Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2023/117 E. 2023/116 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2023/117 – Karar No:2023/116
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/117
KARAR NO : 2023/116
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 30/12/2022
NUMARASI : 2022/815 Esas

İHTİYATİ TEDBİR TALEP
EDEN/ DAVACI :
VEKİLİ :
KARŞI TARAF/ DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tespit, İade (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
TALEP KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 02/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/02/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan tespit ve iade istemine ilişkin davada mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen karara karşı süresi içinde ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkili şirket tarafından inşa edilmekte olan … kapsamında, davalı ile 14/06/2021 tarihinde, “A1 ve A2 Blok Dış Cephe Kaplama” ve “B Blok Dış Cephe Kaplama” İşleri’nin yapılması için sözleşme imzalandığını, olayların akışının izahında da detayları ile anlatıldığı üzere, davalı … şirketinin sözleşmesinde taahhüt ettiği imalatlarda kullanacağı malzemeyi finansal sorunları nedeni ile temin edememesi üzerine, imalatta kullanılacak malzemelerin işlerin devamını sağlayabilmek için müvekkili şirket tarafından bedeli ödenmek suretiyle satın alındığını, dava dışı … isimli firmalardan bedeli müvekkili şirket tarafından ödenmek üzere satın alınan ve davalı … şirketine imalatlarda kullanılmak üzere teslim edilen bu malzemelerin, davalı şirketin teslim yapılan depolarında bulunduğunu, fesih ihtarnamesi ile bu malzemelerin müvekkili şirkete teslim edilmesi talep edilmişse de, henüz teslimin gerçekleşmediğini, bedeli müvekkili şirket tarafından ödenen ve müvekkili şirket malı olan ve henüz imalata dönüşmeyen dava dilekçesinde dökümü yapılan malzemelerin, şu an … A.Ş.’nin … adresindeki fabrikasında bulunduğunu, davalı … şirketinin sözleşmenin imzalandığı günden bugüne kadar yükümlülüklerini ihlal ettiğini, gelinen noktada, bedeli müvekkili şirket tarafından ödenmek suretiyle imalat yapılmak üzere gönderilen malzemelerin dahi iade edilmediğini, sözleşmenin feshi ile birlikte … A.Ş. tarafından işbu malzemelerin fabrikadan kaçırılmaya başlandığının tespit edildiğini, bedeli müvekkili şirket tarafından ödenmiş ve müvekkili şirkete ait iş bu malzemelerin kaçırılması halinde telafisi imkansız zararlar oluşacağını, kaldı ki söz konusu malzemelerin özel olarak üretilmiş olup bedeli ödense dahi yeniden temininin ciddi bir zaman alacağını, bu nedenle de malzemelerin müvekkili şirkete tesliminin hayati önem taşıdığını, yürütülen proje belirli sürelerde tamamlanması gereken bir proje olup, projenin geleceğinin davalının kötü niyetli ve keyfi davranışlarına göre şekillenmesinin kabul edilemeyeceğini, davalının uhdesinde bulunan, bedelleri tamamen müvekkili tarafından ödenmiş olan, sipariş üzerine ve projeye uygun olarak tedarik edilmiş özel üretim malzemenin dava sürecinde davalının uhdesinde bırakılmaması, müvekkili şirketin daha fazla mağduriyet yaşamaması adına müvekkili şirkete teslim edilmesi gerektiğini belirterek; dava dilekçesinde dökümü yapılan malzemelerin davalı şirket tarafından kaçırılmaya başlandığı tespit edildiğinden öncelikle HMK 389. Maddesi uyarınca teminatsız olarak, Mahkeme aksi kanaatte ise, gerekli görülen teminatın yatırılması sureti ile malzemelerin tedbiren müvekkili şirkete teslimini ve neticeten müvekkili şirkete ait olduğunun tespiti ile aynen iadesini talep etmiştir.
Davalı vekili; taraflar arasındaki sözleşmenin davacı şirket tarafından, 12/12/2022 tarihinde İzmir 36. Noterliği’nden keşide edilen … yevmiye numaralı ihtarname ile feshedildiğini, fesih ihtarının keşide edildiği tarih olan 12/12/2022 tarihinde, 14/06/2021 tarihli sözleşme hükümleri uyarınca müvekkili şirket tarafından davacıya verilen teminat mektuplarının da nakde çevrilerek müvekkili şirketin zarara uğratıldığını, dava konusu edilen malzemelerin bir kısmının şantiye alanına sevk edildiğini ve montajının yapıldığını, bir kısmının ise şantiyeye sevk edildiğini ancak henüz montajının tamamlanmadığını, bir kısmının ise halen ham malzeme şeklinde şantiye alanına sevk edildiğini, malzemelerin sadece küçük bir kısmının müvekkili şirket nezdinde olduğunu, tüm bu hususların hakediş belgelerinden, sevk irsaliyelerinden ve diğer delillerden tespit edilebileceğini, davacı şirketin “Zeyilname 6”’nın Ek-2 Malzeme Listesinde yer alan malzemeleri müvekkili şirketin hakediş ve alacaklarından mahsup etmek suretiyle müvekkili nam ve hesabına alacağını beyan ve kabul ettiğini, bir başka deyişle davacı şirket tarafından müvekkili şirket nam ve hesabına alınan malzemelerin mülkiyetinin müvekkili şirkete ait olduğunu, bu sebeple davacı şirketin malzemelerin kendisine ait olduğunun tespiti ve malzemelerin kendisine iade edilmesi yönündeki talebinin haksız olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, bir an için dava konusu malzemelerin mülkiyetinin davacı şirkete ait olduğu düşünüldüğü takdirde ise, davacı tarafın sözleşmeyi haksız feshi ve müvekkili şirketin teminat mektuplarını haksız şekilde nakde çevirmesi, müvekkili şirketin alacaklarını ödememesi ve müvekkili şirketin hakedişlerinden barter kesintisi yapılmasına rağmen barter karşılığı taşınmazları müvekkiline teslim etmemesi sebebiyle müvekkili şirketin, alacakları tazmin edilene kadar dava konusu malzemeler üzerinde hapis hakkı bulunduğunu, halihazırda durum bu kadar ihtilaflıyken ve müvekkili şirketin davacıdan alacaklı olduğu aşikarken davacının açmış olduğu işbu mesnetsiz davanın müvekkili şirketin uhdesinde bulunan gerek müvekkiline, gerekse müvekkilinin diğer müşterilerine ait ürünleri de dava konusu etme amacının tezahürü olduğunu, Yargıtay’ın, davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği yönündeki görüşünün istikrar kazandığını belirterek; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın mülkiyetin tespiti istemine ilişkin olması ve ihtiyati tedbire konu malların davacıya ait olup olmadığı hususu yargılamayı gerektirdiğinden ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvurusunda; HMK 389. maddesinde “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” hükmü yer almakta olup, somut uyuşmazlıkta yasanın aramış olduğu şartların bulunduğunu belirterek; mahkemenin 2019/199 D.İş sayılı dosyasından verilen 22/12/2022 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararın istinafen incelenerek kaldırılmasını ve dilekçe içeriğinde dökümü yapılan bedeli müvekkili şirket tarafından ödenmiş olup, imalat ve montaj yapılmak üzere davalı şirkete teslim edilen malzemelerin davalı şirket tarafından kaçırılmaya başlandığı tespit edildiğinden HMK 389. Maddesi uyarınca müvekkili şirkete teslimi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Talep, ihtiyati tedbir talepli olarak açılan tespit ve iade istemine ilişkin davada dava konusu malzemelerin tedbiren davacıya teslimi istemine ilişkin olup, mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen kararına karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle davacı tarafça sunulan ve yargılama aşamasında toplanacak delillere göre ve talep halinde yaklaşık ispat kuralları gereğince her zaman mahkemesince bir değerlendirme yapılıp bu konuda bir karar verilebileceği anlaşılmakla ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince KESİN olmak üzere 02/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır