Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2022/915 E. 2022/872 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/915 – Karar No:2022/872
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/915
KARAR NO : 2022/872
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 27/06/2022
NUMARASI : 2022/385 Esas

İHTİYATİ TEDBİR TALEP
EDEN/ DAVACI :
VEKİLİ :
KARŞI TARAF/ DAVALI :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
TALEP KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 21/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/09/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada, mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara karara karşı süresi içinde ihtiyati tedbir talep eden/ davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
İhtiyati tedbir talep eden/ davacı vekili; davalı borçlunun müvekkili şirketle aralarındaki taşeronluk sözleşmesine istinaden 989.477,84 TL cari hesap ve 240.586,39 TL teminat toplamı 1.230.064,23 TL alacağı müvekkili davacıya ödenmemesi nedeni ile davalı borçlu şirket aleyhine 20.11.2017 tariihinde Ankara 26. İcra Müdürlüğü’nün 2017/22994 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu şirket vekilinin takibe haksız itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile davalıdan alacak miktarının yüksek oluşu sebebiyle davalı ….adına kayıtlı araçların trafik kayıtlarına ve taşınmazların tapu kayıtlarına 3.kişilere devrinin önlenmesi için karar kesinleşinceye kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece 27/06/2022 tarihli ara kararı ile, Hukuk Mahkemeleri Kanunun 389. Maddesinde “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” denildiği, Kanun maddesinde belirtildiği üzere ve Yargıtayca da kabul edildiği şekilde, ihtiyati haczin sadece para alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde sözkonusu olduğu halde, ihtiyati tedbirin kural olarak paradan başka şeylere ilişkin davalarla ve aynı çekişmeli olan menkul ve gayrimenkul mallarla ilgili olduğu, ihtiyati hacizde haczedilen malların açılan veya açılacak davanın konusunu oluşturmadığı halde, ihtiyati tedbirde üzerine tedbir konulan malların taraflar arasında çekişmeli olduğundan davanın konusunu oluşturacağı, bu durumda, ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için tedbirin dava konusu olmasının şart olduğunu, eldeki davanın, sözleşmeye dayalı alacak davası olduğuna göre, ihtiyati tedbir talebinin davanın niteliğine uygun olmadığı ve tedbir konusu davalının menkul- gayrimenkul mallarının davaya konu edilmediği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İhtiyati tedbir talep eden/ davacı vekili istinaf başvurusunda; HMK’nun 389/1. maddesinde yer alan düzenlemede, tedbir kararının verilebilmesi için öncelikle “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme” ve “gecikme sebebiyle bir sakınca” halinin varlığı aranmakta olduğunu, bu durumda hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak ya da tamamen imkânsız hale gelebilecek ise ihtiyati tedbir konulmasının talep edilebileceğini, somut olayda, tedbir kararı verilebilmesi için aranan kriterlerden olan, sözleşmeye dayalı alacakların davalı tarafından verilen iflas erteleme davası nedeniyle iflas erteleme davası sonuçlanmış olmasına rağmen ödenmeyen 4 adet çeke dayanması, çeklerin arabuluculuk yada icra takibi yoluyla tahsil edilememiş olması ve dava sonunda alacak taleplerinin kabulü halinde bunun müvekkili tarafından tahsil edilememesi gibi bir durum ve olası bir sakınca söz konusu olduğunu, aksine Yerel Mahkemece verilen tedbir kararının reddi davacıların alacağını garanti altına almasını engelleyici nitelikte olacağı, kaldı ki, dava konusu alacağın bu tarihe kadar çeklere dayalı olmasına rağmen ödenmemiş olmasının müvekkili şirketi ekonomik olarak sıkıntıya sokacağını, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2014/6858 E. 2014/11587 K. sayılı 10.09.2014 tarihli kararında da bu hususun belirtildiğini, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bu durumun uyuşmazlığın esasını karara bağlar nitelikte olup, tarafların menfaat dengesinin gözetilmediğini gösterdiğini, Yargıtay’ın da yerleşmiş kararlarında kabul ettiği üzere; davanın esasını çözümleyecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğini, tedbirin önemli bir zararın meydana gelmesini önleyecek şekilde verilmesi gerektiğini, geçici hukuki koruma yargılamasında yaklaşık ispatın arandığını, haklı olma ihtimali de dikkate alındığında teminat alınmadan ihtiyati tedbir verilmesinin de öngörüldüğünü, buna rağmen tedbirin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek; ihtiyati tedbirin reddine ilişkin kararın kaldırılarak, müvekkili şirketin uğramış ve/veya uğrayacağı zararların artmasına neden olmamak adına davalı ….Ltd.Şti. adına kayıtlı araçların trafik kayıtlarına ve taşınmazların tapu kayıtlarına 3.kişilere devrinin önlenmesi için karar kesinleşinceye kadar teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Talep, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali davasında ihtiyati tedbir talebine ilişkin olup, mahkemece ihtiyati tedbirin reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, ihtiyati tedbir talep eden/ davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir talep eden/ davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davacı üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 362/1.f maddesi gereğince KESİN olmak üzere 21/09/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip