Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2022/787 E. 2022/1119 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C… BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/787 – Karar No:2022/1119
T.C.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/787
KARAR NO : 2022/1119

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ … 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/11/2019
NUMARASI : 2016/757 E-2019/958 K

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 08.11.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 09.11.2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya gelmiş olmakla yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; Taraflar arasında birim fiyat mal alım sözleşmesi kapsamında 15/07/2011 tarih … numaralı, 2 adet 50 vagon taşıma kapasiteli feribot alımı ile bunlara ait iskele onarımı ve tevsii bakım tesislerinin yapımı kalan işleri sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin birim fiyatlı sözleşme kapsamında…’da davalıya ait bir kısım deniz yapıları ile 2 adet 50 vagon taşıma kapasiteli feribotun imal-yapım işini üstlendiğini, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan feribotların inşaa ve imaline ilişkin yükümlülüklerini tamamladığını, davalının gerek ihale aşamasında ve gerek sözleşmede, 2 adet 50 vagon taşıma kapasiteli feribotların inşaa-yapımında kullanılacak malzemeleri, malzeme cinsini ve miktarı ile ağırlıklarını belirten detaylı liste hazırladığını, müvekkili şirkete ihale aşamasında sunulan ve sözleşmenin eki olarak kabul edilmiş 2 adet 50 vagon taşıma kapasiteli feribotlarda davalı yanca talep edilen malzeme, cins, miktar ve ağırlıkları ile bu malzemelerin işçiliği dikkate alınarak birim fiyat teklifi verdiğini, detay listenin müvekkili tarafından verilen ve davalı tarafça kabul edilen birim fiyat teklifinin esasını oluşturduğunu, davalı tarafça hazırlanmış 2 adet 50 vagon taşıma kapasiteli feribotlardan her biri için analizde kullanılacak detay listede yer alan belirlemeler ve talep miktarları, ağırlıkları, sayıları ve cinslerinin gemi inşasında kesin olmamakla birlikte doğru bir yaklaşımı ortaya koyması bakımından önemli olduğunu, zira ihale aşamasında müvekkiline verilen gemi ön tasarım projeleri, genel plan, orta kesit ve boyuna kesit verileriyle talep ve ihale konusu feribotun toplam sac ağırlığının kesin biçimde hesaplanabilmesi ve bilinebilmesinin mümkün olmadığını, inşaa-imal edilen bir geminin toplam sac ağırlığının, ancak ve ancak geminin … denetiminde detaylı imalat projelerinin yapılması ve geminin tamamlanması halinde hesaplanabileceğini, zaten sözleşmenin eklerinde yer alan “Tatvan- Van” arasında demiryolu araçlarının geçişini sağlayacak olan iki adet 50 vagon taşıma kapasiteli feribot inşaatına ait teknik şartnamede geminin inşa ve imalinde kullanılacak sac hususunda hiçbir detayın yer almadığını,Teknik şartnamenin “Bölüm: 3- Tekne” başlıklı kısmında tekne malzemesinin kaynaklı yapıda olacak şekilde ve tüm yapısal işleri … gereksinimlerine göre tasarlanıp inşa edileceğinin vurgulanmış olduğunu, diğer teknik özelliklerinin de tamamen … gereksinimlerini karşılayacak nitelikte olmasının arandığını, bu bakımdan müvekkilinin sözleşme gereğince, feribotun inşa-imal projelerini, … olarak kabul edilmiş Türk Loydu denetiminde geminin inşası devam ederken hazırlanıp,revizelerinin yapıldığını, Türk Loydu tarafından onaylanarak davalıya sunulduğunu, bu haliyle tamamlanan feribotun kesin toplam sac ağırlığının belli olduğunu ve … olan … tarafından hesaplanabildiğini, kesin hesap sonucunun davalıya bildirildiğini, … tarafından 16.12.2014 tarihinde hazırlanan raporda, M/V TCDD 1 tren ferisinin net çelik ağırlığı ve teçhiz ağırlığının hesaplarının kontrolü için sunulan blok işçilik resimleri ve 3boyutlu katı modellerin incelenmesi sonucunda net çelik ağırlığının yaklaşık 2780 ton, teçhiz ağırlığının da 102,9 ton olduğunun belirlendiğini, davalının 13.05.2015 tarihli yazısıyla …’ndan, geminin başlangıçtaki tahmini çelik ağırlığı ile sonradan ortaya çıkan çelik ağırlıklarındaki farklılığın nedenini sorması üzerine, …’nun 21.05.2015 tarihli cevabi yazısında, iş başlangıcında iş verene bildirilen tahmini çelik ağırlığı ile projelerin … tarafından onaylanmasından sonraki ağırlık arasında fark oluşmasının beklenen normal bir sonuç olduğu, aradaki sapmanın miktarı sınırlarının kural/kaide ya da standarda bağlı olmadığı, çelik ağırlığındaki sapmaların bir nedenin de çelik teçhizat ve donanım ağırlıklarının tahmin edilen ile uygulama arasındaki farklardan kaynaklanmakta olduğunun belirtildiğini, … olan …’nun belirtilen raporunda da açıkça ifade edildiği üzere, müvekkili tarafından birim fiyat teklifi usulüyle kabul edilen feribot inşasına ilişkin davalı yanca hazırlanmış feribotlardan her biri için analizde kullanılacak detay listede yer alan toplam sac ve çelik teçhiz ağırlıklarının kesin ölçütlere bağlı olmadığını, müvekkilinin ise davalı yanca talep edilen malzeme, cins, miktar ve ağırlıklarını dikkate alarak teklif vermiş olduğunu, sonuçta müvekkilince inşa-imali tamamlanan 1 adet feribotta toplam 2.500 ton değil, 2.882,90 ton sac kullanılmış olduğunu, davalının bir feribot için toplam 2.882,90 ton saç kullanılacağını belirtmiş olsaydı müvekkilinin sac için teklifinin 2.500.000 Euro değil, 2.882.900,00 Euro olacağını, bu durumda müvekkilinin bir feribot için toplam 382,90 ton fazla tekne sacı kullandığını, 1 ton sacın 1.000 Euro olarak kabul edildiği birim fiyat sözleşmesinde 382,90 ton sacın karşılığının 382.900 Euro’ya tekabul ettiğini, bunun yanında fazladan yapılan 382,90 ton sac işçiliğinin karşılığının 597.324 Euro’ya tekabül ettiğini, bir feribot için davalıdan tekne saç malzemesi ve saç işçiliği toplamı (382.900 +597.324) 980.224 Euro ve 98.022,40 Euro %10 müteahhit karı ve genel giderler olmak üzere toplam 1.078.246,40 Euro alacağı bulunduğunu, müvekkilinin sözleşme konusu olan 2 feribot için davalıdan toplam (2×1.078.246,40 Euro ) 2.156.492,80 Euro alacağı bulunduğunu belirterek açıklanan nedenlerle ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000.000,00 TL alacağın hakediş tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; Müvekkili idarenin ihtiyacı olan 2 adet 50 vagon taşıma kapasiteli feribot alımı ile bunlara ait iskele onarımı ve tevsii, bakım onarım tesislerinin yapım işiyle ilgili ihaleye çıkıldığını, ihale sonucunda 28/01/2019 tarihli yönetim kurulu kararıyla ihalenin iptaline karar verildiğini, bu karara karşı davacı tarafça şikayet başvurusu yapıldığını, başvurunun reddi üzerine de Ankara 1. İdare Mahkemesinde iptal davası açıldığını, idare mahkemesinin Kamu İhale Kurumu kararının iptaline karar vermesi üzerine davacı firmaya ihale kararı verilip sözleşme imzalandığını, bu süreçte idare mahkemesi kararının KİK tarafından temyiz edildiğini, Danıştay 13. Dairesinin kararı bozması üzerine KİK’in Danıştay kararı doğrultusunda karar alındığını ve davacı firmanın şikayet başvurusu reddedildiğini, yani müvekkili idarenin ihalenin iptali kararının onaylanmış olduğunu, davacı firma ile imzalanan sözleşmenin dayanağı olan işlem ortadan kalktığından müvekkili idarenin sözleşmeyi feshedip tasfiye işlemlerini gerçekleştirdiğini, tasfiye sonrasında yarım kalan 2 adet 50 vagon taşıma kapasiteli feribot alımı ile bunlara ait iskele onarımı ve tevsii, bakım onarım tesislerinin yapım işinin ikmali için İTÜ, … ve Denizcilik Müsteşarlığı görüşleri üzerine, davacı şirket ile doğrudan temin yöntemiyle 15/07/2017 tarihli sözleşmenin imzalandığını, sözleşmenin türü ve bedeli başlıklı 6.1 maddesinde“ Bu sözleşme teklif birim fiyat sözleşme olup, idarece hazırlanmış cetvelde yer alan her bir iş kaleminin miktarı ile bu iş kalemleri için yüklenici tarafından teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan tutarların toplamı olan 47.250.000.-EURO bedel üzerinden akdedilmiştir” denildiğini, sözleşme eki icmalde 2 adet feribotun bedelinin 31.719.784,3Euro, deniz yapıları için 15.530.215,37Euro bedelin mevcut olduğunu, feribot fiyatının teknik şartnamesine uygun olarak imalatı tamamlanmış iki adet feribot için olduğunu, sözleşmede 2 adet feribot için tek bir poz bulunmakta olup, feribotun imalat ekipmanlarına ilişkin herhangi bir birim fiyatın bulunmadığını, sözleşmede yer alan “2 Adet 50 Vagon Taşıma Kapasiteli Feribot Analizinde Kullanılabilecek Detay Listesi”nin birim fiyat listesi olmayıp, teknik şartnameye uygun olarak teklif hazırlanabilmesi hususunda hazırlanmış yardımcı doküman olduğunu ve yukarıda safahatı anlatılan tasfiye edilen imalatlar ile bağlantının sağlanması için olup bu listede yer alan (Tasfiye Kesin hesabı ile ödenen tutar minha 8.980.315,37/2=4.490.157.69) satırının da bunu açıkça gösterdiğini, bu dokümanın birim fiyat teklif cetveli olarak değerlendirilmesinin mümkün olmayıp zira, ortada birim fiyatın bulunmadığını, feribota ait ödemelerin pursantaj mantığına göre yapıldığını(sözleşme13.2.1md.), deniz yapılarına ait ödemelerin ise sözleşmenin 13.2.2 maddesi hükmüne göre, hazırlanıp onaylanan hakkedişler çerçevesinde yapıldığını, ayrıca sözleşmenin Deniz Yapılarına Ait Yapım İşleriyle İlgili İş Kalemi Miktarlarının Değişmesi başlıklı 50.6 maddesindeki “Sözleşme eki birim fiyat teklif cetvelinde yer alan her hangi bir iş kaleminin miktarında, işin devamı sırasında %20’yi aşan artışın meydana gelmesi ve bu artışın aynı zamanda sözleşme bedelinin %1’ini geçmesi halinde, artışın sözleşme bedeli içindeki payı nispetinde ilgili iş kalemine ait birim fiyat revize edilir ve bu iş kaleminin yüzde yirmi artışı aşan kısmına revize birim fiyat üzerinden ödeme yapılır.” hükmüne göre iş artışı deniz yapılarına verilebilecek olup, feribotların imalatı ile ilgili iş artışının verilmesine yönelik herhangi bir hükmün bulunmadığını, bu itibarla davacının iddialarının, sözleşmenin bir kül olarak varlığı, geçmişi karşısında maddi ve hukuki gerçekliklere aykırı, hatalı, gerçek dışı ve kendi içerisinde çeliştiğini, iddiayı kabul veya ikrar anlamına gelmemek kaydıyla dava dilekçesinde yer alan şekilde, bir alacak talep etmenin de mümkün olmadığını, zira, bir an için davacının beyanları doğru kabul edildiğinde, yani sözleşmenin konusunun 2500 ton sac olduğunu kabul edildiğinde, bu miktarı aşan bir tutarın, sözleşme kapsamı içinde olmadığını, çünkü, sözleşmenin 20.2 maddesinde gösterildiği üzere, sözleşme hükümlerinde değişiklik yapılamayacağını ve ek sözleşme düzenlenemeyeceğini, sözleşmede iş artışının söz konusu olması durumda, iş artışına konu işi, yükleniciye yaptırıp, yaptırmama konusunda yetkinin müvekkili idareye ait olduğunu,. (sözleşme 30.md, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu 24md),dolayısıyla bir an için davacının beyanının doğru olduğu kabul edildiğinde dahi, davacının davadaki iddiasının yerinde olmadığını, ayrıca iddiayı kabul veya ikrar anlamına gelmemek kaydıyla dava dilekçesinde yer alan 2882 ton ifadesinin de doğru olmadığını, bizzat davacı tarafından sunulan, … yazısında 2780 ton ibaresinin mevcut olduğunu ve de dava dilekçesinde yer alan hesaplamalar ve kullanılan fiyatların da doğru olmadığını, zira sözleşmede böyle bir birim fiyatın olmadığını, davanın haksız ve mesnedsiz olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince: Davanın taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye dayalı alacağın tahsili istemine ilişkin olduğu, taraf delilleri toplanıp, dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak üzere İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazıldığı, bilirkişi heyetinden 26/01/2018 tarihli rapor ve davalı tarafın itirazlarının değerlendirilmesi için bilirkişi heyetinden 05/09/2018 tarihli ek rapor alındığı, dosya üzerinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak bilirkişi heyetinden alınan 14/10/2019 tarihli raporda sonuç itibariyle, sözleşme ekinde olması gerekli ve zorunlu olmayan 2 adet 50 vagon taşıma kapasiteli feribot analizinde kullanılabilecek detay listesinde belirtilen her bir feribot için 2.500 ton tekne saç malzemesi öngörülmüş olduğu, ancak gerçekte 2.780 ton tekne saç malzemesi kullanıldığı, her bir feribot için ilave kullanılan 280 ton tekne saç malzemesinin gemi inşaat mühendisliğindeki genel temayüller açısından kabul edilebilir değerde olduğu, taraflar arasındaki sözleşme birim fiyat mal alım sözleşmesi olup, sözleşme kapsamında davacı yanın TCDD-1 ve TCDD-2 feribotlarının inşaasından doğan ilave tekne sac malzemesinin bedeli ve müteahit firma karı dahil 616,000 Euronun davalıdan talep edebileceği, ancak taraflar arasında imzalanan sözleşmeye göre davacının bu bedeli talep edebilmesi için davalı TCDD’nin yazılı iznini alması gerektiği buna rağmen bu yazılı iznin alındığına dair dosyada herhangi bir bilgi belge bulunmadığının bildirildiği, davada uyuşmazlığın davacı tarafça taraflar arasındaki sözleşme uyarınca imal ve inşa edilen iki adet feribotun birim fiyatlı olup olmadığı, bedelinin ne olduğu, bedele göre fazla sac kullanılıp kullanılmadığı varsa ne miktarda olduğu, davacının bakiye alacağının olup olmadığı hususlarında toplandığı, davacı tarafça sözleşme kapsamında bir adet feribotun test seferleri yapılarak davalıya teslim edildiği, 2 nolu feribotun havuzdan çıkarılıp iskeleye alındığı ve test seferlerinin yapılacak hale getirildiğinin anlaşıldığı, mahkemece yapılan inceleme, alınan bilirkişi raporu içerikleri ve tüm dosya kapsamına göre, sözleşme ekinde yer alan icmal birim fiyat listesi cetvelleri ve feribot imalatı ve analizinde kullanılabilecek detay listesinin verildiği, her bir feribotun 2.500 ton sac malzemeden üretileceği ve teklif edilen sac malzeme birim fiyatının 1.000 Euro / ton olduğu, feribotun yük kapasitesinin teknik şartnamede yaklaşık 4.000 ton olması gerektiği, bu ağırlığa, yük, yakıt, yağlama yağı, tatlı su, malzemeler, erzaklar, personel ve şahsi eşya, … gereksiniminden fazla olan yedek parçaların dahil olacağının açıklandığı, teknik şartnamede belirtilen boyutların yaklaşık ölçüler olup kesin değerler olmadığı, feribotların teknik şartname ağırlığı 2.500 ton iken inşaatı bittikten sonra ortaya çıkan sac ağırlığının dosya kapsamı itibariyle en az 2780 ton olup, iş artışının buna göre %8,9 oranında olduğu, bu haliyle normal ve kabul edilebilir seviyede olup, sebepsiz zenginleşme kapsamında buna yönelik bedelin ödenmesi gerektiği, sözleşme eklerindeki şartname hükümleri de nazara alındığında bu hesaplamanın iş artış oranı da gözetilerek sözleşme fiyatları ile ton başına 1.000 Euro’dan 280×2=560 tonun bedelinin 560.000,00 Euro olacağı, bu haliyle her halükarda şimdilik kaydı ile talep edilen 1.000.000,00 TL’nin üzerinde olduğu, daha fazla olması hususunun ve miktarının ne olduğu hususunun belirlenmesinin işbu davanın talep de nazara alınarak konusu olmadığı anlaşılmakla talebe konu miktar üzerinden davanın kabulune karar verildiği gerekçesiyle, davanın talep edilen miktar da nazara alınarak kabulü ile 1.000.000,00 TL’nin 19/09/2016 dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Dosyada alınan 26.01.2018 tarihli bilirkişi raporunda, sözleşme, şartname ve Yargıtay kararları ile belirlenen ilkelere göre hesaplama yapıldığını, 14.10.2019 tarihli bilirkişi raporunda ise Yargıtay kararı, sözleşme ve Yapım İşleri Genel Şartnamesi ile ihale dökümanlarının esas alınmadığını, hesaplamanın genel temayüller, ortalama her bir feribot için 280 ton sac kullanılabileceği, yine kaynağı sözleşme, şartname olmayan teknik bir analiz değerinde olmayan yorum ve değerlendirmelere dayandırıldığını ve sonuçta 616.000 Euro ilave iş bedelinin hesaplanmış olduğunu, ancak yargılama sırasında 14.10.2019 tarihli bilirkişi raporunda imzası olan bilirkişi …’ya ilişkin, kendisinin … olarak, kamu görevi yaptığı, davalı idare ile aynı bakanlığa bağlı olduğu ve işbu dosyada bilirkişilik yapamayacağına ilişkin itirazların belgeleriyle birlikte sunulmasına rağmen mahkeme tarafından dikkate alınmadığını, mahkemenin bu hem içerik hem de kanuna göre bilirkişilik yapmayacak birinin düzenlediği rapora itibar ettiğini, bu hesaplama yöntemini esas alarak son derece hatalı bir karar tesis ettiğini, dosyada iki bilirkişi raporu aldırıldığını, gerekçe gösterilmeden 2. bilirkişi raporunun hesaplama yöntemi kabul edildiği tahmin edilen mahkemenin 2. bilirkişi raporunda belirtilen bedelden daha düşük bir bedeli kabul ederek hüküm kurduğunu, Yargıtay kararlarında açıkça belirtildiği gibi mahkemece birinci bilirkişi raporuna neden itibar edilmediği, ikinci bilirkişi raporuna hesaplama yöntemine neden itibar edildiği, teknik ve özel uzmanlık gerektiren böylesi bir konuda hükme esas aldığı ikinci bilirkişi raporundan daha düşük bir bedeli neden kabul edildiğinin açıklanmadığını, raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmediğini ve gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle:Davacı şirket ile doğrudan temin yöntemiyle 15.07.2011 tarihli 2 adet 50 Vagon taşıma kapasiteli feribot alımı ile bunlara ait iskele onarımı ve tevsii, bakım onarım tesisleri kalan işleri sözleşmesinin imzalandığını, sözleşme eki icmalde 2 adet feribotun bedelinin 31.719.784,63 Euro, deniz yapıları için 15.530.215,37 Euro bedelin mevcut olduğunu, feribot fiyatının teknik şartnamesine uygun olarak imalatı tamamlanmış iki adet feribot için olduğunu, sözleşmede 2 adet feribot için tek bir poz bulunduğunu, feribotun imalat ekipmanlarına ilişkin herhangi bir birim fiyat bulunmadığını, sözleşmede yer alan detay listesinin birim fiyat listesi olmayıp, teknik şartnameye uygun olarak teklif hazırlanabilmesi hususunda hazırlanmış yardımcı döküman olduğunu, mahkemece sözleşme hükümlerinin göz ardı edildiğini ve hiçbir surette birim fiyat cetveline dahil olmayan detay listesine dayanılarak hüküm verildiğini, sözleşmenin konusunun sac alımı olmadığını, hammadde değil feribot alımı ve bir takım deniz yapıları için sözleşme imzalandığını, öte yandan feribota ait ödemelerin pursantaj mantığına göre yapıldığını, yani feribotta ödemelerin bütününün parça parça gösterildiği yüzdelik dilimler şeklinde yapıldığını, netice itibariyle sözleşmede feribotlara ilişkin ödemelerin götürü mantığına dayalı olarak yapıldığını, feribotta yüklenicinin teklif ettiği bedel esas alınarak ilerleme yüzdeleri üzerinden ödeme yapıldığı durumu dikkate alındığında feribot sac ağırlığı artışı ileri sürülerek fazladan ödeme talep edilmesinin sözleşme hükümlerine uygun olmadığını, davayı kabul veya ikrar anlamına gelmemekle birlikte mahkemece feribotların inşasından doğan ve gemi inşaat mühendisliğindeki genel temayyüller açısından kabul edilebilir bulunan sac artışı kabul görmüşken dava konusu feribotlara ilişkin ödemelerin gemi inşalarına ilişkin ödemelerde ekseriyetle tercih edilen pursantaja ilişkin ödeme koşullarına göre yapıldığı hususunun gözetilmemesinin sözleşmeye ve hukuku aykırılığa neden olduğunu, sözleşmenin 50.6.maddesi hükmüne göre, iş artışının deniz yapılarına verilebilecek olup, feribotların imalatı ile ilgili iş artışının verilmesine yönelik herhangi bir hüküm bulunmadığını, davacı tarafından da deniz yapılarına ilişkin bir artış iddiasında ve alacak talebinde bulunulmadığını, zira bir an için davacının beyanları doğru kabul edildiğinde yani sözleşmenin konusunun 2500-ton sac alımı olarak değerlendirildiğinde dahi bu miktarı aşan bir tutarın sözleşme kapsamı içinde olmadığını, çünkü sözleşmenin “Sözleşmede Değişiklik Yapılması” başlıklı 20.maddesinde gösterildiği üzere 20.2. maddesi gereğince bu hallerin dışında sözleşme hükümlerinde değişiklik yapılamayacağı ve ek sözleşme düzenlenemeyeceğini, yüklenicinin iş sahibinin onayını almadan ilave iş yapmışsa bunun sonuçlarına kendisinin katlanması gerektiğini, bilirkişi raporuyla yüklenicinin iddia ve talep ettiği bedele ilişkin müvekkili idareden yazılı bir izin almadığı ve dolayısıyla fazla sac kullanıldığı iddiasıyla talepte bulunulan alacağın haksızlığının sabit olduğunu, yüklenicinin iddia edilen bahse konu iş artışına ilişkin müvekkili idarenin onayını almak bir yana iddia konusu artıştan idareyi haberdar etmeyerek yasa gereği sorumlu olduğu özen borcunu da ihlal ettiğini, yine kabul anlamına gelmemek üzere feribotlarda kullanılan sac ve çelik teçhiz ağırlıklarının kesin ölçütleri bağlı olmadığı, ancak feribotların imalatları tamamlanınca netleşebileceği hususunun davacı tarafça da bilindiğini, davaya konu artışın gemi inşaat mühendisliği genel temayülleri açısından da makul ve kabul edilebilir ve öngörülebilir bir durum olduğunun dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarında da ifade edildiğini, buna göre davacının basiretli tacir ilkesini de ihlal ettiğini,14/10/2019 tarihli bilirkişi raporundaki açıklamalardan davacının iddia ettiği nevi ve miktarda bir alacağı talep hakkının bulunmadığını, müvekkili idarenin aleyhinde tazminata hükmedileceği düşünülse dahi bu tutarın vekaletsiz iş görme hükümlerini aşamayacağını, hükümde iş artışının 280 ton olarak kabul edildiğini ve hesaplamanın buna binaen yapıldığını, o halde davacının iddia ettiği 382,9 tonluk artışın kısmen kabul edildiğini, dolayısıyla davacının iddia ve talep ettiği iş artışının haksızlığının ispatlandığını, keza hükümde yalnızca davacının sac malzemesine ilişkin iddiasının kabul gördüğünü, mefhumu muhalifinden dava dilekçesinde sac işçiliği ve müteahhit karı ve genel giderler adı altında yer alan alacak taleplerinin haksızlığının ispat edildiğini, mahkemenin delilleri toplamadan ve hukuki değerlendirmede hataya düşerek karar verdiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında15/07/2011 tarihli 2 adet 50 vagon taşıma kapasiteli feribot alımı ile bunlara ait iskele onarımı ve tevsii bakım tesislerinin yapımı kalan işlerin yüklenici tarafından yapımına ilişkin sözleşme akdedildiği ihtilafsız olup davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Sözleşme teklif birim fiyatlı sözleşme olup, idarece hazırlanmış cetvelde yer alan her bir iş kaleminin miktarları ile bu iş kalemleri için yüklenici tarafından teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan tutarların toplamı olan 47.250.000Euro bedel üzerinden akdedildiği (md.6.1), idari şartname, teknik şartname, yazılı açıklamalar, sözleşme tasarısı, projeler, yapım işleri genel şartnamesi, birim fiyat tariflerinin… sözleşmenin ekleri arasında yer aldığı(md.9) hususları belirlidir.
Davacı ile davalı arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, mahkemece dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına ve özellikle taraflar arasındaki sözleşmenin yaklaşık imalat miktarı belirlenerek birim fiyatlı sözleşme olarak imzalandığı, mahkemesince yapılan yargılama, alınan bilirkişi raporları ve dosya kapsamıyla fiilen yapılan imalatın belirlenmiş bulunmasına ve sözleşme eki Yapım İşleri Genel Şartnamesi gereğince %20 oranına kadar olan iş artışının sözleşmedeki birim fiyatlarla hesaplanmasının taraflar arasındaki sözleşme ve dosya kapsamına uygun bulunmasına, davacının fazlaya ilişkin alacağı olduğu iddiası yönünden ayrıca dava açılması durumunda bu hususun açılacak davada değerlendirebileceğinin tabii bulunmasına göre taleple bağlı kalınarak verilen karar dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun bulunmuş olduğundan taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK.’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının 6100 Sayılı HMK’.nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 68.310,00TL istinaf karar harcından peşin alınan 17.078,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 51.232,00 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
4-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderleri ile ödenen istinaf kanun yoluna başvurma haçlarının kendileri üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361.maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 08.11.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır