Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2022/435 E. 2022/802 K. 13.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/435 – Karar No:2022/802
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/435
KARAR NO : 2022/802

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/05/2019
NUMARASI : 2019/77 E-2019/420 K

DAVACILAR :

VEKİLLERİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 13.09.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 14.09.2022
Davacılar vekili tarafından davalılar aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine eksiklik nedeniyle mahalline gönderilen dosya ikmalen gelmiş olmakla yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili: Müvekkili …”ün … Tıp Merkezinin ortağı olduğunu, diğer müvekkili …”in ise şirket müdürü olduğunu, müvekkillerinin bu tıp merkezi ile ilgili ameliyathane tadilatlarının yapılması hususunda davalılardan … ve …”e yapılacak işler karşılığında 06.11.2015 tanzim tarihli 30.11.2015 ödeme günlü 91.000,00TL bedelli ve 06.11.2015 tanzim tarihli 64.000,00TL bedelli iki adet bononun teminat olarak 06.11.2015 tarihinde müvekkillerince verildiğini, davalılara verilen 30.11.2015 tarihli senede mahsuben müvekkilleri tarafından davalı ……’e 33.000,00TL ekli makbuz karşılığı nakit ödeme yapıldığını, davalıların yapacakları işleri tam olarak bitirmediklerini, davalı …’in kendisini … ismiyle tanıttığını, tarafların 12/01/2016 tarihinde biraraya gelerek birlikte karar vererek işi durdurduklarını, davalıların işten el çektirildiğini, davalılardan …’ın senet aslının tarafında olup hükümsüz bulunduğu ve senedin iade edileceğine ilişkin 12/01/2016 tarihli belgeyle senetlerin bedelsiz kaldığı ve müvekkiline testim edileceğini imza altına aldığını, ancak aradan geçen iki ay boyunca davalıların senetleri getirmeyerek müvekkillerini oyaladıklarını, senetlerin 16.03.2016 tarihinde Ankara 24.İcra Müdürlüğünün 2016/5801 ve 2016/5802 sayılı takip dosyaları ile sonradan bu konuyla ilgisi ve alakası bulunmayan diğer davalı … tarafından “nakden” kaydı ve yetkili mahkemenin “Ankara “ yazılıp, doldurularak ve sahtecilik oluşturularak kambiyo senetlerine özgü takibe konulduğunu, bedelsiz kalan ve sonradan doldurulan alacaklısı bile tanınmayan bu senetler karşısında müvekkillerinin icra tehdidi altında kaldıklarını, kaldı ki müvekkili …’in kocasının rızası olmadan bu senetleri imzaladığını, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan şikayet sonucunda 2016/48488 sayılı dosyasında soruşturmanın bulunduğunu belirterek bedelsiz kalan bonolar nedeniyle müvekkili davacıların davalılara borçlu olmadığının tespitine ve %20 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili: Dava dışı… isimli kişinin aracılığı ile davacıların şirketinin %50 ortağı olmasının müvekkiline teklif edildiğini, bu sırada davacıların borçlarının kapatılması ve personel giderleri için müvekkilince peyder pey elden nakit paralar verildiğini, tadilat masrafları dışında bu paraların toplamının 155.000,00TL olduğunu, müvekkilinin daha sonra bu işten vazgeçtiğinden ödediği paraları ve tadilat masraflarını davacı taraftan talep ettiğini, davacı …’ün bunu kabul ederek bizzat müvekkilinin yanında önceden hazırlanmış 91.000,00 TL ve 64.000,00 TL bedelli davaya konu iki adet senedi imzalayarak verdiğini, davacı …’ün bu görüşmeden sonra senetlerin vadesinde işleme konulmaması için yani kendisine zaman tanındığı için tadilat masraflarına karşılık olarak 30.000,00 TL değerinde… marka bir arabayı noter satışıyla müvekkiline devrettirdiğini, dava dışı…‘ın 2016/2454 Hazırlık sayılı dosya üzerinden başlatılan dolandırıcılık soruşturması neticesinde tutuklandığını, açılan davanın haksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … duruşmadaki beyanında davacılar ile davalı … arasında resmi olmayan bir ortaklığın bulunduğunu, davalı … tarafından 164.000,00TL’lık masraf yapılarak fizik tedavi ünitesinin inşaatının yapıldığını, ortaklık sonlanınca davacılar tarafından bu bedel karşılığında bir aracın devredildiğini, kalan miktarın da senet ile ödendiğini, aracın 34.000,00TL bedelli olup, davalı …’nın yanında çalışan kişiye devredildiğini belirtmiştir.
Davalı … davaya cevap vermemiştir.
İlk Derece Mahkemesince: Davanın bonolar nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu, taraflar arasındaki sözleşme bedelinin ödenmesinin nakden ya da kıymetli evrak aracılığıyla yapılabileceği, böyle bir ticari ilişkinin bulunmadığını veya bedelin ödendiğini kanıtlama yükümünün sözleşmenin bedel ödeme borcunun üstlenene ait olduğu, somut uyuşmazlıkta davacıların davalılar … ve … ile aralarında müdürü ve ortağı oldukları dava dışı şirketin tadilat işlerinin yapımı konusunda sözleşme bulunduğunu ve çekişme konusu bonoların bu işin teminatı olarak verildiğini ileri sürdükleri, tadilat sözleşmesinin yazılı olma koşulu taşımasa da sözleşmede sözü edilen bedel dikkate alındığında HMK’nın 200.maddesi uyarınca sözleşmenin kanıtlanması için yazılı biçimde yapılması gerektiği, davacıların böyle bir sözleşme sunmadıklarından sözleşmenin varlığını kanıtlayamadıkları, dolayısıyla da çekişme konusu bonoların bu sözleşmeye dayalı olup olmadığının da kanıtlanamadığı, bu nedenle davacıların isteminin yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle: Müvekkili …’ün kalp damar cerrahisi dalında tanınan başarılı bir profesör doktor olup … Tıp Merkezinin ortağı olduğunu, diğer müvekkili …’in ise şirket müdürü olduğunu, müvekkillerin bu tıp merkezi ile ilgili ameliyathane tadilatlarının yapılması için taşeron firma ararken davalıların tadilat işine talip olduklarını, tadilat yapılırken davalıların her iki müvekkilinin şahsından dosyada bulunan 06.11.2015 tanzim tarihli, 30.11.2015 ödeme günü olan 91.000,00 TL tutarında alacaklısı boş bedelinin ne şekilde ahzolunduğu boş ve yine yetkili mahkeme kısmı ile borçlu adreslerinin boş olduğu senet ile ayrıca yine aynı tanzim tarihli olan 64.000,00 TL tutarında yine aynı şeklide boş olan senedi teminat olarak 06.11.2015 tarihinde verdiklerini, davalıların yapacakları iş karşılığında verilen senetlerden 30.11.2015 vade tarihli senede mahsuben davalılardan …’a müvekkilleri … ve …’ün 33.000,00 TL makbuz karşılığı ödeme yaptığını, işler yapılmadığı için işten el çektirilen davalılardan …’ın senetlerin aslı yanında olmadığı için” iş bu senet aslı tarafımda olup hükümsüzdür senet aslını …’e teslim edeceğim” şeklinde yazarak imzaladığını, ancak senet asıllarının iade edilmeyip tanınmayan 3.kişilere devredildiğini, bu konu hakkında Cumhuriyet Savcılığında sahtecilik dolandırıcılık dosyası ile soruşturmanın devam ettiğini, tanıkların da dinlenmediğini, eksik inceleme sonucu karar verildiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, menfi tespit istemine ilişkin olup mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacılar ile davalılar arasında yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı, dava konusu edilen bonoların Ankara 24.İcra Müdürlüğünün 2016/5801 ve 2016/5802 sayılı dosyalarında davalılardan … tarafından davacılar aleyhinde takibe konulduğu, bonolara ilişkin olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına davacı tarafça yapılan şikayet sonucunda 2016/48488 sayılı dosyasında davalılar haklarında yapılan soruşturma sonucunda verilen takipsizlik kararının itirazen kaldırıldığı ve 2016/161619 soruşturma sırasına kayıtla devam eden soruşturma sonucunda ihtilafın hukuki nitelikte olduğu gerekçesiyle 20/12/2019 tarihli kararla kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmiş olduğu hususları belirlidir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmış ve icra takiplerine konu olan bonolar nedeniyle davacıların davalılara borçlu olmadığının tespiti talep edilmiş olup, mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacılardan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve ödenen başvuru harcının kendileri üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 13.09.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Başkan…

Üye…

Üye…

Katip…