Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2023/1164 E. 2023/1197 K. 21.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2023/1164 – Karar No:2023/1197
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1164
KARAR NO : 2023/1197
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 17/07/2023
NUMARASI : 2023/335 Esas

DAVACI-KARŞI DAVALI
VEKİLİ
İHTİYATİ TEDBİR TALEP EDEN/
DAVALI-KARŞI DAVACI :
DAVANIN KONUSU : İstirdat- Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARŞI DAVANIN
KONUSU : Alacak- Tazminat- Teminat Bonosunun İadesi (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
TALEP KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 21/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/11/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan istirdat ve tazminat, karşı davacı tarafından davalı aleyhine açılan alacak, tazminat ve teminat bonosunun iadesi davalarında, mahkemece ihtiyati talebinin tedbirin reddine dair verilen ara karara karşı ihtiyati tedbir talep eden/ davalı- karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
İhtiyati tedbir talep eden/ davalı- karşı davacı vekili; mahkemece asıl ve karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen kararının “…Yüklenicinin yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde sözleşme kapsamında eksik veya fazla imalatı ile sözleşme kapsamı dışında imalatının olup olmadığı incelenip değerlendirilmek suretiyle iş sahibi tarafından kendisine ödenen bedel mukayese edilerek yapılan işe nazaran fazla ya da eksik ödeme olup olmadığı tespit edilmelidir. Bunun yanısıra sözleşme dışı iş yapıldığının ispat edilmesi halinde, bu işlerin sözleşme süresine etkisinin de ayrıca değerlendirilmesi ve taraflarca kararlaştırılan süreye eklenmesi gereklidir. Taraflarca, işin tamamlanmadığı, yapılan imalatların bir kısmının sözleşme eki şartnamelere, projeye yada mahal listesine uygun olarak yapılmadığı, bir kısım imalatların eksik olduğu, bir kısım imalatların ise sözleşme dışı olarak fazladan yapıldığı iddia edilmiş ise de; hükme esas alınan bilirkişi raporunda; yapılan ve yapılmayan imalatların neler olduklarının, sözleşme ve eklerinden farklı olarak yapılan imalatların amacına uygun kullanılıp kullanılamayacağının, işin tamamlanan kısmının fen ve sanat kurallarına uygun ve yasal olup olmadığının belirlenmediği, imalat bedellerinin taraf itirazlarını karşılar şekilde tespit edilmediği gibi, işin fiziki gerçekleşme oranının da yukarıda açıklanan ilkelere uygun olarak hesaplanmadığı, sözleşme dışı imalatların ve bedellerinin taraf itirazlarını karşılar şekilde ve işin süresine etkisi olup olmadığı da tartışılmak suretiyle tespit edilmediği hülasa raporun denetlenebilir nitelikte olmadığı anlaşılmaktadır. Tüm bu açıklamalar kapsamında mahkemesince yapılması gereken iş; yukarıda açıklanan genel ilkeler kapsamında somut olaydaki sözleşme, ekleri, taraf iddia ve savunmaları ile dosyadaki bilgi ve belgeler değerlendirilerek mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunu düzenleyen heyetten ek rapor alınmak yada gerekli görülmesi durumunda oluşturulacak olan yeni bilirkişi heyetinden rapor alınarak, tarafların sözleşmedeki hak ve yükümlülükleri ve sözleşmenin ifa edilememesindeki kusur durumları değerlendirilmek suretiyle asıl ve karşı davadaki her bir talep yönünden gerekçeleri de gösterilmek suretiyle karar verilmesinden ibarettir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.” gerekçesiyle kaldırıldığını, bu bağlamda, bozma kararına uygun biçimde işlem tesis edilebilmesi için keşif ve/ veya bilirkişilerce yerinde bir inceleme gerektirdiğini, ancak geçen zamanda davalı kooperatifin bir yandan tasfiye sürecine girdiğini, diğer yandan ise dava konusu yer ile ilgili 3.kişilere yaptırılmak üzere inşai işlemler için Genel Kuruldan yetki aldığını, tasfiye yönünden 6102 sayılı TTK’na göre şirket tasfiyesi, şirket mal varlığının paraya çevrilerek alacaklı 3. kişilerle şirket arasındaki ilişkilerin sona erdirilmesi, varsa artan kısmın şirket ortakları arasında paylaştırılması ve şirket unvanının ticaret sicilinden silinmesi sürecini ifade ettiğini, bu süreçte tasfiye memurlarının yerine getirmesi gereken görevler TTK’nun ilgili maddelerinde belirtilmiş olup, tasfiye memurları, tasfiye sürecinde alacaklıların çağrılması ve korunmasına ilişkin TTK’nun 541 ve ihtilaflı bulunan alacakların karşılığının notere depo ettirilmesine ilişkin 541/3 maddesi uyarınca henüz muaccel olmayan ve hakkında uyuşmazlık bulunan borçları yeterli güvence ile teminat altına almasının emredildiğini, somut olayda, bu hususların hiçbirinin yerine getirilmediği gibi, davalı- karşı davacının tasfiye sürecine girdiğinin gizlendiğini, teminatsız biçimde davalı- karşı davacının tasfiye sürecinin tedbiren (eldeki dava kesinleşene kadar) durdurulmasına ve gereği için davalı yana, tasfiye memurlarına, Ankara Ticaret Odası ile Çevre ve Şehircilik İklim Bakanlığı’na müzekkere yazılmasını, ek olarak davacı- karşı davalı yana ve tasfiye memurlarına müzekkere yazılarak TTK’nun 541/3 maddesi uyarınca depo hükümlerinin işletilmesine, bozma kararı doğrultusunda
delillerin muhafazası yönünden yerinde inceleme yapılması gerektiği ve davalı- karşı davacının, müvekkili tarafından yapılan işlerin tespitini imkânsız bırakacak (delil karartacak) biçimde inşai faaliyet için Genel Kuruldan yetki aldığının anlaşılmasına göre, işin mahiyetinin delillerin karartılmasını engellemek üzere olmasından ötürü teminatsız biçimde dava konusu hususlarda (sosyal tesis alanında) hiçbir şekilde inşai faaliyet yapılmamasına yönelik yasaklayıcı ihtiyati tedbir kararı verilmesini, anılan alanın ve delillerin muhafazası bakımında kolluk marifeti ile bilirkişi incelemesine kadar mühürlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece 17/07/2023 tarih ara kararı ile; davalı- karşı davacının tasfiyenin tedbiren durdurulması ve TTK 541/3 maddesi uyarınca depo hükümlerinin işletilmesine ilişkin taleplerinin tasfiye işlemlerine mahkemenin müdahalesinin söz konusu olmayacağı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
İhtiyati tedbir talep eden/ davalı- karşı davacı vekili istinaf başvurusunda; Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27.hukuk Dairesi’nin 2021/502 Esas, 2023/365 Karar sayılı ilamı ile Ankara 13.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/703 Esas, 2021/16 Karar sayılı kararının kaldırılmasına karar verildiğini ve verilen karara uygun biçimde işlem tesis edilebilmesi için keşif ve/ veya bilirkişilerce yerinde bir inceleme gerektirdiğini, ancak geçen zamanda davalı kooperatifin bir yandan tasfiye sürecine girdiği diğer yandan ise dava konusu yer ile ilgili 3.kişilere yaptırılmak üzere inşai işlemler için genel kuruldan yetki aldığının görüldüğünü, buna ilişkin belgelerin 13/06/2023 günlü dilekçe ekinde ibraz edildiğini, hâl böyle olunca gerek tasfiye süreci bakımından, gerekse kaldırma kararı doğrultusunda yapılacak yargılamada delillerin muhafazası için ihtiyati tedbir talebinde bulunulduğunu, tasfiye yönünden TTK’nun ilgili maddelerinde; tasfiye memurları, tasfiye sürecinde alacaklıların çağrılması ve korunmasına ilişkin TTK.nun 541 ve ihtilaflı bulunan alacakların karşılığının notere depo ettirilmesine ilişkin 541/3 maddesi uyarınca henüz muaccel olmayan ve hakkında uyuşmazlık bulunan borçları yeterli güvence ile teminat altına almasının düzenlendiğini, somut olayda, bu hususların hiçbirinin yerine getirilmediği gibi davacı- karşı davalının tasfiye sürecine girdiğinin gizlendiğini, bu nedenlerden ötürü TTK’nun emredici hükmü uyarınca doğan zorunluluk nedeniyle teminatsız biçimde ve davalı- karşı davacının tasfiye sürecinin tedbiren (eldeki dava kesinleşene kadar) durdurulmasına ve gereği için davalı yana, tasfiye memurlarına, Ankara Ticaret Odası ile Çevre Ve Şehircilik İklim Bakanlığı’na müzekkere yazılmasını, TTK’nun 541/3 maddesi uyarınca depo hükümlerinin işletilmesine karar verilmesinin talep edildiğini, bozma kararı doğrultusunda delillerin muhafazası yönünden yerinde inceleme yapılması gerekmesine rağmen davalı-karşı davacı yanca müvekkili tarafından yapılan işlerin tespitini imkansız bırakacak biçimde inşai faaliyet için Genel Kurul’dan yetki aldığını, hâl böyle olunca, işin mahiyetinin delillerin karartılmasını engellemek üzere olmasından ötürü teminatsız biçimde dava konusu hususlarda (sosyal tesis alanında) hiçbir şekilde inşai faaliyet yapılmamasına yönelik yasaklayıcı ihtiyati tedbir kararı verilmesi ile anılan alanın ve delillerin muhafazası bakımında kolluk marifeti ile bilirkişi incelemesine kadar mühürlenmesinin talep edildiğini, mahkemece 17/07/2023 günlü ara kararı ile “tasfiyenin tedbiren durdurulması ve TTK 541/3 maddesi uyarınca depo hükümlerinin işletilmesine ilişkin taleplerinin tasfiye işlemlerine mahkemenin müdahalesinin söz konusu olamayacağından reddine” karar verildiğini, diğer tedbir talebi olan delillerin muhafazası yönünden ise açık bir hüküm tesis edilmeyerek talebin zımnen reddedildiğini, oysa belirtildiği üzere devam eden bir davada, davanın taraflarından birisinin tasfiye sürecine girmesi hâlinde, tasfiye işlemlerinin eldeki davaya etkileri nedeniyle müdahalede bulunma yetkisinin yargılamayı yapan mahkemeye ait olduğunu, ayrıca tedbir talebinin mahiyeti de, kanunda yer verilen ifade ile “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı … yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi ” hâline uygun olduğunu, tedbir talebinin reddedilmesinde hukuki isabet bulunmadığını, HMK’nun 391/3 maddesinde “ihtiyati tedbir talebinin reddi kararı gerekçeli olarak verilir ve bu karara karşı kanun yoluna başvurulabilir.” hükmünün bulunduğunu belirterek, ihtiyati tedbirin reddine ilişkin ara kararın kaldırılarak 13/06/2023 günlü dilekçede belirtilen ihtiyati tedbir taleplerinin (tasfiye ve delillerin muhafazasına yönelik) ayrı ayrı kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Talep, eser sözleşmesinden kaynaklanan asıl dava istirdat ve tazminat, karşı dava alacak, tazminat ve teminat bonosunun iadesi istemlerine ilişkin olup, mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara karara karşı ihtiyati tedbir talep eden/ davalı- karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK’nın 389/1. maddesi uyarınca, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakınca yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle HMK 389 ve devamı maddeleri gereğince talep edilen tedbirin, dava konusu uyuşmazlığa ilişkin olmadığının anlaşılmasına göre ihtiyati tedbire itiraz eden davalı- karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir talep eden/ davalı- karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince davalı- karşı davacıdan alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar harcı peşin alındığından başka harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı- karşı davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 362/1.f maddesi gereğince KESİN olmak üzere 21/11/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır