Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2022/43 E. 2022/316 K. 18.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
…..
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/10/2019
NUMARASI :…..

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 18.03.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 18.03.2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davada mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine mahalline gönderilen dosya gelmiş olmakla yapılan incelemede;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili ; Müvekkil şirket ile davalı firma arasında müvekkilinin taahhüdü altında yapılan … ……… derslikli ilköğretim okulu 24 derslikli lise, cami, ticaret merkezi inşaatı işi için 30/05/2011 tarihinde … alım sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğince verilmesi gereken teminatlar ve her türlü ödemenin davalıya yapıldığını, davalının edimini doğrudan değil … ……Ltd Şti. aracılığı ile ifa etmeye çalıştığını, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 05. maddesinde nakliye, pompa ve genel giderler fiyata dahil olmak üzere KDV hariç C 25 betonun fiyatının 87,00 TL/m3, C 20 betonun fiyatının 84,00 TL/m3 ve C 16 betonun fiyatının 80,00 TL/m3 olup … fiyatlarındaki değişiklikler hariç birim fiyatın işin tamamlanmasına kadar geçerli olduğu, … fiyatlarındaki fiyat artışı dışında fiyat farkı verilmeyeceğinin, sözleşmenin 4/12. maddesinde pompa birim fiyata dahil olup ayrıca ödeme yapılmayacağının, 4/23. maddesinde işverenin toplam … ihtiyacının 15.000 m3 betonun 2012 yılına sarkması halinde aynı şartların geçerli olduğunun kararlaştırıldığını, işin devamı sırasında davalı şirketin keşide ettiği 26/03/2012 tarihli ihtarnameyle sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini, sözleşmenin feshinden sonra müvekkili şirketin başka bir firmadan daha yüksek fiyatla … almak zorunda kaldığı gibi ayrıca pompa ücreti ve mobil … ücreti ödemek zorunda kaldığını, sözleşmenin feshinden kaynaklı işin gecikmesi vs.nedenlerle idare nezdinde oluşan zararlardan kaynaklı talep haklarının saklı olduğunu, müvekkili şirketin sözleşmenin feshinden sonra 18/05/2012, 24/05/2012, 09/07/2012, 09/08/2012, 10/08/2012, 24/11/2012 ve 01/12/2012 tarihli faturalarla … ……Ltd.Şti’den … ve pompa hizmeti almak zorunda kaldığını, aynı şekilde 07/06/2012 tarihli fatura ile de … ……Ltd.Şti’den mobil … hizmeti satın aldığını, bu nedenle müvekkilinin zarara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile sözleşmenin haksız feshinden kaynaklı oluşan 10.000,00TL zararın ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiş, 14.11.2017 havale tarihli ıslah dilekçesi ile davadaki talebini 79.153,22TL’na yükselterek bu miktarın dava tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; Taraflar arasında … … …….. derslikli ilköğretim okulu 24 derslikli lise, cami, ticaret merkezi inşaatı işi için 30/05/2011 tarihinde … alım sözleşmesinin imzalandığını, davacının iddialarının asılsız ve mesnedsiz olduğunu davacı tarafından müvekkili şirket aleyhine Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/303 esas sayılı dosyasında aynı sözleşmeye dayanılarak fazla ödeme iddiası ile 350.975,49 TL’nın istirdaden tahsili istemiyle dava açıldığını, davanın 03/07/2014 tarihinde müvekkili şirket lehine sonuçlandığını, bu nedenle derdestlik nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davacının iddia ettiği üzere ortada haksız bir feshin kesinlikle olmadığını, davacının profesyonellikten uzak tavırları ile ödemeleri devamlı surette geciktirmesi, plansız döküm ve siparişler nedeniyle müvekkilinin mağdur olduğunu ve haklı olarak sözleşmeyi feshettiğini, müvekkili şirketin sözleşme gereğince edimlerini eksiksiz ve hatasız yerine getirmesine rağmen yaptığı işin parasını alamadığını, feshe kusuru ile davacının neden olduğunu bu nedenle işi başka firmalara yaptırmasından kaynaklı zarar taleplerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; Davanın, sözleşmenin gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemiyle açılan tazminat davası olduğu, taraflar arasında davacının taahhüdü altında yapılan … … … 896 adet konut, birer adet 32 derslikli ilköğretim okulu, 24 derslikli lise, camii, ticaret merkezi inşaatı işi için 30/05/2011 tarihinde … alım sözleşmesi imzalandığının çekişme konusu olmadığı, davalı tarafından sözleşmenin gereğinin yerine getirilip getirilmediği, feshin haklı olup olmadığı ve sözleşme gereği yerine getirilmemiş ise bundan davacının zarara uğrayıp uğramadığı, zarar miktarının ne olduğu hususlarının çekişmeli olduğu, Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/303 esas sayılı dosyasında davacı … …… Ltd. Şti. tarafından davalı … ……AŞ. aleyhine … … 896 adet konut, birer adet 32 derslikli ilköğretim okulu 24 derslikli lise, camii, ticaret merkezi inşaatı işi için davalı tarafa yapılan fazla ödemenin iadesi talebiyle alacak davası açıldığı, mahkemenin 2012/303-2014/457 sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği, hükmün Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2015/550- 6308 sayılı ilamı ile bozulduğu, dava dosyasının bozma sonrasında 2016/401 esas numarası aldığı ve mahkemece 01.11.2017 tarihinde fazla fatura edilen … tutarı olan 105.528,70 TL nin davalıdan tahsiline karar verildiği, fazla ödenen bedellerin iadesi talebi ile davanın açıldığı ve eldeki dava yönünden derdestlik itirazının yerinde olmadığı, bu nedenle derdestlik itirazının reddi gerektiği, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davalı tarafından sözleşmenin müvekkili şirketin sözleşme gereği edimlerini yerine getirdiği, taahhütlerini tamamladığı ancak sözleşme süresince basiretli bir tacir gibi davranılmadığından davalı şirketin mağdur olduğu, 17.01.2012 – 31.01.2012 ve 06.02.2012 tarihlerinde gönderilen ihtarnamelerde, asılsız bazı suçlamalara değinildiğinden ortada karşılıklı güvensizlik yaratan hususlar oluştuğu bildirerek sözleşmesinin fesih edildiğinin ihtar edildiği, ihtarda somut belgelere ve nedenlere dayanılmadığı, davacı şirketin sözleşme gereğince ödemelerini sözleşmeye uygun şekilde ve zamanında yaptığı, aksaklıkların davalı şirkete bildirilmiş olmasının aksaklıkların giderilmesi için gerekli olduğu, sözleşmenin tek taraflı feshi için haklı sebep oluşturamayacağı, bu nedenle sözleşmenin haklı nedenle tek taraflı feshine ilişkin şartların oluşmadığı ve sözleşmenin haksız feshi nedeniyle davacının 79.153,22 TL zarara uğradığı, her ne kadar davacı tarafından dava belirsiz alacak davası olarak nitelendirilerek 15.11.2017 tarihli değer arttırım dilekçesi ile talep arttırarak 79.153,22TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş ise de davacının sözleşmenin feshinden sonra dava dışı şirkete yaptığı ödemeler ile pompa kurulum hizmeti nedeniyle ve mobil … hizmeti nedeni ile yaptığı ödemeler belirli ve hesaplanabilir olduğundan ve bu nedenle davanın belirsiz alacak davası olarak kabul edilemeyeceği, kısa karardaki ıslah edilen kısma ilişkin yazılan miktarın daktilo hatasından kaynaklandığı ve HMK’nın 304/1 maddesi gereğince gerekçeli kararda bu hususun düzeltildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 79.153,22TL’nın 10.000,00TL’lık kısmının dava tarihinden 69.153,22TL’lık kısmının ıslah tarihi olan 15.11.2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davada 06.10.2017 tarihli bilirkişi raporuna karşı itirazlarını 02/11/2017 tarihli dilekçeleri ile sunmalarına ve 08/06/2018 tarihli celse ara kararı 3 nolu bendinde bilirkişi ek raporu alınmasına karar verilmesine rağmen bu ara karardan da dönülmediğini ve rapor da alınmadığını, müvekkilinin bu nedenle adil yargılanma ve savunma haklarını etkin bir şekilde kullanamadığını, baştan aşağı sakat olan önceki rapora dayanılarak hüküm kurulduğunu, zira belgeler toplanmadan ve dosya ikmal etmeden dosyanın bilirkişiye gönderildiğini, delilleri arasında tanık olduğu halde tanıklarının dahi dinlenmediğini, esasa ilişkin olarak da mahkeme kararının yerinde olmadığını, feshin haklı sebebe dayandığını, davacının profesyonellikten uzak tavırları ile ödemeleri devamlı surette geciktirmesi, plansız döküm ve siparişler nedeniyle müvekkilinin mağdur olduğunu ve haklı olarak sözleşmeyi feshettiğini, davacıdan alınan teminat mektubu ve çeklerin davacı şirketin müvekkili şirkete olan borcuna karşılık alındığını, müvekkili şirketin sözleşmenin aksine vadesinden daha uzun süreli verilen çekler için dahi vade farkı almadığını, bu hususun iyiniyetli ve çözüm yanlısı müvekkili şirketçe hiçbir şekilde gündeme getirilmediğini, müvekkili şirketin mektuplarının süresinin dolmak üzere olduğu, kalan borç kadar teminat mektubu sürelerinin uzatılması ve eksik olan çeklerin gönderilmesi hususunda defalarca sözlü ve yazılı uyarılarda bulunduğunu, buna rağmen davacının kendisinden fazla tahsilat yapıldığı, alacağının olduğu gibi çeşitli asılsız iddialarla ödeme yapmadığını, teminat mektubu ve çek gönderilmediğini, müvekkilinin yaptığı işin parasını alamadığını, müvekkilinin bu konuda da mağdur olduğunu, Bakırköy 14. Noterliğinin …. yevmiye nolu 26.03.2012 tarihli fesih beyanı ile müvekkili şirketin sözleşmeyi fesh etmiş olmasına rağmen davacının müvekkiliyle hala çalışma isteğinde olduğunu yazılı olarak beyan ettiğini ve bu yazının delil listesinde bulunduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında, davacının taahhüdü altında yapılan … … … …… derslikli ilköğretim okulu, 24 derslikli lise, cami, ticaret merkezi inşaatı işi için 30/05/2011 tarihinde hazır … üretimi sözleşmesi akdedildiği ihtilafsız olup davacı yüklenici, davalı ise taşerondur.
Sözleşmeye göre, sözleşmede yazılı cinslerde belirtilen hazır betonların davalının … santralinde üretilerek davacının istemiş olduğu betonların idareyle yapılan sözleşme doğrultusunda teknik şartnamelere uygun şekilde teslimi işi davalı yanca üstlenilmiştir.
Davacı yüklenici … …… Ltd. Şti. tarafından davalı taşeron … ……AŞ. aleyhine Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/303 esas sayılı dosyasında açılan davada davacının … … … ilköğretim okulu, 24 derslikli lise, cami, ticaret merkezi inşaatının … döküm işlerinin yapımı konusunda davalı taşeron ile 30.05.2011 tarihli … alım sözleşmesi imzaladıkları belirtilerek davalının sevk irsaliyelerinde … miktarını fazla göstererek fazla bedel tahsil ettiğini ileri sürerek yapılan fazla ödemenin ticari temerrüt faizi ile davalıdan tahsilini talep ettiği, mahkemenin 2012/303-2014/457 sayılı kararı ile fazla ödeme olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, kararın temyizi üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2015/550E- 6308K sayılı 10.12.2015 tarihli ilamı ile bozulduğu, dava dosyasının bozma sonrasında 2016/401 esasına kaydedildiği, mahkemece bozma ilamına uyulduğu ve yargılama sonucunda alınan bilirkişi raporu doğrultusunda mahkemece 01.11.2017 tarihli kararla davanın 105.528,70 TL üzerinden kısmen kabulüne karar verildiği, kararın taraf vekillerince temyizi üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2018/2917E-2019/876K sayılı 28/02/2019 tarihli ilamı hükmün onandığı ve 2019/2185E-2020/569 K.sayılı 17/02/2020 tarihli ilamla davalı vekilinin karar düzeltme talebinin reddedilmiş olduğu belirlidir.
Mahkemece yapılan yargılamada, davalının ticari defterlerinin incelenmesi hususunda talimatla SMMM bilirkişiden alınan 28/03/2016 tarihli rapor sonrasında, inşaat mühendisi, hesap uzmanı ve mali müşavirden oluşan üç kişilik bilirkişi heyetinden 06/10/2017 tarihli bilirkişi raporu alınmış ve mahkemece bu rapora dayanılarak hüküm kurulmuştur.
Yargıtay yerleşik içtihatlarında da kabul edildiği üzere bilirkişi raporuna itiraz edilmesi durumunda teknik itirazların karşılanması yönünde ek rapor alınması gerekir. Mahkemece 08/06/2018 tarihli duruşma ara kararı gereğince bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verildiği halde ek rapor alınmadığı gibi davalı vekilinin ek rapor alınması konusundaki talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar da oluşturulmamıştır.
Bu durumda, eser sözleşmesi kapsamında taraf iddia ve delilleri, kesinleşen dava dosyası, davalının rapora itirazları da değerlendirilecek şekilde tarafların sözleşmedeki öncelikli edimleri ve ifada tarafların sözleşmeye aykırı davranışlarının bulunup bulunmadığı hususları incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı olarak hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, esası incelenmeksizin mahkeme kararının HMK.’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,
2-Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01.10.2019 gün ve 2014/834 E., 2019/725 K. sayılı kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-Davalı tarafça yatırılan 337,93 TL ve 1.013,80 TL olmak üzere toplam 1.351,73 TL peşin istinaf karar harcının istek halinde davalıya iadesine,
5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderleri ile ödediği başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak 18.03.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
……