Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2022/674 E. 2023/485 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/674 – Karar No:2023/485
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/674
KARAR NO : 2023/485

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/02/2022
NUMARASI : 2021/64 E-2022/173 K

DAVACI-KARŞI DAVALI :
VEKİLLERİ : Av. …-(E-Tebligat)
Av. …-(E-Tebligat)
Av. …-(E-Tebligat)

DAVALI-KARŞI DAVACI
VEKİLİ : Av. …-(E-Tebligat)

ASIL VE KARŞI
DAVANIN KONUSU : İstirdat- Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ :27.04.2023
KARAR YAZIM TARİHİ :10.05.2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan istirdat istemine ilişkin asıl ve ve alacak istemine ilişkin karşı davada mahkemece asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davacı- karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı- karşı davalı vekili; Taraflar arasında 29/12/2011 tarihli çelik çatı imalatı ve montajı sözleşmesinin imzalandığını, bu sözleşmeye göre davalının yaklaşık 100 ton demir kullanmak suretiyle çelik çatı yapımını üstlendiğini, müvekkilinin sözleşme gereğince edimlerini yerine getirtiğini, sözleşmenin imzalanması aşamasında 40.000,00 TL nakit parayı davalı şirket yetkilisine teslim ettiğini, kalan 140.000,00 TL sözleşme bedelinin ise 3 ayrı çek verilmek suretiyle ödendiğini, davalıya tüm sözleşme bedeli ödenmesine rağmen davalının işi eksik ve kusurlu yaptığını, dört bina olmasına rağmen sadece üç tanesinin çatısını yaptığını, bir bina da ise herhangi bir imalat gerçekleştirmediğini, Sarıoğlan Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/2 D. İş sayılı dosyasında yapılan imalatların ve ayıplı imalatların tespit edildiğini, davalının eksik ve ayıpları gidermediğini belirterek fazla hakları saklı olarak davalı yanca tamamlanmayan ifa nedeniyle davalıya fazladan ödenen bedel ve tespit giderlerinden şimdilik 10.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan istirdadına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili; Davanın bir yıllık zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, tespit raporuna itiraz ettiklerini, tespit giderleri yargılama giderlerinden sayıldığından ayrı bir alacak olarak talep edilemeyeceğini, müvekkiline ödemelerin çekle yapıldığını, verilen çeklerin müvekkilinin alacağını karşılamadığını, çekle yapılan ödemeler dışında herhangi bir ödeme yapılmadığını, davacının iddiasının aksine 4 hangarın çatısının yapılması işinin üstlenilmesinin söz konusu olmadığını, sözleşmenin konusunun ortalama 100 ton civarı çelik çatı malzemesi işçiliği olduğunu, müvekkilince bu miktarın çok üstünde 151,74 ton yapıldığının tespit raporuyla dahi belirlendiğini, eksik bırakılan işin olmadığını ve yapılan işte ayıp da bulunmadığını, müvekkilince çatılar yapıldıktan yaklaşık bir sene sonra tespit yapıldığını, açıkta bulunan kar, yağmur gibi dış etkenlerden korunmayan demirlerin yıpranması ve paslanmasının normal olduğunu ve bu durumun davacının kusurundan kaynaklandığını, kabul anlamına gelmemek üzere ayıp ihbarının süresinde de yapılmadığını belirterek asıl davanın reddini istemiş, karşı davasında müvekkilince yapılan iş bedelinin tam olarak ödenmediğini, sözleşmenin 4.maddesinde karşı tarafça karşılanması gereken elektrik, su vs. masraflar karşılanmadığından müvekkilince bu masrafların yapılmak zorunda kalındığını belirterek ödenmeyen iş bedeli ve söz konusu masraflara ilişkin olarak fazla hakları saklı kalmak kaydıyla 25.000,00 TL alacağın ticari faiziyle birlikte karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince: Öncesinde dosya kapsamı ve tüm deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde, mahallinde keşif sonucu aldırılan mahkemece de gerekçeli ve hüküm kurmaya elverişli bulunan 3.bilirkişi raporu içeriği dikkate alındığında taraflar arasında 29/12/2011 tarihinde yapılan çelik çatı imalatı ve montajı sözleşmesi uyarınca … adresindeki davacı/karşı davalıya ait yerde ortalama 100 ton civarı çelik çatı malzemesi, işçiliği, bir kat antipas boyalı, yerine montajlı şekilde yapılması hususunda anlaşmaya varıldığı, bu anlaşma uyarınca davalı/karşı davacının ediminin taraflar arasındaki sözleşmede yer alan sözleşmenin konusu başlıklı 2 nolu maddesinde düzenlendiği, bu düzenlemede açık bir şekilde hangi taşınmazlara çatı yapılması hususunun ayrıca belirtilmediği, sözleşmenin dosya kapsamı itibariyle yorumlanmasında taraflar arasındaki iradenin 100 ton civarı çelik çatı malzemesi kullanılarak bahsedilen adreste çatı yapımına ilişkin olduğu, ayrıca 4 adet hangarda çatı yapımına ilişkin açık bir iradenin bulunmadığı kanaatine varıldığı, bu nedenle de belirtilen miktarda çatı malzemesi kullanılarak anılan adresteki taşınmazlarda çatı yapımının davalı/karşı davacının eser sözleşmesi kapsamında edimi olarak üzerine yüklenildiğinin tespit edildiği, davalı/ karşı davacı tarafından bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere sözleşme konusu taşınmazda bulunan 4 adet hangarın 3 adedinde toplam 106,2 ton çelik çatı malzemesinin kullanılarak çatı kaplamasının yapıldığı, davalı/karşı davacının yaptığı bu işlerin bedelinin nefaset kesintisi çıkarıldıktan sonra raporda hesaplandığı üzere 203.011,92 TL olduğu, davacı/karşı davalının çelik çatı imalatı ve montajı sözleşmesi uyarınca ödemekle yükümlü olduğu ücretin ise bir kg fiyatı 1,80 TL olarak belirlendiği, ayrıca fiyata KDV’nin de dahil edileceği ve ek bir iş çıkması halinde bunun da dahil edileceği şeklinde kararlaştırıldığı, davacı/ karşı davalının toplam taraflar arasındaki ticari defter ve kayıtlar da dikkate alınarak 140.000,00 TL ödeme yaptığının anlaşıldığı, davacı karşı/davalının 40.000,00 TL ödeme yapıldığına ilişkin beyanlarına mahkemece verilen süre içerisinde ilgili evrak aslının sunulmamış olunması, ödeme kaydının taraf ticari defter ve kayıtlarında bulunmaması nedeniyle itibar edilmediği, taraflar arasındaki eser sözleşmesi kapsamında yasal süreler içerisinde usulüne uygun şekilde yapılmış bir ayıp ihbarının da bulunmadığı anlaşılmakla ayıp iddialarına ilişkin beyanlara da itibar edilmediği, tüm bu nedenler dikkate alınarak davacı/karşı davalının işin tamamlanmadığı ve ödenmeyen alacak olduğu hususunu ispat edemediğinden davasının reddine, davalı/karşı davacının karşı davasında ise sözleşme kapsamındaki bedellerin ödenmediği anlaşılmakla karşı davanın kabulü ile 25.000,00 TL alacağın karşı dava tarihi olan 26/03/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte karşı davalıdan tahsiline karar verildiği, karşı davanın istinaf edilmesi sonucunda; ”Asıl davada her ne kadar davacı tarafça 40.000,00 TL’lik nakit ödeme iddiasına ilişkin belge aslını sunması için 22/12/2017 tarihli duruşmada kesin mehil verilmiş ise de yargılama aşamasında davacı tarafça belge aslının sunulduğu ve kasaya alındığı anlaşılmıştır. Yargılama aşamasında dayanılıp sunulmayan deliller kural olarak istinaf aşamasında sunulamaz. Bu kuralın istinası dayanılıp sunulan delili o davaya konu borcun sönmüş bulunduğunu ortaya koyan örneğin davaya konu borcun ödenmiş olduğunu gösteren makbuz, ibraname ve benzeri nitelikte belge olmasıdır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2007/19-752E-2007/728K sayılı 17/10/2007 tarihli ilamı) Bu durumda az yukarıda açıklandığı üzere, davacı tarafça 40.000,00 TL’lik nakit ödeme iddiasına ilişkin belge aslı mahkemeye sunulmuş olduğundan ödeme belgesi hususunda davalının beyanları da alınarak gerekli inceleme ve değerlendirme yapılarak sonucuna göre dava dilekçesinde davacının yemin deliline dayanmış olduğu hususu da gözetilerek yemin delili de değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.” gerekçeleri ile kaldırıldığı, kaldırma kararı sonra 40.000,00 TL senettte imza incelemesi yapıldığı ve davacı şirket yetkilisinin eli ürünü olduğunun tespit edildiği, bilirkişi raporunda belirlenen 63.011,92 TL alacaktan 40.000,00 TL düşülmesi sonucu davalı/ karşı davacının alacağının 23.011,92 TL kaldığı anlaşılmakla karşı davanın kısmen kabulüne karar verildiği, esas davanın ise kanunen istinaf edilmeksizin keşinleştiğinden tekrar edildiği gerekçesiyle, asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulü ile, 23.011,92TL alacağın karşı dava tarihi olan 26/03/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte karşı davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Davacı- karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Taraflar arasında yer alan sözleşmede davalı/karşı davacının yerine getirmeyi yüklenmiş olduğu edimin müvekkiline ait hangarların çelik çatılarının imal edilmesi işi olduğunu, sözleşmede bildirilen yaklaşık 100 ton ibaresinin ise davalı/karşı davacı tarafın bu işin ehli olması neticesinde, hangarların çatısının tamamının yapılması için gereken miktarın bu yönde olduğu öngörüsü nedeniyle sözleşmeye işbu şekilde eklendiğini, TBK’nun 19. maddesi gereğince sözleşmelerin, tarafların sözleşmelerde yer alan ifadeleriyle bağlı kalınmasına yerine sözleşmenin kuruluş amaçlarına ve tarafların birbirlerinden beklemiş olduğu güven ilişkisine göre yorumlanarak gerçek iradelerin ortaya çıkarılması gerektiğini, taraflar arasında yer alan sözleşmenin güven ilkesi gereği yorumlandığında belirtilen adresteki hangarların tamamının çatısının tamamlatılması ve eksiksiz bir şekilde müvekkiline teslim edilmesinden ibaret olduğunu, kaldı ki TMK’nun 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralı ve hakkaniyet kuralları bakımından da ele alındığında, yalnızca 1 hangarın çatısının yapılması ve geri kalan hangarların çatısının yapılmamasının hukuka, hakkaniyete ve dürüstlük kurallarına aykırı sonuç doğuracağını, HGK ‘nun 2017/917 E., 2020/985 K.sayılı kararı da somut olaya uygulandığında, müvekkilinin dürüstlük kuralına uygun beklentisine göre belirtilen adreste yer alan hangarların tamamının çatısının eksiksiz ve hatasız şekilde tamamlatılması olduğunun aşikar olduğunu, davalının işin ehli olan ve uzun yıllardır bu piyasada iş yapan bir tacir olmasından ötürü kendi beyanları olan “yaklaşık 100 ton” ibaresini sözleşmeye eklendiğini, ayrıca davalı/ karşı davacının işbu binalarda Sarıoğlan Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/2 D. İş sayılı dosyası kapsamında alınmış olan raporda da görüleceği üzere yalnızca A hangarı için 105.840 kg demir kullanıldığını, işbu imalatta 105 kg demir kullanılmış olmasına rağmen davalı/karşı davacı tarafın imalata devam etmesinin, tarafların 4 adet hangarın çatısının yapılması konusunda anlaşmış olduklarının ispatı olduğunu, davalı/karşı davacı şirketin sözleşme kapsamında yer alan edimlerini hukuka uygun olarak ifa etmediğini, akdedilen sözleşmenin bir eser sözleşmesi olup kg olarak değil bir bütün hangarın çatısının imal edilmesi üzerine tarafların anlaşmış olduklarını, buna karşın, tamamının ifa edilmediğini, ifa edilen kısımlarda da ayıpların mevcut olduğunun 2012/2 D. İş sayılı dosyası kapsamında sabit olduğunu, müvekkilinin ise üzerine düşen edimleri yerine getirdiğini, taraflar arasında yer alan söz konusu sözleşme imzalanırken müvekkili şirket tarafından davalı/karşı davacı şirket yetkililerine 40.000,00 TL nakit para teslim olunduğunu, kalan borç için 30/01/2012 keşide tarihli 45.000,00 TL, 29/02/2012 keşide tarihli 45.000,00 TL ve 30/03/2012 keşide tarihli 50.000,00 TL’lik çek keşide ettiğini, buna rağmen karşı tarafın sözleşmeye uygun olarak hangarların çatısını imal etmediğini, imal edilen kısımlarda ise ayıplar tespit edildiğini, 20.01.2022 tarihli bilirkişi raporunda karşı tarafın inkar ettiği imzanın kendisine ait çıktığını ve kötü niyetli olarak yöneltilen iddianın aksinin ispatlandığını, bu nedenle kendi el ürünü olan imzayı açıkça inkar eden karşı davacı tarafın taleplerinde haksız ve kötü niyetinin açık olduğunu, bu nedenlerle karşı davanın reddi gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına ve karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl dava istirdat, karşı dava alacak istemlerine ilişkin olup, mahkemece verilen karara karşı, davacı- karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, mahkemece dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle karşı dava tarihi 26.08.2013 olmakla mahkeme kararında karşı dava tarihindeki maddi hatanın mahkemesince her zaman düzeltilebileceğinin tabii bulunmasına göre davacı- karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı- karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince asıl dava yönünden alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacı- karşı davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Harçlar Kanunu gereğince karşı dava yönünden alınması gereken 1.571,94 TL istinaf karar harcından peşin alınan 392,99 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.178,95 TL harcın davacı- karşı davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı- karşı davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve ödediği başvuru harçlarının kendisi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 27.04.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…

Üye…

Üye…

Katip…

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır