Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2022/613 E. 2022/1049 K. 21.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/613 – Karar No:2022/1049
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/613
KARAR NO : 2022/1049

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/12/2019
NUMARASI : 2018/301 E-2019/957 K

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 21/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/10/2022

Davacılar vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit davasında mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkili … firması arasında kurulan iş ortaklığı ile davalı …İş Ortaklığı arasında 06.03.2016 tarihinde işveren uhdesinde yapılmakta olan 70. Mknz. P. Tug. Kom.’lığı 4. Hd. Alayı Sorumluluk Bölgelerindeki Mardin Kızıltepe Hudut Hattına 2 Kısım Acil Fiziki Güvenlik Sistemi Yapılması işi kapsamında taşeronluk sözleşmesi imzalanmış olduğunu, bu sözleşmede yapılacak işlerin tek tek belirlendiğini, daha sonra sözleşmenin bazı maddelerinin taraflarca revize edilip paraflanarak imzalandığını, bu sözleşme uyarınca davalı ve iş ortakları tarafından çalışmalara başlanıldığını, bir kısım hakedişlerin tamamlanıp kesinleşmesine müteakip asıl işveren tarafından onay verilen hakedişlerin ödemeleri gerek davacıya ve gerekse iş ortaklarına banka yolu ile gönderildiğini, taraflarınca taahhüt edilen ödemelerin kararlaştırılan tarihte ve aksatılmadan yapılmasına rağmen davalı tarafından Şanlıurfa 1. İcra Müdürlüğü’nün 2017/4038 Esas sayılı dosyasında 140.000,00 TL alacak talepli bir ilamsız icra takibi başlatıldığını ve borcun sebebi olarak sadece muhtelif tarihli faturalar gösterildiğini, yasal süresi içinde yetkiye ve borca itiraz edildiğini, itirazın Şanlıurfa İcra Dairesi tarafından kabul edilerek takibin durdurulduğunu, bunun üzerine davalı tarafın Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi’ne başvuruda bulunarak itirazın iptali davası açtığını ve Şanlıurfa İcra Müdürlüğüne yapmış oldukları itirazın iptal edilmesini istediklerini, bu başvurunun Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/311 Esas sayılı dosyasında kayda alındığını, davalı tarafın Şanlıurfa İcra Müdürlüğü’ne dilekçe vererek yetki itirazı nedeniyle dosyanın Ankara İcra Müdürlüğü’ne gönderilmesini istediğini ve bu talep doğrulusunda dosyanın Ankara İcra Tevzi Bürosu’na gönderilerek 7. İcra Müdürlüğü’ne dağıtıldığını, bilahare 2017/8922 Esas numarasını aldığını, davalı vekilinin de Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne 29/05/2017 tarihli dilekçe ile yeni dosya numarası bildirdiğini, itirazın iptali davasının sonucunun beklenmesi gerekirken icra müdürlüğü taraflarına tekrar bir ödeme emri gönderdiğini, bu ödeme emrine karşılık beyanda bulunarak daha önce Şanlıurfa İcra Müdürlüğü’ne süresinde itiraz edildiği ve takibin durduğu belirtilerek işlem yapılmaması istendiğini, ancak her nedense Ankara 7. İcra Müdürlüğü daha sonra davalının talep açması üzerine takibin kesinleştiğinden bahisle müvekkilinin … firmasının banka hesapları üzerine haciz koyduğunu, yapılan bu işlemin usule aykırı olduğunu, durumdan haberdar olunca icra hukuk mahkemesine müracaat ederek icra müdürlüğü işleminin iptali istendiğini, halen bu sürecin devam ettiğini, ancak bu arada cebri icra işlemleri de devam ettiğinden zarureten genel mahkemeye müracaat edilerek menfi tespit davası açma zarureti doğduğunu, açmış oldukları bu davanın irtibatı nedeniyle tarafları ve konusu aynı olan Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/311 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesi gerektiğini, davalının yaptığı takipte taraf ehliyeti bulunmadığını, gerek takibe ve gerekse açılan davaya dayanak yapılan taraflar arasındaki sözleşmede taşeron firmanın … İş Ortaklığı olduğunu ancak icra takibinin tek başına davacı tarafından yapıldığını, bu nedenle yapılan icra takibinin usulden hatalı olduğunu, takibin tüm iş ortakları tarafından birlikte açılması gerektiğini, davacılardan ….nin ise taraflar arasındaki sözleşmenin muhatabı olmadığı gibi bu şirkete verilen herhangi bir mal veya hizmet bulunmadığını, ayrıca bu şirketin adına tanzim edilen bir faturada mevcut olmadığını, bu firma aleyhine neye dayanılarak takip başlatıldığının anlaşılamadığını, o nedenle davalı … Ltd. Şti. firmasının yönünden takip alacağının tamamının mevcut olmadığına dair karar verilmesi gerektiğini belirterek öncelikle takip yapılan Ankara 7. İcra Müdürlüğü’nün 2017/8922 Esas sayılı dosyasının celbedilip incelenerek mahkemece takdir edilecek münasip bir banka teminat mektubu mukabilinde icra takibi sırasında bu dosyada vezyeye girecek olan paranın işbu davada verilecek hükmün kesinleşmesine kadar alacaklıya ödenmesinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini, dosyanın Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/311 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, Ankara 7. İcra Müdürlüğü’nün 2017/8922 Esas sayılı dosyasında yapılan takibin tüm müvekkilleri yönünden iptaline karar verilmesini, bu talepleri kabul görmez ise müvekkillerinden davacı … Ltd. Şti.’nin sözleşmede taraf olmaması ve hiçbir borcunun bulunmaması nedeniyle Ankara 7. İcra Müdürlüğü’nün 2017/8922 Esas sayılı dosyasında başlatılan takipte 140.000,00 TL asıl alacak ve ferileri yönünden, iş ortaklığı olan diğer davacılar … firmalarının ise bu icra dosyasında 119.128,47 TL ve ferileri yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, icra takibinin haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle kötü niyet tazminatının da davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapılmış olup , yazılı cevap dilekçesi verilmemiştir.
Mahkemece; Ankara 7.İcra Müdürlüğünün 2017/8922 sayılı dosyada, davalı …. Ltd. Şti. tarafından davacılar aleyhine 140.000,00 TLlik alacak için faturalara dayanılarak takip yapıldığı, davalı … ltd Şti’ nin itiraz ettiği,… .. Ltd. Şti’ nin itirazının İstinaf Mahkemesince süresinde olduğu kabul edilerek takibin durduğu, dayanak 6.3.2016 tarihli sözleşme ve aynı tarihli Revize Sözleşmelerinin incelenmesinde , sözleşmenin … … Ltd. Şti. ve … Ltd. Şti. İş ortaklığı ile … Yapım.. Ltd. Şti.ve ortakları… ve … arasında yapıldığı, davacı … . Ltd. Şti. nin sözleşmenin tarafı olmadığı , … ‘ın aynı zamanda davalı … Ltd. Şti. yetkilisi olduğu, takibe konu alacak faturalarının davacı iş ortaklığı adına düzenlendiği, sadece 10.6.2016 tarihli faturanın … adına düzenlendiği, takibin faturaya dalyalı olması nedeniyle davacı iş ortaklığı defterleri üzerinde takibe konu alacak için bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, davacı iş ortaklığının 35.872,52 TL cari hesap bakiyesi kaldığının tespit edildiği ancak itirazın iptali istenen asıl davada davacı … … Ltd. Şti. tarafından takibe konu alacağın revize sözleşmesi gereği geçici kabul yapılmış olması nedeniyle iş tutarının% 5 oranında yapılan teminat kesintisinin iadesi talebine ilişkin olduğunun belirtildiği, takipteki alacağın iş ortaklığı alacağına ilişkin olduğu beyan edildiğinden … .. Ltd. Şti. nin adi ortaklardan bağımsız olarak takip yapıp dava açamayacağı gibi , idareci ortağın kendisi olduğuna ilişkin de dosyaya sunulmuş belge olmadığından davacı iş ortaklığı yönünden aktif dava ve takip ehliyetinin olmadığı, …. Ltd. Şti. yönünden sözleşmede taraf olmadığından husumetin yöneltilemeyeceği gerekçesiyle , davacılar … Nak. İnş. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti. ile … Müh. İnş. Taah. Ltd. Şti. yönünden açılan davanın kabulüne, Ankara 7. İcra Müd.’nün 2017/8922 sayılı dosyasında alacağın iş ortaklığa adına takip yapıldığı, adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığından tek başına takip yapılamayacağı gözetilerek, öncelikle takibin aktif husumet ehliyeti olmadığından iptaline, davacı … Ltd. Şti. yönünden takibe konu alacağa yönelik olan sözleşmede davacının taraf olmadığı gözetilerek husumet nedeni ile aleyhe yapılan takibin iptaline, davalının kötü niyetle takip yaptığı ispatlanamadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf başvurusunda; davacı ….Ltd. Şti. karşı dava olarak eldeki menfi tespit davası açtığı ancak yerel mahkemenin hüküm kısmında, dava dilekçesinde davacı taraf olarak yer almayan ….Ltd. Şti., ….Ltd. Şti. ve ….Ltd. Şti. lehine karar verildiğini, dava dilekçesinde de görüleceği üzere, cevap dilekçesinde karşı dava olarak davacı ….Ltd. Şti. olduğunu, yerel mahkemenin dava açmamış olan ve harç yatırmamış olan diğer davacı iki taraf lehine de karar vermiş olmasının usul ve esasa aykırı olduğunu, zira hukuken hakkında hüküm tesis edilmesi için usulüne uygun dava dilekçesi vermiş olmakla birlikte mahkeme harç ve gider avanslarının da yatırılmış olması gerektiğini, bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, bu kişilerden birinin o davada gerçekten davacı veya davalı olma sıfatı yoksa dava konusu hakkın esasına ilişkin bir karar verilemeyeceğini ve davanın reddedileceğini, ayrıca 2018/301 Esas- 2019/957 Karar sayılı ilamın gerekçeli kısmında da belirtildiği üzere, dosyasında bulunan 5017 nolu faturada “… Müh. Müş. İnş. ve Taah. Ltd. Şti.- … Nak. İnş. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti. İş Ortaklığı” yazıldığını, yerel mahkeme müvekkilinin aleyhine olacak şekilde, müvekkili … ile …’un iş ortaklığı söz konusu olması nedeniyle iş ortaklarının birbirinden bağımsız olacak şekilde dava açıp ve takip yapamayacağından dolayı, aktif husumet yokluğu nedeniyle takibin iptaline karar verdiğini, ancak gerekçeli kısımda verdiği kararla çelişki olacak şekilde “… Müh. Müş. İnş. ve Taah. Ltd. Şti.- … Nak. İnş. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti. İş Ortaklığı” şeklinde olduğunu belirtmesine rağmen davanın kabul edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı müvekkili ile …’un iş ortaklığı sebebiyle ortaklardan birinin tek başına dava açma ehliyeti olmadığından dava açamayacak durumda ise aynı nedenle, davacı … ile dava dışı … Mühendisliğin iş ortaklı olması nedeniyle eldeki davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, adi ortaklık tarafından açılacak davaların elbirliği mülkiyeti kuralları gereğince (6098 Sayılı TBK’nın 638., 818 Sayılı BK’nın 534., TMK’nın 702. Maddeleri) bütün ortaklar tarafından mecburi dava arkadaşı olarak birlikte hareket edilmesi gerekir. Taraf ehliyeti kamu düzeninden olup Mahkemece kendiliğinden gözönüne alınmalıdır.” hususundan dolayı yerel mahkemenin vermiş olduğu kararın usule aykırı olup kaldırılması gerektiğini,
menfi tespit davasına ilişkin dosyaya herhangi bir vekaletname sunulmadan vekile tebligat yapıldığını , davalı asıla tebligat yapılmadığını, yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 12. ve 13. maddeleri uyarınca, tüzel kişilere tebligat yapılması ve vekaletname sunulduktan sonra tebligatların vekile yapılması gerektiğini, verilen karara esas alınan 20018/301 talimat nolu 2018/202 esas nolu bilirkişi raporunun ne kendisine ne de davalı asile tebliğ edilmediğini, bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edilmesinin zorunlu olup, rapor tebliğ edilmeden hüküm verilemeyeceğini, bunun Anayasası’nın 26. ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 27.maddesi ve HMK’nın 280. maddesi hükmü gereği olduğunu, bilirkişi raporunun, davalı vekiline tebliğ edilmeyerek davalının savunma hakkının kısıtlandığını, kararın gerekçesinde ve hüküm kısmında davanın usulden reddedildiği belirtilmesine rağmen maktu vekalet ücreti hükmetmesi gerekirken nisbi vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılarak Yüksek Mahkemece yeniden esas hakkında hüküm kurularak davanın reddine veya dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine gönderilmesine, aksi takdirde, vekalet ücreti yönünden kararın kaldırılarak maktu vekalet ücretine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkin olup, mahkemece verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dairemizin 20/04/2022 tarih ve 2020/792 Esas- 2022/439 Karar sayılı geri çevirme kararı gereğince mahkemece eksiklikler ikmal edilerek, dosya esası incelenmek üzere tekrar Dairemize gönderilmiş, dosyanın incelenmesinde; davacının istinaf başvuru ve karar harcını yatırmadığı anlaşıldığından, kararın sadece davalı vekilince istinaf edildiği kabul edilerek inceleme yapılmıştır.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında Mahkemece verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle davaya konu icra dosyasında borçlu olarak ….Şti, ….Şti. Ve ….Şti’nin borçlu olarak gösterildiği ve menfi tespit davasında borçlu olan bu şirketlerin dava dilekçesinde davacı olarak yer aldığı, menfi tespit davasının açıldığı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/454 Esas sayılı dava dosyasında davalı … Yapım…Ltd. Şti’ni temsilen Av. … tarafından 03/07/2017 tarihli sayman mutemet alındısı ile tarihinde vekaletname sunulduğunun anlaşılmasına ve mahkemece verilen kararın niteliğine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
Davacı adi ortaklığı oluşturan yüklenici, … Müh. Müş. İnş. ve Taah. Ltd.Şti. ile … Nak. İnş. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti. ile taşeron olan davalı … Yapım Tem. Nak. Elkt. Teks. San. Ltd. Şti. ve dava dışı … arasında 06/03/2016 tarihli sözleşme eser sözleşmesi olduğu hususu taraflar arasında ihtilafsızdır.
İstinafa konu olan menfi tespit davasında takibe konu Ankara 7. İcra müdürlüğü’nün 2017/8922 sayılı dosyada takip alacaklısının … Yapım Tem. Nak. Elkt. Teks. San. Ltd. Şti olup, borçluların …. Ltd. Şti, ….Ltd. Şti ile … İnş…Ltd.Şti olarak gösterildiği, takip dayanağının faturalar olduğu ve takibin 140.000,00 TL üzerinden yapıldığı, dosya kapsamı ile davacı ……Şti. tarafından gönderilen ödeme emrine süresinde itiraz edildiği ve takibin durdurulmasına karar verildiği, diğer davalı ….Şti’nin tarafından ödeme emrine yapılan itirazın ise Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi’nin 31/10/2018 tarih ve 2017/3411 Esas- 2018/2181 Karar sayılı kesinleşen süresinde olmadığı anlaşılmıştır.
Eldeki davada, davacılar ….Şti ve ….Şti adi ortaklık olup, sonucu itibariyle talep konusu alacaktan birlikte sorumlu olduklarından, menfi tespit davası açmalarında hukuki yararlarının bulunduğunun kabulü gerekmiştir. Davaya konu icra takibi sadece ….Şti tarafından yapılmış ise de, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında taşeron olan ….Şti ile … arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunduğu, bu nedenle takibin sözleşmeyi imzalayan bu taşeronlar tarafından yapılması gerekmekte olup, mahkemesince ….Şti.’nin tek başına sözleşmeden kaynaklanan alacak nedeniyle adi şirketi oluşturan şirketler aleyhine takip yapamayacağına ilişkin kabulü doğru ise de; eldeki davanın icra takibine dayalı olarak açılması ve takibin mecburi dava arkadaşı olan ….Şti., … tarafından yapılmaması nedeniyle icra takibinin usulüne uygun olmadığı ve bu takip yönünden menfi tespit talebinin bu nedenle kabulü gerekirken, mahkemece somut olayda İİK’nın 71 gereğince açılan bir dava olmadığı gözden kaçırılarak takibin iptaline karar verilmesi doğru olmamıştır.
Yine açılan menfi tespit davasında , icra takibinin taraf teşkili yönünden usulüne uygun olarak yapılmaması nedeniyle esas hakkında bir karar verilmediği, verilen kararın usulden red kararı olduğu gözetilerek, davalı aleyhine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, nispi vekalet ücretine hükmedilmesi de hatalı olmuştur.
Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, mahkeme kararının HMK’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davacılar … Müh…Şti. ile ….Şti yönünden Ankara 7. İcra Müdürlüğü’nün 2017/8922 sayılı icra dosyası nedeniyle icra takibinin usulüne uygun olmaması nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, diğer davacı ……Şti yönünden ise bir istinaf bulunmadığı gözetilerek ve istinafa gelenin sıfatı da gözetilerek ilk derece mahkemesince verilen hüküm dikkate alınarak aşağıdaki kararın verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/12/2019 tarih ve 2018/301 Esas- 2019/957 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın KABULÜNE,
-Davacılar … Müh. Müş. İnş ve Taah. Ltd. Şti ile … Nak. İnş. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti.’nin Ankara 7. İcra Müdürlüğü’nün 2017/8922 sayılı icra dosyasında yapılan takip nedeniyle, takibin usulüne uygun olmadığından borçlu olmadığının tespitine,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 karar ve ilam harcının peşin alınan 2.390,85 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 2.310,15TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
5-Davacılar tarafından yatırılan 80,70 TL harcın davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-Davacılar ….Şti. ile ….Şti. kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak bu davacılara verilmesine,
7-Davacı … Ltd. Şti. yönünden takibe konu alacağa yönelik olan sözleşmede davacının taraf olmadığı gözetilerek husumet nedeni ile aleyhe yapılan takibin iptaline,
8-Davacılar tarafından yapılan 122,10 TL tebligat gideri ile 450,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 572,1‬0 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
9-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

10-Davalının kötü niyetle takip yaptığı ispatlanamadığından kötü niyet tazminatının reddine,
11-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince belirlenen 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı … Ltd. Şti.’nden alınarak davalıya verilmesine,
12-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince, taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran ilgili tarafa iadesine,
İstinaf incelemesi yönünden;
13-Davalı tarafından yatırılan 2.336,45 TL + 54,40 TL olmak üzere toplam 2.390,85 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
14-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 126,10 TL dosya gönderme masrafı olmak üzere toplam 274,70 TL istinaf yargılama giderinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nun 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 21/10/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır