Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/270 – Karar No:2023/1225
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/270
KARAR NO : 2023/1225
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/12/2021
NUMARASI : 2021/15 E-2021/863 K
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 30/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/11/2023
Eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali talepli davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; taraflar arasında akdedilen 28.02.2008 tarihli taşeron sözleşmesiyle müvekkilinin davalının yüklenicisi olduğu Ankara Turkuaz Vadisi 2. Etap 426 Konut ile Ada İçi ve Çevre Düzenlemesi İnşaatı işi kapsamındaki B2, B2-2, B2-6, B2-8, B2-9, AK ve AK-2 tipi blokların pencere, kör kasa, merdiven korkuluğu, ferforje ve muhtelif demir doğrama işlerini malzemeli olarak belirlenen birim fiyatlarla yapmayı üstlendiğini, 30.06.2008 tarihli ek sözleşmeyle birim fiyatların değiştirildiğini, müvekkilinin işi eksiksiz yapmasına rağmen davalının süresinde ödeme yapmadığını, müvekkilinin zarara uğradığını, vade farkı faturası düzenlediğini, davalının teminatları da iade etmediğini, vade farkı ve teminatların tahsili için başlatılan Ankara 32. İcra Müdürlüğünün 2014/22795 sayılı takibin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu öne sürerek itirazın iptaliyle, takibin devamına, icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili özetle; sözleşmede vade farkı kararlaştırılmadığını, davacı hakedişlerinin TOKİ pursantajına göre yapıldığını, davacı sorumluluklarını yerine getirmediğinden kesin hesabın yapılamadığını, davacının teslimde geciktiğini, kesin hesapta gecikme cezasının da gözetileceğini, TOKİ tarafından düzenlenen kesin kabul eksikleri tutanağında eksik ve kusurlu işlerin listelendiğini, müvekkilinin bu eksiklikleri dava dışı bir şirkete giderttiğini, bu kapsamda davacının üstlendiği işlerin de olduğunun düşünüldüğünü, davacının teminatın iadesi için sözleşmede kararlaştırılan şartların hiçbirini yerine getirmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; “Dava, taraflar arasındaki taşeron sözlemesi uyarınca davalının hak edişleri zamanında ödemediği iddiasıyla düzenlenen vade farkı faturasının ve davalı yanca kesinlen teminatların tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İddia, savunma, toplanan deliller, Ankara BAM 27. HD’nin karar ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; taraflara arasındaki uyuşmazlığın davacının hak ediş bedellerinin zamanında ödenmemesi nedeniyle vade farkı talep edip edemeyeceği ve davalı tarafça sözleşme kapsamında kesilen teminatların iadesinin gerekip gerekmediği noktasında toplandığı, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre vade farkının temerrüt faizi niteliğinde olmadığı, hak edişlerin zamanında ödenmemesi nedeniyle temerrüt faizi talep edilebileceği ancak vade farkının sözleşmede hüküm bulunması ya da taraflar arasında bu yönde bir teamül varsa istenebileceği, taraflar arasındaki sözleşmede vade farkı istenebileceğine dair hüküm bulunmadığı gibi taraflar arasında bu yönde bir teamül de bulunmadığından davacının vade farkı talebinin yerinde olmadığı, öte yandan taraflar arasındaki sözleşmenin 13. maddesine kesinlen teminatların iadesi şartlarının düzenlediği, madde sayılan diğer şartların gerçekleştiği dosya kapsamından sabit olmakla birlikte, SSK’dan ilişiksiz belgesinin davalıya verilmesi şartının yerine getirilmediği, Ankara BAM 27. HD’nin 2018/1501 E.-2020/1266 K. sayılı karar ilamı ile Mahkememiz kararının kaldırılması üzerine yapılan yargılamada gerek SGK gerekse dava dışı TOKİ’ye yazılan müzekkerelere verilen cevaplardan davacı tarafça alınmış bir ilişiksiz belgesinin bulunmadığı anlaşılmakla, davacının SGK ilişiksiz belgesi alarak davacıya teslim ettiğine dair iddiasını ispatlayamadığı kanaatine varılmıştır. Her davanın açıldığı tarihteki şartlara göre haklılık durumunun belirlenerek sonuçlandırılması gerekir. Bu ilkenin yasal düzenlemelerden doğan bazı istisnaları da vardır. Bunlardan biri olan itirazın iptâli davaları ise icra takibine bağlı davalardan olduğundan, dava tarihi değil, takip tarihine göre karar verilir. Bunun sonucu olarak icra takibinden sonra meydana gelen olaylar re’sen gözetilmesi gereken ödeme gibi durumlar dışında, itirazın iptâlinde haklılık durumunun tespitinde dikkate alınmaz. Bu nedenledir ki takip tarihinde muaccel olmayan bir alacağın, dava tarihinde veya dava tarihinden sonra muaccel hale gelmiş olması alacaklı lehine hüküm kurulmasına neden olmaz (bkz. Yargıtay 15.HD’nin 2015/3241 E.-2016/2839 K. sayılı ve 17.05.2016 tarihli ilamı). Buna göre, her ne kadar davacı tarafından SGK Ankara Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Ulucanlar Sosyal Güvenlik Merkezi’nin davacı şirketin borç kaydı bulunmadığına ilişkin yazısının ilişiksiz belgesi niteliğinde olduğu ve teminatın iadesi koşullarının oluştuğu ileri sürülmüş ise de; yukarıda açıklandığı üzere takip tarihi itibari ile SGK’dan alınarak davalıya sunulmuş ilişiksiz belgesi bulunmadığı, kaldırma kararında da SGK ilişiksiz belgesi alınarak davalıya teslim edildiğine dair iddianın değerlendirilmesi gerektiğine işaret edildiği, davacının teminatın iadesi talebi yönünden de davalının icra takibine itirazında haklı olduğu gözetilerek teminatın iadesi koşullarının icra takip tarihi itibari ile oluşmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir. Her ne kadar davacı icra takibi yapmakta haksız olsa da kötü niyetli sayılmayacağından davalının kötü niyet tazminat talebinin de reddine karar” vermek gerektiği gerekçesiyle “davanın ve davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar vermiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sözleşmenin 13. maddesinde iş bedelinin %10’u tutarında teminat verilmesi ile hakedişten %6 oranında kesinti yapılması ile kesin hesap, kesin hakediş ve kabul işleminin tamamlanması durumunda teminatların serbest bırakılacağının kararlaştırıldığı, müvekkilinin sözleşme ve ek protokol uyarınca tüm yükümlülüklerini ayıpsız ve eksiksiz olarak yerine getirdiği, dava dışı idarenin işin kesin kabulünü yaptığı, davalının hakedişleri süresinde ödememesi üzerine müvekkilinin vade farkı faturası düzenlemek zorunda kaldığı, teminatların iade edilmediği, başlatılan icra takibinin haksız itiraz sonucu durduğu, yargılama sonucu mahkemece verilen davanın reddine dair kararın istinafı üzerine BAM 27. HD’nin SGK ilişiksiz belgesinin davalı tarafa teslim edildiğine dair iddianın değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle kaldırma kararı verdiği, iş sahibi TOKİ’nin kesin kabulü yapmış olmasının belgenin sunulduğunu gösterdiği, elden takipli yazı üzerine SGK’nin müvekkilinin borçlu olmadığını bildirdiği, teminatın iadesi koşullarının oluştuğu nedenleriyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali talepli olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde uyarınca istinaf nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda davacı taşeron, davalı yüklenici olup, davalının dava dışı TOKİ ile yaptığı inşaat işine ilişkin sözleşme kapsamındaki, belirtilen blokların pencere kör kasaları, merdiven korkulukları, ferforjeler ve muhtelif demir doğrama işlerinin malzemeli olarak davacı tarafından yapılmasına dair 28.02.2008 tarihli eser sözleşmesini akdettikleri çekişmesizdir. Birim fiyatlı sözleşmede vade farkına ilişkin düzenleme bulunmadığı, davacının sözleşmeye konu iş bedelinin %10’u tutarında teminat vermesi ile hakedişlerinden %6 oranında nakdi teminat kesintisi yapılmasının, işin sözleşme şartlarında yapılması, kesin hesap, kesin hakediş ve kabul işleminin tamamlanması ile SSK’nın belirlediği işçilik oranları ile tutturulmuş olarak SSK’dan alınacak ilişiksiz belgesinin işverene teslim edilmesi vd. koşuluyla teminatların iadesinin kararlaştırıldığı, TOKİ’nin yazı cevaplarına göre davalı ile TOKİ arasında kesin kabul tutanağının 17.05.2012, kesin hesap raporunun 20.12.2012 ve kesin hakediş raporunun 22.02.2013 tarihinde düzenlendiği, TOKİ’de davacı ile ilgili belge bulunmadığı, davacının TOKİ tarafından resmi olmayan alt taşeron olarak değerlendirildiği, SGK ile yapılan yazışmalardan davacı adına sözleşmeye konu işin yapıldığı yerde açılmış iş yeri kaydının bulunmadığı, davalı vekilinin 09.12.2021 tarihli dilekçesinde davacının vade farkı talep edemeyeceği ve SGK ilişiksiz belgesi sunmadığı belirtilerek mahkemece SGK ilişiksiz belgesi sunulduğunun kabulü halinde takip talebindeki vade farkı ve vade farkı faiziyle teminat alacağı faizinin reddine, 11.718,62 TL teminat alacağı talebinin kabulüne ve davacı nedeniyle müvekkilinin SGK riskinin bulunmadığını belirleyen belgenin ibraz tarihinden itibaren faize karar verilmesi gerektiğinin beyan edildiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmede vade farkı uygulanacağına ilişkin düzenleme bulunmadığından ve taraflar arasında vade farkı uygulanmasına ilişkin teamül bulunduğu öne sürülüp, kanıtlanamadığından takip talebindeki vade farkına ilişkin asıl alacak ve işlemiş faiz talebi yerinde olmadığından bu alacak kalemlerine ilişkin taleplerin reddine; SGK ve TOKİ’den yapılan araştırmada davacı adına sözleşme kapsamındaki işin yapıldığı yere dair ayrı bir iş yeri kaydı bulunmadığı anlaşıldığından ve davalı tarafça da davacı adına ve hesabına SGK’ye ödeme yapıldığının ve TOKİ tarafından yapılan kesin hakedişte davacının üstlendiği işler nedeniyle teminatlarından kesilecek bir alacak bulunduğu hususu savunulup, kanıtlanamadığından takibe konu 11.718,62 TL teminatın iadesi koşulları oluştuğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulü ile teminata ilişkin 11.718,62 TL asıl alacak üzerinden takibin, takip talebinde yazılı koşullarla devamına, fazlaya dair talep ile tarafların icra inkar tazminatı ve kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine karar vermek gerekirken hatalı değerlendirmeyle davanın reddine karar verilmesi dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK 353/1-b.2 madde gereğince kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne dair yeniden hüküm tesisine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,
2-) Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20/12/2021 tarih ve 2021/15 E – 2021/863 K
sayılı kararının HMK 353/1.b.2 madde gereğince kaldırılmasına,
3-) Davanın kısmen kabulü ile,
Davalının Ankara 32. İcra Müdürlüğü’nün 2014/22795 sayılı takibine vaki itirazının kısmen iptaline, takibin 11.718,62 TL asıl alacak üzerinden takip talebindeki şartlarla devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine,
Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
4-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 800,50 TL karar ve ilam harcından yatırılan 419,16 TL harcın mahsubu ile bakiye 381,34 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
5-) Davacı tarafından yatırılmış olan 27,70 TL başvurma harcı ile 419,16 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-) Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 11.718,62 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-) Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 17.900 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
😎 Davacı tarafından yapılan 673,13 TL posta ve tebligat gideri, 1.500 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.173,13 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 733,93 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-) Davalı tarafından yapılan 10 TL posta/tebligat gideri ile 400 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 410 TL’nin davanın ret oranına göre hesaplanan 271,53 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
10-) HMK 333. madde gereğince taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran ilgili tarafa iadesine,
İstinaf incelemesi yönünden;
11-) Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
12-) Davacı tarafından ödenen 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 85,30 TL dosya posta masrafı olmak üzere toplam 306 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-a madde gereğince KESİN olarak 30.11.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Başkan
e-imzalıdır
Üye
e-imzalıdır
Üye
e-imzalıdır
Katip
e-imzalıdır
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır