Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2022/818 E. 2022/1122 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/818 – Karar No:2022/1122
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/818
KARAR NO : 2022/1122

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/11/2019
NUMARASI : 2016/761 E-2019/974 K

ASIL DAVADA:
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
ASIL VE BİRLEŞEN
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ :08.11.2022
KARAR YAZIM TARİHİ :09.11.2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin asıl ve birleşen davada mahkemece asıl ve birleşen davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine eksiklik nedeniyle mahalline gönderilen dosya gelmiş olmakla yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili: Müvekkili şirket ile davalı idare arasında 28.08.2006 tarihli “Ankara’nın Muhtelif Bölgelerinde Yapılacak Yollarda Yeni Yapılacak Üst Yapı İmalatları, Elektrik Aktarımları ve Aydınlatma, Telekom, Peyzaj ve Trafik İşaretlemeleri İnşaatı” adı altında sözleşme imzalandığını, sözleşme kapsamındaki işler ile davalı idare tarafından sözleşme kapsamında yaptırılan ilave işlerin tam ve eksiksiz şekilde yapılarak geçici ve kesin kabulleri yapılmak suretiyle idareye teslim edildiğini, sözleşme kapsamında değişik tipte Dekoratif Alüminyum Aydınlatma Direkleri kullanılmak sureti ile yol aydınlatma imalatlarının yapıldığını ve direklerin fiyatlarının sözleşme eki birim fiyat cetvelinde olmaması nedeni ile Fiyat Kontrol Merkezi Koordinatörlüğü’nce (FKM) 7 adet değişik tipteki Dekoratif Alüminyum Aydınlatma Direğine ait uygun fiyatların belirlendiğini ve davalı tarafından uygun görülen bu fiyatların ATO tarafından 21/09/2007 tarihinde onaylandığını ve bu tarihten itibaren yeni birim fiyatların sözleşmenin ayrılmaz parçası olduğunu ve hakedişlerin de bu fiyatlar üzerinden tanzim ve tahakkuk ettirildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin uygulanması sırasında 23.10.2010 tarihinde davalı idare tarafından söz konusu iki direk fiyatlarının yeniden belirlenmesi için FKM’ye yazı yazdığını, bu tarihten sonra davalı idare ile müvekkili şirket arasında direk çeşitlerine ilişkin daha önce onaylanan ve sözleşmenin eki haline gelen birim fiyata ilişkin uyuşmazlığın baş gösterdiğini, sözleşme eki birim fiyat cetvelinde bulunmayan Dekoratif Aydınlatma Direklerine ilişkin 2007 yılında tespit edilen birim fiyatların usul, yasa ve sözleşme hükümlerine aykırı şekilde davalı idare tarafından değiştirilmesine ilişkin devam eden süreçte 3881 adet değişik tipte Dekoratif Alüminyum Aydınlatma Direği kullanılmak sureti ile yol aydınlatma imalatının yapıldığını, taraflar arasında imzalanan ve uygulanan sözleşme eki birim fiyat cetvelinde Dekoratif Aydınlatma Direklerine ilişkin birim fiyatın bulunmadığını, dolayısıyla direklere ilişkin Birim Fiyatların Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 23.maddesine göre Fiyat Kontrol Merkezi Koordinatörlüğü’nce uygun görülen fiyatların ATO tarafından onaylanması ile 2007 yılında uygulanmaya başladığını, sözleşme eki birim fiyat cetvelinde bulunmayan FKM tarafından uygun bulunarak ATO tarafından onaylanan bu birim fiyatların değiştirilmesi veya revize edilmeksizin sözleşme kapsamında yapılan işlerin tamamına uygulanması gerektiğini, sözleşme eki birim fiyat cetvelinde bulunmayan bir fiyata ilişkin olarak imalat artışına dayalı revize fiyat belirlenmesinin sözleşme hükümlerine göre mümkün olmadığını, sözleşmede fiyat revize edilmesinin 31.maddede düzenlendiğini, hangi hallerde fiyat revize edileceğinin açıkça belirtildiğini, müvekkili şirketin sözleşme hükümlerine olan inancı ile yol aydınlatma imalatlarına başlamadan önce Dekoratif Aydınlatma Direklerinin üretiminde patent hakkı sahibi olan alt yüklenici …. A.Ş.ile sözleşme ve temlik anlaşması yaptığını, anılan alt taşerona 2007 yılında belirlenen fiyat üzerinden 43 adet hakedişe ilişkin bedellerin temlik sözleşmesi gereği idare tarafından müvekkili şirketin hakedişlerinden kesilerek alt yüklenici … … A.Ş.’nin hesabına ödendiğini, davalı idare tarafından sözleşme gereği tespit edilen 2007 yılındaki birim fiyat ile sözleşmeye aykırı şekilde tek taraflı belirlenen 2011 yılındaki birim fiyatlara göre müvekkili şirketin idarenin sözleşme hükümlerine aykırı uygulaması nedeni ile fiyat farkları dahil 4.088.399,81TL alacaklı olduğunu, müvekkili şirketin tüm haklı itiraz ve müracaatlarına olumlu bir yanıt alamadığını ve Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 23.maddesinde açıkça belirtilmiş olmasına rağmen anlaşmazlık tutanağı da imzalanmadığını, müvekkili şirketçe de zorunlu kalınarak ihtirazi kayıt ile kesin hak edişin imza altına alındığını, dava konusu yapılan ihtirazi kayıt gerekçelerinin 02.08.2013 tarih ve 30610 sayılı dilekçe ile davalı idareye bildirildiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00TL alacağın 06.08.2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili: Asıl davadaki iddialarını tekrarlayarak müvekkili şirketin davalı idareden alacağı olan 4.088.399,81TL’nın davalıdan tahsili için asıl davaya ek olarak 4.038.399,81TL alacak talepli bu davanın açıldığını belirterek dosyanın Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/761 Esas sayılı asıl dava dosyası ile birleştirilmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere davanın kabulü ile 4.038.399,81TL alacağın 06.08.2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı …vekili: Davacı şirketin müvekkilinden herhangi bir alacağının bulunmadığını, müvekkili idarenin dava konusu ihaleyi yaptığını, ilgili başkanlığı olan Kanal Yatırım Dairesi Başkanlığı’nca dava konusu iddia olunan alacağa ilişkin yapılan incelemede dava konusu iş olan dekoratif alüminyum aydınlatma direkleri ile ilgili olarak Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin sözleşmede bulunmayan işlerin birim fiyatının tespiti başlıklı 23.maddesinde belirtilen hususlar doğrultusunda yapılan uygulama gereğince ilgili imalatların fiyat tespitinin bağımsız bir kuruluş olan ve mevzuat gereği faturalı imalatlarda fiyat tespit edilmesinde yetkili olan Ankara Ticaret Odası’nca (ATO) tespit edildiğini, müvekkili idarece yüklenici firmaya yazılan 20.04.2012 tarih ve 2201 sayılı yazıda da bu durumun belirtildiğini, yüklenici firmanın talebi üzerine ATO tarafından ikinci defa fiyatların incelendiğini, inceleme sonucunda ise 27.03.2012 tarihli yazı ile müvekkili idareye bildirildiğini, ATO’nun ilgi yazısı doğrultusunda fiyat tutanaklarının 30.04.2012 tarih ve… sayılı idarenin makam Oluru ile tanzim edilerek uygulamanın yapıldığının bildirildiğini, davacı yüklenici şirketin kesin kabul tutanağını itirazı olmadan imzalandığını, ilgili imalatlara ait fiyatların tamamen bağımsız bir kuruluş olan ATO’nun fiyat tespiti neticesinde belirlendiğini, kaldı ki fiyatlara ilişkin itirazın kesin kabul aşamasında yapılması gerektiğini, davacı şirket tarafından 26.07.2013 tarihli kesin hesap itirazı konulu yazının müvekkiline 02.08.2013 tarihinde teslim edildiğini, işin kesin kabulünün 17.08.2012 tarihinde yapıldığını, davacı şirket tarafından usulüne uygun itiraz yapılmadığını, birleşen davada davanın süresinde açılmadığını, işin kesin kabulünün 17/08/2012 tarihinde yapıldığını, kısmi dava açılması halinde zamanaşımının yalnız alacağın kısmi dava konusu yapılan miktarı için kesileceğini, işin kesin kabulü 2012 yılında yapılmış olduğundan ve eser sözleşmesinden doğan alacakların 5 yıllık zamanaşımına tabi olması nedeniyle birleşen davada zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince: Asıl ve birleşen davanın eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olduğu, taraflar arasında 28.08.2006 tarihli sözleşmenin akdedildiği, sözleşme konusunun “Ankara’nın Muhtelif Bölgelerinde Yapılacak Yollarda Yeni Yapılacak Üst Yapı İmalatları, Elektrik Aktarımları ve Aydınlatma, Telekom, Peyzaj ve Trafik İşaretlemeleri İnşaatı” olduğu, sözleşmenin birim fiyat sözleşmesi niteliğinde olup, sözleşmenin 9.1. maddesinde Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin sözleşme eki olduğunun belirtildiği, yine sözleşmenin 15. maddesinde yüklenici fiyat farkının verilebileceğinin hüküm altına alındığı, sözleşme konusu… kod numaralı imalatta yer alan elektrik direklerinin birim fiyatlarının sözleşmenin eki Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 23/b.maddesi uyarınca ATO