Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2022/5 E. 2022/345 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/5 – Karar No:2022/345
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/5
KARAR NO : 2022/345

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/06/2019
NUMARASI : 2015/41 E-2019/613 K

DAVACI-KARŞI DAVALI :
VEKİLİ :

DAVALI-KARŞI DAVACI :
VEKİLİ :
KARŞI DAVADA
TEMLİK ALAN :
VEKİLİ :

DAVA VE KARŞI
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 31/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/04/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin asıl ve karşı davada mahkemece her iki davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine eksiklik nedeniyle mahalline gönderilen dosya ikmalen gelmiş olmakla yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili;Taraflar arasında taşeron sözleşmesi akdedildiğini, davalıya muhtelif tarihlerde toplam 67.845,00 TL ödeme yapıldığını, davalı tarafın yapımını üstlendiği işleri 22/09/2014 tarihli ihtarname ile verilen ek süreye rağmen eksiksiz ve tam olarak ifa etmediğini, borcu ifa da temerrüde düştüğünü, Ankara 4.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/163 D.İş sayılı tespit bilirkişi raporunda belirtilen ve davalı tarafın eksik ve hatalı olarak gerçekleştirdiği imalatların giderilmesi için 26.000,00TL gerektiğini belirterek eksik ve hatalı imalatların 10 gün içinde giderileceği yönündeki tespit nedeniyle inşaatın genelinde yaşanan gecikmede dikkate alınarak bundan kaynaklanan müvekkilinin uğradığı kira geliri kaybı, kar kaybı vs. maddi zararlarının tamamına mahsuben TBK’nın 125/2. maddesi hükmü gereğince fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 40.000,00 TL’nın temerrüt tarihi olan 06/10/2014 tarihinden işleyecek temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiş, 03/04/2019 tarihli dilekçesiyle son bilirkişi ek raporu doğrultusunda davasını ıslah ederek müvekkili tarafından 36.447,84 TL epoksi enjeksiyon tamiratı bedeli ödenmiş ise de fazlaya ilişkin haklarını atiye bıraktığını belirterek karşı tarafın hatalı ve kusurlu imalat bedelinin bilirkişi …’ın raporunda belirtilen 26.000,00TL ile 2014 yılı için tespit edilen epoksi tadilatı 32.766,61TL’nın toplamı olan 58.766,61TL olarak kabulünü talep ettiklerini, buna göre müvekkilinin salt hatalı ve kusurlu imalatlardan dolayı oluşan zararının 58.766,61TL olduğunu, dava dilekçesinde belirttikleri 40.000,00TL’lık alacak talebine ek olarak davayı 18.766,61TL bakiye alacak miktarı kadar kısmen ıslah ettiğini belirterek davadaki talebini 58.766,61 TL’na yükselterek bu miktarın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; Taraflar arasında bila tarihli taşeron sözleşmesinin imzalandığını, davacının sözleşme kapsamında toplam 67.845,00 TL ödeme yaptığının doğru olduğunu, binanın dolgu işçiliğinin müvekkilinin edimleri arasında yer almadığını, bu iş kaleminin ekli sözleşmede de görüleceği üzere üzeri çizilip paraflanmak suretiyle müvekkili şirketin edimleri arasından çıkarıldığını, davacının davadaki toplam talebinin 40.000,00 TL olduğunu, bu miktarın içersinde tespit raporuna göre eksik ve hatalı imalat bedeli 26.000,00TL’nın da bulunduğunu, buna göre bu kısım dışındaki bakiye 14.000,00TL’nın genel maddi zarar olarak talep edilmiş olduğunu, söz konusu bu zarar kalemlerinin davacı tarafça kuruşlandırılması gerektiğini, yine eksik ve ayıplı işlerin üçüncü bir şahsa tamamlatıldığına ilişkin dosyada bir bilginin de bulunmadığını, müvekkilinin sözleşmede sadece işçiliği üstlendiğini, inşaatta kullanılan hazır betonu davacının temin ettiğini ve davacının niteliğini belirlediği betonun kullanıldığını, dolayısıyla betondan kaynaklandığı belirtilen her türlü olumsuzluğun davacının sorumluluğunda bulunduğunu, müvekkilinin tüm uyarılarına rağmen davacının hazır betonu değiştirmediğini, davacı tarafça temin edilip müvekkiline kullandırılan betonun kalitesiz olduğunun tespit raporuyla anlaşıldığını, davacının işin başından bu yana müvekkilinin ediminin ifası için inşaatı hazır hale getirme ödevini gecikerek yaptığını, müvekkilinin işçilerinin çalışmasına zorluk çıkardığını, hafriyat ve dolgu işçiliği davacının sorumluluğunda olduğundan bunlar yapılmadığı sürece müvekkilinin edimini ifa etmesinin zaten mümkün olmadığını, sözleşmede işin tamamlanarak teslim edilmesi için bir sürenin öngörülmediğini, bu nedenle bir gecikme ve temerrüdün bulunmadığını, eksik ve ayıpların giderilmesi için belirlenen rakamların afaki olduğunu, dayanak rapordaki tespitlerin hiçbir somut dayanağının bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiş, karşı davada ise sözleşmede belirtilen bedelin tahmini olduğunu, hazır beton irsaliyelerinden de görüleceği üzere inşaata toplam 889m3 beton döküldüğünü, buna göre 889m3x145,00TL=128.905,00TL+%18 KDV=152.107,90TL toplam iş bedelinden yapılan 67.845,00TL ödemenin mahsubu ile müvekkilinin bakiye 84.262,90 TL alacağı bulunduğunu belirterek bu miktarın ihtar tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 09/12/2016 tarihli dilekçesinde …’ın karşı davacı ……Ltd Şti’den dava konusu edilen alacağın 70.000,00TL’sını ve ferilerini Altındağ 3. Noterliği’nin 02/12/2016 tarihli ve … yevmiye sayılı işlemle devir ve temlik aldığını, dava konusunu kısmen temlik alan …’ın karşı davacının yerine geçerek onunla birlikte davayı takip edeceğini belirtmiştir.
Karşı davalı vekili;Karşı davanın haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu belirterek reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince;Dava ve karşı davanın eser sözleşmesinden kaynaklanan eksik, ayıplı işler nedeniyle uğranılan zararlar bedeli ve bakiye alacak istemine ilişkin olduğu, taraf delilleri toplanarak bilirkişi heyetlerinden rapor ve ek raporların alındığı, en son tarihli bilirkişi ek ve asıl raporu denetime olanaklı ve gerekçeli hazırlanmakla mahkemece hükme esas alındığı, davacı-karşı davalı şirket vekilinin en son tarihli bilirkişi ek raporu doğrultusunda davasını 03.04.2019 tarihli dilekçesiyle ıslah ederek dava dilekçesinde bildirdiği 40.000,00TL maddi zarar taleplerini ( 26.000,00 + 32.766,61) 58.766,61 TL’ye çıkardığı, dava dilekçesi kapsamında asıl davacının eksik ve ayıplı işler bedeli yönünden ve kira gelir kaybı vs. yönünden toplam 40.000,00 TL talep ettiği, eksik ve ayıplar işler bedelini 26.000,00 TL olarak bildirdiği anlaşılmakla eksik ve ayıplı işler yönünden talebini 26.000,00 TL’dan 58.766,61 TL’ye çıkardığının kabulü gerektiği, dava dilekçesindeki talebe göre 40.000,00 TL’lık talebin geriye kalan 14.000,00 TL’sının kira geliri kaybı,kar kaybı taleplerine ilişkin olduğu, en son tarihli bilirkişi heyet rapor ve ek raporu kapsamına göre bu taleplerin yerinde olmadığı anlaşıldığından 14.000,00 TL’lık talep yönünden davanın reddi gerektiği, yargılamanın devamı sırasında davalı-karşı davacı vekilinin 09.12.2016 tarihli dilekçesi kapsamında, … isimli kişinin karşı davaya konu edilen alacağın 70.000,00 TL’ sını HMK.nun 125/2 maddesi uyarınca temlik aldığını bildirerek buna ilişkin alacağın devri sözleşmesi ile vekaletnamesini ibraz ettiğinin görüldüğünü, tüm dosya kapsamı ve deliller, yaptırılan bilirkişi incelemeleri kapsamı ile hükme esas alınan en son tarihli rapor ve ek rapor kapsamı, keşif, tanık beyanları kapsamı, tespit dosyaları ,faturalar hepbirlikte dikkate alındığında, taraflar arasında … ada 9 parselde bulunan inşaatın betonarme işinin yapımı hakkında taşeron sözleşmesi imzalandığı, asıl davacı … şirketinin işveren, davalı -karşı davacı … İnşaat şirketinin ise taşeron olarak belirlendiği, asıl davanın eser sözleşmesinden kaynaklı gecikme tazminatları( kira geliri, kar kaybı vs.) ile imal edilen üründeki ayıptan doğan alacağın tahsili isteminden, karşı davanın ise imal edilen ürün bedelinden iş artışı da dahil kalan hak ediş bedelinin tahsili isteminden ibaret olduğu, davacı işveren tarafından davalı taşerona toplam 67.845,00 TL ödeme yapıldığının tarafların kabulünde bulunduğu, taraflar arasında düzenelenen sözleşmede tarih bulunmadığı gibi işin süresinin de belirlenmediği, mahkemece yapılan keşif sonucunda düzenlenen 23.11.2016 tarihli raporda taşeron tarafından 803 m3 iş yapıldığının belirlendiği, buna göre sözleşmenin 580 m3 imalat için imzalanması dikkate alındığında 803-580=223m3 fazladan iş yapıldığı, asıl davacının en son ödemeyi yaptıktan sonra 22.09.2014 tarihli ihtarı göndererek eksik ve ayıplı işlerin giderimi için 10 gün süre verilmesi dikkate alındığında süre sonunda 05.10.2014 tarihinde temerrüdün başlaması gerektiği, ancak davacı işveren tarfından gönderilen ihtarnamede nama ifa kabul edildiğinden bu tarihte inşaatı teslim almış sayılması gerektiği, bu halde gecikme tazminatının şartları bulunması halinde eksikliklerin giderileceği makul süreden sonra talep edilebileceği, dosyada mevcut tüm raporlarda davalı-karşı davacı taşeron tarafından yapılan işin ayıplı kabul edildiği, sözleşmeye göre yapılan işte eksiklik bulunmayıp fazladan yapılan iş bulunduğu, her ne kadar davalı-karşı davacı tarafından hazır betonunu asıl davacı işveren tarafından ayıplı teslim edildiği ileri sürülmüş ise de buna dair yaptığı bir bildirim ya da ihtar bulunmadığından bu iddianın usulünce ispatlanamadığı, somut olayda iş sahibinin eseri alıkoyarak ayıp oranında bedel indirimi talep ettiği, davalı-karşı davacının imalat bedelinin 803 m3x145,00 x%18 KDV=137.393,30 TL olarak hesaplandığı, bu imalat bedelinden davacı tarafından yapıldığı sabit olan 67.845,00 TL ödemeler toplamının, bilirkişiler tarafından hesaplanan ve benimsenen KDV dahil 26.000,00 TL ayıplı imalat bedelinin ve ek rapor kapsamıyla hesaplanan, mahkemece dosya kapsamındaki tanık ve fatura kapsamıyla yerinde görülen 32.766,61 TL enjeksiyon tamirat imalat bedelinin davacı işveren lehine mahsubu gerektiği, sonuç olarak davalı-karşı davacı 84.262,90 TL bakiye iş bedeli talep etmişse de, mahsup sonrası bakiye 10.781,69 TL hak ediş alacağı kaldığı açıkça anlaşıldığından karşı davanın bu tutar üzerinden kabulü, fazlaya ilişkin istemin reddi gerektiği, asıl davada ise yukarıda açıklandığı üzere ıslah da gözönünde bulundurularak davacı işverenin 58.766,61 TL eksik ayıplı işler bedeli talep edebileceği, ancak işveren eseri alıkoyarak ayıp oranında bedel indirim hakkını kullandığı halde davalı -karşı davacı taşerona yönelik bakiye hak edişini ödeme borcunu yerine getirmediğinden gecikmeden doğan zarar talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kısmen kabulüne, 26.000,00 TL eksik ayıplı işler bedeli, 32.766,61 TL enjeksiyon tamirat imalat bedeli ile yapılan 67.485,00 TL ödemeler toplamının, davalı- karşı davacı hakediş tutarı olan 137.393,30 TL’den mahsubu ile bakiyesi 10.781,69 TL’nin davacı- karşı davalı … …AŞ’den tahsili ile davalı- karşı davacı temlik alan …’a verilmesine, davalı- karşı davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine, davacı- karşı davalının kira kaybı, gelir kaybı tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Davacı-karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Asıl davanın kısmen kabulüne dair kararın ortadan kaldırılarak asıl davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini, son bilirkişi ek raporu ile müvekkilinin salt hatalı ve kusurlu imalatlardan dolayı oluşan zararının 58.766,61 TL olduğunun tespit edildiğini ve bu meblağ üzerinden davanın ıslah edilerek sair alacaklarının atiye bırakıldığını, mahkemece atiye bırakılan hakları dikkate alınmaksızın asıl davanın kısmen kabulüne hükmedilerek davalı- karşı davacı lehine vekalet ücreti takdir edildiğini ve asıl dava yargılama harç ve giderlerinin kabul -ret oranına göre müvekkiline iadesine hükmedildiğini, ancak ıslah dilekçesinde aynen “fazlaya ilişkin haklarımızı atiye bırakarak davalı-karşı davacının hatalı ve kusurlu imalat bedelinin; …’ın raporunda belirtilen 26.000,00 TL ile 2014 yılı için tespit edilen epoksi tadilatı 32.766,61TL’nin toplamı olan 58.766,61TL olarak kabulü” yönündeki taleplerinin mahkemece kabul edildiyse de davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin isabetli olmadığını belirterek mahkeme kararının kaldırılarak asıl davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı-karşı davacı ile temlik alan vekili istinaf dilekçesinde özetle; Hükme esas olan kök ve ek raporun, hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmadığını, ayrıca ek raporda kök rapora ilişkin itirazlarının itiraz hakkının olmadığı şeklinde anlaşılmaz bir tespit ile göz ardı edildiğini, kararın eksik incelemeye dayalı olduğunu, hükme esas olan bilirkişi kök raporunda, önceki bilirkişi raporlarındaki farklı tespit ve değerlendirmelerden biri tercih edilirken, bilirkişi … tarafından hazırlanmış D.İş tespit dosyasındaki 05/11/2014 tarihli raporundaki eksik ve hatalı işler bedelinin kabulünün hakkaniyete daha uygun düşeceği kanaatine ulaşıldığını, bu rapordaki 26.000,00 TL bedelin alacaklarından mahsubunun gerekli olduğuna dair teknik değerlendirme içermeyen kanaate katılmadıklarını, bilirkişi raporları arasındaki tercihin, soyut sebepler ve sübjektif kanaate göre yapılmasını ve hakkaniyet ölçüsünü doğru bulmadıklarını, hükme esas alınan rapordaki tespit ve değerlendirmelere itiraz ettiklerini, sözleşmenin 4. maddesinde belirtildiği üzere, hazır beton temininin işverene ait olmasının yanı sıra, temin edilen hazır betonun zemine pompalanması ve hazır betonun kalite kontrolünün de işverenin sorumluluğunda olduğunu, müvekkilinin yaptığı kalıbın içine betonu doldurup vibrasyonunu yapmakla sorumlu olduğunu, buna rağmen betonda kullanılan dane çapı bozukluğunun sonuçlarının müvekkiline yüklenemeyeceğini, en azından, davacı- karşı davalı işverenin beton temin ve zemine pompalanması sorumluluğu zımnında, betondan kaynaklanan sonuçların oluşumunda ve giderilmesinde müterafik kusurunun düşünülmemesinin doğru olmadığını, bina temelinin toprak yüzeyden ayrılması için atılan grobetonun düzgün bir satıhta olmayıp engebeli bir görünüm arz ettiği tespitinin yapılabilmesi için, bina temelinin açılması ve betonun kırılması gerektiğini, çünkü grobeton üzerine temel beton dökülüp priz almaya başlandığı andan itibaren ayrılmaz bir parça şeklinde hareket ettiğini, ki amacın da bu olduğunu, binanın etrafında herhangi bir kazı çalışması yapılmaksızın, bu hususun bilirkişi tarafından nasıl tespit edilebildiğinin anlaşılamadığını, bu nedenle bu tespitin soyut, dayanaksız olup kabul etmediklerini, rapordaki, binanın sol cephesindeki komşu bina ile aralarında yapılan duvarda ve bodruma iniş duvarında eğrilik bulunduğu, pas paylarının bulunmadığı, atılan betonların parça parça ve yamalı durumda oldukları ve işin tamamlanmamış durumda olduğu tespitine ilişkin olarak ise söz konusu eğriliğin raporda da belirtildiği üzere, binaya sıfır konumda bulunan eski üç katlı gecekondu yapının hasar görme tehlikesi göz önünde bulundurularak aç-kapa perde tabir edilen sistemle yapılmasından kaynaklı olduğunu, müvekkili firmanın, sözleşmesinde olmamasına ve işverenin iksa tedbirleri almamasına rağmen, iş sahibinin talebiyle bu imalatı yaptığını ve iş sahibinin söz konusu imalatı yapı denetim ve şantiye şeflerine ayrı ayrı kontrol ettirerek onay aldığını ve işi yapan müvekkili firmaya herhangi bir uyarı ve itirazda da bulunmadığını, şantiye şefi, mal sahibi, yapı denetim ve iş sahibi gözetiminde yapılan bu imalatta önem arz eden, perdenin görselliğinden ziyade etrafa hasar vermeden sağlam bir şekilde yapılabilmesi olduğunu, nitekim imalatın kabul edilerek iskan izninin alındığını, müvekkilinin sözleşmesindeki edimi gereği sadece betonarme imalatlardan sorumlu olduğunu ve zaten eksik bir betonarme imalat yapılması halinde binanın iskan alabilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle betonarme yüzey üzerine yapılan sıva izolasyon gibi imalatlar kastedilerek işin tamamlanmadığından bahsedilemeyeceğini, netice itibarıyla müvekkilinden, eksik ve ayıplı imalat sebebiyle 26.000.00 TL tutarın kesilmesi gerektiği yolundaki değerlendirmeye, sözleşme yükümlülükleri kapsamında ve aynı hakkaniyet ilkesiyle katılmadıklarını, kaldı ki, davacı- karşı davalının da, eksiklik ve ayıplardaki sözleşmesel yükümlülük ve sorumlulukları da dikkate alınarak müterafik kusurunun bulunduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılarak asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin asıl ve karşı davalarda mahkemece asıl ve karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'(HMK)nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Yüklenici ….AŞ. tarafından açılan asıl dava, taraflar arasındaki bila tarihli eser sözleşmesi kapsamında eksik-kusurlu işler bedeli ile eksiklikler nedeniyle uğranılan zararların tazmini istemine ve taşeron HSB…Ltd.Şti. tarafından açılan karşı dava ise bakiye hakediş alacağının tahsili istemine ilişkin olup, yargılamanın devamı aşamasında 02/12/2016 tarihinde taşeron tarafından talep edilen alacağın 70.000,00TL’lik kısmının …’a temlik edildiği anlaşılmıştır.
Eser sözleşmesi kapsamında eksik işler bedelinin talep edilebilmesi iş bedelinin tamamının ödenmesi şartına bağlıdır.( Yargıtay 15.HD 2011/7457E-2012/4004K, 30/05/2012)
Mahkemece keşfen alınan ilk raporla birlikte itirazlar üzerine dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, bilirkişi raporları ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, taşeron tarafından yapılan imalatların toplam bedelinin 137.393,30 TL ve davacı tarafça yapılan toplam ödemenin 67.845,00 TL olduğu, yine dava öncesi tespitle ve mahkemece de alınan bilirkişi raporlarıyla da taşeron tarafından yapılan imalatlarda sözleşme kapsamında yapılan ve bedeli ödenen işlerde kusurların bulunduğu ve giderim bedelinin 26.000,00 TL olduğu anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamı ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde davalı-karşı davada davacı taşeronun sözleşme kapsamında yaptığı imalatlar bedeli 137.393,30 TL miktardan yapılan ihtilafsız 67.845,00 TL ödeme ile kusurlu işlerin giderimi bedeli olan 26.000,00 TL’nın mahsubuyla bakiye 43.548,30TL iş bedeli alacağının bulunduğu anlaşılmış olmakla buna göre iş bedelinin tamamını ödemediği anlaşılan yüklenici tarafından açılan asıl davanın reddine, taşeron tarafından açılan karşı davanın ise 43.548,30 TL üzerinden kısmen kabulüne, karşı davacı tarafından keşide edilen 02/10/2014 tarihli … yevmiye sayılı ihtarnameye cevaben verilen 09/10/2014 tarihli ihtarname tarihi itibariyle karşı davalı temerrüde düşmüş olduğundan 09/10/2014 tarihinden itibaren faiz yürütülmüş ve taşeron karşı davada talep ettiği alacağını kısmen temlik etmiş olmakla temlik alan hakkında hüküm kurulmuştur.
Açıklanan nedenlerle davacı-karşı davalı yüklenicinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1.b-1 maddesi gereğince esastan reddine, davalı-karşı davacı ile temlik alan vekilinin istinaf isteminin kabulü ile HMK’nın 353/1.b-2 maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına, asıl davanın reddine, karşı davanın 43.548,30TL üzerinden kısmen kabulüne, fazla istemin reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur..
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Davacı- karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-) Davalı- karşı davada davacı ile temlik alan vekilinin istinaf başvurularının kabulüne,
3-) Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/06/2019 tarih ve 2015/41 E-2019/613 K sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına,

ASIL DAVADA:
4-)Davanın reddine,
5-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcının peşin alınan 683,10TL ve ıslah harcı olan 320,49 TL olmak üzere toplam 1.003,59TL harçtan mahsubu ile bakiye 922,89 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
6-)Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 8.439,66 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
8-)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-)6100 sayılı HMK 333. maddesi gereğince, taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran ilgili tarafa iadesine,
KARŞI DAVADA:
10-) Davanın kısmen kabulü ile, 43.548,30 TL alacağın 09/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile temlik alan …’a verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
11-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.974,79 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.438,99 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.535,80 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
12-)Davacı tarafından ödenen 1.438,99 TL peşin karar ve ilamı harcı ile 27,70 TL başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
13-)Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davada kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 6.461,28 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak temlik alan davacıya verilmesine,
14-)Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davada reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 6.092,90 TL vekalet ücretinin 3.967,75 TL’sından temlik alan, 2.125,15 TL’sından davacı şirket sorumlu olmak üzere davacı taraftan tahsili ile davalıya verilmesine,
15-) Davada yapılan 1.015,00 TL toplam yargılama giderinden davadaki kabul oranına göre hesaplanan 524,55 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı ve temlik alana verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı ve temlik alan üzerinde bırakılmasına,
16-)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
17-) 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince, taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran ilgili tarafa iadesine,
İstinaf İncelemesi Yönünden:
18-) Harçlar Kanunu gereğince asıl dava yönünden alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacı- karşı davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
19-) Davalı- karşı davacı tarafça ödenen 1.050,00 TL ve 59,30 TL peşin istinaf karar harcının talep halinde yatıran tarafa iadesine,
20-) İstinaf başvurusunda bulunanlar tarafından asıl dava için ödenen 121,30 TL ve karşı dava için ödenen 162,10 TL istinaf başvurma harcı ile 64,10 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 347,50 TL yargılama giderinin davacı- karşı davalıdan tahsili ile davalı-karşı davacı ile temlik alana ödenmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 31/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …