Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2022/66 E. 2022/129 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/06/2021
NUMARASI ……
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 09/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/02/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan alacak davasında mahkemece davanın usulden reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkili …’ın sahibi olduğu … …. Tic. Ltd. Şti ile davalı arasında yapılan anlaşma ile davalı Şirketin …’nden Muğla … Ovası ve … … Göleti kamulaştırma işlerini alması üzerine davalı tarafın bildirdiği ”kadastral altlık ve tapu bilgilerine göre kamulaştırma planlarının, mülkiyet alan ve tablolarının çizimi ile ilgili beyannamelerin elektronik ortamda hazırlanarak yine elektronik ortamda posta (e-mail) yolu ile teslim edilmesi” konusunda anlaşıldığını, müvekkilinin taraflar arasındaki anlaşma konusu edimi yerine getirdiğini ve işi elektronik posta ile davalı şirkete teslim ettiğini, ayrıca davalının …’ne ait başka bir yol genişliği revizyonu işinin de … tarafından düzeltilmesi talebiyle davalıya iade edilmesi üzerine, davalının ücretinin de ayrıca ödeneceğini belirterek; bu işin de müvekkilinin sahibi olduğu Şirketçe yapılmasını istediğini ve tarafların anlaştığı iş dışındaki davalı şirketin hatasından kaynaklanan başka işin düzeltmelerin de müvekkili tarafından yapıldığını ve teslim edildiğini, ancak işlerin teslimi sonrası müvekkili tarafından talep edilen ücrete karşılık, davalı tarafça rayiç değerlerin çok altında ve kabulü mümkün olamayacak kadar düşük ücret teklif edildiğini, alacağının ödenmesi için Ankara 33. Noterliği’nin 28/11/2015 gün ve …. Yevmiye No.lu ihtarnamesi ile ihtar çekildiğini, ancak davalı tarafça cevaben taraflar arasında sözleşme bulunmadığından talep edilen bedelin ödenmeyeceğini ve ödenen 2.000,00 TL’nin de iadesinin istenildiğini, müvekkiline ait şirket tarafından davalı aleyhine Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/938 Esas sayılı dosyası ile belirsiz alacak davası açıldığını, bu dosyada davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verildiğini, bu karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğunu belirterek; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/938 Esas-2020/109 Karar Sayılı dosyasında bakiye olarak daha önce istenmeyen 42.237,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren ticari işlerde uygulanan en yüksek oranda (avans) faiziyle birlikte tahsilini, her iki davanın birleştirilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacı vekilinin birleştirme talebinin dosyaların aynı düzeyde olmaması nedeniyle reddi gerektiğini, davacının işin yapıldığı iddia edilen tarihte sigortalı olarak … firmasında çalıştığını, dosyanın derdestlikten dolayı reddi gerektiğini, taraflar arasında herhangi bir yazılı sözleşmenin olmaması, işe ne zaman başlanıp bitirileceğinin belirlenmemiş olması, fiyat konusunda herhangi bir mutabakat sağlanamamış olması nedeniyle iddiaları kabul etmediklerini belirterek; davanın husumetten ve esastan reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davası olduğu, davalının derdestlik itirazının Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/938 Esas-2020/109 Karar sayılı dosyasındaki davacının, eldeki dosya davacısı ile aynı olmadığından yerinde görülmediği, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için ya tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması, ya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması, ya da açılan davanın maddede 6 bent halinde sayılan davalardan olması gerektiği, taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemeyeceği, açıklanan yasal mevzuat ışığında gerçekleşen somut olay değerlendirildiğinde; davacı vekilince, taraflar arasında imzalanan eser sözleşmesi gereğince davacının üzerine düşen edimi yerine getirdiği ancak davalı tarafça sözleşme bedelinin ödenmediği ileri sürülerek eldeki davanın açıldığı anlaşılmakta ise de, dosya kapsamına göre, davacının tacir sıfatının bulunmadığı, dava konusu işin niteliği dikkate alındığında sözleşme konusunun ticaret kanununda özel olarak düzenlenen sözleşmelerden olmadığı, yine dava değeri ve yapılan işin parasal değeri de nazara alındığında, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesi hükmünce davayı ticari dava saymak ve Asliye Ticaret Mahkemesini görevli kabul etmenin mümkün bulunmadığı, davanın konusu ve tarafların sıfatına göre, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olup, göreve ilişkin hususların kamu düzeninden sayılıp, re’sen gözetilmesi gerektiği gerekçesiyle, HMK’Nın 114/c, 115/2 maddeleri gereğince mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine, müracaat halinde dosyanın görevli Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvurusunda; yanlar arasındaki uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklandığını ve davacı yanın yüklenici, davalı şirketin ise iş sahibi sıfatını taşıdıklarını, davalı şirket tacir olduğuna ve müvekkili yönünden de yüklenici sıfatının esnaflığın ötesinde yeryüzünün bütününün ya da bir parçasının çeşitli yöntemlerle metrik düzeyde ölçülmesi ve elde edilen mekansal bilgilerin bilgisayar platformunda değerlendirilmesi, plan ve harita biçiminde ifade ve tasvirini yapmak şeklinde fikri ve sınai haklar konusu da olabilecek geniş kapsamlı teknik bilgi gerektiren bir eser yaratmayı hedefleyen ve basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü getiren nitelikte olması nedeniyle ticari işletmeye konu teşkil edecek türde bulunduğuna göre, işin TTK uyarınca ticari dava konusu olacağı kanaatinde olduklarını belirterek; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırılığı sebebiyle ortadan kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece verilen görevsizlik kararına karşı davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin görev hususunda vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,

2-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,4‬0 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf talep eden davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-c maddesi gereğince KESİN olmak üzere 09/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

…..

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır