Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2022/509 E. 2022/1171 K. 18.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/509 – Karar No:2022/1171
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/509
KARAR NO : 2022/1171
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/12/2019
NUMARASI : 2017/424 E-2019/794 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 18/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/11/2022
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkili ile davalı firmalardan kurulu adi ortaklık arasında 09.04.2014 tarihli taşeron sözleşmesinin imzalandığını, söz konusu sözleşme ile davalı adi ortaklığın taahhüdünde bulunan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Hizmet Binası İşinin demir doğrama ve çelik işlerinin sözleşmede düzenlenen birim fiyatlar üzerinden yapımı işinin davacı tarafça üstlenildiğini, 10.04.2014 tarihinde yer tesliminin yapılarak, işin davacıya 31.12.2014 tarihinde teslim edildiğini, sözleşmenin 6 nolu hakediş ve ödemeler başlıklı maddesine göre taşeron hakedişinin, işverenin idareye yapacağı hakedişlerle eş zamanlı olmasının ve hakedişlerin merkez onayına müteakip faturanın kesilmesinden itibaren 15 gün içinde taşerona ödeneceğinin kararlaştırıldığını , %50 nakit, %50 sinin ise 60 günlük tek parça vadeli çek olarak verileceğini, davalıların sözleşmenin bu açık maddesine rağmen idareden yaptıkları hakedişlerle eş zamanlı olarak hakediş yapmayarak müvekkiline ödemeleri gerçekleştirmediklerini, davalıların tüm bu ihlallerine rağmen birde müvekkilinden işin gecikmesine sebebiyet verdiği gerekçesi ile hakedişlerinden kesintiye gittiğini, kesilen gecikme cezasının hukuki dayanağının bulunmadığını, müvekkilinden kendi hata ve kusurları nedeni ile 26.000.- TL gecikme cezası kesintisi yapıldığını, yine bununla birlikte müvekkilinin hakedişlerinden %5 oranında toplam 33.406,01 TL teminat kesintisi de yapıldığını, işin idarece geçici kabulünün yapıldığını ve geçici kabulde davacının üstlendiği iş ile ilgili eksik bir imalat bulunmadığı halde teminatın da iade edilmediğini, anılan sözleşmenin 7.2 maddesi gereği davalıya 100.000.- TL bedelli, keşidecisi davacı , lehtan davalı iş ortaklığı olan, … Şubesine ait …nolu teminat çekinin verildiğini, sözleşmenin 7.3 maddesinde nakdi teminatın %50 sinin imalatın kabul edildiğine dair geçici kabul tutanağının tanziminden ve imzasından sonra 15 gün içinde, %50 sinin ise kesin kabulden sonra iade edileceğinin düzenlendiğini, müvekkili tarafından davalıya sunulan 10.05.2016 tarihli dilekçe ile geçici kabulün yapılması ve sözleşme gereği tutulan teminatların iadesinin istenilmesine rağmen bu güne kadar bir cevap verilmediği gibi teminatların da iade edilmediğini, 30.05.2017 tarihli ihtarla teminat çekinin iade edilmesinin talep edildiğini ancak çekin de iade edilmediğini belirterek, öncelikle … Şubesine ait …nolu 100.000.- TL bedelli, keşidecisi davalı firma, lehtarı davalı iş ortaklığı olan teminat çekinin 3. kişilere ciro edilmesinin ve bankaya ibraz edilmesinin önlenmesi için ihtiyari tedbir karan verilmesini, bu teminat çekinden dolayı borçlu olmadıklarının tespitini, çekin iptali ile müvekkiline ödenmesini, çekin tahsil edilmesi halinde işleyecek faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini , nakdi teminat kesintisi nedeniyle 19.000,00 TL, haksız gecikme cezası kesintisi nedeniyle 500,00 TL, hakedişlerin geç ödenmesi nedeniyle 500,00 TL olmak üzere şimdilik 20.000.- TL’ nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, 10/09/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile nakdi teminat kesintisi nedeniyle toplam 31.851,68 TL’nin davalılardan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili; müvekkilleri şirketlerin kurduğu ve taahhütleri altında bulunan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Hizmet Binası İnşaatı İşi’nin demir doğrama ve çelik işlerinin davalıca yapılması için 09.04.2014 tarihli taşeron sözleşmesinin imzalandığını, davalının dava dilekçesinde belirttiği söz konusu işin 10.04.2014 tarihinde yer tesliminin yapılarak sözleşmeye uygun şekilde 31.12.2014 tarihinde teslim edildiği iddiasının yerinde olmadığını, imzalanan sözleşmenin işe başlama ve işin süresi başlıklı 2.3 maddesine rağmen davalıca işin süresinde tamamlanmadığını, davalıya işlerinde gecikme bulunduğunun muhtelif ihtarnamelerle bildirilmiş olduğunu, Ankara 24. Noterliği’nin 19.11.2015 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesi ile durumun bir kez daha bildirildiğini, bu ihtarnamenin bile davalının 31.12.2014 tarihinde işi bitirdiği iddiasının doğru olmadığını gösterdiğini, hakedişlerin zamanında ödenmediği hususunun doğru olmadığını, taraflar arasındaki sözleşmeye göre davacıya ödenecek hakedişlerin idareye yapılan hakedişlerle eş zamanlı olarak ancak davacıya yapılacak ödemenin hakediş tarihinde değil, merkez idare onay tarihini müteakip faturanın kesilmesinden itibaren 15 gün içinde yapılmasının kararlaştırıldığını, merkez idarenin davalı şirketlerin hakedişlerini revize ederek geç onayladığı için davacıya da ödemelerin buna paralel olarak geç yapıldığını, bu geç ödemelerin sebebinin davalı şirketler olmadığını, davacının müvekkili ile imzaladığı sözleşme gereği iş programına uyacağını 27.05.2014 tarihli belge ile taahhüt ettiğini ancak sahada bulundurulması gerekli teknik personeli eksik bulundurduğunu, yeterli sayıda usta ve işçi çalıştırmadığı için sözleşme kuralları dışında hareket ederek, işin yavaşlamasına ve gecikmesine sebebiyet verdiğinin tespit edildiğini, ilk hakedişten ceza kesintisi yapılacağının bildirildiğini, davacının yazılı ve sözlü uyanlara rağmen çalışan aylık personel sayısındaki eksikliği gidermeyerek işin gecikmesine ve yapılan işin kusurlu ve hatalı olmasına sebebiyet verdiğini, işin 09.06.2014 tarihinde bitirilmesi gerekirken zamanında teslim edilmediğini, davacının yaptığı eksik ve kusurlu işlerin müvekkilince …. Ltd. Şti.’ne tamamlatmak zorunda kaldığını, davacıya sözleşmenin 10.3. maddesi gereği 13 günlük gecikme nedeni ile 2.000.- TL den 26.000.- TL ceza uygulanarak kesin hakedişlerinden kesilmesine karar verildiğini, müvekkil şirketin idare ile olan geçici kabulünün 29.05.2015 tarihinde, onayının ise 29.12.2015 tarihinde yapıldığını , kesin kabulün ise 2017 yılında yapıldığını ancak müvekkil şirketler ile davacı arasında kesin kabulün henüz yapılmadığını, idarenin davacının eksik ve kusurlu işleri nedeniyle müvekkil şirketlere 32 günlük ceza uyguladığını, idarece kesilen cezanın davacımn teminat miktarını aşan kısmına ilişkin haklarının saklı olduğunu, teminatın iadesi koşullarının oluşmadığını, davacımn kesin hesabı imzalamadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, denetime elverişli ihale dosyasındaki delillerle uyumlu rapor ve ek raporda belirlendiği üzere; davalıların üstlendiği işin idare ile yapılan sözleşmeye göre 13/05/2014 tarihinde bitmesi gerekirken dört sefer süre uzatımı verildiği, işin en son 24/04/2015 tarihinde bitmesi gerektiği ancak 29/05/2015 tarihinde bitirildiği, işin genel olarak geciktiği, dava dışı idare tarafından geçici ve kesin kabul onaylarının yapıldığı, davacı taşeron firmanın yaptığı imalat kalemlerinde eksik veya kusurlu kalan bir imalat (dava dışı üçünçü firmaya tamalattırılan imalat dışında) bulunduğuna dair tespitin bulunmadığı, SGK’ dan borcu yoktur yazısının ibrazının yapılmadığı gibi onaylı özel amaçlı raporun alınmadığı, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 7.maddesinde teminatların ne şekilde iade edileceğinin düzenlendiği, maddeye göre nakit teminatların “kesilen nakit teminatların %50 ‘si imalatın kabul edildiğine dair geçici kabul tutanağının tanziminden ve imzasından sonra, kalan %50’si ise kesin kabul yapıldıktan sonra bir aksaklık veya kusur yoksa” ödeneceği, bilirkişi raporunda belirlendiği üzere iş tamamlanmış olup, eksik veya kusurlu bir imalat belirlenmediği, gecici ve kesin kabul onayları idarece yapıldığından davacıdan kesilen 32.851,68 TL nakdi teminatın iadesi koşullarının oluştuğu, davacının diğer bir talebinin işin gecikmesi sebebine dayalı olarak davalıların hak edişinden yaptığı ceza kesintisinin iadesine dair olduğu, bilirkişi görüşü bu tutarın iadesinin gerektiği yönünde olmakla birlikte mahkemece aynı kanaatin paylaşılmadığı, zira dava dışı idarenin gecikme nedeni ile yüklenici konumundaki davalılara herhangi bir ceza uygulaması gerekmeksizin, taraflar arasındaki sözleşmenin 10.3 maddesinde davacının üstlendiği işin gecikilerek yapılması halinde ceza uygulanacağının kararlaştırıldığı, bilirkişi raporunda belirlendiği üzere davacının yeterli personel bulundurmadığı, yüklenici davalıların bu nedenle davacıyı birçok kez uyardıkları bunun yanında gecikme nedeniyle dava dışı firmaya bir kısım imalatların yaptırıldığı belirlendiğinden sözleşmeye göre gecikmeye dayalı ceza kesintisi yapılmasının yerinde olduğu, davacının diğer bir talebinin ise sözleşme bedelinin geç ödenmesi nedeni ile zarara uğramasına dayalı olduğu, davacının geç ödeme nedeni ile faiz dışında, faizle karşılanamayan bir zarara uğradığını TBK 122.madde kapsamında iddia ve ispat etmesi gerektiği, davacının bu yönde iddia ve ıspatı söz konusu olmadığından kısmi olarak istenen 500,00 TL tutarın faiz istemi olduğu kabul edilmiş ve sözleşmenin 6.maddesi incelendiğinde davacıya yapılacak ödemenin TBK 117. madde kapsamında belirli bir vade içermediği yine davacı tarafından gönderilen ihtarlarda da belirli bir tutarın ödenmesinin talep edilmediği gözetildiğinde davalılar yönünden temerrüdün gerçekleşmediği, bu kapsamda dava öncesi doğmuş faiz alacağının olmadığının da değerlendirildiği, 100.000,00 TL tutarlı teminat çekinin iadesinin ise, SGK ‘dan getirilecek borçsuzluk yazısına bağlandığı ancak dava tarihi itibariyle SGK’dan bu yönde alınmış bir yazının bulunmadığı gözetilerek davacının bu talebinin de reddinin gerektiği belirtilerek, ıslahla artırılan toplam tutar 32.851,68 TL içerisinde 500,00 TL ceza kesintisinin iadesine dayalı talep, 500,00 TL ödemelerin geçikmesinden doğan zarar talebi bulunduğundan ve bu talepler reddedildiğinden 1.000,00 TL tutar ıslahla artırılan toplam dava değerinden mahsup edildiğinde taleple bağlı kalınarak 31.851,68 TL nakdi teminat kesintisinin iadesine, bu nedenle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvurusunda; mahkemece teminat çekinin iadesi ile haksız gecikme cezasına ve hak edişlerin geç ödenmesine dayalı tazminat talebinin reddine ilişkin verilen karar yönünden istinaf talebinde bulunulduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin 6.maddesinde “taşeron hakedişi, işveren’in idare’ye yapacağı hak edişlerle eş zamanlı yapılacaktır. Hak edişler, merkez onayına müteakip faturanın kesilmesinden itibaren 15 gün içinde taşeron’a ödenecektir. %50 nakit, %50 60 gün tek parça vadeli çek olarak verilecektir.” şeklindeki düzenlemenin açık olduğunu, hak edişlerin ödeme zamanı ile ilgili herhangi bir kuşku bulunmadığını, şarta bağlanmış olması vadenin belirliliğini ortadan kaldırmayacağını, davalıların ayrıca temerrüde düşürülmesi zorunlu olmadığını, aksi halde dahi en geç müvekkili firma tarafından gönderilen ihtarlarla davalıların temerrüde düşürülmüş olduğunun kabulünün gerektiğini, müvekkilinin hak edişlerinin geç ödenmesine dayalı tazminat talebine ilişkin gerekli araştırma ve hesaplamanın yapılarak, bu talepler yönünden de davanın kabulü gerektiğini, öncelikli olarak hükmün gerekçesinde belirtilenin aksine davalı yanın iddiası olan eksik imalatların başka bir firmaya yaptırıldığı ifadesine dair bir belge yada bilgiye rastlanmadığının bilirkişi raporunda açıkça ifade edildiğini, yine raporda idare ile davalı yüklenici arasındaki sözleşme ile belirlenen işin genel olarak geciktiğinin tespit edildiğini ancak dava dilekçesindeki iddialarına paralel olarak bu gecikmede davacının payı olmadığının belirlendiğini, taraflar arasındaki taşeron sözleşmesinin 10.3. maddesinde “Genel iş programında gecikme kabul edilemez. Program gecikmesi olduğunda gecikmeden dolayı (yangın, su baskını, deprem, işveren’den kaynaklanan gecikmeler, doğal afet vs. hariç) gecikilen her gün için taşeron, işveren 2.000,00 TL (ikibintürklirası) gecikme cezası ödeyecektir” hükmünün düzenlendiğini, müvekkili firma tarafından keşide edilen ihtarnamelerde ve belirtildiği üzere varsa bir takım gecikmelerin tamamının davalı taraftan yani işverenden kaynaklandığını, davalı tarafın süresinde ödeme yapmadığını ve sözleşmeyi açıkça ihlal ettiği halde müvekkilinin işin gecikmesine sebebiyet verdiği iddiası ile hak edişinden kesintiye gidildiğini, kesilen gecikme cezasının hukuki dayanağının bulunmadığını, zira kendi edimini yerine getirmeyen tarafın karşı tarafın edimini yerine getirmesini talep edemeyeceğini, süresinde ödeme yapmayarak müvekkilinin finansman sıkıntısına düşmesine neden olduğunu, aynı şekilde davalının projelerde revizyona gitmesi, ek imalat talebinde bulunması ve imalat yapılan alanları imalatta bulunmaya uygun şekilde hazır etmemesinin davalıdan kaynaklanan kusurlar olduğunu, kendi kusuruna dayalı olarak hak talebinde bulunamayacağının da izahtan vareste olduğunu, haksız olarak kesilen gecikme cezalarına dayalı alacak talebine ilişkin olarak da gerekli araştırma ve hesaplamanın yapılarak bu taleplerinin de kabulüne karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu bu taleplerin reddine karar verilmesinin usule ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, dare tarafından geçici ve kesin kabulün yapıldığının dosya kapsamı ile sabit olduğunu ve nedenle teminatın iadesinin zorunlu olduğunu, belirtilen nedenle de davaya konu teminat çekinin müvekkili firmaya iade edilmesinin gerektiğini, idarenin kesin kabulü yapmış olmasının hiçbir kurumla (SGK dahil) bir ilişiğin kalmaması manasını taşıdığından teminat çekinin iadesinin yasal düzenlemenin gereği olduğunu,10.09.2018 tarihli dilekçede mahkemece gerekli görülmesi halinde ilgili raporların SGK’ya yazılacak müzekkereler ile temin edilmesine bir itirazımızın bulunmadığının belirtildiğini ancak mahkemece bir araştırma yapılmadan ve bir borç bulunması halinde idare tarafından kesin kabulün yapılmayacağı hususunun göz ardı edildiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılarak, davanın tamamının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili istinaf başvurusunda; öncelikle dava konusunun, ticari defterler ve cariler incelenerek tespit edilecek nitelikte olmadığını, müvekkilleri ile davacı şirket arasında taşeronluk sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğince incelenmesi gereken işlerin zamanında ve sözlemeye uygun olarak ifa edilip edilmediği olduğunu, cevap ve ikinci cevap dilekçesinde belirtildiği gibi yapılan yanlış ve eksik imalatlara ilişkin bir çok tutanak ve fotoğrafın olduğunu, ilgili hatalı ve eksik ifanın tarafların ticari defterleri incelenerek anlaşılacak nitelikte olmadığını , bu konuda itirazlarının değerlendirilmediğini, bilirkişi heyetinin ticari defterler üzerinde değerlendirmeler yaptığını, davacı tarafın eksik ve hatalı işlerinin, davacı nam ve hesabına …. Ltd. Şti.’ne tamamlattırıldığını, bunun için yapılan ödemenin 20.000 TL tutarında olduğunu, davacının ihtarnamelere rağmen eksik işlerini tamamlamadığını, kusurlu işleri düzeltmediğini, öte yandan mahkeme gerekçesinde, “davacı taşeron firmanın yaptığı imalat kalemlerinde eksik veya kusurlu imalat (dava dışı üçüncü firmaya tamamlattırılan imalat dışında) bulunduğuna dair tespitin bulunmadığı,” şeklinde hüküm kurulduğunu, mahkemenin bu gerekçesiyle açıkça dava dışı üçüncü firmaya yaptırılan işlerin davacının eksik ve kusurlu imalatı olduğunu kabul ettiğini, ancak teminat iadesi hakkında hüküm kurulurken bu durum göz önüne alınmadığını, taraflar arasındaki sözleşmede düzenlenen yükümlülüklere hiç değinilmeden karar verildiğini, davacının yaptığı eksik ve kusurlu işler nedeniyle müvekkili şirketlere idare tarafından 32 günlük ceza uygulandığını, idarenin kestiği cezaların davacıya ne şekilde yansıtılacağının taraflar arasında “Cezalar” başlıklı 10.3 maddesinde ” Genel iş programında gecikme kabul edilemez. Program gecikmesi olduğunda gecikmeden dolayı (yangın, su baskını, deprem, işverenden kaynaklanan gecikmeler, doğal afetler vs. Hariç) gecikilen her gün için Taşeron İşveren’e 2.000 TL gecikme cezası ödeyecektir” şeklinde düzenlendiğini, yine, taraflar arasındaki sözleşmenin “Teminatlar ve İadesi” başlıklı 7. Maddesinde “Taşerondan kesilen teminatın %50 si, imalatın kabul edildiğine dair geçici kabul tutanağının tazmininden ve imzasında sonra Taşerona 15 gün içerisinde ödenecektir. Kesilen teminatın kalan %50’si kesin kabul yapıldıktan sonra bir aksaklık veya kusur yoksa ödenir” hükmünün bulunduğunu, davacının, müvekkil şirketlerle arasındaki kesin hesabı imzalanmadığını ve sürecin tamamlanmadığını bildiğini, teminatının iade koşullarının oluşmadığını, davacının sözleşmesel edimlerini yerine getirip getirmediğine dair hiç bir inceleme yapılmadığını, davacı tarafından sözleşme hükümlerine uyulmadığını, edimlerin zamanında yapılmadığını , eksik ve kusurlu işler tespit edilmiş olduğu halde, davacının teslim ettiği kısma yönelik ödemelerin müvekkili şirket tarafından zamanında yerine getirildiğini ancak davacının sözleşmeye riayet etmediği ve sözleşme hükümlerini zamanında yerine getirmediği için sözleşmenin 10/3 cezalar maddesine uygun olarak davacıdan gecikme cezası kesildiğini ve davacının talep edebileceği hiç bir alacağı bulunmadığını, davacının ödemenin tamamına hak kazanmadığını, müvekkilin ödemezlik def’i gereğince de davacının yapmadığı ya da eksik bıraktığı işin bedelini davacıya ödeme yükümlülüğü bulunmadığını, mahkemece bu konuya ilişkin hiç bir hususun değerlendirilmediğini, davacının kesin kabulün yapılması için defalarca kesin hakedişi imzalamaya ve geçici kabul işlemlerini başlatmaya davet edildiği halde bu davetlere icap etmediğini ve bu nedenle taraflar arasındaki sürecin tamamlanmadığını, davacının kendi kusurlu hareketiyle iadeye engel olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte bilirkişi heyetinin müvekkili şirketlerin ticari defterlerini inceleyerek ve davalıların defterlerini esas alarak 32.851,68 TL müvekkil şirketlerin borçlu olduğunu kabul ettiğini ancak 2.199,91 TL davacının davalılara borçlu olduğu hususu dikkate alınmadan , mahsup yapılmadığını , mahkemece de bilirkişi raporundaki hesabın benimsenmesi nedeniyle kararının hatalı olduğunu , bilirkişi raporunda hakedişlere ve SGK borcuna ilişkin de bir değerlendirme yapılmadığını belirterek, haksız, sözleşmesel edimlere aykırı, eksik inceleme ile kurulan iş hükmün istinaf incelemesi neticesinde kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Dairemizin 22/02/2022 tarih ve 2020/300 Esas- 2022/193 Karar sayılı geri çevirme kararı gereğince, mahkemece eksiklikler ikmal edilerek, dosya esası incelenmek üzere Dairemize gönderilmiştir.
Taraflar arasında davalı yüklenicinin dava dışı iş sahibi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile yapmış olduğu hizmet binası inşaatına ilişkin sözleşme kapsamında 09/04/2014 tarihli söz konusu inşaatın demir doğrama ve çelik işlerinin malzeme + işçilik yapımına ilişkin birim fiyatlı eser sözleşme ilişkisi bulunmakta olup, davacı taşeron, davalılar ise yüklenicilerdir.
Davacı vekili, müvekkili taşeron tarafından taraflar arasındaki sözleşme kapsamında imalatın yapılıp teslim edildiğini, davalı ile dava dışı idare arasındaki geçici ve kesin kabulün yapıldığını, 6 nolu hakedişten yapılan kesintinin haksız olduğunu, davalının süresinde hakediş ödemelerini yapmadığını, projelerde revizyona gidildiğini, ek imalat istendiğini, imalat yapılan alanları imalata uygun şekilde hazır etmediğini ve bu nedenle gecikmede kusurunun bulunmadığını, davalı tarafından yapılan nakdi teminat kesintisi alacağının müvekkiline ödenmediğini, haksız ceza kesintisi yapıldığını ve müvekkilinin hakedişlerinin geç ödenmesi nedeniyle zararının doğduğunu, sözleşme kapsamında verilen teminat çekinin iade koşulları oluşmasına rağmen geri verilmediğini ileri sürerek, bu kalemler kapsamında alacak talebinde bulunmuştur.
Davalı vekili ise, müvekkili ile davacı arasında kesin kabulün yapılmadığını, davacının işi süresinde bitirmediğini ve bu nedenle 13 günlük gecikme cezası kesildiğini, bazı hakedişlerin idare tarafından müvekkiline zamanında ödenmemesi nedeniyle davacıya zamanında ödeme yapılmadığını, geç ödemede müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, davacıdan yapılan kesintilerin teknik personel çalıştırmaması nedeniyle gecikmeden, eksik ve ayıplı imalat yapılmasından, iş güvenliği eksikliğinden kaynaklandığını, işin 09/06/2014 tarihinde bitirilmesi gerektiğini, eksik ve kusurlu imalatların davalı tarafından tamamlandığını, sözleşmenin 10.3 maddesine göre kesilen 13 günlük gecikme cezasının yerinde olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Taraflar arasındaki taşeron sözleşmesinin “İşe Başlama ve İşin Süresi” başlıklı 2.3. maddesinde işe başlama tarihinin iş yeri teslim tutanağının düzenlenmesi ile başlayacağı, sözleşmenin taraflarca imzalanıp, iş veren tarafından onaylanmasına müteakip işin süresinin 60 gün olduğunun belirtildiği , sözleşmenin “Hakediş Tanzimi ve Ödemeler” başlıklı 6.maddesinde de “taşeron hak edişi, iş verenin idareye yapacağı hakedişlerle ek zamanlı yapılacaktır. Hakedişler, merkez onayına müteakip faturanın kesilmesinden itibaren 15 gün içerisinde taşerona ödenecektir. %50 nakit, %50 60 gün tek parça vadeli çek olarak ödenecektir.” , yine sözleşmenin “Teminatlar ve İadesi” başlıklı 7.maddesinin “Kesin Teminat” başlıklı 2. bendinde “Taşeron, 100.000,00 TL tutarında teminat çeki işverenin merkez muhasebesine teslim edecektir.”, aynı maddenin “Teminatların İadesi” başlıklı 3.bendinde ise “Taşerondan kesilen nakdi teminatın %50’si, imalatın kabul edildiğine dair geçici kabul tutanağının tanziminden ve imzasından sonra taşerona 15 gün içerisinde ödenecektir. Kesin nakit teminatın kalan %50’si kesin kabul yapıldıktan sonra bir aksaklık veya kusur yoksa ödenir.
Teminat mektubu taşeronun bu işle bir ilişiğinin bulunmadığı anlaşıldıktan ve işvereni ibra edecek bir vesikanın (ibranamenin) tevdinden, SGK mevzuatına göre bu işle ilgili bir evrak, belge eksiği, prim borcunun olmadığına dair SGK’dan alınacak bir belgenin işverene ibrazından, taşeronun anlaşmalı olduğu serbest muhasebeci mali müşavir (SMMM) veya yeminli mali müşavir (YMM) tarafından hazırlanacak onaylı özel amaçlı raporun ibrazından ve bu raporda yer alan taşeron sorumluluğunda bulunan kalemlere ilişkin ödemelerin taşeron tarafından yapılmış olduğunun anlaşılmasından sonra iade edilir.”, yine sözleşmenin “Cezalar” başlıklı 10.3 maddesinde “Genel iş programında gecikme kabul edilemez. Program gecikmesi olduğunda gecikmeden dolayı (yangın, su baskını, deprem…hariç) gecikilen her gün için taşeron işverene 2.000,00 TL gecikme cezası ödeyecektir.” hükümlerinin düzenlendiği anlaşılmıştır.
Taraf beyanları ve dosya kapsamı ile taraflar arasında sözleşme konusu işe ilişkin 5 adet hakediş düzenlendiği, bu hakedişlerin taraflarca imzalandığı ve tarafların itirazlarının olmadığı ve bunların kesinleştiği anlaşılmıştır.
Yine sözleşme kapsamında davalı yükleniciler ile dava dışı iş sahibi idare arasında geçici kabul itibar tarihinin 29/05/2015 olduğu belirtilerek, 14/10/2015 tarihinde tutulan geçici kabul tutanağının 29/12/2015 tarihinde onaylandığı, dava dışı idare ile yüklenici arasında 24/02/2017 tarihinde düzenlenen kesin kabul tutanağında, bu tutanakta tespit edilen eksik ve ayıpların verilen sürede tamamlanarak, kesin kabul tutanağının 19/04/2017 tarihinde onaylandığı anlaşılmıştır.
Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında kabul edildiği üzere , taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu konusunda uyuşmazlık bulunmadığından sözleşme ilişkisi ayakta olduğu sürece kural olarak işin taşeron tarafından yapıldığının kabulü gerekir. Aksinin ise davalı yükleniciler tarafından ispatlanması gerekir.
Taraflar arasındaki sözleşme kapsamında 01/10/2014 ile 01/11/2014 tarihleri arası yapılan imalatları kapsayan 5 nolu hakedişin 27/12/2014 tarihi itibariyle ihtilafsız olarak düzenlendiği ve bu hakedişe ait faturanın taraf defterlerinde kayıtlı olduğu anlaşılmakla, davalı yüklenicinin davacı tarafça eksik bırakıldığı ve dava dışı ….Şti’ne tamamlattırıldığı yönündeki iddiasının ve buna dayanak sunduğu ….Şti ile yapılan 7 nolu hak edişin, yukarıda belirtilen tespit ve içtihatlar da dikkate alınarak değerlendirilmesi gerekirken, mahkemece bu imalatların gerekçeli kararda yüklenici tarafından yapıldığı belirtilmesine rağmen davacı hakedişinden de düşülmemesi suretiyle hükümdeki gerekçede çelişki yaratılması da usul ve yasaya aykırı olup, doğru olmamıştır.
Davacı vekili , işin teslim süresinin uzamasında müvekkilinin kusurunun bulunmadığını , kesilen gecikme cezasının haksız olduğunu belirterek alacak talebinde bulunmuş, mahkemece alınan bilirkişi raporunun aksine yukarıda belirtilen gerekçeyle bu talebin reddine karar verilmiş ise de, hem mahkeme gerekçesinin hem de bilirkişi raporundaki tespitin taraflar arasındaki sözleşme kapsamı dikkate alındığında denetlenebilir olmadığı anlaşılmıştır. Zira, sözleşme hükümleri çerçevesinde işin süresi ve bu kapsamda davacı tarafça işin tesliminde meydana gelen gecikmenin kendisinden kaynaklanmadığına ilişkin iddia ettiği yukarıda belirtilen sebepler ve dava dışı idare tarafından yükleniciye verilen süre uzatımları ve yapılan hakedişler ile ödemeler da araştırılıp değerlendirilmemiştir. Davacının işte gecikmesinin olup olmadığı, buna göre davalının kestiği 13 günlük gecikme cezasının da haklı olup olmadığı hususları araştırılarak, denetime elverişli bir bilirkişi raporu alınmadan, mahkemece bilirkişi raporunun aksine yazılı gerekçe ile karar verilmesi de doğru olmamıştır.
Yine, taraflar arasındaki sözleşmeye ilişkin edimleri de ihtiva eder nitelikte hizmet binası inşaatına ilişkin davalı yüklenici ile dava dışı idare arasında geçici kabul ve kesin kabul yapılmak suretiyle işin tamamlandığı anlaşılmış olmakla, dava konusu teminat çekinin iadesine ilişkin yukarıda belirtilen sözleşme hükümleri değerlendirilerek ve SGK ilişiksizlik belgesi yönünde de davacı taşerona ibrazı için veya SGK’ya müzekkere yazılarak bu hususun araştırılması gerekirken ve sonucuna göre bu kalem alacağına yönelik hüküm kurulması gerekirken, işin tamamlanmış olmasına rağmen bu hususun taraflar arasında ihtilaflı olarak bırakılması da hatalı olmuştur.
Mahkemece yapılması gereken iş, yukarıda açıklandığı üzere, davanın her bir alacak kalemi yönünden davalının da itirazları değerlendirilerek , davalı ile dava dışı idare arasındaki sözleşme kapsamındaki tüm hakediş ve ödeme belgeleri de dosyaya kazandırılarak konusunda uzman inşaat mühendisi ve eser sözleşmesi kapsamında uzman bilirkişinin de olduğu heyetten taraflar arasındaki sözleşme konusu işin kesin hesabının çıkarılarak sonucuna göre bir karar verilmesi olduğu anlaşılmakla taraf vekillerinin sair istinaf nedenleri incelenmeksizin istinaf başvurularının kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulüne,

2-Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/12/2019 tarih ve 2017/424 Esas- 2019/794 Karar
sayılı kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına,
3-Dairemiz kararına uygun şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,

4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,

5-Davalılar tarafından yatırılan 54,40 TL+54,40 TL+490,00 TL olmak üzere toplam 598,80 TL istinaf karar harcının talep halinde kendilerine iadesine,
6-İstinaf talep eden taraflarca yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçları ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 18/11/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır