Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
…
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ
…
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 17.03.2022
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : Sözleşmenin Feshinin Haklı Olduğunun Tespiti, Temlik İşleminin İptali, Borçlu olmadığının Tespiti
(Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
TALEP KONUSU : İhtiyati Tedbire İtiraz
KARAR TARİHİ : 10.06.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 10.06.2022
Eser sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin feshinin haklı olduğunun tespiti, temlik işleminin iptali ile borçlu olmadığının tespiti talepli davada ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebinin reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili özetle; müvekkili şirketlerin oluşturduğu iş ortaklığının … ile yaptığı 10.08.2020 tarihli sözleşme gereğince kullanacağı 23 kalem malzemenin … ile yapılan sözleşmenin eki şartnameye uygun olarak 2.541.835,52 USD bedelle üretilmesi hususunda davalı ile sözleşme akdedildiğini, sözleşmede ödemelerin temlikle yapılmasının kararlaştırıldığını, … nezdinde doğmuş ve doğacak hak ve alacaklardan 13.000.000 TL’nin davalıya temlik edildiğini, temlik işleminin … tarafından onaylandığını, malzemelerin şartnamede belirtilen tip testleri ve fabrika kabul testlerinin halen yaptırılmadığını, ek sözleşme ile 20 Ağustos 2021 tarihli listeye göre imalat ve teslim yapılmasının kararlaştırıldığını, müvekkilini işi süresinde yetiştirmek zorunda olmasından yararlanılarak iş bedelinin %25 oranında arttırıldığını ve 400.000 USD peşinat ödenmeye zorlandığını, peşinatın ödendiğini, yine 11.000.000 TL’nin davalıya temlik edildiğini, temlikin … tarafından onaylandığını, davalının tek bir ürün teslim etmeden 400.000 USD peşinat ile 24.000.000 TL tutarlı temliki aldığını, davalının daha önce malzemelerin hazır olduğunu bildirmesine rağmen daha sonra gönderdiği e-postayla ürünlerin teste gireceğini bildirdiğini, davalının malzemelerin teslimine yanaşmadığını, vade farkı adı altında faturalar gönderdiğini, keşide edilen ihtarname ile faturalara itiraz edildiğini, faturaların iade edildiğini, davalının aynı tarihte depo kira bedeli açıklamasıyla da fatura düzenlediğini, 10.11.2021 tarihli ihtarname ile sözleşmenin feshedileceğinin davalıya ihtar edildiğini, arabuluculuk başvurusunun anlaşamama ile sonuçlandığını öne sürerek sözleşmenin feshinin haklı olduğunun tespiti ile 15.09.2020 ve 03.09.2021 tarihli temlik işlemlerinin iptaline, dilekçesinde tarih ve tutarları yazılı faturalar nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine ve 400.000 USD’nin tahsiline karar verilmesini dava etmiş; temlikler nedeniyle davalıya ödeme yapılmaması hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; ilk parti malzemelerin 15.11.2020 tarihinde teslime hazır hale getirildiğini, e-postayla malzemelerin teslim alınmasının ve peşin ödemenin yapılmasının talep edildiğini, davacıların ödeme yapmadıklarını, malzemeleri de teslim almadıklarını, 27.11.2020 tarihli ihtarname ile davacının temerrüde düşürüldüğünü, bu ihtara davacıların cevap vermediğini, yine malzemeleri teslim almadıklarını, ikinci parti malzemelerin de imalatının tamamladığını, 14.12.2020 tarihli e-postayla teslim alınmasının bildirildiğini, davacının ödeme yapmaması ve malzemeleri teslim almaması üzerine keşide edilen 25.12.2020 tarihli ihtarname ile davacılara tüm malzemeler yönünden temerrüde düştüklerinin ihtar edildiğini savunarak davanın reddine ve ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece 07.02.2022 tarihli ara kararıyla davacının ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüyle, her iki temlikin 200.000’er TL’lik bölümünün davalıya ödenmemesine, teminat mukabili karar verilmiş; davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talepli itirazı mahkemece duruşmalı olarak incelenmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; “Davalı tarafın tedbire itirazında dile getirdiği davalı şirketin mali gücünün yüksekliği, ödeme kabiliyeti ve güvenirliliği, tedbirin kaldırılmasının gerekçesi olamayacağı gibi satışı konu malzemenin tesliminde temerrüdün hangi tarafın eyleminden kaynaklandığı ise ancak yargılama sonrasında belirlenebileceğinden itirazlara itibar edilmeyerek, dava açılış anı itibariyle yaklaşık ispat koşullarının var olduğu gözetilerek dava devam ederken bir kısım talep yönünden davanın konusuz kalmaması ve temlik konusu alacağın ödenmesi halinde, davalıdan ileride tahsil edilememesi riskinin bertaraf edilmesi, davacının haksız olması halinde de tedbirden doğan davalı zararının garanti altına alınabilmesi için teminat karşılığında verilen tedbirin yerinde olduğu, itirazların tedbirin kaldırılmasını gerektirir nitelikte olmadığı” gerekçesiyle ihtiyati tedbire yapılan itirazın reddine oy çokluğuyla karar vermiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece ihtiyati tedbir kararı verilmiş ise de, müvekkilinin ödenmiş sermayesi ve vergi matrahı ile belirli ekonomik yapısı itibariye yeterli ödeme gücünün bulunması, mal kaçırmaya yönelik bir davranış içerisinde olmaması nedenleriyle ihtiyati tedbirin ön şartının mevcut olmadığı, sözleşmede malzemelerin Adana fabrikasında araç üzerinde teslim edilmesinin, malzemeler 1 hafta içerisinde teslim alınmadığı takdirde ödeme vadesinin başlatılmasıyla müvekkilinin depo kirası talep etme vs. haklara sahip olduğunun kararlaştırıldığı, malzemelerin üretildiği, davacıların e-posta ve ihtarname ile bildirilmesine rağmen malzemeleri teslim almadığı, davacıların temerrüde düştükleri, ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için davacının davada haklı çıkma ihtimalini yaklaşık olarak ispat etmesi gerektiği, davacının haklı olduğunu gösterir geçerli ve inandırıcı hiçbir delil olmadığı nedenleriyle mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Talep, eser sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin feshinin haklı olduğunun tespiti, temlikin iptali ile borçlu olmadığının tespiti talepli davada ihtiyati tedbir kararına itiraz istemine ilişkin olup, mahkemece itirazın reddine dair verilen ara kararına karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu 355. madde uyarınca istinaf nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla ihtiyati tedbire itiraz eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 madde gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasın yer olmadığına,
3-) İstinaf başvurusu nedeniyle ihtiyati tedbire itiraz eden davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1.f maddesi gereğince KESİN olmak üzere 10.06.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi
…