığını, yine iş bu senedin her ne kadar üçüncü kişi diğer davalıya ciro edilerek teslim edilmiş ise de, teslim edilen bu senet teminat senedi olduğundan bu hamil yönünden de bir alacak doğmadığını, mahkemece ihtiyati tedbir talebinin teminatsız olarak kabul edilmediği takdirde öngörülecek teminat karşılığında takibin durdurulması talebini değerlendirilmediğini, davanın esası yönünden haklılığın yaklaşık olarak dosyada mevcut delillerle somutlaştırılarak ispatlandığını, mahkemenin ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararının kaldırılarak Ankara 24. İcra Müdürlüğü’nün 2020/12160 sayılı icra dosyasının yargılama sonuna kadar, öncelikle teminatsız olarak, bu talep kabul edilmediği takdirde öngörülecek teminat karşılığında tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Talep, menfi tespit davasında ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle istinaf edenin sıfatı da dikkate alınarak ihtiyati tedbir isteyen davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir isteyen davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacılardan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin ve ödenen istinaf başvuru harcının istinaf talep eden davacılar üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1.f maddesi gereğince KESİN olmak üzere 09.02.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır