Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2022/85 E. 2023/1086 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/85 – Karar No:2023/1086
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/85
KARAR NO : 2023/1086
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/09/2021
NUMARASI : 2019/757 E-2021/535 K

DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI

DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 26/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/11/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasında mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında 11/01/2018 tarihinde imzalanan sözleşmeye binaen, … Şehir Geçişi inşaatı kapsamında gerekli olan yol, kavşak ve köprü uygulama projelerinin hazırlanması işinin davalı tarafından 80.000,00 TL (KDV hariç) bedelle yapılması hususunda anlaşmaya varıldığını, müvekkili tarafından davalıya 40.000,00 TL ödeme yapıldığını, ancak davalının sözleşmenin 7. maddesinde belirtilen 60 günlük süre içerisinde yükümlülüklerini yerine getirmediğini, iş anahtar teslimi götürü bedel olduğundan taraflar arasında imzalanan sözleşmeye göre davalı işin tamamının veya bir kısmının yapılmasından işin herhangi bir aşamasında vazgeçtiği taktirde bu iş için aldığı tüm ödemeleri 3 iş günü içerisinde kayıtsız ve şartsız olarak müvekkiline iade etmesi gerektiği halde iade etmediğini, davalının sözleşme kapsamında üstlendiği yükümlülüklerin hiç birisini sözleşmede belirtilen süre içerisinde yerine getirmemesi üzerine davalıya 19/02/2019 tarihinde ihtarname gönderilerek sözleşme kapsamında ödenen 40.000,00 TL ile cezai şart olan 5.192,00 TL’nin talep edildiğini, davalının dava tarihine kadar herhangi bir ödeme yapmadığını belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 40.000,00 TL ödenen iş bedeli ve cezai şart bedeli olan 9.440,00 TL olmak üzere toplam 49.440,00 TL’nin 45.192,00 TL’sinin ihtarnamenin karşı tarafa tebliğ tarihinden, 4.248,00 TL’sinin ise dava tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; müvekkili ile davacı arasında imzalanan sözleşme kapsamında “… Şehir Geçişi İnşaatı” kapsamında gerekli olan yol, kavşak ve köprü uygulama projelerinin hazırlanması işi kapsamında Karayolları 10. Bölge Müdürlüğü’ne 04/01/2018 ve 10/12/2018 tarihleri arasında 13 kez proje sunulduğunu, davacı tarafça gönderilen proje gereği işlemlerin yapıldığını, bu süreçte Karayolları 10. Bölge Müdürlüğünce sözleşme dışı imar planı uygulaması, kamulaştırılan alanlar, şehir planı vb. gerekçelerle müvekkili şirketten istenen proje revizyonlarının da yapıldığını, projenin 13 kez revize edilerek gönderildiğini, öte yandan Karayolları 10.Bölge Müdürlüğü’nün talebi üzerine 3 adet de proje kapsamı dışı olmak üzere hemzemin kavşak projesinin idareye sunulduğunu, projenin sekteye uğramaması adına sözleşme kapsamı dışında 51.000,00 TL tutarında kavşak projesinin idareye sunulduğunu, davacının aynı gerekçelerle Ankara 26. İcra Müdürlüğü’nün 2019/3054 sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, ayrıca alacak davası açılmasında hukuki yararı bulunmadığını, davacının Karayolları Genel Müdürlüğü ile imzaladığı sözleşmeye ilişkin olarak 18/01/2019 tarih ve 30659 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7161 Sayılı Kanun kapsamında tasfiye hakkından yararlandığını, sözleşme konusu işin davacı şirket tarafından eksik bırakılması, işin terk edilmesi ve tamamlanmaması sebebiyle Karayolları 10.Bölge Müdürlüğü ile olan sözleşmesini tasfiye ettiğini belirterek; davanın zamanaşımı ve hukuki yarar yokluğundan reddini, aksi halde esastan reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın, eser sözleşmesinden kaynaklı yapılan ödemenin iadesi ve cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalı alt yüklenici tarafından üstlenilen edimlerin yerine getirilip getirilmediği, edimin ifasının gecikmesinde taraflar haricinde gelişen ifa imkânsızlıklarının mevcut olup olmadığı, davacı yanın dava konusu sözleşmeden kaynaklı cezai şart alacağının bulunup bulunmadığı, davalı tarafa yapılan ödemenin iadesinin talep edilip edilemeyeceği hususlarından kaynaklandığı, yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde; taraflar arasında 11/01/2018 tarihli eser sözleşmesinin akdedildiği, iş bu sözleşme uyarınca davalı alt yüklenicinin … Şehir Geçişi İnşaatı Kapsamında Gerekli Olan Yol, Kavşak Ve Köprü Uygulama Projelerinin Hazırlanması işlerini üstlendiği, iş bu sözleşme kapsamında davalı alt yüklenici tarafından projelerin hazırlanarak Karayolları Genel Müdürlüğü’ne sunulduğu ancak Karayolları 10.Bölge Müdürlüğü’ne ait 26/02/2021 tarihli yazıda da belirtildiği üzere, davalı … Ltd. Şti. tarafından birçok alternatifinin çalışıldığı projelerin, yol proje standartları, imar ve kamulaştırma sorunları nedeniyle Olur alamadığı, taraflar arasında akdedilen sözleşmede davalı alt yüklenicinin sözleşme bedeline hak kazanabilmesi için KGM’den olur alması gerektiğinin düzenlenmediği, iş bu sözleşmenin 6. ve devamı maddelerinde düzenlendiği üzere davalı alt yüklenicinin projelerin onay alması için gerekli işleri yapmakla yükümlü tutulduğu, yine iş bu sözleşmede kalem kalem belirtilen onay almak için gerekli işlemlerin davalı alt yüklenici tarafından yerine getirildiği ancak tarafların kontrolünde olmayan imar ve kamulaştırma sorunları nedeniyle projelerin uygulanamadığı bu nedenle, davacı yanın ücretin iadesi ve cezai şart istemleri yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvurusunda; Türk Borçlar Kanunu’nun 136.maddesine göre basiretli tacir olan davalı tarafça yükümlenen proje ve çalışmaların imar ve kamulaştırma ve benzeri nedenler ile (kabul anlamına gelmemekle beraber) ifasının imkânsız olduğu hususunun bilinmesi gerektiğini, yine bu hususlar sonradan doğdu ise müvekkiline gecikmeksizin bildirilmesi gerektiğini, ancak davalının, idareye 13 tane proje sunduğu ve bu projelerin hiçbiri onaylanmadığı halde, projelerin onaylanmadığını ve onaylanmamama gerekçelerini müvekkiline iletmediğini, bu nedenle müvekkilini maddi zararlara uğrattığını, mahkemenin ifa imkânsızlığı nedeniyle davanın reddine karar verdiğini, ancak davalının sunduğu projelerin ve çalışmaların hangi nedenler ile ifa imkansızlığı (imar ve kamulaştırma vb.) kapsamında olduğunu araştırmadığını, Karayolları 10. Bölge Müdürlüğü’nün 26/02/2021 tarihli yazısını yeterli gördüğünü, oysa bu müzekkere cevabının genel geçer kavramlar içeren ancak bu kavramları somut olayla irtibatlandırıp ortaya koymayan bir yazı olduğunu, yazıda ne tür imar ve kamulaştırma sorunları nedeniyle davalının yükümlülüğünü yerine getiremediğinin belirtilmediğini dolayısıyla davalının ifa ile yükümlü olduğu hususları yerine getirememe sebepleri yeterince araştırılıp ortaya konmadan sadece Karayolları 10. Bölge Müdürlüğü’nün 26/02/2021 tarihli yazısı esas alınarak karar verilmesinin kanuna ve Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, müvekkili ile davalı arasında akdedilen sözleşmeye binaen sözleşme kapsamında projelerin hazırlanması ve onay alma yükümlülüğünün davalı yükümlülüğünde olup, davalının bu yükümlülüğü yerine getiremediğini, hazırladığı projelere onay alma yükümlülüğü bulunan davalı tarafından bu onayların neden alınmadığı veya alınamadığı hususu ile bu onay alınamama nedenlerinin ifa imkansızlığı kapsamına girip girmediği hususunun mahkeme ve görevlendirdiği bilirkişilerce incelenmemiş olup bu hususların mahkemece belirlenecek alanında uzman bilirkişi kurulunca oluşturulacak rapora binaen hüküm tesis edilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesinin hatalı olduğunu, yine Karayolları 10.Bölge Müdürlüğü’ne ait 26/02/2021 tarihli; “……yüklenici firmanın proje işlerinin yapılması için anlaştığı ancak resmi olarak Olur almadığı … Ltd. Şti. … Resmi olarak oluru olmayan bir firma tarafından yapılan proje ve işlerin yapılması idareye sunulması” gibi hususlar hukuki dayanaktan yoksun olup bu hususların Mahkemece hukuki olarak incelenmediği gibi mahkemece görevlendirilen bilirkişilerce de bu hususta bir inceleme yapılmadığını, bu hususun da eksik inceleme kapsamında olup hükme esas alınamayacağını, ayrıca davalının iddia ettiği olguların gerçek dışı olduğunu, zira Karayolları Genel Müdürlüğü’nün bir kamu kurumu olup, keyfe keder bir tutumla projeleri onaylamama imkânı bulunmadığını, çizilen projelerin ancak ve ancak davalının eksik yahut hatalı çizimleri nedeniyle onaylanmamış olduklarını, her ne kadar davalı kendi tezahürünce sorumluluktan ve sözleşmeye aykırı davranmasına temel aramaya çalışmak iddiası ile 13 tane proje sunduğundan bahsetse de, son tahlilde sunulan proje sayısı hakkında müvekkili ile bir anlaşma yapılmadığını, davalı isterse bir adet çizim yapsın onaylanacak proje sunması gerektiği üzerinde durulmadığını belirterek; kararın bozularak mahkemeye gönderilmesini, yada Dairemizce yapılacak tahkikat sonucunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan istirdat ve cezai şart istemlerine ilişkin alacak davası olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında 11/01/2018 tarihli … Şehir Geçişi Projesi Mühendislik Hizmetleri Alt Yüklenici Sözleşmesi imzalandığı ihtilafsız olup, sözleşme kapsamında davacı yüklenici, davalı taşerondur.
Davalı taşeron, sözleşmenin 2. maddesi ile davacı yüklenici yükleniminde bulunan … Şehir Geçişi İnşaatı kapsamında gerekli olan yol, kavşak ve köprü uygulama projelerinin hazırlanması işini üstlenmiştir. Sözleşmenin 5.maddesine göre kavşak uygulama projelerinin yapılması işinin bedeli 30.000,00 TL, köprü uygulama projelerinin yapılması bedeli 40.000,00 TL, geoteknik raporu düzenlenmesi bedeli ise 10.000,00 TL olup, toplam sözleşme bedeli 80.000,00 TL + KDV olarak kabul edilmiştir. Sözleşmenin 6. maddesinde ise, davalı taşeron tarafından yapılacak işler; yol ve kavşak uygulama projeleri, köprü uygulama projeleri ve geoteknik rapor hazırlanması üst başlıkları altında her bir proje yönünden ayrı ayrı belirtilmiş, taşeron tarafından yapılacak işlerin onay için KGM, meslek odaları, belediyeler ve diğer kuruluşlara sunulması, savunulması ve onaylarının çıkarılmasının taşeron sorumluluğunda olduğu, bu kuruluşlara izin ve onayla için ödenecek harçların ise yüklenici tarafından karşılanacağı kabul edilmiştir. İşin Süresi başlıklı 7. maddede söz konusu proje çalışmaları için öngörülen proje süresinin 60 gün olduğu belirtilmiş, sözleşmenin 8.maddesinde ise cezai şarta ilişkin düzenlemeler yapılmıştır.
Dava dışı iş sahibi Karayolları Genel Müdürlüğü, 10. Bölge Müdürlüğü tarafından mahkemeye gönderilen 26/02/2021 tarihli yazıda, davalı tarafça birçok alternatifi çalışılan projelerin, imar ve kamulaştırma sorunları nedeniyle uygulanamadığından onay verilmediği belirtilmiştir.
Davacı tarafça sözleşmenin ifasına ilişkin olarak davalıya Ankara 53. Noterliği’nin 19/02/2019 tarih ve 05729 yevmiyeli ihtarı gönderilerek, eksik kalan ve teslim edilmeyen işlerin en geç 10 gün içerisinde teslim edilmesinin ihtar edildiği, davalı tarafça Kartal 23. Noterliği’nin 25/02/2019 tarih ve 06123 yevmiyeli cevabi ihtarı ile; davacı tarafından 26/12/2017 tarihinde gönderilen projeye uygun işlemlerin yapıldığı, ancak bu süreçte, sözleşme dışı imar planı uygulaması, kamulaştırılan alanlar vb…gerekçelerle Karayolları 10. Bölge Müdürlüğü tarafından projenin revizesinin istendiği, bu işlemlerin de yapıldığı ve projenin 13 kez revize edilerek onay için karayollarına sunulduğu, onay için geçecek süreden sorumlu olunmadığı ve sözleşmeye aykırı bir durum ve atfı kabil kusurları olmadığı belirtilerek cevap verildiği, davacı yüklenici ile dava dışı iş sahibi arasındaki; iş bu dava konusu sözleşmeyi de kapsar şekilde kavşak ve köprü imalatını da konu alan sözleşmenin, davacı yüklenicinin talebi doğrultusunda 18/01/2019 tarih ve 7161 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan “Sözleşmelerde Tasfiye ve Devir” başlıklı kanuna istinaden 18/03/2019 tarihinde tasfiye edilerek, yapım ihalesinin sonlandırıldığı, bu tarih itibariyle davaya konu sözleşmenin ifa imkânının ortadan kalktığı anlaşılmaktadır.
Davacı, dava dışı Karayolları Genel Müdürlüğü 10. Bölge Müdürlüğü ile yapılan Karadeniz Sahil Yolu Espiye-Çarşamba arası (… Şehir Geçişi ) toprak işleri, sanat yapıları ve üstyapı işleri ikmal işinin yüklenicisi, davalı ise bu iş kapsamında projelerin hazırlanmasından sorumlu taşerondur.
Davalı tarafça sözleşme kapsamında bir kısım projelerin ve revize projelerin hazırlanarak dava dışı iş sahibi idareye sunulduğu ancak bu projelerin Karayolları Genel Müdürlüğü, 10. Bölge Müdürlüğü tarafından mahkemeye gönderilen 26/02/2021 tarihli yazıya göre, imar ve kamulaştırma sorunları nedeniyle uygulanamadığından onay verilmediği, sonrasında da davacı yüklenicinin yükleniminde olan asıl sözleşmenin davacının talebi ile tasfiyesi nedeniyle taraflar arasındaki sözleşmenin uygulanması imkânının kalmadığı hususu sabittir.
Davacı yüklenici, davalı tarafından çizilen projelerin ancak ve ancak davalının eksik yahut hatalı çizimleri nedeniyle onaylanmamış olduklarını, bu nedenle zararı oluştuğunu ileri sürmüş, davalı taşeron ise, projelerin ve dava dışı iş sahibinin talebi ile revizyonların yapıldığını, edimin sözleşme ve taşeron şirket dışında oluşan imar planı uygulaması, kamulaştırılan alanlar şehir planı gibi ifa imkansızlıkları nedeniyle onaylanmadığını savunmuştur.
Eser sözleşmelerinin imkânsızlık nedeniyle sona erme halleri Türk Borçlar Kanunu’nun genel ve eser sözleşmesi kapsamındaki özel hükümlerinde ayrı ayrı düzenlenmiştir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 136.maddesindeki düzenlemeye göre, borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erecektir. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık nedeniyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder. Kanun veya sözleşmeyle borcun ifasından önce doğan zararın alacaklıya yükletilmiş olduğu durumlar bu hükmün dışındadır. Burada tanımlanan, sonradan ortaya çıkan kusursuz imkânsızlık halidir. Bunun dışında, sözleşmeden sonra borçlunun kusuru ile ifa imkânsızlığı da söz konusu olabilir. Bu halde ifa mümkün olmakla birlikte borçlunun kusuru ile imkânsız hale geldiğinden TBK’nın 136/1 maddesine göre borç sona ermeyecek, ifası imkânsız hale gelen borcun yerini, tazmin sorumluluğu alacaktır. Bu hal, TBK’nın 119/1 maddesinde temerrüde düşen borçlunun beklenmedik hal sebebiyle doğacak zarardan sorumlu olduğu şeklinde düzenlenmiş, aynı maddenin 2.fıkrasında borçluya temerrüde düşmede kusuru olmadığını veya borcunu zamanında ifa etmiş olsaydı bile beklenmedik halin ifa konusu şeye zarar vereceğini ispat ederek bu sorumluluktan kurtulabileceğini belirtmek suretiyle kurtuluş imkanı getirilmiştir. Ancak bunun için borçlunun temerrüde düşmekte kusursuz olması gerekir. Aksi durumda yani sonradan ortaya çıkan ifa imkansızlığında borçlu kusursuz olsa dahi temerrüde düşmede kusurlu ise beklenmedik hal sebebiyle doğacak zarardan sorumlu olacaktır. Burada talep edilebilecek zarar olumlu zarardır.
Bunun dışında eser sözleşmeleriyle ilgili 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 485.maddesi iş sahibi yüzünden ifanın imkânsızlaşmasını düzenlemiştir. Bu maddeye göre eserin tamamlanması, iş sahibi ile ilgili beklenmedik olay dolayısıyla imkânsızlaşırsa, yüklenici yaptığı işin değerini ve bu değere girmeyen giderlerini isteyebilecektir. TBK’nın 485/1 fıkrasına göre imkânsızlıkta iş sahibinin kusuru olması şart olmayıp, imkânsızlığın iş sahibi ile ilgili beklenmedik bir olaydan doğması ve nedensellik bağının bulunması yeterlidir.
Davalı taşeron tarafından hazırlanan projeler dava dışı iş sahibi idareye sunulmuş, ancak Karayolları Genel Müdürlüğü 10. Bölge Müdürlüğü’nün mahkemeye göndermiş olduğu yazı cevabına göre, imar ve kamulaştırma sorunları nedeniyle onaylanmamıştır. Sözleşmeye göre, yapılan projelerin onaylarının alınması da davalı taşeron sorumluluğunda olmakla, davalının yapmış olduğu projelerin sözleşme kapsamında iş bedelini talep etmesi mümkün olmasa da, bu projelerin yapılması için yapmış olduğu masrafları yukarıda açıklanan madde hükmü gereği talep etmesi mümkündür.
Bununla birlikte, davacı yüklenici, davalı taşeronun kusurlu ifası nedeniyle edimin imkânsız hale geldiğini ileri sürmüş olup, durumun bu olması halinde davalı tarafından herhangi bir hak talebinde bulunulamayacağı da yukarıda açıklanan kanun hükümleri kapsamında sabittir. Mahkemece, bu kapsamda hiçbir inceleme ve değerlendirme içermeyen bilirkişi raporuna dayanılarak ve bu rapora karşı itirazlar değerlendirilmeksizin, davalının projeleri Karayolları Genel Müdürlüğüne sunduğu gerekçesiyle eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece yapılması gereken iş; davalı tarafça, iş sahibi Karayolları Genel Müdürlüğü 10. Bölge Müdürlüğü’ne sunulan projeler getirtildikten, iş sahibi idareden davacı iddiaları kapsamında, hazırlanan projelerin onaylanmamasında taşeronun eksik yada ayıplı ifası olup olmadığına ilişkin varsa belgeler de temin edildikten sonra, konusunda uzman bir mimar veya mühendis, 1 sözleşme hukuku konusunda uzman bilirkişi heyetinden davalı tarafça çizilen projelerin onay alamamasına ilişkin gerekçeli teknik rapor alınması, rapora itiraz edilmesi halinde, itirazları karşılar ek rapor alındıktan sonra, yukarıda açıklanan yasa maddeleri ve ilkeler kapsamında inceleme ve değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesidir.
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,

2-Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/09/2021 tarih ve 2019/757 Esas- 2021/535 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dairemiz kararına uygun şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,

4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
5-İstinaf talep eden davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 353/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 26/10/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır