Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2022/4 E. 2022/1 K. 06.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 26.10.2021
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
TALEP KONUSU : İhtiyati Tedbir

KARAR TARİHİ : 06.01.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 06.01.2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece, ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen karara karşı süresi içinde ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili;Müvekkili ile davalı şirket arasında 08/04/2020 tarihinde ……. Bazında Temini Sözleşmesinin imzalandığını, müvekkilinin sözleşme gereğince edimlerini eksiksiz yerine getirdiğini, davalının ise yapması gereken ödemeleri zamanında yapmadığını ve ana sözleşmede kararlaştırılan ödeme planına sadık kalmayarak, haksız olarak müvekkili şirketin mağduriyetine sebebiyet verdiğini ve projenin devamlılığına engel teşkil eden tutumları neticesinde işçi maaşlarının ödenemediğini, sahada işlerin yavaşladığını ve hatta projenin durma noktasına geldiğini, davalı şirketin 10/08/2021 tarih ve 20623 yevmiye sayılı ihtarname ile belirlenen sürede işin bitirilip teslim edilemediğinden bahisle sözleşmeyi tek taraflı ve haksız feshettiğini, santralin 21.12.2020 tarihi itibariyle EPDK tarafından geçici kabulünün yapıldığını ve daha sonra işletmeye geçtiğini, müvekkili şirketin talebi üzerine Çine Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/10 D.İş. sayılı dosyasında yapılan tespit sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda işin tamamlanma oranının yaklaşık %98 civarında olarak belirlendiğini, sözleşmenin fesih tarihine kadar müvekkili şirketin ödenmeyen faturaların tutarı olan 9.623.766,46TL davalıdan alacaklı olduğunu belirterek fazla hakları saklı olmak üzere 100.000,00 TL alacağın ticari reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiş, davalı şirketin, müvekkili şirketi santral alanından çıkardığını, müvekkili şirketin santral sahasına ve depolarına alınmadığına ilişkin kolluk tarafından alınan tutanakların sunulduğunu, santral sahasında müvekkili şirket tarafından yapılan ve fatura karşılıkları ödenmeyen yapı ve ekipmanların zarar görme ve kaybolma ihtimalinin bulunduğunu, aynı zamanda makine ve ekipmanların davalı şirket tarafından satışının yapılacağı yönünde çok ciddi duyumlar aldıklarını, aynı zamanda santralde müvekkili şirket tarafından oluşturulan ekipmanların kullanılmamış ve yeni olduklarını, ancak bu ekipmanların kullanılmasının onları ikinci el ekipman durumuna getirip değerinde önemli ölçüde azalma meydana getireceğini ve bu nedenle de çok daha büyük zararlara uğranılacağını belirterek santralde bulunan ve müvekkili tarafından yapılan tüm ekipmanların, mühürlenmesine ve gerekirse yediemin sıfatı altında santralde koruma altına alınması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince: Davanın, para alacağına ilişkin olarak açıldığı ve hakkında ihtiyati tedbir istenen mal varlığının dava konusu olmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme ara kararında davanın para alacağına ilişkin olarak açıldığı ve hakkında ihtiyati tedbir istenen mal varlığının dava konusu olmadığı yönünde karar verilmiş olsa da, müvekkilinin alacak talebinin sadece sözleşmeden kaynaklanan alacağa değil, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmek maksadı ile müvekkili tarafından santrallere alınan malzemelerin masraflarından doğan alacağı da kapsayacak nitelikte olduğunu, uyuşmazlık konusunun kaynağını sözleşmeden kaynaklanan sorumlulukların yerine getirilmemesi oluşturmakta iken tedbir talebinde bulunduklarını, müvekkili tarafından ödemeleri yapılan ekipmanlar için istenen tedbir talebinin dava konusundan ayrı tutularak talebin reddi yönünde karar verilmesinin doğru olmadığını, kaldı ki dava dilekçesi ekinde mahkemeye sundukları delillerin, müvekkili şirketin alacağının varlığına ve muaccel olduğuna kanaat oluşturacak nitelikte belgeler olduğunu, işbu sebeple, mahkemece nihai karar verildiğinde müvekkilinin alacağının tahsilinin imkansız hale geleceğini, bu nedenle ihtiyati tedbir talebinin kabulü gerektiğini, tedbir taleplerinin somut olarak hangi sebebe ve delillere dayandığının açık olduğunu, emsal yargı kararları doğrultusunda, müvekkili şirketin sözleşmeden kaynaklanan alacağının varlığı ve muaccel olduğu noktasında yaklaşık ispat koşulunun sağlanması, davalı şirketin sergilemiş olduğu kötüniyetli tutumları, sözleşmeden doğan borçlarından dolayı mal kaçırmak maksadı bulunması sebebiyle ihtiyati tedbir talebinin kabulü gerektiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Talep, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasında ihtiyati tedbir istemine ilişkin olup, mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesini önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir (HMK 389).
Mahkemece dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama giderleri ile ödenen istinaf başvuru harcının istinaf talep eden davacı üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1.f maddesi gereğince KESİN olmak üzere 06/01/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

…..