tarafından 08.12.2007 tarihli yazı ile bildirilip, bildirilen bu fiyatların hakediş ödemelerinde kullanıldığı, müteakiben… kod numaralı imalatta yer alan elektrik direk imalat miktarındaki değişim ve… koz nolu kuğu tipi 10 M tek armatörlü 250/400W dekoratif alüminyum direğinin sözleşme kapsamında yeni yapılacak iş olması nedeni ile birim fiyatın ATO’nun 15.08.2011 tarihli yazısı ile bildirildiği, yüklenici itirazı sonucu ATO’dan yeniden fiyat istenildiği, ATO’nun 26.03.2012 tarihli yazı ile anılı imalat birim fiyatlarının düzeltildiği, davacı yüklenicinin 43-Kesin nolu hakedişe ihtirazi kayıt düştüğü, ancak ara hakedişlere ihtirazi kayıt düşmediği, işin kesin kabulünün 16.08.2012 tarihinde onaylandığı, kesin hakedişin 16.08.2013 tarihinde imzalandığı dosya kapsamı ile sabit olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın sözleşme kapsamındaki iş değişikliğine ilişkin fiyat tespit usulünün Yapım İşleri Genel Şartnamesi hükümlerine uygun olup olmadığı, davacının asıl ve birleşen davada fiyat farkı talep edip edemeyeceği, edebilecekse talep edebileceği alacak miktarı noktasında toplandığı, mahkemenin 21/11/2019 tarihli celsesinde kesin hesabın 16.08.2013 tarihinde kesinleşmesi, birleşen davanın ise 5 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde (16.01.2018 tarihinde) açılması karşısında birleşik dava yönünden davalı vekilinin zamanaşımı itirazının esas hüküm ile birlikte istinaf yasa yolu açık olmak üzere reddine karar verildiği, öncelikle sözleşmenin eki Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 40. maddesinde yüklenicinin geçici hakedişlere itirazı olduğu takdirde, karşı görüşlerinin neler olduğunu ve dayandığı gerekçeleri, idareye vereceği ve bir örneğini de hakediş raporuna ekleyeceği dilekçesinde açıklaması ve hakediş raporunu “idareye verilen …tarihli dilekçemde yazılı ihtirâzi kayıtla” cümlesini yazarak imzalaması gereklidir. Eğer yüklenicinin, hakediş raporunun imzalanmasından sonra tahakkuk işlemi yapılıncaya kadar, yetkililer tarafından hakediş raporunda yapılabilecek düzeltmelere bir itirazı olursa hakedişin kendisine ödendiği tarihten başlamak üzere en çok on gün içinde bu itirazını dilekçe ile idareye bildirmek zorunda olduğu, bu şekilde itiraz edilmediği takdirde hakedişi olduğu gibi kabul etmiş sayılacağı düzenlemesine yer verildiği, yine kesin hakediş raporu ve hesap kesilmesine ilişkin 41. madde hükmünce, yüklenicinin itirazı olduğu takdirde itirazlarını 40. maddedeki usuller çerçevesinde dilekçe ile idareye bildirmesi gerektiği, Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 40. ve 41. maddelerindeki bu düzenlemeler 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 193. maddesi (1086 sayılı HUMK 287. maddesi) uyarınca delil sözleşmesi niteliğinde olup mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiği, yine sözleşme dışı işlerin; iş değişikliği, fazla imalât ve sözleşmede hiç bulunmayan işler olmak üzere üç ayrı gurupta toplandığı, sözleşmede hiç bulunmayan işin yüklenici tarafından yapılması halinde bu işler, hakediş raporlarına girmeyeceğinden hakedişlere ihtirazi kayıt konulmasa dahi bedelinin yüklenici tarafından istenebileceği, ancak fazla iş ya da iş değişikliği halinde yüklenicinin bu işler nedeniyle iş bedeli isteyebilmesi için ara ve kesin hakedişleri yukarıda açıklanan yöntemle usulüne uygun olarak ihtirazi kayıt ileri sürmesi gerektiği, somut olay irdelendiğinde mahkemeye ibraz edilen 01.09.2019 tarihli bilirkişi raporunda, kesin hesapta alacak davası konusu iş kalemlerine uygulanan revize fiyatların 43-EK nolu ara hakedişlerde de uygulandığı, yüklenicinin ara hakedişlere Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 40.maddesine uygun herhangi bir itirazının bulunmadığı, bu suretle ara hakedişlerin yüklenici-davacı yönünden kesinleştiği, ara hakedişlere göre yapılan ödemelerin avans ödemesi olduğuna dair düzenlemenin iş sahibi-davalı ile ilgili olup, yüklenici yönünden uygulanmasının mümkün bulunmadığı gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Asıl ve birleşen davada davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Öncelikle 43 Ek nolu ara hakedişte yer alan dava konusu imalatlara ilişkin yer alan fiyatların taraflar açısından ne ifade ettiğinin açıklığa kavuşturulması gerektiğini, dava konusu imalatlara ilişkin fiyatların 43 Ek nolu ara hakedişte açıkça ve hiçbir tartışmaya meydan bırakmayacak şekilde GF yani geçici fiyat olarak yer aldığını, geçici olarak ve sadece ara hakediş ödemesine esas olmak üzere idare tarafından belirtildiğini, taraflar açısından bağlayıcı olmayan ancak tarafların Yapım İşleri Genel Şartnamesi hükümlerine göre kesinleştirilmesi gereken bir fiyat olduğunu, geçici fiyat olduğu hakedişte açıkça belirtilen bir fiyata ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olmasının müvekkili şirket açısından 40. madde kapsamında değerlendirilmesinin düşünülemeyeceğini, müvekkili şirketin geçici fiyat olarak belirlenen fiyata ihtirazi kayıt ileri sürmesinin hayatın olağan akışı ile izahının mümkün olmadığını, mahkemece 43 Ek nolu hakedişteki dava konusu imalatlara ilişkin olarak yer alan fiyatların, geçici fiyat olarak yazılmış olmasına yönelik itirazlarına hiç değinilmediğini ve yok kabul edilerek hakedişteki fiyatların kesin fiyatlarmış gibi değerlendirme yapılarak usul ve yasaya aykırı karar verildiğini, ayrıca dosyada ileri sürülen ikraha yönelik taleplerinin yine mahkemece değerlendirilmeyerek hüküm tesis edildiğini, bilirkişi ek raporuna karşı itiraz dilekçesinde, davalı idarenin sözleşmedeki hâkim pozisyonunu kullanmış ödeme makamı olması nedeniyle, ödemeleri yapmayacağı ve bu şekilde müvekkili şirketin mahvına sebep olacağı baskısı ile 43 Ek nolu ara hak edişteki geçici fiyat olarak belirlenen fiyatlara yönelik (geçici fiyata yönelik olarak YİGŞ’de ihtirazi kayıt usulü ve gerekliliği öngörülmemiş olmasına rağmen) ihtirazi kayıt beyanının verilmesinin engellediğini, ihtirazi kayıt beyanının sunulması halinde ödeme yapılmayacağı ve hakediş düzenlenmeyeceğinin yetkililerce şifahen beyan edildiğini, müvekkili şirket yetkililerinin idarenin hakim pozisyonu ve ödeme yapılmama riskinin ortaya çıkması ile birlikte zor durumda kaldığını, şirketin ve yetkililerinin bütün mal varlıklarının yok olma tehlikesi nedeniyle ikrah altında ara hakedişe ihtirazi kayıt ileri süremediklerini, bu durumun delillendirilmesi amacıyla da 22.05.2012 tarihinde Ankara 43. Noterliğine… yevmiye numaralı işlemi ile ikrah beyanında bulunulduğunu, 23.05.2012 tarihinde ise 43 Ek nolu ara hakediş düzenlendiğini, mahkemeye bu hususun açıkça beyan edilmesine rağmen Ankara 43. Noterliğinden ikrah beyanı dahi celp edilmediğini ve bu hususun kararda da yer almadığını, mahkemece tarafların iddia ve cevaplarına göre yargılama yapılmadığını, davada sübjektif değerlendirmelere göre karar verildiğini, alacak hesabının yeniden yapılmasına ilişkin bilirkişi raporuna yönelik itirazlarının mahkemece yok kabul edildiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl ve birleşen dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece asıl ve birleşen davanın reddine dair verilen karara karşı, asıl ve birleşen davada davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Ankara’nın muhtelif bölgelerinde yeni yapılacak yollarda üst yapı imalatları, elektrik aktarımları ve aydınlatma, telekom, peyzaj ve trafik işaretlemeleri inşaatı yapımı işini konu alan 28.08.2006 tarihli eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, mahkemece dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla asıl ve birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl ve birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince asıl ve birleşen davada alınması gereken 80,70’er TL istinaf karar harçlarından asıl ve birleşen davada peşin alınan 54,40’er TL harcın mahsubu ile her bir dava bakımından 26,30TL ve 26,30TL bakiye harç olmak üzere toplam 52,60 TL harcın asıl ve birleşen davada davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle asıl ve birleşen davada davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve ödediği başvurma harçlarının kendisi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361.maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere olmak üzere 08.11.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Başkan
Üye
Üye
Katip

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır