Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2022/316 E. 2022/921 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/316 – Karar No:2022/921

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/316
KARAR NO : 2022/921

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/11/2019
NUMARASI : 2018/384 E-2019/746 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 29/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/09/2022
Eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davada mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; taraflar arasında akdedilen 28.03.2014 tarihli eser sözleşmesiyle müvekkilinin yaptırmakta olduğu mağaza binasının prefabrike imalat ve montaj işinin davalı şirkete verildiğini, sözleşme gereğince statik ve betonarme hesapları ile projelerin yapım işinin davalı şirketin yükümlülüğünde olduğunu, müvekkilinin ise hazırlanacak projeye uygun olarak temel ve kolon soketlerinin yapılmasını üstlendiğini, davalı şirketin yaptığı projeye göre yapı ruhsatı alınarak inşaata başlandığını, temel demirinin hazırlanması ve montajından sonra çok fazla demir kullanıldığının fark edildiğini, davalı taraf ile görüşüldüğünde kenar kolonlarının altlarındaki zımbalama donatılarının korunmaması gerektiğinin, projeye not düşülmesinin unutulduğunun söylendiğini, ancak durum fark edildiğinde temel donatısının tamamına yakınının kesilip uygulanmış olduğunu, davalı tarafın sorunu çözeceğini belirttiğini, 11.04.2015 tarihinde yeni bir proje gönderdiğini ancak ilk projeye göre yapılmış olan inşaatın eski hale getirilmesi için çaba sarf edilmediğini, müvekkilinin fazladan hiç gereği yokken 50 ton demir kullanılarak zarar uğratıldığının 2015/68 D.iş sayılı dosyada belirlendiğini, davalı tarafın Whatsapp ve e-posta görüşmelerinde zararı kabul ettiğini öne sürerek şimdilik 10.000 TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini dava etmiş; kısmi ıslah ile talebini 69.805,80 TL’ye artırmıştır.
Davalı vekili özetle; mahkemenin yetkisine itirazla 2015/68 D.iş sayılı tespitin de görevli mahkemede yapılmadığını, delil tespitinde ilk projeye göre 212,648 ton demir kullanıldığının belirlendiğini, ancak demirin fazla olduğu yönünde bir tespit bulunmadığını, hazırlanan projenin davacı tarafça onaylandığını, davacının demir maliyetinin fazla olacağını bildirmesi üzerine müvekkili tarafından müşteri memnuniyetini sağlamak ve iddia olunan zararı önlemek için ikinci bir proje hazırlanarak gönderildiğini, yazışmalardan ilk projeye göre demir bağlantılarının yapıldığı ancak betonun henüz dökülmediğinin belirlendiğini, davacının fazla demir kullanılacağını öne sürdüğü ilk projeyi uyguladığını, kendisine gönderilen ikinci projeyi uygulamayarak zarara sebebiyet verdiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince; “Tüm dosya kapsamına göre; aralarındaki 28/03/2014 tarihli eser sözleşmesiyle davacıya ait … parseldeki taşınmaz üzerine yapılacak inşaat işine ilişkin projenin davalı şirket tarafından çizilerek davacı şirkete gönderildiği, inşaatın temel projesinin betonarme statik hesaplarında yapılan hesaplama hatası neticesi davalı şirket tarafından davacı şirketin 45.036 ton fazla demir kullanmasına neden olunduğu, bu şekilde fazladan kullanılan demirin dava tarihi itibarıyla bedeli olan 69.805,80 TL tutarında zarara uğrayan davacının, 6098 sayılı TBK’nun 475. maddesi gereğince bu zararını davalıdan tazminat olarak talep edebileceği sonuç ve kanaatine varıldığı” gerekçesiyle “Davanın KABULÜNE; toplam 69.805,80 TL tazminatın 10.000,00 TL’lik kısmının dava tarihinden, 59.805,80 TL’lik kısmının ise ıslah tarihi olan 30/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, ” karar vermiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunun projelere göre düzenlendiği, sözleşmenin eki olan yapı ön bilgi formu ve sözleşmenin teknik hükümlerinin göz ardı edildiği, sözleşmede kullanılacak demirin niteliği ve yapının kar, rüzgar ve ara kat yükleri gibi niteliklerinin belirlendiği, hazırlanan projenin davacıya onaylanmak üzere verildiği, davacının projeyi belediyeye 19.12.2014 tarihinde onaylattığı, davacının ne kadar demir kullanacağını en geç bu tarihte öğrenmiş olduğu, davacının fazla demir kullanılacağı ve maliyetin fazla olduğu yönündeki talebi üzerine, müvekkilinin 11.04.2015 tarihli 2. projeyi gönderdiği, tespit talebinin 17.04.2015 tarihinde yapıldığı, tespitin ise 21.04.2015 tarihinde yapıldığı ve demirlerin büyük kısmının bağlandığının belirlendiği, davacının 09.04.2015 tarihli e-postada 2. projeyi ısrarla beklediğini belirtmesine ve 2. projeyi 11.04.2015 tarihinde almış olmasına rağmen ilk projeyi 10 gün boyunca uygulayarak kusurlu hareket ettiği, 2. proje uygulanmışsa zararın bulunmadığı, davacının satın aldığı demirlere ilişkin faturasının bulunduğu, bu fiyat üzerinden bedel tespiti gerekirken rayiç fiyat üzerinden değerlendirme yapılmasının doğru olmadığı, ıslah tarihi itibariyle artırılan bedel için zaman aşımı süresinin dolduğu, zamanaşımı definin mahkemece kabul görmediği, nedenleriyle mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat talepli olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda davacı iş sahibi, davalı yüklenici olup, taraflar arasında akdedilen 28.03.2014 tarihli sözleşmede davalı yüklenicinin prefabrike bina yapımını, yine statik hesap ve projeleriyle temel hesap projelerinin hazırlanmasını üstlendiği, temel inşaatının iş sahibi tarafından yapılmasının kararlaştırıldığı, kullanılacak demir, beton ve öngörme halatının nitelikleri belirlenmekle birlikte sözleşmenin 7. maddesinde kar yükü 90 kg/m2, rüzgar yükü 80 kg/m2, deprem bölgesi 2. derece, ara kat hareketleri 750 kg/m2 (asma kat 500 kg/m2), çatı eğimi %12 ve çatı kaplama yükü 12 kg/m2 olmak üzere yapılacak binanın niteliklerinin de belirlendiği, davalı yüklenici tarafından hazırlanan projenin davacı iş sahibi tarafından belediyeye onaylatıldığı, bu projeye göre demir imalatının fazla olduğu ile yeni bir proje hazırlanmasına ilişkin taraflar arasında yazışmalar yapıldığı, bunun üzerine davalı tarafça ikinci bir proje hazırlanarak davacı iş sahibine gönderildiği ve davacı iş sahibinin başlattığı temel inşaatında kullanılan demire ilişkin delil tespiti yaptırdığı anlaşılmaktadır.
Davalı tarafından yapılan ilk projenin sözleşmede kararlaştırılan yapının belirlenen nitelikleri itibariyle davalı tarafından hazırlanan projedeki demir hesabının teknik incelemeye göre hatalı olup olmadığının, bu hesaplama ve imalatın davacı iş sahibi yönünden faydalı imalat niteliğinde bulunup bulunmadığının, revize 2. proje ve hesaplamanın davalının teknik hesap hatası nedeniyle yapılıp yapılmadığı hususunun da sözleşme kapsamı ve taraflar arasındaki yazışmalar gözetilerek belirlenmesi, sonrasında davalının teknik projelendirme ve hesap hatası nedeniyle davacı zararının da oluştuğunun belirlenmesi halinde zararın imalat yapıldığı tarihteki piyasa rayiçleri ile belirlenmesi, davacı kayıtlarıyla fazla kullanıldığı iddia edilen demir yönünden yaptığı harcamaya ilişkin delilleri de değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ve eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun bulunmadığından, kaldırma nedenine göre diğer istinaf nedenleri incelenmeksizin davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK 353/1-a.6 madde gereğince kaldırılmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,
2-) Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 26/11/2019 tarih ve 2018/384 E-2019/746 K
sayılı kararının HMK 353/1-a.6 madde gereğince kaldırılmasına,
3-) Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-) Davalı tarafından yatırılan (200 TL + 54,40 TL + 937,70 TL) 1.192,10 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-) Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve ödenen istinaf başvuru harçlarının ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 353/1-a madde gereğince KESİN olarak 29.09.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır