Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2022/546 E. 2022/1107 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/546 – Karar No:2022/1107
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/546
KARAR NO : 2022/1107
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/05/2019
NUMARASI : 2016/160 E-2019/524 K

ASIL DAVADA
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : …
VEKİLİ :
BİRLEŞEN ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2016/194 ESAS- 2016/745 KARAR SAYILI DOSYASINDA;
DAVACI-KARŞI DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI-KARŞI DAVACI .
VEKİLİ :

ASIL DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali,Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BİRLEŞEN VE KARŞI
DAVANIN KONUSU : Alacak-İstirdat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 03/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/11/2022

Asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından davalı-birleşen davada karşı davacı aleyhine açılan alacak ve karşı davada istirdat istemlerine ilişkin davalarda mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne, birleşen davada karşı davanın reddine dair verilen karara karşı asıl ve birleşen davada davalı-birleşen davada karşı davacı … İnşaat ve Ticaret A.Ş. vekilince süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili; müvekkili alt yüklenici şirket ile davalı yüklenici şirket arasında, 02/01/2008 tarihinde … Karayolu Yapım İşi için Taşeronluk Sözleşmesi imzalandığını ve iş sahibi idare tarafından uygun mütalaa edilerek resmi taşeron olarak onaylandığını, davalı ile idare arasında düzenlenen 85-B numaralı hakedişe karşılık, müvekkili şirket ile davalı arasında da 40 numaralı hakedişin düzenlendiğini, davalının idare ile son hakediş olan 98 numaralı hakkedişi düzenlemesine rağmen müvekkili ile hakkediş düzenlemediğini ve ödeme yapılmadığını, davalı ile iş sahibi idare arasında düzenlenen 86,87,93 ek-1 ve 98 numaralı hakedişlerle ilgili, taraflar arasında hesapların yapılması ve daha sonrasında da ödemelerin yapılması hususunda müvekkili şirket yetkililerinin davalı borçlu şirket yetkilileriyle sürekli olarak görüşme taleplerine olumsuz cevap aldıklarını, taraflar arasındaki taşeron sözleşmesine konu yapım işinin sonuna gelinmiş olsa da henüz geçici ve kesin kabulün yapılmadığını, davalı tarafından gönderilen Ankara 24. Noterliği’nin ihtarnamesi ile 02/01/2008 tarihli alt yüklenici sözleşmesinin tek taraflı ve haksız olarak feshedildiğini, dava konusunu oluşturan ve davalı borçlu şirket ile idare arasında düzenlenmiş 86,87,93 ek-1 ve 98 numaralı hakedişlere konu işlerin müvekkili tarafından yapıldığının Karayolları 5. Bölge Müdürlüğü’nün tutanağında belirtildiğini ve bedelinin davalıya ödendiğini, müvekkili şirket tarafından 86,87 ve 93 ek -1 numaralı hak edişlere konu iş ve imalatların, Kahramanmaraş 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/40 D. İş dosyasında yapılan tespitle KDV hariç 873.361,92 TL olarak belirlendiğini, müvekkili şirket tarafından tespit ile belirlenen imalatlar için 04/01/2016 tarihli … numaralı 999.126,04 TL tutarında ve davalı şirket ile idare arasında düzenlenen 98 numaralı hakedişe konu imalatlar için de 04/01/2016 tarihli … numaralı 726.407,49 TL tutarında iki adet alacağa konu e-faturanın, Ankara 35. Noterliği’nin … yevmiye numaralı 04/01/2016 tarihli ihtarnamesi ile davalıya gönderildiğini, davalının, ihtarnameye cevap olarak, gerekçesiz ve haksız olarak sadece dava konusu iş ve imalatların müvekkili şirket tarafından yapılmadığı iddiasıyla Ankara 24. Noterliği’nin ihtarnamesi ile faturaları iade ettiğini, Ankara 26. İcra Müdürlüğü’nün 2016/731 Esas sayılı icra takip dosyasında, davalı borçlu şirkete gönderilen ödeme emrine de itiraz edildiğini belirterek; davalının Ankara 26. İcra Müdürlüğü’nün 2016/731 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptalini talep etmiş;
05/01/2018 harç tahsil tarihli ıslah dilekçesi ile itirazın iptali davasını alacak davası olarak ıslah etmiş, toplam 1.925.260,82 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Asıl davada davalı vekili; davacının, müvekkili şirketten herhangi bir alacağını bulunmadığını, dava konusu faturalarda belirtilen iş ve imalatların tamamının müvekkili şirket tarafından yapıldığını, bu iş sırasında davacıya ait bir kısım kamyonların kullanıldığını, bu kamyonların yedek parça, akaryakıt ve tamir gibi tüm giderlerinin müvekkili şirket tarafından karşılandığını, davacı tarafından bu iş için tanzim edilen faturaların eksiksiz olarak ödendiğini, dava konusu işte ihale makamı olan Karayolları Genel Müdürlüğü ile Karayolları 5. Bölge Müdürlüğü tarafından işin kesin kabulüyle ilgili olarak 2013 yılında başlatılan bir dizi araştırma sonucunda, davacı şirketin alt yüklenici sıfatıyla daha önceki tarihlerde yapmış olduğu ve ödemeleri eksiksiz olarak yapılan asfalt kaplama işlerinin tamamına yakınında yapılan imalatların sökülerek yeniden yapılmasını gerektirecek düzeyde gizli ayıp niteliğinde imalat kusuru bulunduğu anlaşıldığından daha sonraki dönemlerde alt yüklenici olan davacı şirkete herhangi bir imalat yaptırılmadığını, Karayolları Genel Müdürlüğü tespit raporlarına giren davacı şirket tarafından alt yüklenici olarak yapılan ayıplı ve kusurlu imalatların sökülerek müvekkili şirket tarafından bilabedel yeniden yapılacağını, ayıplı ve kusurlu imalatların sökülerek yeniden yapılması çalışmalarından kaynaklanan müvekkili şirketin yasal haklarını saklı tuttuklarını, müvekkili şirketle davacı arasında yargıya intikal eden suç konusu eylemler sebebiyle 20/11/2014 tarihinden sonra davacı yanca herhangi bir iş ve imalat yapılmadığını, davacı tarafından Kahramanmaraş 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/40 D. İş sayılı dosya kapsamında alınan bilirkişi raporuna yaptıkları itirazlar karşılanmadığı gibi hiçbir yasal dayanağı olmamasına rağmen tespite konu iş ve imalatların tümünün davacı tarafından yapıldığının kabul edildiğini belirterek; davanın reddini savunmuştur.
BİRLEŞEN ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2016/194 ESAS- 2016/745 KARAR SAYILI DOSYASINDA;
Davacı vekili; taraflar arasında akdedilen eser sözleşmesi kapsamında yapılan hakedişler kapsamına alınmayan iş ve imalatlardan dolayı müvekkilinin alacaklı olduğunu belirterek şimdilik 10.000,00 TL ‘nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte; 05/01/2018 harç tahsil tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 3.320.744,77 TL ıslah ederek, toplam 3.330.744,77 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı- karşı davacı vekili; tarafların 25 yılı aşkın bir süreden beri ticari ilişki içerisinde olduğunu, bu ticari ilişkide müvekkili şirket tarafından ihalesi alınan yüksek bedelli işlerin, taşeron olarak davacı şirkete yaptırıldığını, bu süre kapsamında müvekkili şirketin davacıya yaptırdığı işlerin karşılığında davacı tarafından tanzim edilen faturaların eksiksiz ödendiğini, davacıya müvekkili şirket tarafından borç olarak kullandırılan avansların toplam tutarının 18/11/2014 tarihinde 25.863.087,97 TL’ye ulaştığını, davacı şirketin yönetim kurulu başkanı …’ün tehdit ve silahla müvekkili şirketten toplam 32.733.087,91 TL gasp ettiğini, davacının, müvekkili şirkete olan borcunu, müvekkili şirketten nakit olarak tehditle yağmalamadığı toplam 6.870.000,00 TL’yi borç ödemesi yapıp, tekrar nakit olarak elden alıp, tekrar ödemek suretiyle sıfırladığını, bu konularla ilgili olarak müvekkili şirket tarafından suç duyurusunda bulunulduğunu, davacı şirketin bir kısım yönetici ve ortakları hakkında Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldığını, davacı şirketin bir kısım yönetici ve ortaklarının müvekkili şirket yetkililerine karşı suç teşkil eden ve Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesinin dava dosyasına konu edilen davacı tarafından kurgu olarak nitelenen eylemleri sebebiyle, noterden ihtar çekilerek … Karayoluna ilişkin yapım sözleşmesinin feshedilerek, davacı şirketle müvekkilinin tüm ticari ilişkisinin sonlandırıldığını, davacı şirketin alt yüklenici sıfatıyla daha önceki tarihlerde yapmış olduğu ve bunlara ilişkin ödemelerin eksiksiz olarak yapıldığı asfalt kaplama işlerinin tamamına yakınında yapılan imalatların sökülerek yeniden yapılmasını gerektirecek düzeyde gizli ayıp niteliğinde imalat kusuru bulunduğu anlaşıldığından daha sonraki dönemlerde alt yüklenici olan davacıya herhangi bir imalat yaptırılmadığını, dava dilekçesinde belirtilen tutanağın hukuken geçerliliğinin bulunmadığını, davacı tarafından yapılmayan iş ve imalatlarla ilgili olarak düzenlenen dava konusu faturalar ile davacının haksız ve kötüniyetli olarak kazanç elde etmeye çalıştığını belirterek; davanın reddini savunmuş; karşı davasında davacının müvekkili şirketten toplam 32.733.087,91 TL gasp ettiğini, davacının hukuka aykırı ve aynı zamanda suç teşkil eden eylemleri sebebiyle müvekkili şirketin sözleşmeyi feshetmesine sebep olarak kalan işlerin yüksek maliyetlerle yapılmasına veya yaptırılmasına sebep olduğunu, müvekkil şirketin davacının haksız eylemleri sebebiyle oluşan zararının tazmini gerektiğini belirterek; davacının müvekkili şirketten gaspettiği toplam 32.733.087,91 TL’nin şimdilik 20.000,00 TL’sinin faizi ile birlikte davacıdan tahsilini talep etmiştir.
Birleşen davada karşı davalı vekili; müvekkili şirket tarafından hak edilen alacakların, davalı şirket tarafından ödenmemesine rağmen, cevap dilekçesinde belirtilen avansların müvekkili tarafından iade edildiğini, bu avansların işin devamının sağlanması için daha önce alınan avanslar olduğunu, cevap dilekçesinde her ne kadar bu avansların ileride yapılacak hakkedişlerden mahsup edileceği belirtilmiş olsa da, müvekkilinin yaptığı iş ve imalatların karşılığının ödenmemesi nedeniyle, iadesi yapıldığı tarihe kadar resmi kayıtlarda avans borcu olarak kaldığını, bu durumdan kaynaklı davalı tarafından herhangi bir hukuki yola başvurulmaması için müvekkili şirket yetkilisi tarafından avans ödemelerinin iadesinin sağlandığını belirterek; karşı davanın reddini savunmuştur.
Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/12/2016 tarih ve 2016/194 Esas-2016/745 Karar sayılı kararı ile HMK’nın 166 ve devamı maddeleri gereğince aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunan dava dosyasının, Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/160 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Mahkemece; davacı ile davalı arasında 02/01/2018 tarihinde … Karayolu Yapım İşi için sözleşme ve ek sözleşmeler imzalandığı ve ticari ilişkinin bulunduğu konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, yapılan yargılama sonucunda, toplanan deliller, bilirkişilerin kök ve mali müşavir bilirkişinin 05/03/2018 tarihli raporu ve diğer ek raporlara göre, taraflar arasındaki eser sözleşmesinden dolayı davacı tarafından yapılan işler karşılığında asıl davaya konu olan faturalardan kaynaklı olarak davacının 31/12/2016 tarihi itibariyle 1.728.533,53 TL hakediş alacağının bulunduğu, birleşen dosyadaki dava konusu ile ilgili toprak işlerine ait işlerden dolayı davacının 3.330.744,77 TL alacağının bulunduğu, her iki alacak yönünden davacının davasında haklı olduğu, alacağın ödendiğinin davalı tarafça ispat edilemediği gerekçesiyle; asıl davanın kısmen kabulü ile 1.728.533,53 TL alacağın takip tarihi olan 12/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine fazlaya ilişkin istemin ve davalının takas ve mahsup talebinin reddine karar verilmiştir. Birleşen davada açılan karşı dava yönünden ise, karşı davacı vekili tarafından davacının ortak ve yetkilileri tarafından 32.733.087,91 TL’nin gasp edildiği gerekçesiyle karşı dava açıldığı, şikayetçiler İ…tarafından yapılan şikayet üzerine, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yapılan soruşturma sonucunda, sanıklar …, …’ün yağma suçunu işledikleri iddiası ile TCK 149/1-a-c, 151/1,37, 119-1c maddeleri gereğince cezalandırılması için Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldığı, Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2015/279 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda; yağma kastı olmadan aralarındaki hukuki ilişkiden doğan alacaklarını almak amacıyla bu alacaklarını alamamış oldukları için ve borçlanmış bulundukları kendi alacaklılarına olan borçlarını ödeyebilmek amacıyla iddianamelere konu edilen olayların yaşanmış olduğu gerekçesiyle sanık …, sanık … hakkında TCK 150. maddesi atfıyla TCK 106/2-c maddesi gereğince hapis cezası ile cezalandırılmalarına karar verildiği, verilen kararın temyiz edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesi’nce 10/05/2019 tarih 2018/2391 Esas-2019/1050 Karar Sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine dair, kesin olarak karar verildiği, ceza mahkemesince, davacı şirket yetkili ve çalışanlarının sabit görülen eyleminin, alacağın tahsili amacıyla gerçekleştirilen ve iddianamede anlatılan eylemler olduğu, davalı-karşı davacının dilekçelerinde ve duruşmadaki beyanlarında, 7.000.000,00 TL’nin zorla, 25.000.000,00 TL’nin de banka hareketleri ile avans alacaklarının sıfırlanması sonucu gasp yapıldığının iddia edildiği, gerek mahkemece yapılan yargılamada toplanan deliller ve gerekse ceza mahkemesince yapılan yargılamada toplanan deliller ve mahkemenin gerekçesinde banka hareketleri yoluyla 25.000.000,00 TL’nin gasp edilerek avans alacaklarının sıfırlandığı ve gerekse 7.000.000,00 TL’nin zorla tahsil edildiği hususunun ispat edilmediği gerekçesiyle; birleşen davadaki karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı- birleşen davada karşı davacı … İnşaat ve Ticaret A.Ş. vekili istinaf başvurusunda; asıl davaya ilişkin olarak; Kasım 2014 yılından Aralık 2015 yılına kadar geçen sürede herhangi bir iş edimi bulunmayan davacı taşeron firmanın taleplerinin reddi gerekirken aksi yönde kurulan kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, birleşen davaya yönelik olarak; dava dışı iş sahibi idare tarafından iş sonu tasfiyesine yönelik olmak üzere yaklaşık olarak 2.500.000,00 TL tutarında bir onarım ve yenileme maliyeti çıkarıldığını, sözkonusu tutarın kesin hak edişlerden kesinti yapılmak suretiyle uygulanacağının müvekkili firmaya iletildiğini, iş sahibi idarece kesin hesap çalışmalarına yönelik çalışmaların tamamlamış olup, davacı taşeron firmanın afaki taleplerinin reddi gerekirken mahkemece aksi karar ile ilgili idareye yazılan müzekkerenin cevabı dahi beklenmeden birleşen davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, birleşen davadaki karşı davalarına yönelik olarak; Mahkemece yaptırılan inceleme sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda, karşı davalı …AŞ. yetkilisi …’ün müvekkil firma ortaklarından…’ı silahla yaralaması ve devam eden gasp olaylarından önce tarafların defter ve belgelerinin karşılıklı olarak incelenmesinde, karşı davalı …’ın müvekkili … İnşaat’a olayın yaşandığı 20/11/2014 tarihinde 25.863.087,91 TL borcu olduğunun belirlendiğini, yine aynı raporda 24/11/2014 tarihinden başlayan yüklü hesap hareketleri ile karşı davalının iş avansı hesabında bulunan 25.863.087,91 TL tutarındaki borcun kapatıldığının belirlendiğini, müvekkili firma ve ortaklarına yöneltilmiş saldırılarla gasp edilen 7.000.000,00 TL ile belirtilen dönemler arasında hesap hareketleri yaşandığını, bu işlemler ile yaklaşık 26.000.000,00 TL tutarındaki iş avansının da kapatılmasıyla toplamda müvekkili firmanın yaklaşık 33.000.000,00 TL tutarındaki alacağının gasp edildiğini, ancak mahkemece karşı davanın, gerekçesinden anlaşılamayacak şekilde hukuka ve hakkaniyete aykırı olarak reddedildiğini belirterek; açıklanan nedenlerle, asıl dava ile birleşen davanın kabulü ile karşı davanın reddine ilişkin kararın istinaf incelemesi ile kaldırılmasını, asıl dava ile birleşen davanın reddine, karşı davanın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile kabulüne karar verilemesini talep etmiştir.
Asıl ve birleşen dava ve birleşen davada açılan karşı dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve istirdat istemlerine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne, birleşen davada açılan karşı davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde asıl ve birleşen davada davalı-birleşen davada karşı davacı … İnşaat ve Ticaret A.Ş. vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Dairemizin 09/12/2021 tarih ve 2019/1608 Esas-2021/1122 Karar sayılı karar ve kararda belirtilen gerekçelerle, mahkemece, usulüne uygun olarak çıkartılacak muhtıra ile, birleşen davadaki karşı davanın istinafına yönelik harçların yatırıldığı kabul edilerek, istinaf talebinde bulunulan asıl davaya yönelik olarak yatırılması gereken 29.519,03 TL nispi istinaf karar harcı ile istinaf başvuru harcının, birleşen davaya yönelik olarak yatırılması gereken 56.880,79 TL nispi istinaf karar harcı ile istinaf başvuru harcının, ayrıca gider avansının ikmali için HMK’nın 344. maddesinde gösterilen prosedürün uygulanması suretiyle belirtilen harçların ikmali hususunda asıl ve birleşen davada davalı-birleşen davada karşı davacı vekiline muhtıra çıkarılması, sonucuna göre gerektiğinde aynı madde hükmü uyarınca mahkemece bir karar verildikten sonra istinaf incelemesi yapılmak üzere dosyanın Dairemize gönderilmesi için ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiştir.
Dairemizin yukarıda açıklanan geri çevirme kararından sonra, usulüne uygun olarak düzenlenen harç tamamlama muhtırası Mahkemece davalı … İnşaat vekiline usulüne uygun olarak tebliğe edilmiş, eksik istinaf harçları yatırılmamıştır.
Mahkemece 28/03/2022 tarih ve 2016/160 Esas-2019/524 Karar sayılı kararı ile; verilen 7 günlük kesin süre içerisinde gerekli olan harç ve masrafların yatırılmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun HMK 344/1. maddesi gereğince yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Bu karar … İnşaat ve Ticaret A.Ş.vekiline 06/04/2022 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, mahkemenin ek kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulmamıştır.
Bu nedenle asıl ve birleşen davada davalı-birleşen davada karşı davacı … İnşaat ve Ticaret A.Ş. vekilinin sadece birleşen davadaki karşı davaya yönelik istinaf başvurusunun esası incelenmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen 02/01/2008 tarihli sözleşme ve devamında düzenlenen ek sözleşme ve zeyilnameler nitelikleri itibariyle dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi olup, asıl ve birleşen davalarda davacı-birleşen davada karşı davalı … …. taşeron, asıl ve birleşen davalarda davalı-birleşen davada karşı davacı … İnşaat ve Ticaret A.Ş. yüklenicidir. Bu sözleşme ve ek sözleşmeler kapsamında taşeron, yüklenicinin dava dışı iş sahibi İdareye karşı üstlenmiş olduğu … yolunun takriben Km:14+748-40+196 ve 0+000-34+989 kesimine ait işi, sözleşmede belirtilen bedel ile işveren tarafından onaylı iş programına göre “… Yapılması vs.” işlerinin yapımını üstlenmiştir.
Yüklenici … İnşaat ve Ticaret A.Ş.vekili birleşen davadaki karşı davada; bu sözleşme kapsamında müvekkili şirketin davacıya yaptırdığı işlerin karşılığında davacı tarafından tanzim edilen faturaların eksiksiz ödendiğini, davacıya müvekkili şirket tarafından borç olarak kullandırılan avansların toplam tutarının 18/11/2014 tarihinde 25.863.087,97 TL’ye ulaştığını, davacı şirketin yönetim kurulu başkanı …’ün tehdit ve silahla müvekkili şirketten toplam 32.733.087,91 TL gasp ettiğini, davacının, müvekkili şirkete olan borcunu, müvekkili şirketten nakit olarak tehditle yağmalamadığı toplam 6.870.000,00 TL’yi borç ödemesi yapıp, tekrar nakit olarak elden alıp, tekrar ödemek suretiyle sıfırladığını, müvekkil şirketin, davacı-karşı davalının haksız eylemleri sebebiyle oluşan zararının tazmini gerektiğini belirterek; davacının müvekkili şirketten gaspettiği toplam 32.733.087,91 TL’nin şimdilik 20.000,00 TL’sinin faizi ile birlikte davacıdan tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece; gerek mahkemece yapılan yargılamada toplanan deliller ve gerekse ceza mahkemesince yapılan yargılamada toplanan deliller ve ceza mahkemesinin gerekçesinde banka hareketleri yoluyla 25.000.000,00 TL’nin gasp edilerek avans alacaklarının sıfırlandığı ve gerekse 7.000.000,00 TL’nin zorla tahsil edildiği hususunun ispat edilmediği gerekçesiyle birleşen davadaki karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, asıl ve birleşen davada davalı- birleşen davada karşı davacı vekilinin birleşen davadaki karşı davaya yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl ve birleşen davada davalı- birleşen davada karşı davacı vekilinin birleşen davadaki karşı davaya yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince asıl ve birleşen davada davalı- birleşen davada karşı davacıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcının peşin alınan 44,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 36,3‬0 TL harcın asıl ve birleşen davada davalı- birleşen davada karşı davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle asıl ve birleşen davada davalı- birleşen davada karşı davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 361. madde gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 03/11/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır