Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2022/9 E. 2022/489 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/9 – Karar No:2022/489

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/9
KARAR NO : 2022/489

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/02/2019
NUMARASI : 2014/870 E-2019/150 K

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 28.04.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 28.04.2022

Eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali talepli davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; müvekkilleri … Şirketi ve …’in ….Şirketinden alacaklı olduklarını, alacağın tahsili için dava dilekçesinde dosya numaraları ve takibe konu alacak miktarları belirtilen icra takiplerini başlattıklarını, ….Şirketinin ise davalı … Şirketi hakkında İzmir 9. İcra Müdürlüğü’nün 2012/1043 sayılı takibini başlattığını ve itiraz üzerine bu takibin durduğunu belirlediklerini, dosya alacağına haciz konulduğunu ve icra mahkemelerinden İİK 120. madde gereğince dava açmak üzere yetki alındıklarını öne sürerek davalının 9. İcra Müdürlüğü’nün 2012/1043 sayılı takibine vaki itirazının iptaline, takibin devamına ve inkar tazminatına, olmadığı taktirde 216.473,80 TL’nin tahsiline karar verilmesini dava etmiştir.
Davalı taraf cevap süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmamış; bilahare ibraz ettiği dilekçesinde alacağın zamanaşımına uğradığını, 2012/1043 sayılı takipte icra dairesinin yetkisiz olduğunu, yetkiye itiraz ettiklerini, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine kararı verilmesi gerektiğini, …. Şirketiyle ticari ilişkinin 20.05.2008 tarihinde yapılan ödemeyle sona erdiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; “… dava taraflarının arasındaki ticari ilişkinin 2007 yılı öncesine dayandığı, öncelikle tarafların bu dönemi ilgilendirir ticari defter durumları incelendiğinde yevmiye defterlerinin kapanış tasdiki yapılmadığından lehe delil olma özelliği taşımadığının tespit edildiği, diğer yandan davacı tarafın taraflar arasındaki ticari ilişkinin takip olunduğu … kod nolu Alıcılar hesabı muavin defter kaydında 31.12.2017 tarihi itibarıyla borç bakiyesinin 216.473,80-TL olduğu, davalı tarafın taraflar arasındaki ticari ilişkinin takip olunduğu … kod nolu Satıcılar hesabı muavin defter kaydında bakiye 216.474,80-TL’nin davalı şirketin borcu olarak 2008 yılına devredildiği, davalı tarafın sunduğu bilgi ve belgelere göre ise 2008 yılı içinde 20.05.2008 tarih … yevmiye no ödeme kaydı ile bu hesabın sıfırlandığının belirtildiği, bu ödemenin sebebi olarak ise davalı şirket yetkilisi dava dışı …’ın kredi kartı hesabından yapılan ödemelerin gösterildiği, davalı tarafın itirazlarının bu ödemenin alacaktan mahsup edilmesi noktasında toplandığı, davalı tarafın cevap dilekçesinde belirtilmeyen sunduğu bir takım mahkeme ilamlarına istinaden yapılan sulh sözleşmesi gereği bu borcun mahsubuna yönelik itirazının yerinde olmadığı, diğer yandan dava dışı davalı şirket yetkilisinin kredi kartına dayanak harcamaların bu borçtan mahsubunun mümkün olmadığı, zira bu harcamaların fatura, makbuz, kasa gibi geçerliliği olan belgelere dayalı ödemeler olmadığı gibi bu harcamalara (iaşe giderleri, akaryakıt alımları, inşaat malzemesi alımı, beton alımı, seyahat giderleri, haberlerleşme giderleri, taşıt bakımları ve piyasa borçları vs.) dayanak olduğu belirtilen sözleşme suretinin dosyaya sunulmadığı anlaşıldığından davalı tarafın itirazlarının mahkememizce kabul görmediği anlaşılmıştır. Dosya içerisinde toplanan deliller, tarafların yazılı beyanları, icra dosyası, ticari defter kayıtları, müzekkere cevapları, bilirkişi raporları ve tüm dosya içeriğine göre, davacı tarafın bilirkişi raporları ile hesaplanan alacaklar için icra takibi yapmakta haklı olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne, bilirkişi raporunda hesaplanan alacak miktarı üzerinden itirazın iptaline icra takibinin devamına, nakdi alacak likit olduğundan hesaplanan %20 icra inkar tazminatı ve yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline, mahkememizce süre verilmesi rağmen işlemiş faiz alacağı yönünden davacı taraf davasını harçlandırmadığı ve takip etmediğinden bu yönden davanın açılmamış sayılmasına” karar vermek gerektiği gerekçesiyle “davanın KISMEN KABULÜ İLE; 1-İzmir 9. İcra Müdürlüğünün 2012/1043 esas sayılı icra dosyasında davalı (borçlu) tarafın itirazının iptaline, 216.473,80-TL asıl alacağın icra takibindeki şartlar geçerli olmak üzere davalıdan tahsili için icra takibinin DEVAMINA, 2-İtiraz olunan Asıl alacağın % 20’si üzerinden icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacı tarafa ÖDENMESİNE,3-İstem konusu edilen faiz alacağı yönünden DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,…” karar vermiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; faizin alacağın fer’i olduğu, mahkemece icra takip talebindeki işlemiş faiz için eksik harcın tamamlanması için süre verildiği, ara kararının uygulanabilir olmadığı, zira mahkeme kararı ve bilirkişi raporunda faiz miktarının hesaplanmadığı, harçlandırılacak faiz miktarının da açıklanmadığı, faiz talebi hakkında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı nedeniyle mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı şirketin 2004 ila 2008 yıllarına ait yevmiye defterlerinin kapanış tasdiklerinin yapılmadığı, bu kayıtlara dayanarak 216.473,80 TL borç bulunduğunun kabulünün doğru olmadığı, 20.05.2008 tarihli fiş kaydıyla borcun tamamının ödendiği, müvekkilinin kredi kartıyla …. Şirketine sözleşme süresince malzeme, yakıt vs. ödemesi yapması sonucu 356.382,62 TL alacaklı olduğu, yine İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/102 E, 2013/322 K sayılı davasında ….Şirketiyle birlikte müteselsilen sorumlu tutuldukları 400.000 TL borcun tamamının müvekkili tarafından ödendiği, buna ilişkin protokolün dosyaya ibraz edildiği, müvekkilinin bu ödeme nedeniyle de alacaklı olduğu, İcra dairesinin yetkisine itiraz edildiği, icra dairesinin yetkili olmadığı, takibinin geçersiz olduğu, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmek gerektiği, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı, zira davacı tarafın 2013/461 esas sayılı İİK 120 madde gereğince yetki talepli davada eldeki davaya konu icra takibine yapılan itirazdan haberdar olduğu, itiraza en geç 14.06.2013 tarihinde muttali olunmuş bulunmasına göre 08.08.2014 tarihinde açılan eldeki davanın 1 yıllık süre geçirilerek açılmış olduğu nedenleriyle mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali talepli olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde gereğince istinaf nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İcra İflas Kanunu (İİK) 120/2 madde gereğince hacze iştirak edenlerin hepsi veya içlerinden birisi borçlunun üçüncü bir şahıstaki alacağının tahsilini veya böyle bir şahsa karşı haiz olduğu dava hakkının kullanılmasını, masraf kendilerine ait olmak ve fakat haklarına halel gelmemek şartıyla üzerlerine alabilirler.
Somut olayda davalı …Şirketinin yüklenicisi olduğu Aydın ve İzmir ilindeki işleri ….Şirketini taşere ettiği, ….Şirketinin İzmir 9.İcra Müdürlüğü’nün 2012/1043 sayılı dosyasında borçlu …Şirketi hakkında ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz ettiği, takibin durduğu, icra dosyasında itirazın alacaklıya tebliğ edildiğine dair kayıt bulunmadığı, davacılar … ve …Şirketinin ise ….Şirketi hakkında Denizli 8.İcra Müdürlüğü’nün 2013/2684, 2685, 2786 ve 2754 sayılı ilamsız icra takiplerini başlattıkları, belirtilen icra dosyalarına ilişkin olarak ….Şirketinin davalı …Şirketi hakkında başlattığı 2012/1043 sayılı dosya için İİK 120/2 madde gereğince yetki verilmesi taleplerinin icra hukuk mahkemelerince kabulüne karar verildiği, davacıların eldeki itirazın iptali talepli davayı açtıkları, mahkemece verilen ara kararları ve yazışmalara rağmen ….Şirketi ile …Şirketi arasında akdedilen sözleşmelerin temin edilemediği, ancak belirtilen şirketler arasında Aydın ve İzmir illerinde davalı …Şirketinin dava dışı … ile yaptığı sözleşmeler gereğince yüklenicisi olduğu sözleşmeler kapsamındaki işlerin ….Şirketine taşere edildiğinin taraf vekillerince beyan edildiği, ….Şirketi ile davalı …Şirketine ait ticari defterler üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemeleri sonucunda 2008 yılı itibariyle ….Şirketinin 216.473,80 TL alacaklı olduğu hususunda defterlerin birbirini teyit ettiği, davalının yetkilisi olduğu değerlendirilen kişilere ait kredi kartlarından ….Şirketi için iaşe vs. alışverişlerinin yapıldığından bahisle davalı tarafça 20.05.2008 tarihinde 216.473,80 TL’nin ödendiğine dair kayıt oluşturulduğu, davalının dayandığı kredi kartı harcamalarının fatura, makbuz ve kasa fişi gibi geçerli bir belgeye dayanmadığının değerlendirildiği, mahkemece de bilirkişi görüşü gibi kredi kartı harcamalarının mahsubunun mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüyle itiraz iptaline, takibin 216.473,80 TL asıl alacak üzerinden devamına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davalı tarafça, elektrik direklerinin kayması sonucu yaralanan … ve arkadaşları tarafından açılan İzmir 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/230 Esas sayılı davasında davanın kısmen kabulüyle, hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminatlardan müvekkili ile birlikte ….Şirketinin de müteselsilen sorumlu tutulduğu ve sulh sözleşmesi gereğince 400.000 TL’nin tamamının kendisi tarafından ödendiği savunulduğundan mahkemece davalı tarafın mahsup itirazı araştırılmak ve davalı tarafça yemin deliline dayanıldığı da gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken hatalı değerlendirme ve eksik incelemeyle yazılı biçimde karar verilmesi dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esası incelenmeksizin, taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulüne, mahkeme kararının HMK 353/1-a.6 madde gereğince kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulüne,
2-) Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21.02.2019 gün ve 2014/870 E., 2019/150 K. sayılı kararının HMK 353/1.a.6 madde gereğince kaldırılmasına,
3-) Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-) Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının istek halinde davacıya iadesine,
5-) Davalı tarafından yatırılan 44,40 TL + 3.652,44 TL olmak üzere toplam 3.696,84 TL istinaf karar harcının istek halinde davalıya iadesine,
6-) Taraflarca ödenen istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak 28.04.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …