Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2022/282 E. 2022/900 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/282 – Karar No:2022/900
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/282
KARAR NO : 2022/900

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/04/2019
NUMARASI : 2019/138 E-2019/416 K

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALILAR :
VEKİLİ :

VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 27.09.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 28.09.2022
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine eksiklik nedeniyle mahalline gönderilen dosya ikmalen gelmiş olmakla yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili:Müvekkilinin davalılardan … firması ile alt taşeronluk sözleşmesi imzaladığını, hakediş alacaklarının ödenmediğini, asıl işverenin … A.Ş olup yapım işini … ortak girişiminin üstlenip ortak girişimin … şirketi ile taşeron sözleşmesi akdettiğini,… şirketiyle müvekkili arasında yapılan sözleşme ile de müvekkilinin derz, alçı imalatları, sıva ve boya işlerinin yapımını üstlendiğini belirterek her türlü hakları saklı olmak üzere şimdilik 20.000,00 TL alacağın ticari faizleriyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … …AŞ vekili: Davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yararın bulunmadığını, … Sağlık Kampüsü’nün tasarım detay mühendisliği, tedarik ve yapım işlerini üstlenen…… ile…. arasında 01.02.2018 tarihli M1-M2-M3-M4 Hastane Binaları Alçıpan Bölme Duvar ve Asma Tavan İşleri’nin yapımına ilişkin taşeron sözleşmesinin imzalandığını, bu sözleşme ile Ortak girişimin taahhüdü altında inşaatı devam eden … Sağlık Kampüsü inşaat işlerinin bir kısmının…. şirketine devredildiğini, davacı tarafından….’nın bu işlerin bir kısmını kendilerine devrettiği iddia edilmekteyse de, gerek Ortak girişimin gerekse müvekkili şirketin davacı ile doğrudan kurduğu bir iş ve/veya sözleşme ilişkisi bulunmadığını, davacının taleplerinin muhatabının…. olup davacı ile müvekkili arasında ticari ilişki bulunmadığını, ortak girişimden de alacağı bulunmadığını, müvekkilinin davacı ile… arasındaki sözleşmede ve alacak ilişkisinde kefil ya da garantör de olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini ve dava dışı diğer ortak… firmasına davanın ihbar edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili:Müvekkili şirket ile davacı arasında herhangi bir sözleşme ilişkisinin bulunmadığını işin yüklenicisinin …-… ortak … olduğunu belirterek müvekkili hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince: Davanın alt yüklenici tarafından taşeronluk sözleşmesinden dolayı alt yüklenici … şirketine, yüklenici (… İnşaat AŞ) ve iş sahibi (… )ne karşı açılan alacak davası olduğu, davacının 16 işçisi ile birlikte alt taşeronluk yaptığını hakediş bedelinin ödenmediğini belirterek alacak davası açtığı, dosyaya sunulan sözleşmede…-…….. (yüklenici), … … … Tic. A.Ş alt yüklenici olup … Sağlık Kampüsü Projesi Kapsamında M1-M2-M3-M4 Hastane binaları alçıpan bölme duvar ve asma tavan işlerine ait alt yüklenici sözleşmesi olduğu, sözleşmenin 33. maddesine göre alt yüklenicinin alt yüklenici çalıştırmasının yasak olduğu, davacının alt yüklenicinin alt yüklenicisi olduğu, alt yüklenicinin sözleşmesinde mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işin varlığı ve asıl işin bölünerek alt işverene verilmesinin söz konusu olduğu, davalıların husumet itirazında bulunduğu, sözleşmelerin nispiliği ilkesi gereği sözleşmenin kural olarak o sözleşmede taraf olanları bağlayacağı, sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda davanın taraflarının da sözleşmenin tarafları oldukları, Yargıtay içtihatlarında ve öğretide bu durumun taraf sıfatı olarak adlandırıldığı, uygulamada davacı sıfatının aktif husumeti, davalı sıfatının ise pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirildiği, dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerektiği, taraf sıfatının def’i değil itiraz niteliğinde olması nedeniyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve taraflar ileri sürmemiş olsalar bile mahkemece re’sen nazara alınacağı, işveren … A.Ş’nin, yüklenici … …. San. A.Ş ile sözleşme imzaladığı, … A.Ş nin yapılan iş karşılığı …- …. San. A.Ş iş ortaklığına ödeme yükümlülüğünün olduğu, söz konusu iş ortaklığının da işin bir kısmını alt taşeron olarak … … … şirketine verdiği, … … San. A.Ş de … …. şirketinin yaptığı işe karşılık ödeme yükümlülüğünün ….. şirketine karşı olduğu, bu bakımdan asıl işveren …. A.Ş ve yüklenici firmaların alt yüklenicinin borcundan sorumlu olmayacağı, bu davalılar hakkında açılan davanın asıl davadan tefrik edilerek tensiben husumet yokluğundan red kararı verildiği gerekçesiyle, davalılar …. A.Ş ve … … San. A.Ş. aleyhine açılan davada davanın husumet yokluğundan reddine, (HMK114. 1-d-HMK 115) karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Davalı şirketler yönünden davanın husumet yokluğu sebebi ile reddedildiğini, ancak müvekkilinin alacağı içinde işçilik alacaklarının da bulunduğunu, bu nedenle dahi husumetli olması gerektiğini, müvekkilinin davasının davalı ….Ltd.Şti yönünden Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/824 Esas sayılı dosyasında devam ettiğini, raporun geldiğini, bu raporda da işçilik alacağının tespit edildiğini, dava dilekçesi ekinde sözleşmeyi sunduklarını, bu sözleşmenin 37. maddesine göre müvekkiline ödeme yapılması gerektiğini, bu sözleşmeye göre de davanın husumet yönünden reddi gerekmediğini, davanın davalılar yönünden devam etmesi gerektiğini, husumet yönünden red kararının kanuna aykırı olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, alacak istemine ilişkin olup mahkemece davalılar haklarındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve ödenen başvuru harcının kendisi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 27.09.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…

Üye…

Üye…

Katip…