Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2022/963 E. 2022/1072 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/963 – Karar No:2022/1072

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/963
KARAR NO : 2022/1072

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/12/2021
NUMARASI : 2020/60 E-2021/910 K

ASIL DAVA VE BİRLEŞEN 2008/368 ESAS SAYILI DAVADA
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
BİRLEŞEN 2011/140 ESAS SAYILI DAVADA
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : .
VEKİLİ :

DAVALARIN KONUSU : Alacak – Cezai Şart – Alacak
(Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 27/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/10/2022
Kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan asıl ve birleşen davalarda mahkemece asıl dava ve birleşen 2011/140 esas sayılı davanın kısmen kabulüne, birleşen 2008/368 esas sayılı davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili asıl davada özetle; taraflar arasında akdedilen 04.11.1999 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yapılacak 94 dairenin 48 adedinin yükleniciye ve 46 adedinin müvekkiline verilmesinin kararlaştırıldığını, inşaatın genel olarak tamamlandığını ve 24.04.2007 tarihinde yapı kullanma izin belgesinin alındığını, ancak 2007/683 D.İş sayılı dosyada eksik ve ayıplı işler bedelinin 550.825 TL olarak belirlendiğini öne sürerek bu miktarın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili asıl davada özetle; tapular üyelere devredilmekle kooperatifin temsil yetkisinin bulunmadığını, davanın reddi gerektiğini, müvekkilinin sözleşmeye uygun olarak inşaatı tamamladığını, delil tespitindeki fore kazık imalatının müvekkili ile ilgili olmadığını ve dairelerin 06.11.2006 tarihli tutanakla teslim edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen 2008/368 esas sayılı davada davacı vekili özetle; sözleşmede binanın 30.11.2002 tarihinde tamamlanmasının kararlaştırıldığını, aksi taktirde arsa sahiplerine her ay için 26.000 USD ya da her bir daire için 1.000 DM ödenmesinin kararlaştırıldığını, yüklenicinin süresinde inşaatı tamamlayamadığını, müvekkilinin iyi niyetle 30.06.2004 tarihine kadar ek süre tanıdığını, bu sürede bitirilemezse cezai şartın geçmişe yönelik uygulanacağının belirtildiğini, yapı kullanma izin belgesinin 24.04.2007 tarihinde alındığını, ancak halen eksiklikler bulunduğunu, sözleşme gereğince yapı kullanma izin belgesi alınmasından ve peyzaj çalışmalarının da tamamlanmasından sonra kalan 4 dairenin satış yetkisinin verilmesinin kararlaştırıldığını, 2007/683 D.İş sayılı dosyada eksikliklerin belirlendiğini, şimdilik 30.11.2002 tarihinden başlayarak 3 ay için 78.000 USD cezai şart talep ettiklerini, inşaatın teslim edildiği 30.11.2002 tarihinden itibaren iskan ruhsatının alındığı 24.04.2007 tarihine kadar geçen 53 ay için ise 26.000 USD hesabıyla 1.378.000 USD ya da 1.000 DM hesabıyla 2.438.000 DM alacakları bulunduğunu öne sürerek 78.000 USD’nin 30.11.2002 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle tahsiline karar verilmesini dava etmiş; kısmi ıslah ile talebini 904.799,99 USD’ye artırmıştır.
Davalı vekili özetle; sözleşmeden sonra belediyeye müracaat edildiğinde arsanın 1999 yılı Aralık ayında mania kapsamına alındığının öğrenildiğini, yapılan çalışmalar sonucunda mania kararının kaldırıldığını, çapın 09.01.2001 tarihinde alınabildiğini, inşaat ruhsatının 22.06.2001 tarihinde alındığını ve inşaata başlandığını, 25.06.2001 tarihli ek sözleşme yapıldığını, her blokta tek asansör öngörülmüşken ilave 4 asansör yapıldığını, yine 03.04.2005 tarihli sözleşmeyle dairelerdeki imalatların iyi ve lüks malzemeler kullanılmak suretiyle davacı lehine değiştirildiğini, müvekkili tarafından kuyu açıldığını, jeneratör konulduğunu, imar uygulaması sonucu arsa 8.505 m²’ye düştüğü halde peyzajın 22.000 m²’ye göre yapıldığını, müvekkilinin yaptığı harcama ve değer artışlarının 1.000.000 TL olduğunu, mahsup talep ettiklerini, arsanın ayıbı nedeniyle geçen süreçte inşaat maliyetlerinin arttığını, yine inşaat sırasında Ümitköy metro tünelinde göçük meydana geldiğini, metro yüklenicisi şirket ile fore kazık imalatı için sözleşme yapıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen 2011/140 sayılı davada davacı vekili özetle; taraflar arasında akdedilen sözleşmeyle inşaatın 30.11.2002 tarihinde tamamlanması kararlaştırılmış ise de, manianın kaldırılması ve ek sözleşmelerle sürenin 30.06.2006 tarihine uzatıldığını, 03.04.2005 tarihli sözleşmeyle süre bu tarihe kadar uzatılmakla birlikte inşaatın bitirilmesi halinde tazminat ve cezai şart talep edilemeyeceğinin de kararlaştırıldığını ve tarafların örnek daire üzerinde mutabık kaldıklarını, tarafların her blok için birer adet ilave asansör yapılması, site içi asfalt yapılması, jeneratör tesis edilmesi vs işlerin yapılmasını kararlaştırdıklarını, müvekkilinin bu işleri yaptığını öne sürerek ilave işler için şimdilik 10.000 TL’nin tahsiline karar verilmesini talep etmiş; kısmi ıslah ile talebini 159.600 TL’ye artırmıştır.
Davalı vekili özetle; alacağın zamanaşımına uğradığını, davacı yükleniciden değişiklik yapılmasını talep eden maliklerin sorumlu olacaklarını, kooperatife husumet yöneltilemeyeceğini, iddianın sözleşmedeki hiçbir koşula uymadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince;”Dosya kapsamında bilirkişilerce davacının iddiaları yönünden mahallinde ve dosya kapsamında yapılan incelemeler de değerlendirildiğinde; Ek raporda yapılan netice hesaplamaya göre, eksik iş kalemlerinin; gölet havuzlarının yalıtımlarının yenilenmesi, yangın merdivenlerinin projede öngörüldüğü şekilde koridordan ayrılması, gölet bölgesinde aydınlatma amaçlı 6 adet elektrik direği ve havuz için 3 adet devir daim pompası , kapalı otopark alt kat-üst kat yangın su bağlantısı, nebati toprak eksiğinden kaynaklı bedelinin toplam 203.337,50 TL olduğu anlaşılmıştır. Bu imalatların tamamı siteye ait ortak mahallere ait olduğu için davacı kooperatifin talep edebileceği bedel kendi hissesi oranında olabilecektir. İşe ait sözleşmeye göre dairelerin eşit ve 170 m2 olduğu, paylaşım oranının ise siteye 46 yapımcıya ise 48 daire olacak şekilde olacağının düzenlendiği, buna göre davacının talep edebileceği eksik iş bedelinin kendi hissesine düşen değerinin: 203.337,50×46/(46+48)=99.505,59 TL olduğu kanaatine varılmıştır. Yüklenici şirket tarafından kooperatif aleyhine açılan, birleşen 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/140 E. sayılı dosyası yönünden yapılan değerlendirmede; Taraflar arasında düzenlenen 3.4.2005 tarihli örnek daire tutanağının taraflar arasındaki sözleşmeden oldukça farklı hükümler içerdiği belirtilerek, tutanak uyarınca sözleşmeden farklı yapılan işlerinden şimdilik asansör için 2.000.-TL ve diğer kalemler için 1.000.-TL olmak üzere 10.000.-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili, ıslah işlemi ile 159.600,00 TL’nin faiziyle birlikte tahsili hususunda alacak davası açılmıştır. Taraflar arasında düzenlenen 04.11.1999 tarihli sözleşmenin 3. sayfasındaki İşin tanımı maddesinde; “Arsa sahiplerine ait arsa üzerine aşağıdaki şartlarda 94 dairelik yapının arsa payı kat karşılığı esası ile yapımcı tarafından bu sözleşmenin ayrılmaz parçası olan avan projeye göre ve ekli teknik şartname doğrultusunda Anahtar Teslimi yapımı işidir.” denilerek işin teknik şartname ve eki projelere göre anahtar teslimi olarak yapılması kararlaştırılmıştır. Yine sözleşmenin 5. sayfasındaki fiyat ve maliyet farkı maddesinde; “Arsa sahipleri ile yapımcı arasında yapılan işbu sözleşme düzenleme şeklinde arsa payı / kat karşılığı inşaat yapımı ve satış vaadi esasında götürü bir anlaşmadır. Bu nedenle yapımcı deruhte ettiği yapının bu sözleşme hükümleri çerçevesinde yapımı ile ilgili olarak hiçbir sebep ve şartlar altında ve hiçbir hususta arsa sahiplerince fiyat ve maliyet farkı talep edemez.” denilmiştir. Her iki husus birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasında bağıtlanan işin bedel ve yapım yönünden anahtar teslimi görürü bedel sözleşme olduğu anlaşılmaktadır. …Anahtar teslimi götürü bedel eser sözleşmelerde esas olan yüklenicinin edimi; eseri işe ait teknik şartname ve projeler doğrultusunda eksiksiz ifa etmesidir. İş sahibinin edimi ise proje ve şartnamesine göre yapılan eserin bedelini eksiksiz olarak ödemesidir. Eser, başlangıçta öngörülenden fazla emek ve masraf gerektirse dahi fazla masraf ve emek bedelini iş sahibinden talep edemez. Tersi durumda, eseri başlangıçta öngörülenden daha az emek ve bedel harcanarak oluşturulması durumunda dahi iş sahibi bedelde indirim talebinde bulunamaz. Bu husus BK 480’de “Bedel götürü olarak belirlenmişse yüklenici, eseri o bedelle meydana getirmekle yükümlüdür. Eser, öngörülenden fazla emek ve masrafı gerektirmiş olsa bile yüklenici, belirlenen bedelin artırılmasını isteyemez…. Eser, öngörülenden az emek ve masrafı gerektirmiş olsa bile iş sahibi, belirlenen bedelin tamamını ödemekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 5. sayfasında “Arsa sahipleri fark ve masrafları ödemek, gecikmeye sebebiyet vermemek ve de projeye aykırı olmamak koşulu ile yapımcıdan başka malzeme konulmasını, kullanılmasını, ek ve tadilatlar yapılmasını isteyebilir.” hükmü düzenlemiştir. Diğer yandan; Taraflar arasında düzenlenen 03/04/2005 tarihli mutabakat ile örnek daire tespit ve onaylama tutanağı düzenlenmiştir. 04/04/2005 tarihli “Örnek Daire Tespit Tutanağı Ek Şartları ve Ekleri” adlı tutanakta ise: “04.11.1999 tarihli inşaat sözleşmesi tadil edilmiştir. İnşaatlar örnek daireye uygun olarak yapılacaktır. Projedeki değişikliklere muvafakat edilmiştir. Ek çevre düzenlemesi için müteahhide yetki verilecektir. Adadışı telefon, elektrik, doğalgazı müteahhit yapacaktır. Birebir aydınlatma jeneratörü konulacaktır. Site içi yolların asfaltlanması yapılacaktır. Her blok için birer adet ek asansör yapılacaktır. Tüm bu işlerin bedeli müteahhide ayrıca ödenecektir. İnşaat 30.06.2006 tarihinde teslim edilecek ve müteahhitten herhangi bir cezai şart ve tazminat talep edilmeyecektir” hususları yer almıştır. 5. sayfasında yer alan sözleşme hükmü ve Yargıtay içtihatlarına göre, 04.04.2005 tarihli tutanakta yer alan, davaya konu olan fazla işlerin belirlenecek miktarı ve serbest piyasa rayiç bedelleri üzerinden davacı yüklenicinin talep etme hakkı olduğu kanaatine varılmıştır. Dosya kapsamında bilirkişilerce davacının iddiaları yönünden mahallinde ve dosya kapsamında yapılan incelemeler de değerlendirildiğinde; Ek raporda yapılan netice hesaplamaya göre, davacı yüklenicinin talep konusu işler ile ilgili fazla imalat kalemlerinin asansör, jeneratör, su kuyusu, uydu ve görüntülü kamera sistemi, su deposu, ada dışı doğalgaz, elektrik ve telefon hattı olup toplam bedelinin 120.200.00 TL olduğu anlaşılmıştır. Bu imalatların tamamı siteye ait ortak mahallere ait olduğu için davacı kooperatifin talep edebileceği bedel kendi hissesi oranında olabilecektir. İşe ait sözleşmeye göre dairelerin eşit ve 170 m2 olduğu, paylaşım oranının ise siteye 46 yapımcıya ise 48 daire olacak şekilde olacağının düzenlendiği, buna göre davacının talep edebileceği fazla imalat bedelinin kendi hissesine düşen değerinin: 120.200×46/(46+48)= 58.821,28 TL olduğu kanaatine varılmıştır. Davacı kooperatif tarafından yüklenici şirket aleyhine açılan, birleşen 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/368 E. sayılı dosyası yönünden yapılan değerlendirmede; Sözleşme gereği inşaatın 30.11.2002 tarihinde bitmesi gerekirken iskan ruhsatının 24.4.2007 tarihinde alındığı, aradan geçen 53 ay için işlenmiş tazminat tutarının 53×26.00=1.378.000 USD ya da 53×46 daire x 1.000DEM=2.438.000 mark alacak doğduğunu, davalı yüklenicinin 20.11.2002 tarihi itibarıyla inşaatı ikmal etmediği belirtilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla şimdilik 26.000 USD x 3= 78.000 DM nin tahsiline, ıslah işlemi ile 904.799,99 USD’nin faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir. Yukarıda ayrıntılı belirtildiği gibi, taraflar arasında 16.10.2006 tarihli düzenlenen son mutabakatta iş bitim tarihi 30.06.2006 olarak belirlenmiş olmakla birlikte bu tarihten önce meydana gelen ve davalı yüklenicinin sorumluluğunun olmadığı metro tüneli göçüğü nedeniyle inşaatın en son kararlaştırılan tarihte bitirilmesi imkansız hale gelmiştir. Göçük nedeniyle ODTÜ hocalarının teknik raporları doğrultusunda fore kazık perde ile desteklenmesinden sonra kalan işlerin yapılacağı teknik olarak açıktır. İş bu önlem yapılmadan kalan işlerin devam edilerek en son belirlenen tarihte bitirilmeye çalışılması hem inşaatta muhtemel göçmelere sebep olacağı hem inşaatta çalışacaklar ve çevrede bulunacak muhtemel kişiler açısından can güvenliğinin tehlikeye gireceği açıktır. Bu durum, işin en son tarafların mutabakatında olan 30.06.2006 tarihide bitirilmesi hususunda yüklenici açısından ifa güçlüğü veya imkânsızlığına sebep olduğu ve yüklenicinin ifa güçlüğünden kaynaklı kusuru bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Ancak öncelikle; Yanlar arasındaki sözleşmenin 4. Sayfasının 6. Paragrafında yer alan “ Şayet yapı yukarıda belirlenen süresi içinde bitirilmediği takdirde yüklenici arsa sahiplerine süreyi geçen her ay için 26.00026.000 USD ya da aylık daire başı 1.000DM ödemeyi kabul eder.” düzenlemesinde geçen cezai şart ifaya ekli ceza koşulu niteliğindedir. Davacı kooperatif işin teslime kadar bu maddesi uyarınca herhangi bir cezai şartın ödenmesi hususunda talepte bulunmamış her hangi bir ihtarname karşı yana bildirilmemiştir. Dosyada yer alan 06.11.2006 tarihli teslim tutanağında ise teslim sırasında da ihtirazı kayıt koyulmamıştır. TBK m.179/II’ye göre, “Ceza, borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir”. Bu nedenle davacı tarafın cezai şartı isteme hakkının düştüğü (sona erdiği), böylece davacının talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Belirtilen nedenlerle; Asıl dava(Mahkememizin 2020/60 Esas sayılı) yönünden; davacının talep edebileceği eksik imalat bedelinin 99.505,59,00 TL olduğu, dava tarihinden önce davalı temerrüde düşürülmediğinden faizin dava tarihinden itibaren talep edilebileceği, davacının avans faizi talebi bulunmakta olup, önceki kararda yasal faize hükmedilmiş ise de, davacının bu yönde istinaf talebi bulunmakla kazanılmış hak oluşturmayacağından avans faizine hükmedilebileceği anlaşılmakla; asıl davanın kısmen kabulü ile; 99.505,59 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiştir. Birleşen Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/140 Esas sayılı dosyası yönünden; davacının talep edebileceği fazla imalat bedelinin 58.821,28 TL olduğu, davacının dava tarihinden itibaren avans faizi talebinde bulunduğu ve davasını ıslah ettiği anlaşılmakla; davanın kısmen kabulü ile; 58.821,28 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, (bu tutarın 10.000,00 TL’sine dava tarihinden, kalan kısmına ıslah tarihi olan 30/09/2014 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine), fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiştir. Birleşen Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2008/368 Esas sayılı dosyası yönünden; 06/11/2006 tarihli teslim tutanağında davacı kooperatifin ihtirazi kayıt koymaksızın daireleri teslim almış olması nedeniyle cezai şart talep edemeyeceği anlaşılmakla davanın reddine karar vermek” gerektiği gerekçesiyle “1-Asıl davanın(Mahkememizin 2020/60 Esas) KISMEN KABULÜ İLE; 99.505,59 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,”, “2-Birleşen Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/140 Esas sayılı dosyasında, davanın KISMEN KABULÜ İLE; 58.821,28 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, (bu tutarın 10.000,00 TL’sine dava tarihinden, kalan kısmına ıslah tarihi olan 30/09/2014 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine), fazlaya ilişkin istemin reddine,” ve “3-Birleşen Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2008/368 Esas sayılı dosyasında davanın REDDİNE,” karar vermiştir.
Davacı …. … Konut Yapı Kooperatifi vekili istinaf dilekçesinde özetle; istinaf incelemesi neticesi kararın kaldırılması üzerine yapılan yargılamada keşif yapılmaksızın bilirkişi heyetinden 28.12.2020 tarihli raporun alındığı, raporun yetersiz olan dosyadaki önceki raporlar üzerinden düzenlendiği, rapor itiraz edildiği, itiraz üzerine peyzaj mimarı eklenmek ve keşif yapılmak suretiyle 30.09.2021 tarihli ek rapor alındığı, bu raporun kaldırma kararı sonrası alınan ilk rapor niteliğinde olduğu ve bu rapora itiraz edildiği halde mahkemece ek rapor alınmaksızın karar verildiği, mahkemenin gerekçesinde belirttiği 03.04.2005, 04.04.2005, 06.11.2006 tarihli tutanakların adi yazılı olmaları nedeniyle geçersiz oldukları, noter tarafından düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesinin adi yazılı sözleşmelerle değiştirilemeyeceği, genel kurul kararı olmaksızın iskan ruhsatı bulunmayan yapının teslim alınamayacağı, gerekçeli kararda itirazlarının irdelenmediği, birleşen 2008/368 esas sayılı davada yapı kullanma izin belgesi 24.04.2007 tarihinde alınmakla birlikte binanın eksik ve ayıplı olduğu, hukuki ve fiili teslim yapılmadığı, mahkeme gerekçesinde belirtilen 16.10.2006 tarihli bir mutabakatın bulunmadığı, 16.10.2006 tarihli tutanağın fore kazık imalatına ilişkin olduğu, taraflar arasında işin 30.06.2006 tarihinde bitirileceğine dair hiçbir anlaşma bulunmadığı, 03.04.2005 tarihli tutanağın örnek daire ve içine ilişkin olduğu, 04.04.2005 tarihli tutanağın ise daire içlerinin örnek daireye uygun yapılmasına ilişkin olduğu, 06.11.2006 tarihli tutanağın ise 94 daireli yapının yan tesisler, çevre düzenlemesi ve yapının tamamına iskan ruhsatı alınarak teslim edilmesine ilişkin olduğu, teslim olgusunun iskan şartına bağlandığı, iskan ruhsatı alınmasının delil sözleşmesi niteliğinde olduğu, iskan ruhsatı 24.04.2007 tarihinde alındığından mahkemenin esas aldığı 06.11.2006 tarihi itibariyle henüz iskan ruhsatının alınmamış ve çevre düzenlemesinin yapılmamış olduğu, 06.11.2006 tarihi itibariyle inşaatın tamamlanmadığı, hukuken ve fiilen geçerli bir teslim bulunmadığı, tutanağın iki imzalı olduğu, kooperatifi temsil etmediği, 30.09.2021 tarihli bilirkişi raporunda fore kazık inşasının süreye etkisinin 173 gün olara belirlendiği, 2008 yılında düzenlenen ilk bilirkişi raporundaysa teslimi gereken 30.12.2003 tarihi ile iskan izninin alındığı 24.04.2007 arasında geçen süre için gecikme cezası ödenmesi gerektiğinin bildirildiği ve davayı buna göre ıslah ettikleri, kaldı ki dava dışı metro yüklenicisi olan şirketin fore kazığı 9 günde tamamladığı, 2008/235 esas sayılı davada eksik ve ayıplı iş bedelinin 2007/683 D.İş sayılı dosyada listelenerek toplam giderim bedelinin 550.825 TL olarak belirlendiği, davanın bu tutarın tahsili için açıldığı, ancak 30.09.2021 tarihli raporda eksik ve ayıplı iş bedelinin 203.337,50 TL olarak hesaplandığı ve paylaşım oranı itibariyle 99.505,59 TL’nin tahsiline karar verildiği, 2008/368 esas sayılı davada belirlenen garaj öne fore kazık imalatının metro göçüğü nedeniyle yapılan fore kazığı imalatından farklı olduğu, ağaç ve toprak dolgu işleri yönünden davalı tarafça tespitten sonra ikmal edildiği gerekçesiyle hesaplama yapılmadığı, ispat yükünün tersine çevrildiği, oysa iskan ruhsatı 24.04.2007 tarihinde alındığı, daha sonra 2007/683 D.İş sayılı dosyada düzenlenen 05.11.2007 tarihli raporda eksikliklerin tespit edilmiş olduğu, 2011/40 esas sayılı davada davanın usulden reddi gerektiği, zira yüklenicinin asıl davada takas mahsup talebinde bulunduğu, bu nedenle ayrı bir dava açmasının hukuken mümkün olmadığı, hükme esas alınan 30.09.2021 tarihli raporda fazla imalat bedelinin 120.200 TL olarak belirlendiği, paylaşım oranına göre 58.821,28 TL’nin tahsiline karar verildiği, adi yazılı 04.04.2005 tarihli tutanakla kat karşılığı inşaat sözleşmesinin tadil edilemeyeceği, yine yapının tamamını etkileyen ve ortak alanlara ilişkin olan imalatlardan yüklenicinin de faydalandığı, bedelini talep edemeyeceği, ayrıca kat karşılığı inşaat sözleşmesinin götürü bedelli olduğu, bina 12 katlı olduğu için kanun gereği her blokta 2 asansör bulunmasının zorunlu olduğu, kat karşılığı inşaat sözleşmesinde yüklenicinin jeneratör yükümlülüğü bulunduğu, su kuyusunun inşaat aşamasında masrafları azaltmak için yapıldığı, 04.04.2005 tarihli tutanakta 4 blok için uydu ve görüntülü kamera sistemine ilişkin ibare bulunmadığı, ada dışı doğalgaz, elektrik ve telefon hattı yönünden talepte bulunulamayacağı nedenleriyle mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava tarihinden önce üyelere tapuların devredildiği, ferdileşme ve dava açılmasına ilişkin genel kurul kararı da bulunmadığından kooperatifin dava açamayacağı, davanın husumetten reddi gerektiği, 2008/368 esas sayılı davaya ilişkin ret kararının doğru olduğu, husumet ve hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiği, bu davaya ilişkin kararın onanması gerektiği, 2011/140 esas sayılı davada önceki raporlarda jeneratörlerin sözleşmede yazılı sayıdan fazla olduğu belirlendiği halde fiyatlandırmadan çıkartmış olmasına yaptıkları itirazın değerlendirilmediği, gerekçeli kararda da cevaplanmadığı, kapalı garaj yangın söndürme sistemlerinin var olduğu tespit edilmesine rağmen müvekkili aleyhine eksik iş olarak fiyatlandırıldığı, gerekçeli karara esas alınan rapora yapılan itirazın değerlendirilmediği, peyzaj mimarının dava konusu olmayan hususları değerlendirmeye aldığı, davacının rapor marifetiyle davasını genişlettiği, eksik imalat bedelinin yapıldığı tarihteki değer üzerinden hesaplanması gerekirken güncel değerden hesaplandığı, kaldırılan kararda yasal faize hükmedildiği, mahkemece sehven ticari faize karar verildiği nedenleriyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava ve birleşen davalar kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, mahkemece asıl dava ve birleşen 2011/140 esas sayılı davanın kısmen kabulüne, birleşen 2008/368 esas sayılı davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde uyarınca istinaf nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında özellikle mahkemesince aldırılan bilirkişi raporları ile taraflar arasındaki sözleşme ve 04.04.2005 tarihli tutanakla teslim tarihinin 30.06.2006 tarihine ötelendiği, tarafların katılım ve kusuru olmaksızın teslim tarihinden önce metro inşaatı nedeniyle meydana gelen ve davaya konu inşaatı da etkileyen göçük sebebiyle yine metro inşaatını yapan dava dışı şirket tarafından fore kazık imalatının 11.10.2006 tarihinde tamamlandığı, kalan eksik imalatların tamamlanması için gerekli süre itibariyle 11.10.2006 tarihinden itibaren arsa sahiplerine düşen bağımsız bölümlerin teslim edildiği 06.11.2006 tarihi arasında geçen sürenin makul olduğunun anlaşılmasına göre taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK 353/1-b.1 madde gereğince esastan reddine,
2-) Harçlar Kanunu gereğince asıl davada davacı …. … …’nden alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı yatırılmış olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-) Harçlar Kanunu gereğince birleşen 2008/368 esas sayılı davada davacı …. … …’nden alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı yatırılmış olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-) Harçlar Kanunu gereğince birleşen 2011/140 esas sayılı davada birleşen dava davalısı . … …’nden alınması gereken 4.018,12 TL istinaf karar harcından yatırılmış olan 1.005 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.013,12 TL harcın davalı …. … …’nden tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
5-) Harçlar Kanunu gereğince asıl davada davalı …’nden alınması gereken 6.797,22 TL istinaf karar harcından yatırılan 1.699,31 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.097,91 TL harcın davalı …’nden tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
6-) Harçlar Kanunu gereğince birleşen 2008/368 esas sayılı davada davalıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı ile 220,70 TL istinaf başvurma harcı ve birleşen 2011/140 esas sayılı dava davacısı …’nden alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı toplamı 382,10 TL’nin birleşen 2008/368 esas sayılı davada davalı- birleşen 2011/140 esas sayılı dava davacı … tarafından yatırılan 1.004,53 TL istinaf karar harcından mahsubuyla artan 622,43 TL harcın talep ve kararın kesinleşmesi halinde birleşen 2008/368 esas sayılı davada davalı- birleşen 2011/140 esas sayılı davada davacı …’ne iadesine,
7-) İstinaf başvurusu nedeniyle taraflarca yapılan yargılama giderlerinin ve ödedikleri başvuru harçlarının kendileri üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 361.madde gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 27.10.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır