Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2022/945 E. 2022/1095 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2021/174 – Karar No:2022/1099
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/174
KARAR NO : 2022/1099
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/09/2020
NUMARASI : 2017/505 E-2020/418 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 02/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/11/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; taraflar arasında … Alışveriş Merkezi inşaatı işinin çatı kaplamalarının yapılması işine ilişkin 06/06/2014 tarihli alt yüklenicilik sözleşmesinin imzalandığını, davacının sözleşme gereği üzerine düşen edimlerini yerine getirdiğini, davalı şirket yetkilisi tarafından bildirilen 12/09/2015 tarihli revize edilmiş geçici kabul tutanağındaki eksik işler listesinde davacının yüklendiği iş kapsamında bulunan eksiklerin giderildiğini ve davalı şirket yetkilisi tarafından imzalanan kesin hak edişe dayalı ödemeye esas kapak hesabının düzenlendiğini ancak davalının, davacının yükleniminde olmayan işlerden kaynaklı olarak davacının hak edişinden nefaset kesintisi yaptığını ancak davacının bu nefaset kesintisini kabul etmediğini, ihtarlarına rağmen bakiye alacakları 73.182,01 TL’nin ödenmemesi üzerine alacaklarının tahsili amacıyla davalı aleyhine Ankara 22. İcra Müdürlüğü’nün 2016/24387 sayılı dosyasında başlattıkları icra takibinin davalının haksız itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; taraflar arasındaki 06/06/2014 tarihli sözleşme gereğince davacının üstlendiği edimi sözleşmeye uygun yerine getirmediğini, asıl işveren dava dışı şirket tarafından düzenlenen geçici kabul sertifikasında davacının yükleniminde bulunan işlerden kaynaklanan eksik ve kusurlar için 15.000 Euro nefaset bedeli belirlendiğini, belirlenen eksik ve kusurlu işin davacının iddiasının aksine davacının yüklendiği iş kapsamında olduğunu, davacının nesafet bedelinden sorumlu olduğunu, asıl işveren tarafından işin kesin kabulünün yapılmadığını, davacıya borçları bulunmadığını savunarak, davanın reddi ile kötüniyet tazminatının tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece; iddia, savunma, toplanan deliller, kısmen benimsenen bilirkişi heyeti raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında … Alışveriş Merkezi inşaatı işinin çatı kaplamalarının yapılması işine ilişkin 06/06/2014 tarihli alt yüklenicilik sözleşmesinin imzalandığı hususunun uyuşmazlık konusu olmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalı tarafça davacının bakiye hakediş alacağından eksik ve kusurlu iş nedeniyle kestiği 15.000 Euro nefaset bedeli ile teminat kesintisinden kaynaklandığı, davalının savunmasına dayanak nefaset bedelinin bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davacının sözleşme kapsamında üstlendiği işler arasında yer almayan bir işe ilişkin eksik ve kusurdan kaynaklandığı, bu sebeple davalının nefaset bedeli kesintisinin yerinde olmadığı, her ne kadar sözleşmede davacının hakedişlerin kesinlen teminat tutarının bir kısmın işin kesin kabulünden sonra iade edileceği düzenlenmiş ve dava konusu işin kesin kabulüne dair bir belge dosyaya sunulmamışsa da davalının da inkarında olmayan ve yine davalının onaylandığı 09/10/2015 tarihli kesin hakediş kapsamında düzenlenen faturanın davalının ticari defter ve kayıtlarında yer alması karşında taraflar arasındaki işe dair kesin kabulün yapıldığının kabulü gerektiği, bu nedenle davalının davacının bakiye hak edişinden teminat kesintisi yaparak iade etmemesinin de yerinde olmadığı, bu yönü itibariyle bilirkişi heyeti raporuna itibar edilmediği gibi davalının dava dışı işveren tarafından kesin kabul yapılmadığından teminat kesintilerinin iade edilmeyeceği savunmasına da sözleşme belirtilen işin kesin kabulü ibaresinin, sözleşmenin nispiliği ilkesi gereğince ve davalının dava dışı işverenle yaptığı sözleşmede davacının üstlendiği iş dışında birçok iş kaleminin bulunması karşısında dava dışı işverence işi kabulü olarak yorumlanmasının TMK 2’ye aykırı olduğu, davacının icra takip tarihi itibariyle takip miktarı kadar alacaklı olduğu, alacak likit olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden, davacının icra inkara tazminatı talebinin koşulları oluşmadığından yerinde olmadığı gerekçesiyle; davanın kabulüne, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvurusunda; mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yanlış değerlendirme ile alacağın likit olmadığı ve yargılamayı gerektirdiğinden bahisle icra inkar tazminatı talebinin reddine karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece de kabul edildiği üzere davaya konu icra takibine dayanak tüm faturaların davalının ticari defter ve kayıtlarına işlendiğini, davalının müvekkili şirketin sorumlu olmamasına rağmen “kenetli aluminyum çatılardaki skyligtların izolasyonu” işinden dolayı keyfi bir şekilde müvekkilini sorumlu tutarak takibe itiraz ettiğini, mahkeme kabulünde olduğu üzere davalı şirket yetkilisi tarafından da onaylanan 09/10/2015 tarihli kesin hakedişe dayalı ödemeye esas kapak hesabına istinaden müvekkili şirketin faturasını düzenlediğini ve davalıya gönderdiğini, davalının da bu faturayı kayıtlarına işlediğini, davalının kesin kabulü yaptığını, müvekkilinin davalıdan olan alacağının likit hale geldiğini, bu nedenle de müvekkili lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek; icra inkar tazminatının reddine ilişkin kısmının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf başvurusunda; davacının edimini ifa edip etmediği, eksik ve kusurlu imalat bulunup bulunmadığı ve nefaset kesintisinin hukuka uygunluğu yönünden mahallinde keşif yapılmaksızın hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosya üzerinden yapılan inceleme ile aldırılan bilirkişi raporunda, farazi bir takım açıklamalarla nefaset kesintisinin davacının sözleşme kapsamında üstlendiği işler arasında yer almayan bir işe ilişkin eksik ve kusurdan kaynaklandığı açıklamasına dayalı olarak hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, bu konuda bilirkişi raporuna itiraz edildiğini ancak mahkeme tarafından itirazların karşılanması için mahallinde keşif kararı verilmediği gibi, ek rapor dahi alınmadığını, uyuşmazlık konusu davacı imalatlarının yerinde incelenmesi, eksik ve kusurlu imalat bulunup bulunmadığı ve itirazların değerlendirilmesi bakımından keşif yapılmasının zorunlu olduğunu, itirazlarında da belirtildiği üzere inşaat mühendisi bilirkişisi tarafından ileri sürülen teknik değerlendirmelerin dosya kapsamına ve hukuka aykırı olduğunu, davacı taşeronun yükümlülüğünde bulunan çatı kaplaması işinin eksiksiz ve tam olarak yerine getirildiğine ilişkin açıklamasının fen ve tekniğe aykırı olup, bilirkişi raporunda her ne kadar sözleşme eki şartnamenin bulunmadığından bahisle ve davacı beyanları doğrultusunda nefaset kesintisine konu skylight izalasyonu imalatı yapılacağına dair düzenlemeye yer verilmediğinden bahisle imalatın davacı yükümlülüğünde bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiş ise de, kesinti konusu imalatın çatı imalatı kapsamında olduğunu, çatı imalatı kapsamında olan metal kenetli imalatlarda köşe bitişleri düzleminde yapılmamış, kenetli çatılarda, tonoz çatılarda izolasyonlar tekniğe göre yapılmadığından içeriye su aldığını, flasing elemanların (çatı parapet şapkaları saçak bitim detayları sıva dibi elemanları gibi saç elemanları) tekniğe uygun büktürülmediğini, çatı kaplamalarındaki izolasyonun davacının yükümlülüğünde olduğunu, 27/10/2016 tarihli “geçici kabul sertifikası”nda davacı taşeronun yükümlülüğünde bulunan “kenetli alüminyum çatılardaki skylight izolasyonu uygun değildir” tespitinin yapıldığını ve bunun eksik ve kusurlu iş olup, nefaset kesintisi gerektirdiğini, asıl iş sahibi tarafından yapılan incelemelerde tespit edilen eksik ve kusurlu işlere dair ihbarın 08/09/2015 tarihli ihtarname ile davacıya bildirildiğini, iş sahibi ile müvekkili yüklenici şirket arasındaki geçici kabul incelemesi sonucu tutulan 27/10/2016 tarihli geçici kabul sertifikasında tespit edilen davacı yükümlülüğündeki iş ve imalattaki eksik ve kusurlar için 15.000,00 EURO nefaset bedeli belirlendiğinden bilirkişi raporunun aksine nefasetin davacının imalatları kapsamındaki çatı imalatındaki ayıplı işlerden kaynaklandığının belirlendiğini, bilirkişi raporlarına yapılan itirazların değerlendirilmediğini, keşif yapılmadığını ve ek rapor alınmadığını, mali müşavir bilirkişisi tarafından incelenen 3 adet faturadan 18/04/2015 tarihli faturanın sözleşme ve sözleşme konusu işe ait olmadığını, taraflar arasındaki 15/12/2014 arihli teklif ve uygunluk sözleşmesi kapsamında bulunduğunu, bu nedenle yapılan değerlendirmelerin hatalı olduğunu, dava konusu 2 adet fatura kesildiğini ve bunların ticari defterlere işlendiğini, taraflar arasındaki sözleşmede teminat kesintisinin yapılacağı ve bunun yarısının geçici kabulün yapılmasından sonra, diğer yarısının ise kesin kabulden sonra iade edileceğinin kararlaştırıldığını, dava dışı iş sahibi ile yapılan geçici kabuldeki nefaset kesintisi nedeniyle düzenlenen 30.12.2016 tarih ve … numaralı e-faturanın davacıya gönderildiğini, bu faturanın da raporda incelenmediğini, açıklanan nedenlerle mali müşavir bilirkişi raporundaki değerlendirmelerin hukuka aykırı olduğunu, dava dışı iş sahibi ile kesin kabulün yapılmadığının 27/01/2020 tarihli yazı cevabından anlaşılmasına rağmen, mahkemece bu hususun göz ardı edilerek karar verildiğini, her davanın açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmesi gerektiğini ve icra takip tarihi itibariyle teminatın iade koşullarının bulunmadığını belirterek; mahkeme kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasındaki 06/06/2014 tarihli sözleşme 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi olup, davacı taşeron, davalı ise iş sahibidir.
Davacı vekili, taraflar arasındaki sözleşme gereğince edimini yerine getirerek işi tam ve eksiksiz olarak teslim ettiğini ancak bakiye iş bedelinin ödenmemesi nedeniyle davalı aleyhine icra takibi yapıldığını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali talebinde bulunmuş, davalı taraf ise, dava dışı iş sahibi ile yapılan geçici kabulde sözleşme kapsamındaki işte ayıplı imalat olması nedeniyle 15.000,00 euro kesinti yapıldığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Yargılama sırasında alınan 02/01/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporunda, davalı yanca ileri sürülen ve asıl işveren dava dışı şirket tarafından düzenlenen 27/10/2017 tarihli geçici kabul sertifikasında nefaset kesintisi yapılması gerektiği belirtilen “Kenetli alüminyum çatılardaki skylightların izolasyonu işlerinin yanlarca düzenlenen sözleşme kapsamında olmadığı , bu nedenle de davalı tarafça kesinti yapılmasının yerinde olmadığı ifade edilmiş, mahkemece de anılan bilirkişi raporundaki bu saptama esas alınarak yukarıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
Ne var ki davalı vekili 29/01/2019 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, bilirkişi raporundaki saptamanın aksine bu işlerin sözleşme kapsamı içinde kaldığı, sözleşme kapsamında kesilen faturaların hatalı değerlendirildiği belirtilmesine ve mahallinde keşif yapılmak suretiyle 2 inşaat mühendisi ve mali müşavir bilirkişiden yeniden rapor alınması yönünde itirazlar ileri sürülmesine rağmen mahkemece çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren çekişme hakkında davalı yanın itirazlarını karşılayacak şekilde ek rapor alınmadan ve neden ek rapor alınmasına gerek görülmediği de izah edilmeden sonuca gidilmiştir.
Bu durumda mahkemece, 6100 sayılı HMK’nın 281/3. maddesi uyarınca maddi gerçeğin ortaya çıkması için ve taraflar arasındaki uyuşmazlık özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden yeniden seçilecek konusunda uzman teknik bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif de yapılmak suretiyle davalının dava dışı iş sahibi ile yaptığı geçici kabulde nefaset kesintisi gerektirdiğini belirttiği bu imalâtların sözleşme kapsamında olup olmadığı konusunda rapor alınmalı, sözleşme kapsamında iseler bu işlerin ayıplı olup olmadığı ve nefaset kesintisi gerektirip gerektirmediği ve varsa mahkemece alınan rapor arasındaki çelişkiyi ve tarafların itirazlarını da giderecek şekilde ayıp ve eksik işlerin giderim bedeli konusunda gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp, davanın sonuçlandırılması gerekir. Açıklanan nedenlerle eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, kararın bu nedenle kaldırılması gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalının diğer, davacının tüm istinaf nedenleri incelenmeksizin istinaf başvurularının kabulüne, mahkeme kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı KABULÜNE,

2-Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/09/2020 tarih ve 2017/505 Esas- 2020/418 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dairemiz kararına uygun şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,

4-Davacı tarafından yatırılan 59,03 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,

5-Davalı tarafından yatırılan 59,30 TL + 1.191,00 TL olmak üzere toplam 1.250,3‬0 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
6-İstinaf talep eden taraflarca yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 02/11/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır