Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2023/1032 E. 2023/1162 K. 15.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2023/1032 – Karar No:2023/1162
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/1032
KARAR NO : 2023/1162
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/05/2019
NUMARASI : 2015/298 E-2019/437 K
ASIL DAVADA:
DAVACI
VEKİLLERİ
DAVALILAR
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ :15.11.2023
KARAR YAZIM TARİHİ :15.11.2023
Davacı vekili tarafından davalı taraf aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin asıl ve birleşen davalarda mahkemece verilen karara karşı süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine eksiklik nedeniyle mahalline geri çevrilen dosya gelmiş olmakla yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili: Müvekkili şirketin yatırım programında yer alan 154 kV’luk Antakya 3-Reyhanlı Enerji İletim Hattı’nın anahtar teslimi yapım işinin 11.465.000,00 TL bedel ile … İş Ortaklığı’na ihale edildiğini, 09.01.2012 tarihinde sözleşme imzalandığını, 23.01.2012 tarihinde yer teslimi yapılarak hattın tesisine başlandığını, onaylı iş programına göre sözleşme ikmal tarihinin 17.03.2013 olduğunu, ancak sözleşmenin müvekkili şirketin yönetim kurulunun 28.01.2013 tarihli oluru ile feshedildiğini ve tamamlanamayan işlerin … İş Ortaklığı’nın nam ve hesabına dava dışı ….Ltd Şti’ne tamamlatılarak geçici kabulün 13.07.2014 tarihinde yapıldığını ve 07.08.2014 tarihinde kesin hesap çalışmalarının tamamlandığını ve sözleşme bedeli olan 12.253.752,30TL’nın … şirketine ödendiğini, davalı şirketlerce tamamlanan işlerin bedelinin fesih sonrası hazırlanan 25.04.2013 tarihli kesin hesap hakkedişine göre 1.146.467,50TL olduğunu, buna göre davalılarca yapılan ve dava dışı şirketçe tamamlanan işlerin bedeli toplamının 13.400.219,80 TL olup ilk ihaleye davalıların oluşturduğu iş ortaklığı ile birlikte 9 firmanın katıldığını, bunların arasında ikinci en düşük teklifin … tarafından 12.124.417,60TL olduğunu, buna göre 13.400.219,80 TL ile 12.124.417,60TL arasındaki fark olan 1.275.802,20 TL miktarında davalıların kusuru nedeniyle menfi zarar oluştuğunu, bu tutardan davalı şirketlerin oluşturduğu iş ortaklığının alacağı olan ve müvekkili nezdinde blokede tutulan 313.014,71 TL düşüldükten sonra kalan 962.787,49 TL’nin 10 gün içerisinde ödenmesi istemli ihtarnamenin 26.01.2015 tarihinde tebliği edilmesine rağmen davalı tarafça ödemede bulunulmadığını belirterek ve fazla hakları saklı olmak üzere müvekkilince sözleşmenin haklı feshi ve davalı taraf nam ve hesabına yapılan ihale nedeniyle 962.787,49 TL’nin 06.02.2015 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen 2015/655 E sayılı davada davacı vekili: Müvekkili şirketin 154 kV’luk Antakya 3-Reyhanlı Enerji İletim Hattı’nın anahtar teslimi yapım işlerinin … İş Ortaklığı’na ihale edildiğini, 09.01.2012 tarihinde imzalanan sözleşmenin müvekkili şirketin yönetim kurulunun 28.01.2013 tarihli oluru ile feshedildiğini ve tamamlanamayan işlerin iş ortaklığı’nın nam ve hesabına dava dışı ….Ltd Şti’ye tamamlatıldığını, feshedilen sözleşme nedeniyle müvekkili tarafından 21.668,85 TL fesih damga vergisi ödenmek zorunda kalındığını belirterek fazla hakları saklı olmak üzere 21.668,85 TL’nın 26.03.2015 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl ve birleşen 2015/655 E sayılı davada davalı vekili: Davacının sözleşmeyi 28.01.2013 tarihinde feshettiğini, müvekkili tarafından Ankara 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/386 esas sayılı dosyasında feshin haksız olduğunun tespiti ve kar kaybı istemiyle dava açıldığını, fesih ile 22.05.2013 tarihinde dava dışı … şirketiyle yapılan sözleşme arasında 3 ay 24 gün süre bulunduğunu, ikinci ihalenin makul sürede yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğini, feshedilen sözleşmeye ilişkin ilk ihalede en avantajlı ikinci teklifin 11.870.000,00 TL olduğunu, fesih sonrası yapılan ikinci ihale bedelinin 11.565.300,00 TL olarak belirlendiğini, haliyle ortada bir zarar bulunmadığını, sahada kamulaştırmaya ilişkin sorunlar bulunduğundan çalışma yapılamaması nedeniyle az da olsa bir imalat gerçekleştirildiğini, bu imalat bedelinin de zarar ziyan hesabında değerlendirilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen 2015/386 E sayılı davada davacı iş ortaklığı vekili: Müvekkili iş ortaklığı ile davalı arasında Antakya 3-Reyhanlı Enerji İletim Hattı İşi hususunda 09/01/2012 tarihli sözleşme imzalandığını, yer teslimini takiben edimin ifasına başlandığını, ancak ifa mahallinin bir bölümünde sahada yapılan ölçümler sonucu sorunlar tespit edildiğini ve bu sorunların 06.04.2012 tarihli yazı ile davalıya bildirildiğini, bundan da önemlisinin kamulaştırma işlemlerinin tamamlanamaması nedeniyle işin yapımında mülk sahiplerinin mukavemeti ile karşılaşıldığını, bu durumun da davalıya bildirildiğini, taraflarca karşılıklı ihtarnamelerin keşide edildiğini ve sonrasında davalının Ankara 25. Noterliği’nin 29/01/2013 tarih 02767 yevmiye nolu ihtarnamesi ile sözleşmeyi feshettiğini ve 01.02.2013 tarihinde feshe kadar gerçekleştirilen işlemlerin durumunun tespit edilmek üzere ortaklığın yetkilisinin hazır bulunmasının istenildiğini, müvekkili adi ortaklığın davalıya Ankara 18. Noterliği’nin 31.01.2013 gün 3772 yevmiye nolu ihtarnamesi ile feshin haksız olduğunun bildirildiğini, davalının sözleşme hükümlerine aykırı davrandığını, yükümlülüklerini yerine getirmeyerek sözleşmeden beklenen amacın gerçekleşmesine engel olduğunu, zira davalı yanca kamulaştırma işlemlerinin tam ve gereği gibi yapılmadığını, bu nedenle müvekkilinin temerrüdünün söz konusu olmadığını, kamulaştırma ihalesinin sözleşmenin imzalanmasından sonra yapıldığını, feshin haksız olduğunu belirterek ve fazla hakları saklı olarak, davalının sözleşmeyi fesih iradesinin haksız olduğunun tespitine, yoksun kalınan kar nedeniyle 10.000,00 TL’nin avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, kesin teminat mektubunun nakde çevrilmesi nedeniyle uğranılan zarara karşılık olmak üzere 687.000,00 TL tazminatın mektubun nakde çevrildiği tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen 2015/386 E sayılı davada davalı vekili: Davacının iş ortaklığı olduğunu, dava açma ehliyeti bulunmadığını, davanın usul yönünden reddi gerektiğini, sözleşmenin haklı feshedildiğini, yüklenicinin E.İ. hattını finansman sıkıntısı nedeniyle yapamadığı için kamulaştırma işlemlerini bahane ettiğini, ayrıca yer teslim tutanağında bu hususta yüklenicinin şerhi ve itirazı bulunmadığını, yapılan fesih işleminin sözleşme hükümlerine aykırı olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince:Asıl ve birleşen 2015/655 Esas sayılı davanın sözleşmenin haklı feshi nedeniyle menfi zarar, birleşen 2015/386 Esas sayılı davanın haksız fesih nedeniyle müspet zarar istemine ilişkin olduğu, mahkemece tarafların delillerinin toplandığı, bilirkişi incelemeleri yaptırıldığı, toplanan deliller, dosya içeriği, özellikle 14.09.2018 tarihli asıl ve 05.03.2019 tarihli ek rapor birlikte değerlendirildiğinde, yüklenicinin kendisine muhtelif tarihlerde bildirilen sözleşme konusu hattın sorunsuz kısımlarında çalışmadığı, toplam 147 adet direkten 96 adedinin alt montajı tamamlandığı halde hiçbirinin üst montajının ve tel çekiminin yapılmadığı, yer tesliminden fesih tarihine kadar geçen süre içerisinde işin parasal olarak %10’luk kısmının tamamlanabildiği, yüklenicinin şantiyede herhangi bir faaliyetinin, ekip ve eleman ile iş konusu malzemesinin bulunmadığı, 10 gün süreli ve nedenleri açıkca belirtilen ihtarlara rağmen aynı durumun devam ettiği, bu nedenle iş sahibi … tarafından sözleşmenin feshinin haklı olduğu, feshin haklı olması nedeniyle iş sahibinin kaçırılan fırsattan dolayı zarar ve fesihname damga vergisi bedelini talep edebileceği, ikinci ihalenin makul sürede gerçekleştirildiği, bilirkişiler tarafından düzenlenen 05.03.2019 tarihli ek raporun zarar hesabının yerleşik Yargıtay içtihatlarına uygun bulunduğu, kaçırılan fırsattan dolayı menfi zarar tutarı 686.031,66 TL’den yüklenici kesin hesap alacağı olan 313.016,63 TL tenzil edildiğinde iş sahibinin 373.015,03 TL alacaklı olduğu, 21.668,85 TL fesihname damga vergisi talebinin yerinde bulunduğu anlaşıldığından 2015/298 Esas sayılı davanın kısmen kabulüne, 2015/655 Esas sayılı davasının kabulüne karar vermek gerektiği, birleşen 2015/386 Esas sayılı dava iş ortaklığı adına açıldığından ve iş ortaklığının tüzel kişiliği bulunmadığı gibi iş ortaklık sözleşmesinde pilot ortağa dava açabilmesi yönünde açıkça yetki tanınmadığından iş bu davanın taraf sıfatı/aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulü ile, 373.015,03 TL’nin 05.02.2015 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, birleşen Ankara 13 ATM’nin 2015/655 Esas sayılı davasında davanın kabulü ile, 21.668,85 TL’nin 03.04.2015 dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, birleşen Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/386 Esas sayılı davasında, davanın HMK’nın 114/1-d maddesi uyarınca, taraf ehliyeti (aktif husumet) yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Asıl ve birleşen 2015/655 E sayılı davada davacı- birleşen 2015/386 E sayılı davada davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Mahkeme kararına esas alınan bilirkişi ek raporunda menfi zararın tespiti bakımından uygulanan hatalı hesaplama yönteminin yerleşik Yargıtay kararlarında benimsenen usule açıkça aykırı olduğunu, 154 kV’luk Antakya 3- Reyhanlı Enerji İletim Hattının anahtar teslimi yapım işinin 11.465.000,00 TL bedelle davalı- birleşen davacı firmaların iş ortaklığına ihale edilmiş olduğunu, 09.01.2012 tarihinde sözleşmesinin imzalanarak 23.01.2012 tarihinde yer teslimi yapılan hattın onaylı iş programına göre ikmal tarihinin 17.03.2013 olduğunu, ancak yüklenici firmaların gerekli teçhizat, araç, malzeme ve yeterli sayıda deneyimli elemanla tesis faaliyetlerine ivedilikle başlamaları konusunda müteaddidin defalarca uyarılmalarına rağmen hattın ikmali için gerekli hassasiyeti göstermemeleri ve herhangi bir tesis faaliyetinde bulunmamaları, müvekkilinin 25.12.2012 ve 10.01.2013 tarihli ihtarına karşın aynı durumun devam etmesi nedenleriyle taraflar arasındaki sözleşmenin Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 47.ve sözleşmenin 25.maddeleri uyarınca müvekkili tarafından feshedildiğini, mahkeme kararında da sözleşmenin feshinin haklı olduğunun tespit edildiğini, sözleşmenin feshinden sonra hattın yüklenici iş ortaklığınca tamamlanmayan işleri için makul sürede yapılan ikinci ihale neticesinde dava dışı … ….Şti firması ile müvekkili arasında sözleşme imzalandığını, ikinci ihale neticesinde imzalanan sözleşme kapsamında tesisin bakiye yapım işlerinin tamamlanarak geçici kabulünün 13.07.2014 tarihinde yapıldığını ve 07.08.2014 tarihinde onaylanarak kesin hesap çalışmalarının tamamlandığını, sözleşme hükümleri uyarınca tamamlanan bakiye işlerin kesin fiyat formuna göre fiyat farkı dahil sözleşme bedeli 12.253.752,30 TL olup, bu tutarın ara hakedişler ve 24.10.2014 tarihinde düzenlenen kesin hesap hakedişleriyle … Elektrik…Ltd.Şti firmasına ödendiğini, dava konusu sözleşmenin yüklenicinin kusuru nedeniyle feshedilmesinden dolayı tmüvekkilinin zarara uğradığını, bu zararın niteliği ve kapsamının ise Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17.01.1990 tarihli ve 1989/13-392 E-1190/1 K sayılı kararında açıklandığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda müvekkilinin menfi zararının tespiti bakımından uygulanan hatalı hesaplama yönteminin hukuka ve Yargıtay kararlarında benimsenen usule aykırı olduğunu, söz konusu hatalı hesaplama sonucu mahkeme kararında belirlenen(686.031,66TL) menfi zarar tutarının kabulünün mümkün olmadığını, kaçırılan fırsat kapsamındaki menfi zarar hesabında feshedilen sözleşme konusu işin tamamlanması için fiilen ödenmek durumunda kalınan tutarların esas alınması gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise, ilk ihale teklif fiyatları ve tahmini iş miktarlarına göre davalı- birleşen davada davacılar ile en iyi ikinci teklif sahibi ….Ltd.Şti firmasına işin feshedilmeden tamamlanması halinde fiilen ödeneceği varsayılan tutarlar üzerinden bir oranlama yapıldığını, oysa ikinci ihale sonucunda bakiye işlerin tamamlanması için müvekkili tarafından … şirketine fiilen ödenen nihai sözleşme tutarının göz önüne alınmadığını, aynı şekilde ilk ihale sonucunda davalı – birleşen davada davacıların iş ortaklığı ile imzalanan sözleşmenin 14.2 maddesine atıf yapılarak bu sözleşmeye taraf olmayan … şirketine ikinci ihale kapsamında ödenen fiyat farklarının menfi zarar hesabında dikkate alınmamasının da hukuka uygun olmadığını, Yargıtay yerleşik kararları da göz önüne alındığında karşı tarafça yapılan işlerin bedelinin fesih sonrası kesin hesap hak edişine göre 1.146.467,50 TL, H.363.T referanslı sözleşme kapsamında Kar- pa şirketince tamamlanan bakiye işlerin kesin fiyat formuna göre fiyat farkı dahil nihai sözleşme bedelinin 12.253.752,30 TL olduğunu, bu tutarın … firmasına ödendiğini, böylece ilk ihalenin yüklenici iş ortaklığına verilmesi ve sözleşmenin feshine sebebiyet vermeleri nedeniyle tamamlanan işlerin bedeli toplamının 13.400.219,80 TL olduğunu, ilk ihaleye yüklenici iş ortaklığı ile birlikte dokuz firmanın katıldığını ve bunların arasında ikinci en düşük teklifin … firması tarafından (11.870.000,00TL)verildiğini, düzenlenen ilk ihaleye davalı- birleşen davada davacı firmalar katılmasaydı ihalenin ikinci teklif sahibinin … firması üzerinde kalacağını ve feshedilmeden tamamlanması halinde işin bedelinin 12.124.417,60 TL olacağını, şu halde detayları açıklanan 13.400.219,80 TL ile 12.124.417,60 TL arasındaki fark olan 1.275.802,20 TL’nin müvekkili aleyhine kaçırılan fırsattan doğan menfi zarar tutarı olduğunu, bu tutardan yüklenici iş ortaklığının alacağı olan ve müvekkili nezdinde blokede tutulan 313.014,71 TL düşülerek 962.787,49 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesi gerekirken hatalı incelemeye dayalı bilirkişi raporuna itibar edilerek 373.015,03 TL’ye hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, dolayısıyla mahkemece hatalı hesaplamalar içeren bilirkişi raporuna dayanılarak sözleşmenin feshi üzerine bakiye işlerin tamamlanması için yapılan ikinci ihale nedeniyle müvekkilinin ödemek durumunda kaldığı somut tutarlara göre gerçekleşen zararın göz ardı edildiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte hükme esas alınan raporda yer verilen varsayıma dayalı hesap yönteminin hukuka aykırı olduğu gibi açık hesap hataları da bulunduğunu, öyle ki ilk ihale tarihinde ikinci en avantajlı teklif sahibi … şirketi ile sözleşme yapılmış olması halinde %100’lük iş miktarı için ödeneceği belirtilen 12.124.417,00 TL’nin davalı- birleşen davada davacılarca yapılmayan iş tutarı karşılığının 10.937.968,34 TL olduğu belirtilmiş ise de, esasen 12.124.417,00 TL’nin %90,21 ine karşılık gelen tutarın 10.937.436.57 TL olduğunu, buna karşın bilirkişi raporuna yönelik haklı itirazlarının mahkemece değerlendirilmediğini, mahkeme kararında birleşen 2015/655 E sayılı dosyasına konu 21.668,85 TL tutarındaki damga vergisi yönünden davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde olmakla birlikte faiz başlangıcının dava tarihinden değil ödeme tarihi olan 26.03.2015 den itibaren hükmedilmesi gerektiğini belirterek, mahkeme kararının asıl davada kısmen reddedilen kısım yönünden, birleşen Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/655 E. sayılı dosyasında faiz başlangıç tarihi yönünden kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl ve birleşen 2015/655 E sayılı davada davalı- birleşen 2015/386 E sayılı davada davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle: Birleşen 2015/386 E sayılı dosyası bakımından mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın ehliyet yokluğundan usulden reddine karar verildiğini, mahkemenin bu konudaki gerekçesinin yerinde olmadığını, zira mahkemece yapılan yargılama neticesinde iş ortaklığı adına pilot ortak adına dava açıldığından ve iş ortaklığının tüzel kişiliği bulunmadığı için pilot ortağın yetki verilmeksizin dava açmasının mümkün olmayacağı yönünde görüş isabetli ise de somut olaya uygun olmadığını, dosyaya kazandırılan vekaletname incelendiğinde, adi ortaklık sözleşmesi uyarınca yetkili kılınan … tarafından ortaklığı ve her iki ortağı temsilen Ankara 18. Noterliğinin 05/09/2012 tarih 25509 yevmiye nolu vekaletnamesi uyarınca temsilci tüm ortakları temsilen vekalet vermiş olup esasında verilen vekaletin her bir ortağa yönelik olduğunu, hal böyle olunca adi ortaklığın ortaklarının temsil edilmediğinden bahsedilemeyeceğini, bu nedenle mahkemenin ehliyet yönündeki görüşünün isabetli olmadığını, 2015/298 E. sayılı asıl dava dosyası bakımından karar yerinde tartışılan ve maddi olaya uygun düşmeyen deliller ve gerekçe karşısında asıl davaya ilişkin kararın bozulması gerektiğini, davacının iş sahibi, müvekkilinin de bulunduğu iş ortaklığının yüklenici olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmesinin eser sözleşmesi olduğu yönünde uyuşmazlık bulunmadığını, sorunun yüklenicinin eseri meydana getirip getirmediği, şayet getirememiş ise yalnızca kendi kusurunun bulunup bulunmadığı başka bir anlatımla iş sahibinin de kusurunun bulunup bulunmadığı noktasında olduğunu, 6098 sayılı TBK’nın 473.maddesinde, Yüklenicinin işe zamanında başlamaması veya sözleşme hükümlerine aykırı olarak işi geciktirmesi ya da iş sahibine yüklenemeyecek bir sebeple ortaya çıkan gecikme yüzünden bütün tahminlere göre yüklenicinin işi kararlaştırılan zamanda bitiremeyeceği açıkça anlaşılırsa, işsahibi teslim için belirlenen günü beklemek zorunda olmaksızın sözleşmeden dönebilir. Meydana getirilmesi sırasında, eserin yüklenicinin kusuru yüzünden ayıplı veya sözleşmeye aykırı olarak meydana getirileceği açıkça görülüyorsa, işsahibi bunu önlemek üzere vereceği veya verdireceği uygun bir süre içinde yükleniciye, ayıbın veya aykırılığın giderilmesi; aksi takdirde hasar ve masrafları kendisine ait olmak üzere, onarımın veya işe devamın bir üçüncü kişiye verileceği konusunda ihtarda bulunabilir., şeklinde olup , hükmün 1.fıkrasında iş sahibine yüklenemeyecek bir sebepten bahsetmekte olup, sadece iş sahibinin kusuru değil, eserin tamamlanmasında gecikmenin iş sahibinden kaynaklanan bir sebepten meydana gelmesinin dahi iş sahibinin şüphesiz sorumluluğunu gerektirdiğini, müvekkili tarafından eserin tamamlanması aşamasında başlangıçtan itibaren kamulaştırma işlerinin eksik bırakıldığını, sorunlar yaşandığı ve sahaya girilemediğini , her ne kadar bir kısım direklerin alt montajı yapılmış ise de bağlantılı diğer direklerin kamulaştırma işlemlerinin tamamlanmadığının muhtelif tarihli noter ihtarnameleri ile bildirildiğini, hatta bu yöne işaret etmek üzere taraflar arasında daha evvel görülen Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/02/2017 tarih, 2014/1216 E., 2017/59 K., dosyası üzerinden davanın reddine karar verildiğini, bu kararın istinaf edildiğini, Ankara BAM 27.Hukuk Dairesinin 16/10/2019 tarih, 2017/1046 E., 2019/934 K., sayılı kararı ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verildiğini, bu karara karşı temyiz kanun yoluna başvurulduğunu ve Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 02/11/2020 tarih, 2020/10 E- 2868 K sayılı kararı ile istinaf mahkemesi kararının onandığını, birleşen 2015/655 Esas sayılı dosyası bakımından ise, davacının fesih iradesine bağlı olarak ödemek zorunda kaldığı damga vergisini birleşen davada talep ve dava konusu yaptığını, mahkemece davacının fesih iradesinin doğru olduğundan hareketle davanın kabulüne karar verildiğini, oysa davacının kendi edim yükümlülüğünü yerine getirmediğinin dosya kapsamıyla sabit olduğunu, buna göre mahkemece verilen ve davanın kabulü yönündeki kararın isabetli olmadığını, zira davacının sözleşmenin ifasında üzerine düşen edim yükümlülüğünü tam ve gereği gibi yerine getirmediği için kusurlu olduğunu, kimse kendi kusurundan yararlanamayacağına göre davacının sözleşmeyi feshetmesi isabetli de olmadığından damga vergisini talep edemeyeceğini, bu nedenle mahkeme kararının isabetli olmadığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına asıl ve birleşen davanın reddine, kendilerince açılan birleşen 2015/386 esas sayılı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl ve birleşen davalar, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece verilen karara karşı taraflar adlarına vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun( HMK) 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemesince asıl ve birleşen davalara ilişkin verilen karara karşı yüklenici iş ortaklığını oluşturan şirketler olan ….Ltd.Şti ve ….Ltd.Şti. şirketleri adına istinaf dilekçesi verilmiş ise de, ….Ltd.Şti. adına vekaletname sunulmadığı gibi muvafakat da sağlanamadığından iş sahibi … ve yüklenici ortaklık ortaklarından ….Ltd.Şti’nin istinaf istemlerinin incelenmesinde;
Taraflar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup mahkemece dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla iş sahibi … vekili ile yüklenici ortaklık ortaklarından ….Ltd Şti’nin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl ve birleşen 2015/655 E sayılı davada davacı- birleşen 2015/386 E sayılı davada davalı … vekili ve asıl ve birleşen 2015/655 E sayılı davada davalı- birleşen 2015/386 E sayılı davada davacı ……Ltd.Şti. vekilinin istinaf başvurularının 6100 Sayılı HMK.’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine
2-Harçlar Kanunu gereğince asıl dava bakımından alınması gereken 269,85TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın asıl davanın davacısı …’tan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Harçlar Kanunu gereğince asıl dava bakımından alınması gereken 25.480,66TL istinaf karar harcından peşin alınan 6.370,17 TL harcın mahsubu ile bakiye 19.110,49 TL harcın asıl davada davalı ……Ltd.Şti.’den alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Harçlar Kanunu gereğince birleşen 2015/655 esas sayılı dava bakımından alınması gereken 269,85TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın birleşen davanın davacısı …’tan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
5-Harçlar Kanunu gereğince birleşen 2015/655 esas sayılı dava bakımından alınması gereken 1.480,20 TL istinaf karar harcından peşin alınan 370,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.110,10 TL harcın birleşen davada davalı ……Ltd.Şti’den alınarak Hazine’ye irat kaydına,
6- Harçlar Kanunu gereğince birleşen 2015/386 esas sayılı dava bakımından alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın birleşen davada davacı ……Ltd. Şti’den alınarak Hazine’ye irat kaydına,
7-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderleri ile ödedikleri istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının kendileri üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361.maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 15.11.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Başkan…

Üye…

Üye…

Katip…

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır