Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2023/121 E. 2023/814 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TC Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27.Hukuk Dairesi Esas No:2023/121Karar No:2023/814
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/121
KARAR NO : 2023/814

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11.11.2020
NUMARASI : 2019/244E-2020/596 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : İtirazın iptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 12/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/07/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine eksiklik nedeniyle mahalline gönderilen dosya gelmiş olmakla yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili: Müvekkilinin 23.05.2018 tarihinde dava dışı …. Ltd.’nin davalıdan olan ve 10/09/2014 tarihinde akdedilen eser sözleşmesinden kaynaklanan 70.408,80 USD alacağını BK 183/f.1 maddesi uyarınca devraldığını, dava dışı şirketin davalı aleyhine söz konusu sözleşmeden doğan alacağına kavuşmak maksadıyla Ankara 1. İcra Müdürlüğü’nün 2018/5194 sayılı dosyası ile 31.05.2015 tarihli faturaya dayanarak takibe geçtiğini, davalının ödeme emrinin tebliği üzerine itiraz ettiğini, davanın dava dışı …. Ltd.’ne ihbarını talep ettiklerini, taraflarca arabuluculuğa başvurulduğunu, görüşmeler sonucunda uzlaşmaya varılamadığını buna ilişkin 16.04.2019 tarihli son tutanak düzenlendiğini belirterek, davalının icra takibine itirazının iptali ile davalının alacağın %100’ü miktarında tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili: Dava dilekçesinde harca esas değerin belirtilmediğini, bu eksikliğin tamamlatılmasının zorunlu olduğunu, davacı vekili tarafından dosyaya sunulan temlik sözleşmesi üzerinde temlik eden dava dışı şirkete ait herhangi bir kaşe ya da işaret bulunmadığı gibi evrakta işlemi gerçekleştiren şirket yetkilisinin ad ve soyadının dahi yer almadığını, sözleşmenin ekinde imza beyannamesi ve işlemi gerçekleştirenin temlik yetkisini gösterir bir belge de sunulmadığından delil niteliğine haiz olmayan sözleşme ile taraflar arasındaki temlik işleminin ispatının mümkün olmadığını, ortada geçerli bir temlik sözleşmesi olmadığından davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığını, bu sebeple davanın reddi gerektiğini, esasa ilişkin olarak da davaya dayanak teşkil eden icra takibini başlatan Av. … ile davacı arasındaki anne-oğul ilişkisi sebebiyle Av….’in davaya konu alacağı temlik almasının açık bir disiplin suçu teşkil ettiğini, dava dışı … şirketinin müvekkili ile imzalamış olduğu 04/09/2014 tarihli ANO-775 sayılı üretim raporlama ve veri tabanı sözleşmesi ile yüklendiği yükümlülüklerini usulüne uygun olarak yerine getirmediği için taraflar arasında sözleşmenin müvekkili şirketin 04/12/2015 tarihli bildirimi ile feshedildiğini, her ne kadar sözleşmede işin teslim tarihi Aralık 2014 olarak belirlenmiş ise de, aradan 1 yıl geçmesine rağmen dava dışı şirketin sözleşmeye ve teknik şartnameye uygun olarak dilekçede belirtilen hususları yerine getirmediği ve tüm uyarılara karşın bir düzeltme ve değişiklik yapılmadığının tespit edildiğini, belirtilen sözleşmeye aykırılıkların uyarılara karşın giderilmemesi üzerine müvekkili şirketçe 04/12/2015 tarihli fesih bildiriminin aynı gün dava dışı şirkete mail yoluyla iletildiğini ve sözleşmeden doğan zararları ile birlikte fazladan yapılan ödemelerin iadesinin talep edildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin fesih hükümlerine göre … şirketinin süresinde tamamlanmamış ve müvekkili tarafından onaylanmamış olan eksik ve ayıplı işlerle ilgili ödeme talep etme hakkı bulunmadığından müvekkilinin takibe konu faturayı ödeme gibi bir yükümlülüğünün olmadığını, davacı vekilinin delil listesinde 31/05/2015 tarihli, 1018 nolu ve 70.408,80 USD bedelli faturayı “itiraza uğramayan fatura” olarak nitelemekte ise de, söz konusu faturanın müvekkiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmemiş olduğundan herhangi bir itiraz yükümlülüğünün de doğmadığını, dava dışı … şirketine yapılan son ödemenin 1017 nolu fatura ödemesi olup, 1018 nolu faturanın müvekkilinin ticari defter kayıtlarına girmediğini, defter incelemesi sonucunda bu durumun ortaya çıkacağını, müvekkilinin dava dışı şirkete borçlu olunmayıp aksine alacaklı olunduğunu, bu nedenle icra takibine haklı olarak itirazda bulunulduğunu belirterek davanın reddine, kötü niyetle başlatılan takip nedeniyle müvekkili lehine %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan vekili: Müvekkilinin, davalıdan olan dava konusu alacağını davacıya temlik ettiğini, faturaların davalıya tebliğ edildiğini, itirazın olmadığını belirtmiştir,
İlk Derece Mahkemesince: Davanın dava dışı şirketle davalı arasındaki sözleşmeye dayalı faturaya konu alacağın tahsili için başlatılan ve daha sonra davacı şirkete temlik edildiği iddia edilen alacakla ilgili icra takibine itirazın iptali isteğine ilişkin olduğu, Ankara 1. İcra Müdürlüğünün 2018/5194 sayılı takip dosyasının incelenmesinde, dava dışı … Ltd.tarafından davalı hakkında eser sözleşmesine dayalı faturaya konu 70.408,80 USD asıl alacak, 4.611,72 USD işlemiş faiz olmak üzeri 75.020,52 USD alacağın tahsili istemiyle 30/04/2018 tarihinde ilamsız takibe geçildiği, ödeme emrinin tebliği üzerine yasal süresinde sunulan dilekçe ile borca itiraz edildiği, takip alacaklısı dava dışı şirket vekili tarafından icra müdürlüğüne sunulan 14/09/2018 tarihli dilekçe ile alacağın …’e devredildiğinin belirtildiği ve ekinde alacak devir sözleşmesinin sunulduğu, icra müdürlüğünce 31/10/2018 tarihli kararla talep ekinde sunulan alacağın devir sözleşmesinin tarafların kendi aralarında yapıldığı resmi merciler önünde yapılmadığı, temlik yetkisi de bulunmadığından talebin reddine karar verildiği, takip alacaklısı vekili tarafından icra müdürlüğünün 31/10/2018 tarihli kararına karşı rücu talebinde bulunulduğu icra müdürlüğünce rücu talebinin değerlendirilerek 09/11/2018 tarihli kararla İ.İ.K.’nın 16. maddesi gereğince şikayet hakkı saklı kalmak üzere talebin reddine karar verildiği, davanın niteliği gereği dava açılmadan önce arabulucuya başvuru zorunluluğu olan davalardan olduğu, dava açılmadan önce arabulucuya başvuruda bulunduğu anlaşmaya varılamadığına ilişkin 16/04/2019 tarihli son tutanağın düzenlendiği ve daha sonra dava açıldığı anlaşılmakla bu yöne ilişkin dava şartının yerine getirilmiş olduğu, TBK’nın 183 vd. maddelerinde alacağın temlikinin düzenlediği, 184. madde uyarınca alacağın devrinin geçerliliğinin, yazılı şekilde yapılmış olmasına bağlı olduğu, işbu davada alacağın temlikine ilişkin alacak devir sözleşmesi başlıklı 23/05/2018 tarihli belge örneği sunulmuş olup, devredenin … Ltd. devralanın … olarak belirtildiği, temlik eden vekili işbu davaya davacı yanında feri müdahil olarak katılmış olup, vekaletnamesini sunduğu ve temlikin geçerli olduğunu, müvekkilinin işbu icra takibine konu alacağı temlik ettiğini bildirdiği ve taraflar arasındaki sözleşme ve devir işlerinin geçerli olduğunu bildirdiği anlaşılmakla, alacağın temlikinin şekle tabi olmaması ve adi yazılı belge ile de yapılabilecek olması nedeniyle temlikin geçerli olduğu kanaatine varıldığı, davanın dayanağı Ankara 1. İcra Müdürlüğünün 2018/5194 sayılı takip dosyasında icra takibine 30/04/2018 tarihinde geçildiği, ödeme emrinin 04/05/2018 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borca itirazın 08/05/2018 tarihinde yapıldığı, temlik sözleşmesinin ise borca itirazdan sonra 23/05/2018 tarihli olduğu, temlikin geçerli olup olmadığı hususun mahkemece resen değerlendirilmesi gerektiği, alacağın devri nedeniyle taraf değişikliğine ilişkin alacaklı vekilinin talebinin icra müdürlüğünce reddinin, işbu itirazın iptali davasının görülmesine engel olamayacağı sonucuna varılmakla, davanın esastan incelemesine ve değerlendirilmesine geçildiği, deliller toplanıp, dosya üzerinde ve temlik eden ile davalının ticari kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, mali müşavir bilirkişi 23/09/2020 tarihli raporunda; davalı şirketin, incelenen 2015-2016-2017 ve 2018 yılları ticari defterlerinin elektronik ortamda tutulmuş olup, elektronik defterlerde açılış ve kapanış beratlarının usulüne uygun olarak süresinde yaptırıldığını, 04/09/2014 tarihli sözleşme kapsamında 01/10/2014 – 28/02/2015 tarihleri arasında toplam 243.072,00 USD bedelli 6 adet fatura düzenlendiğini, bu bedelin havale yoluyla ödendiğini ve 21/04/2015 tarihinde hesabın kapatıldığını, takip konusu 70.408,80 USD bedelli fatura kaydının mevcut olmadığını, dava dışı … AŞ. tarafından düzenlenen fatura kayıtları ile taraflar arasındaki ticari ilişkinin mevcut olduğunun görüldüğünü, dava dışı şirket kayıtlarında mevcut olan dava konusu icra takibinin dayanağı faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olmadığını, sair hususlardaki takdir ve değerlendirmenin mahkemeye ait olduğunu bildirdiği, dava dışı … Ltd. ile davalı arasında düzenlenen … sistemi seviye iyileştirme ve üretim raporlama veri tabanı işleri sözleşmesi kapsamında, 01/10/2014 – 28/02/2015 tarihleri arasında toplam 243.072,00 USD bedelli 6 adet fatura düzenlendiği, bu fatura bedellerinin ödendiği, iş veren davalı tarafından yüklenici dava dışı … Ltd.şirketine yazılan 04/12/2015 tarihli yazı ile, sözleşmeye aykırılıklar sebebi ile sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiği hususlarında uyuşmazlık bulunmadığı, dava dışı … Ltd. tarafından davalı adına düzenlenen ve dava konusu yapılan fatura ile birlikte 2015 döneminde düzenlenen diğer faturaların 01/01/2015 tarih 46.939,20 USD, 28/02/2015 tarih 70.408,80 USD, 31/05/2015 tarih 70.408,80 USD ve 31/08/2015 tarih 42.245,28 USD bedelli faturalar olduğu, bu faturaların ilk ikisinde uyuşmazlık bulunmadığı, üçüncü faturanın dava konusu fatura olduğunun anlaşıldığı, mahkemece yapılan inceleme, taraflar ve dava dışı … Ltd. arasında yapılan yazışmalar ve tüm kapsamına göre davanın niteliği gereği davada kanıt yükünün davacı tarafta olduğu, fatura davalı defterinde kayıtlı değil ise de, yapılan yazışmalar ve dava dışı şirketin birinci derece imza yetkililerinden …’in (genel müdür), mail yazışmalarındaki beyanları içeriği de nazara alındığında işbu dava konusu faturanın kabul edildiği, borcun ödenme noktasında anlaşmalar için yazışmalar yapıldığının belirlendiği, faturanın alımı için alan kişinin şirket yetkilisi olmasının gerekmediği, daha önceki faturaların da aynı şekilde alındığı, faturanın tebliğ ve içeriği yönünden varlığının kabulü ve ödeme noktasındaki yazışmalar da nazara alındığında faturaya konu hizmetin verildiği ve faturanın tebliğ edildiği hususunun kanıtlandığı, dosya kapsamı itibarıyla dava konusu icra takibinin dayanağı 70.408,80 USD asıl alacağın bulunduğu, bu miktar asıl alacağa itirazın yerinde olmadığı kanaatine varıldığı, icra takibinde işlemiş faiz isteğinde bulunulmuş ise de, fatura tarihinin ve tebliğinin temerrüt için yeterli olmayacağı, ihtarla temerrüte düşürülmenin gerektiği, dava tarihi öncesi itibariyle temerrüt oluşmadığından, işlemiş faize yönelik talebin yerinde olmadığı, bu şekli ile davanın 70.408,80 USD asıl alacak üzerinden kısmen kabulüne, alacak faturaya dayalı likit olmakla, hükmolunan meblağın takip tarihindeki kur üzerinden TL karşılığının %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı tarafça kötü niyetle takibe geçildiği hususu kanıtlamadığından davalının reddedilen miktar üzerinden yasal koşulları oluşmayan tazminat talebinin reddi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, davalının Ankara 1.İcra Müdürlüğünün 2018/5194 sayılı takip dosyasında itirazının 70.408,80 USD asıl alacak için iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, alacağa takip tarihinden itibaren Devlet bankalarınca birer yıllık dönemler itibariyle USD mevduata uygulanan faiz oranı üzerinden faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, hükmolunan meblağın takip tarihindeki kur üzerinden TL karşılığının %20’si olan 57.077,60 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:Faizin fatura tarihi olan 31.02.2015 tarihinden itibaren işletilmesi gerektiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Davacının alacağını devraldığını ileri sürdüğü, ihbar olunan şirketin müvekkiline eksik ve ayıplı hizmet sunduğu için taraflar arasındaki alacaklılık ve borçluluk durumunun tespitinin yargılamayı gerektirdiğini, bu sebeple ortada likit alacak mevcut olmadığından müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin bozma sebebi olduğunu, her ne kadar gerekçeli kararda ihbar olunan vekilinin duruşmaya katılarak temlik işleminin geçerli olduğunu beyan ettiği gerekçesi ile temlik işleminin geçerli olduğuna kanaat getirilmiş ise de, davacı ve davadışı … şirketi arasındaki sözleşmenin şirket avukatının beyanı ile geçerlilik kazanması gibi bir durumun hukuken mümkün olmadığını, davacı vekili tarafından dosyaya sunulan temlik sözleşmesi üzerinde temlik edenin, ihbar olunan şirkete ait herhangi bir kaşe ya da işaret bulunmadığı gibi evrakta işlemi gerçekleştiren şirket yetkilisinin adı soyadının dahi yer almadığını, sözleşmenin ekinde imza beyannamesi ve işlemi gerçekleştirenin temlik yetkisini gösterir bir belge de sunulmadığından delil niteliğini haiz olmayan sözleşme ile taraflar arasındaki temlik işleminin ispatının mümkün olmadığını, ayrıca davaya dayanak teşkil eden icra takibini başlatan Av. … ile davacı arasındaki anne-oğul ilişkisi sebebi ile davacının davaya konu alacağı temlik almasının açık bir disiplin suçu teşkil ettiğini, Av. … ve Av. … hakkında gerekli şikayetlerin bağlı oldukları baro disiplin kuruluna yapıldığını ve TBB disiplin kurulu tarafından bu fiile ilişkin olarak Av. … hakkında kınama cezası verildiğini, davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesinde … tarafından davaya konu faturanın …’un genel müdürü …’e gönderildiğini, …’in ise mail yoluyla kendilerine ödemenin Eylül ayı içerisinde yapılanacağını beyan ettiğini ileri sürdüğünü, ancak davaya cevap ve ikinci cevap dilekçelerinin ekinde yer alan imza sirküleri ile de sabit olduğu üzere …’e verilen yetkilerin yalnızca müvekkilinin çeşitli kurumlarda temsile yönelik ve sınırlı sayıda olup kendisinin fatura kabule yetkisi bulunmadığından, varsa bile söz konusu ödeme taahhüdünün müvekkilini hiçbir şekilde yükümlülük altına sokmadığını, müvekkiline gönderilen faturaları kabul yetkisi bulunmayan …’in varsa mail ile fatura ödeme taahhüdünün müvekkili açısından bağlayıcılığının bulunmadığını, ihbar olunan … şirketinin, müvekkili ile imzalamış olduğu 04.09.2014 tarihli ANO-775 sayılı üretim raporlama ve veri tabanı işleri sözleşmesi ile yüklendiği yükümlülükleri usulüne uygun olarak yerine getirmediği için taraflar arasındaki sözleşmenin müvekkili şirketin 04.12.2015 tarihli bildirimi ile feshedildiğini, ancak mahkemece ihbar olunan şirket tarafından yüklenilen işin sözleşmeye uygun olarak yerine getirilip getirilmediği konusunda hiçbir inceleme yapılmaksızın, eksik inceleme ile ispatlanamayan davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, … şirketi ile müvekkili şirket arasında, …’un operasyonel raporlaması ile ilgili mühendislik desteği, işletim sistemi entegrasyonu, SQL veri tabanı ile operasyon verilerinin toplanması, toplanan verilerin birleştirilmesi ve formüle edilmesi, raporların yayınlaması işine konu olan 04.09.2014 tarihli ANO-775 sayılı Üretim Raporlama ve Veri Tabanı İşleri Sözleşmesinin akdedildiğini, sözleşmenin “Delivery Schedule” başlıklı 5.0 maddesi ile tüm bu veri tabanı ve raporlama işlerinin ilk peşin ödeme tarihi itibariyle 5 ay içerisinde tamamlanacağı ve 2014 Aralık sonunda teslim edileceğinin kararlaştırıldığını, her nekadar işin teslimi tarihi Aralık 2014 olarak belirlenmiş ise de aradan bir yıl geçmesine rağmen ihbar olunan şirketin aşağıda belirtilen hususları sözleşme ve teknik şartnameye uygun olarak yerine getirmediğini ve tüm uyarılara rağmen aşağıdaki hususlarda bir düzeltme ve değişiklik yapılmadığının tespit edildiğini, veri depolama için kullanılacak ana veri tabanı “…” olması gerektiği halde bu yükümlülüğün yerine getirilmediğini, bu yapının istenilen şekilde kurulmadığı için … dışında sahadan toplanan verilere, istenecek olan ek veri eklenmesi ve bunların son kullanıcı tarafından kullanılmasının ciddi zorlaştığını ve veri güvenilirliğini zayıflattığını, oluşturulmaya çalışılan sistem formül/hesaplama yapılan kısımları ilgili son kullanıcı için gözlemlenebilir ve değiştirilebilir olmadığını, hesaplama değiştirilmek istendiğinde bunu ilgili rapor yetkilisinin yapamadığını veya rapor oluşturulması incelendiğinde/denetlenmek istendiğinde bu alt yapı ile mümkün olmadığını, veri toplama alt yapısının diğer büyük eksiğinin de düzeltilmesi gereken bir veri/veri dilimi için düzeltme yapılamaması olduğunu, Wonderware Information Server lisansının müvekkiline satın aldırıldığını fakat kullandırılmadığını, sözleşmeye göre kontrol sistemi ekranları oluşturulmada kullanılacak merkezi yazılım/şablon … şirketi tarafından yapılması gerektiğini, tüm … ekranları için … tarafından yapılması gereken dinamik seçme radyo düğmelerinin devreye alınmadığını, …’in sözleşmenin 17.0 maddesi uyarınca aylık olarak gerçekleştirmekle yükümlü olduğu raporlamanın, müvekkilinin gönderdiği uyarı e-postalarına rağmen gecikmeli gerçekleştiğini ya da hiç gerçekleşmediğini, SAP entegrasyonu için sözleşmeye göre 36 adam/gün çalışma belirtilmesine rağmen bu çalışmanın yapılmadığını, müvekkiline iletilen faturalarda “Lisans” kalemi adı altında 4 x 22,800 = 91.200 $ ödeme belirtildiğini, ancak müvekkile ulaştırılan lisans belgesinin bulunmadığını, sözleşme gereğince verilmesi gereken Invensys ArchestrA sertifikasının müvekkiline ibraz edilmediğini, üstlenilen otomasyon ekibi eğitimlerinin verilmediğini, sayılan sözleşmeye aykırılıkların uyarılara rağmen giderilmemesi üzerine müvekkili şirketin 04.12.2015 tarihli fesih bildirimini aynı gün dava dışı şirkete mail yolu ile ilettiğini ve sözleşmeden doğan zararları ile birlikte fazladan yapılan ödemelerin iadesini talep ettiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin fesih hükümlerine göre, … şirketinin süresinde tamamlanmamış ve müvekkili tarafından onaylanmamış olan eksik ve ayıplı işlerle ilgili ödeme talep etme hakkı bulunmadığından müvekkilinin takibe konu faturayı ödemek gibi bir yükümlülüğünün de olmadığını, fesih konusunun dava dışı şirket ile müvekkili arasındaki sözleşmenin 7.0 maddesi ile düzenlendiğini, ilgili hükme göre işverenin her ne şekilde olursa olsun sözleşmeyi herhangi bir sebeple feshetme hakkını saklı tuttuğunu, böyle bir durumda yüklenicinin ancak ve ancak fesih tarihi itibari ile tamamlanmış ve işverenin sözleşme amiri tarafından onaylanmış işlerle ilgili ödeme hakkına sahip olacağını, davaya konu olayda yüklenici … şirketinin, maksimum 5 ayda tamamlanması gereken işleri 18 ayda dahi tamamlayamadığını, müvekkiline eksik ve ayıplı işler teslim ettiğini, teslim edilen işlerdeki eksiklikleri fark eden müvekkili şirket yetkililerinin ise eksikliklerin giderilmesi ve düzeltme taleplerinden de bir sonuç alınamaması üzerine, sözleşmenin 7.0 maddesi ile düzenlenen fesih hakkının kullanılmasına karar verdiğini, 31.05.2015 tarihli ve 70.408,80 USD bedelli faturanın müvekkiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmemiş olduğundan herhangi bir itiraz yükümlülüğünün de doğmadığını, faturanın müvekkilinin ticari defter ve kayıtlarına da girmediğini, müvekkili şirketin …’in süresinde tamamlamadığı ya da eksik ve ayıplı biçimde teslim ettiği işleri … A.Ş. adlı şirkete tamamlatmış olup … ile imzalanan sözleşmenin feshi sonrasında … A.Ş. ile yapılan sözleşmenin uzatıldığı ve şirket tarafından müvekkili adına faturalar düzenlendiği hususlarının raporda şüpheye yer bırakmayacak biçimde tespit olunduğunu, sonuç olarak davacının alacağını devraldığını ileri sürdüğü, ihbar olunan şirketin müvekkiline eksik ve ayıplı hizmet sunduğu için taraflar arasındaki alacaklılık ve borçluluk durumunun tespitinin yargılamayı gerektirdiğini, bu sebeple ortada likit alacak mevcut olmadığından, müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddi ile müvekkili lehine % 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, mahkemece dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 269,80 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,50 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 28.761,08 TL istinaf karar harcından peşin alınan 5.872,55 TL ve 1.317,72 TL olmak üzere toplam 7.190,27 TL harcın mahsubu ile bakiye 21.570,81 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderleri ile ödedikleri istinaf kanun yoluna başvurma haçlarının kendileri üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 12/07/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır