Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2022/626 E. 2022/1008 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/626 – Karar No:2022/1008

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/626
KARAR NO : 2022/1008

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/07/2020
NUMARASI : 2015/803 E-2020/361 K

DAVACI –
KARŞI DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI –
KARŞI DAVACI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Alacak / Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 13/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/10/2022

Eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talepli dava ve karşı davada mahkemece davanın kabulüne, karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı- karşı davalı vekili özetle; müvekkilinin yeni merkez ofis binasının yapım işi kapsamındaki bir kısım imalatın 23.06.2014 ve 16.09.2014 tarihli taşeron sözleşmeleri ile 21.10.2014, 24.11.2014, 02.04.2015 ve 10.08.2015 tarihli teklif ve sipariş formlarıyla davalı tarafından üstlenildiğini, sözleşmelerde black magic mermer kullanılacağı belirtildiği halde muadili 3 farklı mermer kullanıldığını, malzemenin beklenen standartlarda olmadığını, işçilik ve montaj hatalarından dolayı döşeme ve kaplamalarda kırık ve çatlaklar meydana geldiğini, 03.09.2015 tarihli ihtarnameyle eksik ve ayıpların 10 gün içerisinde tamamlanmasının, aksi halde davalı nam ve hesabına yaptırılacağının ihtar edildiğini, davalının cevabi ihtarında işi eksiksiz ve ayıpsız olarak teslim ettiğini, bakiye alacakları ödenmedikçe 10.08.2015 tarihli teklifteki imalatın yapılmayacağını bildirdiğini, takiben keşide edilen ihtarnamelere rağmen eksikliklerin giderilmediğini, 2015/208 D.İş sayılı dosyada delil tespiti yaptırdığını, hatalı ve kusurlu imalat tutarının 35.879,50 USD + KDV olduğu ile bir ay içerisinde tamamlanabileceğinin rapor edildiğini, buna göre KDV dahil giderim bedelinin 42.337 USD olduğunu öne sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000 USD’nin faiziyle tahsiline karar verilmesi ile 900,40 TL delil tespit masrafının yargılama gideri olarak davalıya yüklenmesini talep etmiştir.
Davalı- karşı davacı vekili özetle; müvekkilinin mermer ve uygulamaları konusunda uzman ve sektörün önde gelen firmalarından olduğunu, kararlaştırılan mermer uygulamalarını özenle imal ederek teslim ettiğini, davacının hakedişleri nefaset kesintisi yapmaksızın onayladığını, onaylı hakedişlere göre düzenlenerek gönderilen 984.482,32 TL tutarlı faturaların davacı tarafça benimsenerek ticari defterlerine kaydedildiğini, 30.06.2015 tarihli geçici kabul tutanağı düzenlenmekle işlerin akde uygun olduğunun kabul edilmiş olduğunu, toplam 970.548,29 TL ödeme yapılmakla müvekkilinin 53.131,20 TL bakiye alacağı bulunduğunu, davacının ekonomik sıkıntılarını mazeret göstererek ödemeleri geciktirdiğini, müvekkilinin ödeme yönündeki baskılarını artırması üzerine teslimattan çok sonra 2015 yılı eylül ayında delil tespiti yaptırdığını, delil tespiti raporuna itiraz edilmesi üzerine 21.935 TL tutarlı teminat mektubunun haksız olarak paraya çevrildiğini, 5 numaralı son hakedişin 25.06.2015 tarihinde düzenlendiğini, işin geçici kabulünün 30.06.2015 tarihinde yapıldığını, davacının kırık, çatlak, hatalı montaj, adi malzeme gibi iddialarının açık ayıp olduğunu, hakediş belgeleriyle belirli imalat tarihlerine göre işin yapıldığı tarihten 8,10 ve 12 aylık süreler geçirilerek ihbarda bulunulduğunu, delil tespitinde belirtilen ayıpların harici etkiden kaynaklanmış olabileceğini, cila işleminin ayıplı olmadığını, çizik, diş ve dolgu ile kesim ve montaj hatası bulunduğu iddialarının kabul edilemez olduğunu, sözleşmede black magic mermer kullanılacağının belirlendiği ve müvekkili tarafından muadil taş kullanıldığını, davacının zararının bulunmadığını, sözleşmede iş bedelinin hakedişin imzalandığı tarihteki döviz alış kuru üzerinden hesaplanacağının kararlaştırıldığını, eksik ve ayıplı iş bedelinin USD olarak talep edilemeyeceğini, bilirkişilerin birim metraj ve fiyatları kullanarak 35.879,50 USD ayıp giderim bedeli hesapladıklarını ancak kullanılan metrajların hangi mahal için hangi yöntem ile ölçüldüğünün açıklanmadığını, yine bahsi geçen mermerin birim fiyatının sözleşmede 127 USD olduğu halde 220 USD üzerinden hesaplandığını, müvekkilinin ayıp iddiasını kabul etmediğini, 10.08.2015 tarihli teklifte yer alan işlerin davacının sözlü ödeme taahhüdü üzerine yapıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiş; karşı davasında ise, müvekkilinin bakiye 53.131,20 TL iş bedeli alacağı bulunduğunu, 21.935 TL tutarlı teminatın haksız olarak paraya çevrildiğini öne sürerek 75.066,20 TL’nin faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; “Taraflar arasındaki 23/06/2014 tarihli sözleşme uyarınca Yeni Merkez Ofis Binasına ait projesine ve şartnamelerine uygun olarak, honlu gümüş gri traverten ile parapet alanlarına mekanik cephe kaplaması, fügalı honlu gri gümüş traverten mekanik cephe kaplaması, honlu gri gümüş traverten ile saçak tavanlarına mekanik kaplama yapılması,16/09/2014 tarihli taşeron sözleşmesi uyarınca; Yeni Merkez Ofis Binasına ait, bina giriş ve iç mahallerin döşeme, duvar, basamak, süpürgelik, doğal taş kaplama imalatlarının yapılması işleri için anlaşıldığı, 21/10/2014 tarihli, 24/11/2014 tarihli, 02/04/2015 tarihli ek tekliflerle ilave iş yapılması husunda anlaşıldığı, davalı yüklenici tarafından yapılan eserlerde asansör alın mermer kaplamaları silim, cila değişimleri, – Kolon kaplamalarındaki kusurların giderilmesi, – Merdiven basamakları hataları giderilmesi,- Kusurlu denizliklerin değişimi,- Başkan odası tundra gri/siyah mermerlerin silimi, cilası, kusurların giderilmesi,- Sekretarya zemin ithal taş kusurların giderilmesi,- Tundra gri döşeme kusurları giderilmesi,- Tundra gri süpürgelik kusurları giderilmesi, şeklindeki ayıpların bulunduğu, davalı yanca dosyaya sunulan bilgisayar ortamında düzenlenmiş Davacı İş Sahibi … A.Ş adına …’un imzası bulunan, şirket kaşesi bulunmayan 30/06/2015 tarihli kabul tutanağın, …’un şirketi temsile yetkisinin bulunmaması nedeniyle geçerli olmadığı gibi, taraflar arasındaki sözleşmelerin 16. Maddesi uyarınca yüklenici tarafından iş verene geçici kabul için yazılı bir müracaatta da bulunulmadığı, bu nedenle geçerli bir kabulün varlığından da bahsedilemeyeceği,işveren Davacı-Karşı Davalı tarafça Ankara 24. Noterliğinin 03/09/2015 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile yapılan ihtarın süresinde olduğunun kabulü gerektiği,eksik ve ayıplı iş bedelinin 35.879,50-USD + 6.458,31-USD (KDV) = 42.337,81-USD olduğu, iş veren davacı karşı davalı tarafça eksik ve ayıplı iş teslimi üzerine, sözleşme uyarınca haklı sebeple teminat mektubunun 30/11/2015 tarihinde bozdurulduğu, bozdurma tarihi itibariyle (21.935,00 TL =7.565,88 USD) teminat mektubu karşılığının 7.565,88 USD si olduğu, bozdurulan teminat mektubu ile yapılan tahsilatın düşümü halinde davacı karşı davalının bakiye 34.771,93 USD eksik ve ayıplı iş alacağının bulunduğu, davacı-karşı davalının ticari defter ve kayıtları uyarınca yüklenici davalı karşı davacının bakiye 52.078,42 TL hak ediş alacağının bulunduğu ,davalı karşı davacının defterleri uyarınca 75.066,20 TL- 21.935,00 (teminat mektubu)= 53.131,20 TL hak ediş alacağının bulunduğu, iki defter arasındaki farkın bir defterin USD esas alınarak, bir defterin ise TL esas alınarak tutulmasından kaynaklandığı, taraflar arasındaki sözleşmenin dolar üzerinden yapılması nedeniyle dolar üzerinden tutulan deftere itibar edilmesi gerektiği, bir birlerini teyit eden bilirkişi raporları, taraflar arasındaki sözleşme ve tüm dosya kapsamı ile…” anlaşıldığı gerekçesiyle “Davacı/karşı davalı … İnşaat ve Ticaret A.Ş.’nin davasının kabulüne, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 16.808,90-USD’nin temerrüt tarihi olan 18/09/2015 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4a maddesi uyarınca devlet bankalarınca dolar cinsinden açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesaplarına uyguladığı en yüksek faiz oranı ile birlikte davalı/karşı davacı … İnşaat Taah. Turz. Ve Muşavirlik A.Ş.’den alınarak davacı/karşı davalıya verilmesine, Davalı/karşı davacı … İnşaat Taah. Turz. Ve Muşavirlik A.Ş.’nin sözleşmeden kaynaklı bakiye alacağa yönelik davasının kısmen kabulüne, 52.078,42-TL’sinin temerrüt tarihi olan 10/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacı/karşı davalı … İnşaat ve Ticaret A.Ş’den alınarak davalı/karşı davacıya verilmesine, bakiye talebin reddine, Davalı/karşı davacı … İnşaat Taah. Turz. Ve Muşavirlik A.Ş.’nin teminat mektubuna yönelik davasının reddine…” karar vermiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece eksik inceleme ile delillere itibar edilmeksizin hatalı değerlendirmeyle karar verildiği, bilirkişi raporunda bakiye iş bedelinin asıl davada mahsubu sonucu karşı davanın reddine karar verilmesi gerektiğinin belirtildiği, mahkemece eksik ve ayıplı işler alacağından bakiye iş bedeli alacağı mahsup edilerek karşı davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı, sözleşmenin 3. maddesinde hatalı, kusurlu ve malzemesi kötü işlerin bedelinin ödenmeyeceği açıkça düzenlendiğinden karşı davanın reddi gerektiği, delil tespit dosyasında 900,40 TL masraf yapıldığı, bu masrafın yargılama giderlerine dahil edilmesi talep edildiği halde mahkemece yargılama giderlerine dahil edilmediği, karşı davada ise eksik ve ayıplı işler bedelinden bakiye iş bedeli mahsup edildiğinde davalı-karşı davacının alacağı kalmadığından karşı davanın reddine karar verilmesi gerektiği nedenleriyle mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosyaya sunulan raporlarda tüm ayıpların açık ayıp olarak tespit edildiği, 5 numaralı hakediş 15.09.2015 tarihinde onaylanarak faturaya bağlandığı ve 30.06.2015 tarihli tutanakla işlerin ayıpsız ve kusursuz yapıldığının belirlendiği, davacının 2015 yılı Haziran ayında sona eren sıralı hakediş belgelerinde yer alan imalatlarla ilgili olarak 2015 yılı Eylül ayında keşide ettiği ihtarla ayıp iddiasında bulunduğu, eserin kabul edilmiş olduğu, yüklenicinin tatmin etmeyecek surette yapılan işlere ait ödemeyi tutma hakkına sahip olduğu, imalatları kontrol ettiği, eksiklik olmaması nedeniyle nefaset kesintisi yapmaksızın ödediği, ödemelerde ihtirazi kayıt bulunmadığına göre sözleşme bedelinin 1/3’ü oranında ayıplı imalat bulunmasının yaşamın olağan akışına aykırı olduğu, delil tespit raporunun denetime elverişli olmadığı, sözleşmede 127 USD olarak belirlenen mermer bedelinin 220 USD üzerinden hesaplandığı, müvekkilinin kırık ve çatlak olmaksızın cilalı halde yüksek kaliteli mermerle montaj yaptığı, iddia edilen ayıpların geçici kabulden sonra harici etkiden kaynaklanmış olabileceği, geçici kabul tutanağını imzalayan …’in proje yöneticisi olduğu, kaşesiz tek başına imzaladığı belge ile 100.000 TL üzerinde ödeme yapıldığı, davacı şirketin sözleşme dahil müvekkiline verdiği belgelerin tamamının kaşesiz olduğu, geçici kabul tutanağının daha sonra kötü niyetle düzenlendiği iddia edilmekte ise de, savcılığa suç duyurusunda bulunulmadığı, …’in imzası bulunan hakedişlere dayanarak ödemeler yapıldığı, bu kişinin yetkisiz olduğunu ileri sürmenin temelsiz olduğu, ödemeler TL cinsinden yapılmış iken eksik ve ayıplı iş bedellerinin USD olarak talep edilmesinin doğru olmadığı, zararın ayıbın giderileceği tarihteki piyasa fiyatına göre TL cinsinden hesaplanması gerektiği nedenleriyle mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava ve karşı dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talepli olup, mahkemece asıl davanın kabulüne, karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde uyarınca istinaf nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında 23.06.2014 ve 16.09.2014 tarihli TAŞERON SÖZLEŞMESİ başlıklı sözleşmeler ile 21.10.2014, 24.11.2014, 02.04.2015 ve 10.08.2015 tarihli teklif ve sipariş formlarının düzenlenmiş olduğu çekişmesizdir.
Akdedilen 23.06.2014 ve 16.09.2014 tarihli sözleşmelerde davacı-karşı davalı …… Şirketi yüklenici, davalı- karşı davacı …… Şirketi taşeron olarak adlandırılmıştır. Belirtilen sözleşmelerde “Ana Sözleşme” sözleşmelerin eki olarak gösterilmiş (md 5) ve taşeronun ana sözleşmede belirtilen garanti süresi boyunca yaptığı işlerden sorumlu olacağı (md 3) kararlaştırılmıştır. Yargıtay içtihatları gereğince açık ve gizli ayıplardan taşeron sorumlu olacaktır. Bu nedenle öncelikle Ana Sözleşme getirtilerek garantiye ilişkin düzenlemenin değerlendirilmesi gerekir.
Garanti süresinin bulunmadığının tespiti halinde ise davalı tarafça sözleşmeye konu işlerin 30.06.2015 tarihinde davacı …… Şirketi adına … imzasına teslim edildiği iddia edilmiş, davacı taraf ise adı geçen kişinin yetkilisi olmadığını beyan etmiş, yine davalı taraf bu kişi tarafından düzenlenen hakedişler gereğince kendisine ödeme yapıldığını belirtmiş olmakla, Yargıtay yerleşik içtihatları gereğince iş sahibi tarafından aynı kişinin yaptığı bu sözleşme kapsamındaki bir kısım işlerin kabulü halinde iddia edilen geçici kabule ilişkin işler yönünden de icazet verildiğinin kabulü gerekeceğinden bu hususlar incelenip, değerlendirilmeksizin esas hakkında hüküm kurulması doğru olmamıştır. Yine kabule göre de, taraflarca talep kalemleri ayrı ayrı gösterilmek suretiyle ayrı davalar açıldığı, bu nedenle her bir talep için davası itibariyle ayrı hüküm kurulması gerekirken bu kurala riayet edilmediği gibi, hükme esas alınan bilirkişi raporunda karşı davadaki bakiye alacak mahsup edilmek suretiyle asıl davada hüküm kurulmakla davalı- karşı davacının karşı davadaki alacağının mükerrer tahsiline karar verilmesi de doğru olmamıştır.
Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde ana sözleşmenin celp edilmesi, adı geçen …’in yaptığı hakedişlere ilişkin olarak davacının icazetinin bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi, sonucuna göre her bir davadaki talepler için ayrı ayrı değerlendirme yapılarak hüküm kurulması, davacı tarafın ayıpların giderim bedelini talep hakkının bulunması durumunda ise belirlenecek piyasa fiyatının KDV’yi içerdiği de gözetilerek bir hüküm tesisi gerekirken eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olmadığından taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulüne, mahkeme kararının HMK 353/1.a.4-6 maddeler gereğince kaldırılmasına, davanın Dairemiz kararına uygun biçimde yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulüne,
2-) Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/07/2020 tarih ve 2015/803 E-2020/361 K
sayılı kararının HMK 353/1-a.4-6. maddeler gereğince kaldırılmasına,
3-) Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-) Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL + 890 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-) Davalı tarafça yatırılan 742,40 TL + 54,40 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
6-) Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve ödenen istinaf başvuru harçlarının ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak 13.10.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır