Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2022/625 E. 2022/1097 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/625 – Karar No:2022/1097
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/625
KARAR NO : 2022/1097

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/06/2020
NUMARASI : 2018/273 E-2020/246 K

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 02/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/11/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasında mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; taraflar arasında 14.04.2016 tarihinde … Tıp Fakültesi Acil Servis Onkoloji ve Yataklı Servis Binası Yapım İşi kapsamında birim fiyatlı işçilik sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin yaptığı işler karşılığında toplam 1.731.497,00 TL hakedişinin oluştuğunu, davalı tarafça müvekkiline değişik tarihlerde makbuz karşılığı 587.713,00 TL, … işçi maaşları 397.000,00 TL ve yemek masrafları karşılığı 112.000,00 TL olmak üzere toplam 1.096.713,00 TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin işi 2017 yılı Eylül ayı içerisinde bitirmesine rağmen kalan 634.784,00 TL ‘nin 05.03.2018 tarihli ihtarnameye rağmen bugüne kadar ödenmediğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’nin, sözleşmenin 4/c maddesi gereği verilen 240.000,00 TL bedelli teminat senedinin iadesine veya iptaline, sözleşmenin 7/c maddesinde belirtilen 80.000,00 TL cezai şartın tazminatın , 17/03/2020 tarihli ıslah dilekçesiyle bakiye iş bedeli yönünden toplam 420.020,31 TL’nin en yüksek ticari mevduat faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının ileri sürdüğü hususları kabul etmediklerini, davacıya keşide edilen Elazığ 3. Noterliği’nin 27/03/2018 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinde belirttikleri hususları tekrar ettiklerini, davacı tarafından sözleşme konusu işin Eylül ayı içerisinde bitirildiği ileri sürülmüş ise de bunun doğru olmadığını, davacının sözleşmedeki edimini yerine getirmediğini, yüklendiği işin başında durmadığını, işleri yeterli kalitede yapmadığını ve işi 07 Mayıs 2017 tarihinde bıraktığını, davacının sözleşmede açıkça belirtilen işi vasfına uygun şekilde yapmadığının ve işin başında bulunmadığının, asıl iş sahibi … …tarafından tutulan 27/04/2017 tarihli tutanakla belirlendiğini, davacının iş bu tutanak tarihinde işi bıraktığını, davacının yaptığı işlerin bedelinin toplamının 1.130.783,00 TL olduğunu, müvekkili tarafından elden makbuzla 598.311,00 TL, maaş olarak 397.056,00 TL, sigorta bedelleri olarak 150.792,00 TL olmak üzere toplam 1.146.159,00 TL ödendiğini, fazladan 15.376,00 TL ödeme yapıldığını, davacının iş sahasına 08 Eylül 2017 tarihinde getirdiği harita mühendisi… tarafından işin metrajlarının ölçülerek çıkartıldığını, işin hesabının ise yine şantiye sahasına getirdiği teyzesinin oğlu… tarafından çıkartıldığını, çıkartılan metrajlar müvekkilinin aleyhine olmasına rağmen müvekkili tarafından kabul edildiğini, davacının sözleşmenin 7/c bendine dayalı olarak tazminat isteme hakkının bulunmadığını, kesin hesap yapılmadığından teminat senedinin iade edilmediğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller, dosya içeriği ve özellikle bilirkişi asıl ve ek raporu birlikte değerlendirildiğinde; dava dışı idare tarafından 27/04/2017 tarihli tutanakta, sözlü uyarılara rağmen sıva imalatlarındaki uygunsuzluklara devam edildiği, duvar, çimento esaslı sıva, alçı sıva ekiplerinin sahadan uzaklaştırılması gerektiği, yapılan hiçbir alçı ve sıva imalatının yapı denetim görevlilerince uygun bulunmadığı, teslim alınmadığı belirtilmiş ise de, davacının bu tarihten sonra şantiyeden uzaklaştırıldığına ilişkin delil sunulmadığı, davalı tarafından davacının yarım bıraktığı işlerin başkasına yaptırıldığına ilişkin delil sunulmadığı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/135534 Soruşturma sayılı dosyasındaki tanık ifadelerinden de, davacının Eylül 2017 tarihinde işten el çektirildiği anlaşıldığından bu tarihe kadar yapılan imalatların davacı tarafından gerçekleştirildiği, dava dışı idare tarafından tutulan tutanakta bir kısım imalatların ayıplı gerçekleştirildiği, işin tamamlanmadığı, bu nedenle sözleşmenin eylemli olarak feshedilmesinde davacı tarafında da kusurunun bulunması nedeniyle sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın talep edilemeyeceği, karar tarihine kadar davacı tarafından yapılan işler nedeniyle dava dışı idare tarafından davacının kusurlu imalatları nedeniyle davalı hakedişlerinden kesinti yapıldığına ilişkin delil sunulmadığı, dava dilekçesinde 112.000,00 TL yemek masrafının davalı ödemesi olarak kabul edildiği, davalı tarafından ödeme olarak ileri sürülen 150.792,00 TL sigorta bedelinin sözleşmenin 3/b maddesine göre davalının yükümlülüğünde bulunduğu gözönüne alınmak suretiyle yapılan hesaplamada davacının alacaklı çıktığı, teminat senedinin davacı tarafta kalmasını gerektiren haklı bir neden ileri sürülmediği, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin tasfiye edilmesi gerektiği gerekçesiyle; usul ekonomisi de gözetilerek teminat senedinin iptali ne karar verildiği belirtilerek, davanın kısmen kabulüne, 420.020,31 TL bakiye imalat bedelinin 16.03.2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacı şirket tarafından davalı şirkete keşide edilen tarihsiz 240.000,00 TL bedelli senedin iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvurusunda; dava dilekçesinde sözleşme gereği talep edilen 80.000,00 TL’lik cezai şart talebinin reddine dair kararının hukuka aykırı olduğunu, sözleşmenin 7.maddesinde bulunan “Yaptırım ve Cezalar” bölümünün c bendinde “İşveren işe başladıktan sonra bu sözleşmeyi tek taraflı ve sebepsiz olarak bozar ise taşerona 80.000,00 TL sözleşme fesih bedeli ödeyecektir.” , yine “Kurumun işverene herhangi bir sebeple veya kalitesizlik sebebi ile veya işin gecikmesi sebebi ile ekiplerin sahadan uzaklaştırılmasını isteyen resmi bir yazı sunulması halinde sözleşme tek taraflı feshedilecek” denildiğini, sözleşmede belirtildiği gibi davalının iddiasına dayandığı şekilde olaylar olsaydı davalının, idarenin kendisine yazdığı resmi bir yazıya istinaden işlemleri yapması gerekeceğini ancak böyle bir durum söz konusu olmadığını ve buna ilişkin davalının sunduğu bir belgenin de mevcut olmadığını belirterek, mahkeme kararının cezai şart bedeli yönünden kaldırılmasını ve davanın 80.000,00 TL cezai şart yönünden de kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf başvurusunda; yargılamadaki cevap, ikinci cevap, itiraz ve tüm beyanları tekrar ettiklerini , mahkemece davacının Eylül 2017 tarihine kadar şantiye sahasında işine devam ettiği kabul edilmiş ise de buna katılmanın mümkün olmadığını, davacının şantiye sahasında uzaklaştırıldığının yazılı delilinin dava dışı idare tarafından düzenlenen 27/04/2017 tarihli tutanak olduğunu ve tutanakta “…şantiye alanında yapılan incelemelerde daha önce tarafınıza yapılan sözlü uyarılara rağmen sıva imalatlarındaki uygunsuzluklara devam edildiği tespit edilmiştir. Duvar, çimento esaslı sıva, alcı sıva ekiplerin yapım işleri Genel Şartnamesinin “Yapı Denetim Görevlisinin Yetkileri” başlıklı maddesi uyarınca sahadan uzaklaştırılması gerekmektedir. Ayrıca yapılan hiç bir alçı sıva imalatı yapı denetim görevlerince uygun bulunmamıştır, teslim alınmamıştır. ” şeklinde tespit yapılarak davacının şantiye sahasında açıkça uzaklaştırılmasının istendiğini , müvekkil şirketin bu tutanaktan sonra idarenin açık beyan ve talimatı ile davacının şantiye sahasından uzaklaştırılması istemine karşı davacının şantiyede işine devam ettirilmesinin mümkün olmadığını, taraflar arasında yapılan sözleşmenin 7/c bendinde “…kurumun işveren’e herhangi bir sebeple veya kalitesizlik sebebi ile veya işin gecikmesi sebebi ile “ekiplerin sahadan uzaklaştırılması”nı isteyen resmi bir yazı sunulması halinde, sözleşme tek taraflı fesih edilecektir Bu durumda taşerona hiç bir fesih bedeli ödenmeyecektir.” hükmünün düzenlendiğini, davacının kalitesiz iş yaptığı ve işin gecikmesine neden olduğunu ve bu hususun idare tarafından tespit edilip tutanağa dönüştürüldüğünü, uzaklaştırmanın yazılı olarak davacıya ihtarnameyle gönderilmesi gerektiği yönünde sözleşmenin 7’ci veya başka bir maddesinde hüküm bulunmadığını, maddede aranan kurumun herhangi bir sebeple veya kalitesizlik nedeniyle işin gecikmesi sebebi ile ekiplerin sahadan uzaklaştırılması yönünde tutanak tutulması olduğunu, idarenin düzenlemiş olduğu bu tutanak gereği davacının şantiye sahasından 07/05/2017 tarihinde uzaklaştırıldığını , mahkemenin bu yöndeki itirazları dikkate almadığını, oysa mahkemece bu itirazların dikkate alınarak idareye müzekkere yazılarak davacı hakkında tutulan iş bu tutanaktan sonra davacının aynı şantiye sahasında yüklenmiş olduğu işe devam edip etmediği, şantiye sahasında uzaklaştırılıp uzaklaştırılmadığı gibi hususlar sorulup buna göre cevabı alındıktan sonra hüküm kurulması gerekirken, bu yönden gerekli araştırma ve soruşturma yapılmadan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu , mahkemece davacının işe devam ettiği kabul edilmiş ise de, davacının şantiye sahasından uzaklaştırıldığı 07/05/2017 tarihinden sonra işe devam ettiği yönünden yapmış olduğu işe karşılık müvekkili yada idare adına düzenlemiş herhangi bir fatura yada belge bulunmadığı gibi bu yönde dosyaya da herhangi bir yazılı delil sunulmadığını, kararın gerekçesinin bir bölümünde de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturma dosyasındaki tanık ifadelerine dayanılarak davacının Eylül 2017 tarihinde işten el çektirildiği, bu tarihe kadar yapılan imalatların davacı tarafından gerçekleştirildiği belirtilmiş ise de bunun da kabulünün mümkün olmadığını, mahkemenin Savcılık tarafından yapılan soruşturmada dinlenen tanık beyanlarına itibar ettiğini ancak cevap dilekçesinde tanık beyanlarına dayanılmasına rağmen bildirilen tanıkların dinlenmediğini, bilirkişi raporlarına yapılan itirazlarda ve beyanlarda bilirkişi heyetinin tek sayıda oluşturulmaması gerektiği, usulsüz bilirkişi kurulu (çift sayılı) oluşturularak rapor alınıp hükme dayanak gösterilmesinin adil yargılanma hakkının ihlali olduğunu, bu itirazların dikkate alınmadığını ve çift sayıdaki (iki kişiden oluşan) bilirkişi kurulu raporuna itibar edilerek hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, gerek gerekçeli kararda ve gerekse bu karara dayanak gösterilen bilirkişi raporlarında davacının 27/04/2017 tarihli şantiye sahasında uzaklaştırılmasının açıkça kabul edilerek davacı yanın cezai şart bedeli talebi red edildiğine göre davacının alacak talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, sözleşmenin birim fiyatlı işçilik sözleşmesi olup, her iki tarafı da bağladığını, davacının yapmış olduğu iş bedeli toplamının 1.130.783,00 TL olup, müvekkil tarafından davalıya ödenen 1.146,159,00. TL’in mahsubu ile davacıya fazladan 15.376,00. TL ödeme yapıldığını ve davacının bakiye iş alacağı bulunmadığını, sözleşmenin 4/c maddesinde “….taşeron sözleşme hükümlerine uymadığında işverene verdiği zararlar, uygunsuz işlerin tadili, işverene verdiği maddi zarar için yapılan kesintiler ve içerideki hakkediş tutarı yetmediği takdirde iş bu senet işverence tahsil edilecektir” hükmünün bulunduğunu , idare tarafından da düzenlenen tutanakla davacı tarafından yapılan işin kalitesizliği nedeniyle müvekkilinin ikinci kez aynı işleri yaptırtmak zorunda kaldığını, davacının neden olduğu müvekkilinin bu zararının davacı tarafından karşılanması gerektiğini, mahkemece davacının kusurlu olarak yaptığı işin müvekkil tarafından ikinci kez yapılması nedeniyle uğramış olduğu zararın tespit edilerek buna göre teminat senedinin iptal edilip edilmeyeceği yönünde karar vermesi gerekirken, gerek usulüne uygun oluşturulmayan bilirkişi kurulu raporunda gerekse mahkemece bu yönde hesap yaptırılmadığını belirterek; istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dairemizin 17/05/2022 tarih ve 2020/994 Esas- 2022/537 Karar sayılı geri çevirme kararı gereğince eksik harçın ikmal edildiği anlaşılmakla taraf vekillerinin istinafının esası incelenmiştir.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle davacı tarafın Eylül 2017 tarihinden önce işi bıraktığı hususunun davalı tarafından yasal delillerle kanıtlanamamış olmasına göre, taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 45.085,99 TL istinaf karar harcının peşin alınan 11.272,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 33.813,99‬ TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Taraflarca yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçları ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 02/11/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip