Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2022/398 E. 2022/567 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R


DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit- Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 25/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/05/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit ve alacak istemine ilişkin davada mahkememizce verilen kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi sonucunda verilen bozma kararı üzerine dosya Dairemizin yukarıdaki esasına kayıt edilmekle yapılan duruşmalı inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; taraflar arasında akdedilen 07.03.2015 tarihli sözleşme ile davalının malzemeli olarak inşaattaki kapıların imalat ve montajını yapmayı 2.290.037, 80 TL bedelle üstlendiğini, müvekkilinin iş bedelini dilekçede numara, tarih ve bedelleri yazılı beş adet çek vererek ödediğini, davalının toplam 722.160 TL tutarlı üç adet fatura düzenlediğini, 05.08.2016/13114 yevmiye numaralı ihtarnameyle edimin ifa edilmesi aksi halde sözleşmenin feshedileceğinin ihtar edildiğini, muhatap adreste bulunamadığından tebliğ edilemediğini, sözleşme süresi tamamlandığı ve davalı teslimat yapmadığından 05.01.2017/ 436 yevmiye numaralı ihtarnameyle sözleşmenin feshedildiğini, müvekkilinin .. numaralı 15.12.2016 tarihli 631.736, 60 TL bedelli çek dışındaki tüm çekleri ödediğini öne sürerek müvekkilinin ….. numaralı çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitini ve fazla ödenmiş olan 936.141, 20 TL’nin faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesinde yazılı ve ticaret sicilinde kayıtlı olan adresine çıkartılan, dava dilekçesi ekli davetiyenin adreste tanınmadığından bahisle iade edilmesi üzerine, mahkemece UYAP ekranından sorgulanarak ticaret sicilinde kayıtlı adres olduğu tespit edilip, çıktısı da dosyaya alınmak suretiyle bu adres itibariyle TK 35. madde gereğince dava dilekçesi ekli davetiye usulüne uygun tebliğ edildiği halde davalı cevap dilekçesi sunmamış, yargılama aşamasında tebligatlar bu adres itibariyle TK 35. madde gereğince yapılmıştır.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda özetle; davacının davalı yükleniciye 587.062,51 TL’lik fazla ödemede bulunduğu gibi dava konusu 631.736,60 TL’lik çekten dolayı da davacının davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davaya konu çekten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının davalıya fazladan ödediği 587.062,51 TL bedelin dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan istirdatan alınıp davacıya verilmesine, fazla istemin reddine karar verilmiştir.
Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31.10.2018 tarih ve 2017/292 E-2018/833 K sayılı kararı davalı vekilince istinaf edilmiş olup, Dairemizce yapılan istinaf incelemesinde davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK 353/1.b.2 madde gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine dair verilen 03.03.2021 tarih ve 2019/111 E – 2021/216 K sayılı kararının taraf vekillerince temyizi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 16.02.2022 tarih ve 2021/3470 E – 2022/824 K. sayılı kararında özetle; ” 1) Davacı vekilinin temyiz itirazları açısında yapılan incelemede; Taraflar arasında eser sözleşmesinin bulunduğu ihtilâfsız olup davacı yüklenici davalı taşerondur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinde yüklenicinin görevi eseri sözleşmesine, amacına ve tekniğine uygun tamamlayarak teslim etmek, iş sahibinin görevi ise, sözleşmede kararlaştırılan yükümlülükler varsa bunların yerine getirilmesiyle eserin bedelini ödemekten ibarettir. Eser sözleşmesi imzalandıktan sonra yapılan işlerin yüklenici tarafından yapıldığı karine olarak kabul edilir. Ancak bu karinenin aksi savunulup ispat edilebilir (Yargıtay 15. HD. 16.05.2016 T. 2016/1692 E. 2016/2805 K.) Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince menfi tespit ve fazla ödeme nedeniyle istirdata ilişkin davanın reddine karar verilmiş ise de tahkikat yeterli görülmemiştir. İlk derece mahkemesinin menfi tespit ve istirdat isteminin kısmen kabulü kararı, istinaf incelemesinde yerinde görülmeyerek her iki talebinde reddine karar verilmiştir. İstinaf, ilk derece mahkemesince verilen kararların maddi vakıa incelenmesi ve hukuki denetiminin yapılması suretiyle, hataların düzeltilmesi faaliyetidir. Somut olayda, davalı tarafa Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebligat yapılarak yargılama tamamlanmış ve davanın kabulüne karar verilmişse de, davalı tarafın istinaf aşamasında, delilleri toplanmadan karar verildiğine dair itirazları, ile HMK’nın 222/1. fıkrası gereğince mahkemenin kendiliğinden ticari defterlerin incelenmesine karar verebileceği, hükmü dikkate alındığında İstinaf Mahkemesince, ilk derece mahkemesinde incelenmeyen davalı tarafın ticari defter ve kayıtları celp edilerek, bilirkişiye tevdi edilmek suretiyle davacı defterleri üzerinde HMK m. 222. madde çerçevesinde inceleme yaptırılmaması doğru görülmemiştir. Mahkemece yapılacak iş, iki tarafında ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak davalının yaptığı iş miktarı ile davacının yaptığı ödemeler karşılaştırılarak sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir. Yeterli araştırma yapılmadan eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamış, kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 2)Bozma nedenine göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek …
” görülmediği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamı taraf vekillerine tebliğ edilmiş, bozma sonrası Dairemizce duruşma açılarak tarafların bozma ilamına karşı beyanları alınmış, davacı vekili bozma ilamına uyulmasına, davalı vekili önceki kararda direnilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Yargıtay bozma ilamına karşı Dairemizin 03.03.2021 tarih ve 2019/111 E, 2021/216 K sayılı önceki kararında direnilmesine karar verilmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit ve alacak taleplidir.
Taraflar arasında 07.03.2015 tarihli, “SATIŞ SÖZLEŞMESİ” başlıklı sözleşmenin akdedildiği çekişmesiz olup, davalı yüklenicinin iç kapı ve aksesuarlarını malzemeli olarak imal etmeyi ve montajını yapmayı üstlendiği ve iş bedelinin 2.290.037,80 TL olarak belirlendiği, sözleşmenin 6. maddesinde ek keşif özetine göre ürünler ait oldukları bloklar ve her grup için KDV dahil toplam iş bedelleri de gösterilerek 5 grupta listelendiği, sözleşmede iş bedeli için senet verileceği kararlaştırılmamış olmakla birlikte davacı iş sahibinin bu listede her grup için belirlenen iş bedeli kadar olmak üzere beş adet çek verdiği, davacının keşide ettiği 05.08.2016/13114 yevmiye numaralı ihtarnamede iş bedeline karşılık bir kısım nakdi ödeme yapıldığını, ayrıca gayrimenkul devri gerçekleştirildiğini, ancak kararlaştırılan edimlerin ifa edilmediğini belirterek tebliğden itibaren 7 gün içerisinde imal ve montajın tamamlanmasını ihtar ettiği, tebligatın muhatabın adresinin değiştiği ve yeni adresinin tespit edilemediğinden bila tebliğ iade edildiği, davacının ….. yevmiye numaralı ihtarnamede ise iş bedeli karşılığı tapu bilgileri yazılı üç adet taşınmaz ile banka, numara, keşide tarihi ve bedelleri yazılı beş adet çek verildiği halde edimlerin ifa edilmediğini, sözleşmenin feshedildiğini bildirerek belirtilen gayrimenkullerle çek bedellerinin ve varsa ödenmeyen çeklerin iade edilmesini ihtar etmiştir.
Sözleşme kapsamındaki işlerin tamamlanmış olduğu keşfen belirlenmiştir. Uyuşmazlığın çözümü tamamlandığı belirlenen işin kim tarafından yapıldığının tespitini gerektirmektedir.
Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereğince eser sözleşmesinde, sözleşme feshedilip yüklenicinin işyerini terk ettiği ya da fesih olmaksızın eksik bırakıldığı yasal delillerle kanıtlanmadıkça asıl olan gerçekleştirilen imalatı yüklenicinin yapmış olmasıdır (15 HD, 07.02.2017, 2016/367, 2017/491).
Somut olayda davacı tarafça işin tamamlanmasına ve sözleşmenin feshine ilişkin ihtarnameler keşide edilmişse de; her iki ihtarnamenin de davalıya tebliğ edilmemiş olduğu, sözleşme feshedilmiş olmakla birlikte davacı tarafın işin eksik bırakıldığı hususunda delil tespiti yaptırmadığı, mahkemece yapılan keşifte sözleşme kapsamındaki işin tamamlandığının belirlendiği, davacının karinenin aksine davalının işi eksik bıraktığını ve işi üçüncü kişilere tamamlattığını yasal delillerle kanıtlayamadığından sözleşme kapsamında yer alan ve keşfen tamamlandığı belirlenen işin davalı tarafından yapıldığının ve davalının sözleşmede kararlaştırılan iş bedeline hak kazandığının kabulü gerektiğinden davanın reddine karar verilmiştir.
Açıklanan nedenlerle davanın reddine dair Dairemizin 03.03.2021 tarih ve 2019/111 E.-2021/216 K. sayılı kararı usul ve yasaya uygun olup, Yargıtay bozma ilamına karşı önceki kararda direnilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.