Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2022/862 E. 2023/537 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/862 – Karar No:2023/537
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/862
KARAR NO : 2023/537

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/05/2021
NUMARASI : 2018/356 E-2021/342 K

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI : … -…
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ :10.05.2023
KARAR YAZIM TARİHİ :10.05.2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemlerine ilişkin davada mahkemece davanın verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı temsilcisi: … Marka … aracın iadesini, mümkün olmadığı takdirde bedelinin fazlaya ilişkin hakları saklı olarak şimdilik 10.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işletilecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davacı şirket yetkilisi ön inceleme duruşmasında ise, davalıya servis ve bakım için teslim ettiği … plakalı 1977 model … marka aracın davalı tarafından yok edildiğini, iade edilmediğini ve bedelinin de ödenmediğini, bununla ilgili davalı hakkında açılan ceza davası neticesinde davalının hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan Ankara Batı 8. ASCM’ nin 2018/200E-697K. sayılı dosyasında mahkumiyetine karar verildiğini belirterek, aracının bedelinin belirlenerek dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, davacı vekili 05.04.2021 havale tarihli ıslah dilekçesiyle 10.000,00TL’lık talebini 65.000,00TL daha artırarak 75.000,00TL’na yükseltmiştir.
Davalı vekili: Davacının dava dilekçesinde dava konusunu belirlemediğini, dava dilekçesinde vakıaları, genel geçer şekilde değil, açık ve algılanabilir şekilde ortaya konularak ispata elverişli şekilde de somutlaştırılması gerektiğini, çünkü ispat faaliyetinin yürütülebilmesi için ispata konu vakıanın ne olduğunun bilinmesi gerektiğini, dava dilekçesinde dava konusu olaya ilişkin açıklamada bulunulmadığını, iddianın dayanağı olacak hiçbir vakıanın bildirilmediğini, delillerin açıklanmadığını, dolayısıyla dava konusu hakkında somut bir iddia bulunmadığından dava dilekçesinde zorunlu bulunması gereken şartların eksik olması sebebiyle davanın HMK hükümleri gereğince usulden reddi gerektiğini belirterek davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince: Davanın araç iadesi, mümkün olmadığı takdirde araç bedelinin tazmini talebine ilişkin olduğu, tarafların vergi kayıtları, ticaret sicil özetleri, Ankara Batı C. Başsavcılığının 2017/39074 soruşturma sayılı dosyası, Ankara Batı 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/200 esas sayılı dosyası, bilirkişi raporu kül halinde değerlendirildiğinde, mülkiyeti … … Ltd. Şti.’ye ait olan … plaka sayılı 1977 model … marka aracın şirket yetkilisi … tarafından genel bakım tamir amacıyla … oto tamirciliği yapmakta olan davalıya Ocak 2015 tarihinde teslim edildiği ve bir daha iade edilmediğinin kesinleşmiş ceza mahkemesi kararıyla sabit olduğu, bu kapsamda araç bedel tazminatı hesaplanması için dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, makine mühendisi, trafik kusur-hasar uzmanı bilirkişinin 14/01/2019 tarihli raporu ile dava konusu aracın 42 yaşında olduğu yapılan piyasa araştırmasına göre eşdeğer aracın 2.el piyasa rayiç değerinin 75.000,00 TL civarında olacağının belirtildiği, davanın kısmi dava olarak 10.000,00 TL değer üzerinden harçlandırıldığı, 6100 Sayılı Kanunun 90. maddesinin birinci fıkrasında, “Süreler, kanunda belirtilir veya hakim tarafından tespit edilir. Kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, hakim kanundaki süreleri artıramaz veya eksiltemez.” hükmü, aynı kanunun 181. maddesinde, “Kısmen ıslaha başvuran tarafa, ıslah ettiği usul işlemini yapması için bir haftalık süre verilir. Bu süre içinde ıslah edilen işlem yapılmazsa, ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilir” hükmünün bulunduğu, 30/03/2021 tarihli 11 nolu celsede davacı tarafa talebi üzerine ıslah için süre verildiği, davacı tarafın 6100 Sayılı HMK’nın 181.maddesinde belirtilen bir haftalık süre içinde ıslah harcını yatırmadığının anlaşılmakla süresinde yapılmayan ıslah dilekçesine itibar edilmeyerek dava dilekçesinde talep edilen değerler üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile, 10.000,00 TL araç bedeli tazminatının davalıdan 24/05/2018 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, 30/03/2021 tarihli duruşmada ıslah için süre talep edildiğini, aynı tarihli duruşmanın 2 nolu ara kararında davacı vekilinin alacağını belirli hale getirebilmek için bir haftalık ıslah için süre verilmesine karar verildiğini, ancak iş bu ara kararda ıslah dilekçesi verilmemesi halinde ıslah talebinden vazgeçildiği hususunda ihtar yer almadığını, 05.07.2021 tarihinde süresinde Uyap sistemi üzerinden ıslah dilekçesi gönderildiğini, ancak 25.05.2021 tarihli duruşmada ıslah harcının yatırılmadığından ıslah yapılmamış gibi davaya devam edilmesine karar verildiğini, ancak kesin sürenin hukuki sonuç doğurabilmesi için, buna ilişkin ara kararının yasaya ve içtihatlara uygun şekilde oluşturulması, hiçbir tereddüde yer vermeyecek derecede açık olması ve kesin süreye uyulmamasının sonuçlarının ilgili tarafa ihtar edilmesi gerektiğini, 30.03.2021 tarihli duruşmada ıslah hususunda ihtarat yapılmadığı gibi hiç bir duruşmada ıslah harcı yatırılması için müvekkiline süre verilmediğini, işbu kararın yerleşik Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, süresinde ıslah talebinde bulunmalarına rağmen ıslah harcı yatırılması hususunda taraflarına hiçbir şekilde süre verilmediğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Müvekkilince bildirilen araç tamir masrafının davacı tarafından karşılanamayacağının bildirilmesi üzerine müvekkilince davacının aracını geri almasının istenildiğini, tarafların sözleşmenin asli unsurları konusunda anlaşamadıklarını, bu nedenle müvekkiline isnat edilen olayda, müvekkilinin tamamen kusursuz olduğunu, taraflardan birinin akdi ilişkiyi inkâr etmesi halinde, şayet sözleşmenin yapıldığı zamandaki miktar ve değerinin HMK.’nın 200.maddesinde yer alan miktardan fazla ise, akdi ilişkinin yazılı bir delil ile ispat edilmesi gerektiğini, bu neticede söz konusu somut olayda ortada şekil şartı mevcut olmaması sebebiyle hukuki ilişkinin de mevcut olmadığını, müvekkilinin davacıdan aracını geri teslim almasını talep ettiğini, davacı tarafın ise o zamanlarda şehir dışında olduğunu, teslim alamayacağını belirterek aracını teslim almadığını, müvekkilinin davacının aracını teslim alacağını düşünerek tamirhanesinde bir müddet beklettiğini, fakat artık ortada müvekkilini bağlayan herhangi bir hukuki sorumluluğu olmaması, ayrıca feri sebep olarak da tamirhanenin küçük olması ve başkaca tamir edilmeyi bekleyen araçların olması sebebiyle aracı tamirhanede saklama imkanı bulunmaması üzerine, tamirat yapılmayı bekleyen arabaların bulunduğu, işyerinin 30-40 metre ilerisindeki sokağın kenarına bıraktığını, davacıya aracının bırakıldığı yer söylenilmesine rağmen davacının arabasını teslim almaya gelmediğini, aracın uzun zaman orada kaldığını, sonrasındaki akıbetinin bilinmediğini, bu durumda müvekkilinin hukuki olarak sorumlu olmamasına rağmen ahlak ve iyi niyet kurallarına uyduğunu uzun bir süre aracın muhafazasını sağladığını, müvekkilinin bu noktada daha fazla sorumlu olmasının beklenemeyeceğini, zira ortada tarafları bağlayan hukuki bir ilişki bulunmadığını, ayrıca müvekkili aleyhine karar verilen 10.000,00 TL araç bedeli tazminatını kabul etmemekle birlikte, 14.01.2019 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda dava konusu araca ilişkin belirlenen miktarın hukuka aykırı olduğunu, bilirkişinin kısıtlı ve yetersiz incelemeler doğrultusunda söz konusu araca ait doğru bir rayiç değeri sunamadığını, mahkemenin kararı verirken ceza dosyasını benimsediğini ve ceza hukukunun prensipleri ile bağlı kaldığını, ancak hukuk hakiminin müvekkilinin kusurlu olup olmadığını tayin ederken, ceza hukukunun bu husustaki prensipleri ile bağlı olmaksızın özel hukukun tamamen kendine özgü kusur anlayışı ile hareket etmesi gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince yargı işlemlerinden bu Kanuna bağlı (1) sayılı Tarifede yazılı olanları, yargı harçlarına tabidir (md 2). Yargı harçları (1) sayılı Tarifede yazılı işlemlerden değer ölçüsüne göre nispi esas üzerinden, işlemin nev’i ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınır (md 15, 21). Noksan tespit edilen değerler hakkında 30’uncu madde hükmü uygulanır (16/4. md.). (1) sayılı Tarifede yazılı nispi karar ve ilâm harcının 1/4 ü peşin alınır (28. md.). Yargılama sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o oturum için yargılamaya devam olunur, takip eden oturuma kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilâm harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 150. maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın işleme konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır (30. md.). Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz (32. md.). HMK 120/1. maddeye göre de davacı, yargılama harçlarını mahkeme veznesine yatırmak zorundadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 176. maddesinde, taraflardan her birinin yapmış olduğu usul işlemini kısmen ya da tamamen ıslah edebileceği ve aynı yasanın 177. maddesinde de tahkikatın sona ermesine kadar yazılı ıslah talebinde bulunulabileceği gibi sözlü ıslahın da mümkün olduğu, yine aynı yasanın 181. maddesinde, kısmen ıslaha başvuran tarafa ıslah için bir haftalık süre verileceği düzenlenmiştir.
Dava konusu somut olayda mahkemenin 30.03.2021 tarihli duruşmasında 2 nolu ara kararı ile ıslah için davacı tarafa bir hafta süre verilmiştir.
Davacı vekilince süresinde 05/04/2021 havale tarihli dilekçeyle kısmi ıslah talebinde bulunulmuş ve davadaki 10.000,00TL’lık talep 75.000,00 TL’na yükseltilmiştir.
Mahkemece ıslah işlemleri için davacı tarafa süre verildiği ve davacı tarafça verilen süre içerisinde ıslah talebinde bulunularak ıslah talebini içerir dilekçenin verildiği, ıslahla arttırılan miktar yönünden mahkemesince ayrıca davacıya harç ikmali hususunda sonuçları da hatırlatılmak suretiyle sonucuna göre işlem yapılması gerekirken, ıslaha ilişkin olarak; davacı tarafa ıslah için süre verildiği, HMK’nin 181.maddesinde belirtilen bir haftalık süre içinde ıslah harcı yatırılmadığından süresinde yapılmayan ıslah dilekçesine itibar edilmediği gerekçesiyle, davanın kabulü ile, 10.000,00 TL araç bedeli tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına şeklinde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulüne, istinaf nedenleri ile esası incelenmeksizin mahkeme kararının HMK 353/1-a.4 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulüne,
2-Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25.05.2021 tarih, 2018/356 E-2021/342 K sayılı kararının HMK’nın 353/1-a.4 maddesi gereğince kaldırılmasına,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-Davalı tarafından yatırılan 59,30 TL ve 111,47 TL olmak üzere toplam 170,77 TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
6-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve ödedikleri istinaf başvuru harçlarının ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak 10.05.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…

Üye…

Üye…

Katip…

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır