Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2022/267 E. 2022/773 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/267 – Karar No:2022/773

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/267
KARAR NO : 2022/773

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/10/2021
NUMARASI : 2021/340 E-2021/690 K

DAVACI :
DAVALILAR :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Hakem Tayini (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 30/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/06/2022
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan hakem tayini istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekili ve davalılardan … vekili, … vekili, … vekili, … vekili, … ve … vekili, … vekili, …, … vekili, …, … ve … vekili,… ve … vekili, … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkili ile … Evleri … ada, … parsel, … ada, … parsel, … ada, … parseldeki arsaların malikleri arasında temsilcileri vasıtasıyla Ankara 24. Noterliği’nin 11.10.2017 tarih, … yevmiye numaralı inşaat yapım sözleşmesi imzalandığını, buna istinaden sözleşme gereğince müvekkilinin gerekli blokları yaparak teslim ettiğini ve blokların geçici kabullerinin yapıldığını, müvekkilinin sözleşme kapsamında alacaklı olduğu miktarların ödenmesi için blok yönetimlerine ve … Kooperatifi başkanlığına kesin hesaplamalarla birlikte birçok kez sözlü ve yazılı olarak bildirimde bulunduğunu ancak bu bildirimlere müvekkilinin olumlu yanıt alamadığını, bunun üzerine itirazın iptali ve alacağın tahsili için Ankara 16.İcra Müdürlüğü’nün 2021/3703 sayılı dava dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu ve itirazın iptali ile alacağın tahsili için sözleşmenin 16.4. Maddesindeki tahkim şartı gereğince 6100 sayılı HMK’daki tahkim çözüm yoluna başvurulduğunu, bu kapsamda tahkim yargılaması için taraflarınca Prof. Dr. …’in hakem olarak seçildiğini, bu hususun ve “1 ay içinde hakeminizi seçip tarafımıza bildirmenizi, aksi halte hakeminizin mahkeme tarafından seçileceğini…” şerhinin davalılara Ankara 16. Noterliği’nin 07.04.2021 tarih, … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile bildirildiğini, davalıların bir kısmı tarafından verilen ihtarname cevabına göre …’ın ikinci hakim olarak seçildiğini ancak davalılardan 16 kişinin ihtarnameye cevap vermediğini veya hakem seçimi yapmayacağını beyan ettiğini, bu nedenle tüm davalılar için ortak bir hakem seçimi yapılamadığını, sonuç olarak taraflar arasında yürütülecek tahkim yargılaması için HMK’nın 416 maddesi gereğince davalılar adına ikinci hakem tayin edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … cevap dilekçelerinde; taraflarınca hakem olarak Sayın …’ın seçilmiş olması nedeniyle davanın reddini, mahkeme aksi kanaatte ise hakem olarak …’ın seçilmesini talep etmişlerdir.
Davalı … ve … vekili; 11.10.2017 tarihli tahkim şartı içeren sözleşmenin müvekkili tarafından imzalanmadığını, müvekkili tarafından da sözleşmeyi imzalamak ve tahkim için özel yetki verilmediğini, tahkim şartının geçerli olmadığını, bu nedenle hakem seçimi talebinin reddi gerektiğini, gönderilen ihtarname üzerine davacıya hakemlerinin isminin bildirildiğini, bu nedenle ikinci kez hakem seçiminin mümkün olmadığını belirterek, sözleşmede dava şartı olan arabuluculuk şartının bulunduğunu, arabuluculuk şartı yerine getirilmeden tahkim için hakem tayini talep edilmesinin hukuken mümkün olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ve …vekilli; müvekkilleri adına daha önce hakem tayin edilmiş olması nedeniyle yargılama giderleri ile vekalet ücretinin taraflarına yüklenmemesini talep etmiştir.
Davalı …; yetkisiz tahkim şartının yasaya aykırı olması sebebiyle davanın reddini talep etmiştir.
Davalı …; davanın reddini talep etmiştir.
Davalı …; öncelikle davanın usulden reddini, Mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili; müvekkili tarafından hakem olarak …’ın seçilmiş olması nedeniyle davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı …vekili; tahkim hususunda kat malikleri kuruluna tahkim yetkisi verilmemiş olduğundan müvekkilleri aleyhinde açılan davanın husumet yokluğundan, kabul görmemesi halinde hukuki yarar yokluğundan reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı …; imzalamadığı, imzalanması hususunda kimseye herhangi bir yetki vermediği inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanan davanın pasif husumet nedeniyle reddini, tarafı için hakem tayin edilmemesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı …; tahkim başvurusu hazırlığı için gönderilen ihtarname tarihinde ve işbu davanın açıldığı anda müvekkilinin kat maliki olmaması nedeniyle davanın pasif dava ehliyeti bulunmaması nedeniyle husumetten reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili; müvekkilinin dava açılmadan evvel kendi hakemini seçmiş ve davacı tarafa bildirmiş olduğundan ve diğer davalılar ile arasında dava arkadaşlığı olmadığından davanın husumet yokluğundan, mahkeme aksi kanaatte ise hukuki yarar yokluğundan reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili; müvekkilinin dava açılmadan evvel kendi hakemini seçmiş ve davacı tarafa bildirmiş olduğundan ve diğer davalılar ile arasında dava arkadaşlığı olmadığından davanın husumet yokluğundan, mahkeme aksi kanaatte ise hukuki yarar yokluğundan reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili; müvekkilinin dava açılmadan evvel kendi hakemini seçmiş ve davacı tarafa bildirmiş olduğundan ve diğer davalılar ile arasında dava arkadaşlığı olmadığından davanın husumet yokluğundan, mahkeme aksi kanaatte ise hukuki yarar yokluğundan reddini talep etmiştir.
Davalı …; davanın usulden reddini, Mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili; dava açılmadan önce … müvekkili tarafından hakem olarak seçildiğinden ve taraflar arasında tahkim sözleşmesi bulunmadığından, davacıların tahkim yargılamasına dayanak gösterdikleri sözleşmenin 11.10.2017 tarihli sözleşmenin 16. maddesinde zorunlu arabuluculuk öngörülmesine rağmen davacılar tarafından arabuluculuğa müracaat etmeden tahkime başvurulduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili; talep ve davanın dayanağını oluşturan sözleşmenin tarafı olmayan ve husumet yöneltilmesine olanak bulunmayan müvekkili yönünden 11.10.2017 tarihli sözleşmenin herhangi bir bağlayıcılığı olmadığı da dikkate alınarak davanın müvekkili yönünden husumetten reddini, talep etmiştir.
Davalı …; davacı ile arasında ilzam edici bir sözleşme olmadığını, davacı tarafından şahsına kesinlikle bir teslim işlemi yapılmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, hakem şartı içeren sözleşmenin kat malikleri tarafından seçilen 6 kişilik icra kurulu ile davacı … Yapı A.Ş arasında imzalandığı, davalıların savunmalarında; sözleşmede yer alan tahkim şartının kendilerine karşı ileri sürülemeyeceğini, zira kendilerinin sözleşmenin tarafı olmadığı gibi sözleşmeyi imzalayan icra kuruluna da tahkim için özel yetki vermediklerini belirttikleri, konuyla ilgili 6100 sayılı HMK’nun 74. Maddesinde; açıkça yetki verilmemiş ise vekilin tahkim ve hakem sözleşmesi yapamayacağı hususunun düzenlendiğini, somut olayda; sözleşmeyi imzalayan icra kuruluna tahkim ve hakem sözleşmesi yapma yetkisi verildiğine dair herhangi bir delil ve belge sunulmadığı gibi sözleşmenin 16. Maddesinde tahkime başvurulmadan önce uyuşmazlığın arabuluculuk yolu ile çözüme kavuşturulması, arabuluculuk yolu ile sorun çözüme kavuşturulmadığı takdirde 6100 sayılı HMK da belirtilen tahkim hükümlerine göre çözüme kavuşturulmasının düzenlendiği, bu usul izlenmeden davacı tarafından hakem tayini talebinin dava konusu sözleşmeye uygun olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tahkim sözleşmelerinde arabuluculuğa başvurma zorunluluğunun bulunmadığını ancak mahkemece eksik incelemeyle hatalı hüküm kurulduğunu, hukuki uyuşmazlıklar arabuluculuk kanuna ek madde 18/A gereğince özel kanunlarda tahkim veya başka bir alternatif uyuşmazlık çözüm yoluna başvurma zorunluluğunun olduğu veya tahkim sözleşmesinin bulunduğu hallerde dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümlerin uygulanmayacağına ilişkin hükümlerin bulunduğunu, söz konusu emredici hükmün zorunlu arabuluculuk halinde dahi tahkim sözleşmesinin bulunduğu hallerde dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümlerin uygulanamayacağı yönünde olup, somut olayda ihtiyari arabuluculuğa başvurma zorunluluğundan bahsedilemeyeceğini, bu nedenle mahkemenin gerekçesinin yerinde olmadığını, ayırca HMK’nın 406.maddesinde mahkemeye tanınan yetkinin belirli olduğunu ve mahkemenin yetkisini aştığını, sözleşmede belirlenen tüm koşulların yerine getirilmesinden sonra davalı taraflarca sözleşmedeki bir maddenin geçersizliğinin ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olduğunu, tahkim sözleşmesinin geçerli olmadığının ileri sürülmesinin çelişkili davranış yasağı teşkil ettiğini, kat malikleri adına imzaya yetkili olmayan kişi tarafından imzalanan sözleşmeye daha sonra imzaya yetkili bir kişinin onay vermesi ve sözleşmeden doğan edimlerin ifa edilmesi halinde tahkim şartının geçerli hale geleceğini, kat maliklerinin sözleşmeden doğan edimler ifa edilirken sözleşmeye icazet verdiğini, tahkim şartının zımni rıza ile kabul edildiğini, sözleşmeye doğrudan kendi adına imza atan blok yöneticilerinin hakem şartının geçersizliğini ve kendilerinin yetkisizliğini ileri sürmelerinin kabul edilemez olup, mahkemece bu husus gözetilmeden hüküm kurulduğunu, gerekçeli kararda muhalefet şerhinde bu hususun belirtildiğini, zeyilname 3 ile davalı kooperatifin taraf haline geldiğini, bu nedenle kooperatif açısından davanın reddi kararının hatalı olduğunu, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken hakem kurulunun yetkisinde olan konular hakkında hüküm verilerek davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, HMK’nın 422.maddesinde tahkim şartının geçersizliği ya da tahkim sözleşmesinin mevcut veya geçerli olup olmadığına dair itirazlar hakkında hakem heyetinin karar verebileceğinin düzenlendiğini, davalıların Yargıtay İGHGK’nın 2019/4 Esas, 2020/1 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararında belirtildiği gibi tahkimi bertaraf etmek için tahkim şartının geçersizliğini ileri sürdüklerini, mahkemenin hakem seçimine karar vermek dışında bir inceleme yapması ve karar vermesi mümkün değilken davanın reddine karar verildiğini, daha önce hakem seçiminde bulunan davalıların yargılama sırasında davanın reddini talep etmelerinin hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğunu, sözleşmeye hakem şartının bizzat davalılar tarafından konulması karşısında yargılama sırasında bu şartın geçersizliğinin ileri sürülmesinin kabul edilemez olduğunu ve sözleşmede imzası olanlar bakımından öne sürülen itirazların hukuki dinlenirliğinin bulunmadığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkil …’ın, hakem tayini isteğinin dayanağı olarak gösterilen ve Ankara 24. Noterliğinde düzenlendiği belirtilen 11.10.2017 tarih ve … yevmiye nolu eser sözleşmesinin tarafı olmadığını, davacı vekilinin istinaf dilekçesine eklediği ana sözleşmenin ve zeyilnamenin de tarafı olmadığını, İcra Kurulu Üyesi olmadığı gibi, İcra Kuruluna yetki veren kat malikleri arasında da bulunmadığını, müvekkilinin, halen ikamet ettiği … Evleri … ada … parsel B9 Blok 4 nolu bağımsız bölümü 25.09.2020 tarihinde önceki maliki …’dan tapuda satış yoluyla devir ve iktisap ettiğini, davacı ile yapılan eser sözleşmesinin ve sonraki zeyilnamelerin tarafı olan taşınmazın önceki maliki …’nın da davalılar arasında olduğunu, sözleşmeden doğan ve taraflarına bir şahsi (nispi) hak bahşeden hak ve alacakların taşınmazın aynına bağlı olmadığı ve mülkiyetin devri ile alıcıya geçmeyeceğini, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini ve tahkim şartının onu bağlamayacağını belirterek müvekkili yönünden davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, bu konudaki karşı oydaki görüşün dosya kapsamına uygun olduğunu belirterek davanın usulden reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; gerekçeli kararın muhalefet şerhinde belirtiliği gibi müvekkilinin icra kurulunda yer almadığı gibi sözleşmeyi imzalayanlar arasında da yer almadığını bu nedenle davanın husumetten reddi gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılarak müvekkili yönünden davanın husumetten reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı şirket arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığını, müvekkili tarafından davacı ile sözleşme yapılması için herhangi birine yetki de verilmediğini, bu nedenle davacı şirket ile bir kısım davalılar arasında bir sözleşme varsa bile bu sözleşmenin müvekkilini bağlayamayacağının açık olduğunu belirterek kararın kaldırılarak, müvekkili açısından davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; Ankara 24. Noterliği’nin 11.10.2017 tarihli sözleşmesinin … Evleri’nde bulunan B1-2-5-6-8-9-10-11,G9,G10 blok yöneticileri arasında yapıldığını, sözleşmede her ne kadar tahkim şartı kabul edilmiş ise de, kat malikleri tarafından bu konuda bir yetki verilmediğini, HMK’nın 74.maddesi gereğince yetki verilmesi gerektiğini, Hukuk Genel Kurulu kararlarının da bu yönde olduğunu, bu nedenle müvekkili hakkındaki davanın husumetten reddi gerektiğini, tahkim şartının geçersiz olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin gerekçeli kararında ve muhalefet şerhinde belirtildiği üzere müvekkillerinin tahkim anlaşmasını içeren sözleşmeyi imzalamadıklarını, bu nedenle müvekkillerinin pasif dava ehliyeti bulunmadığını ve davanın husumetten reddi gerektiğini belirtilerek, mahkeme kararının kaldırılarak, müvekkilleri yönünden davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; gerekçeli kararda muhalefet şerhi bulunduğunu, müvekkilinin sözleşmenin tarafı olmadığını ve müvekkili tarafından imzalanmış bir tahkim sözleşmesi bulunmadığını, tahkim sözleşmesi için özel yetki gerektiğini belirterek, müvekkili hakkındaki davanın husumetten reddi ile taraflar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığından, davalılar vekili lehine red sebebine göre ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı … istinaf dilekçesinde özetle; Davacı tarafından yapılan icra takibinde kendisinin borçlu olarak gösterilmemiş olduğunu, dolayısı ile itirazın iptali istemiyle başvurulan tahkim yolunda da taraf olmasının mümkün olmadığını, bu nedenle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, bağımsız bölümünü takipten önce sattığını, borçla ilgisinin bulunmadığını, bu konuda herhangi bir inceleme yapılmadığını, sözleşmede imzasının bulunmadığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılarak, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili hakkındaki davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, zira müvekkilinin sözleşmenin tarafı olmadığını, sözleşme yapılması için de yetki vermediğini, taşınmazını da 29/09/2020 tarihinde satması nedeniyle bir ilgisinin kalmadığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılarak, müvekkili yönünden davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … istinaf dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmiş ise de, davanın reddi sebeplerinin ve şeklinin hukuka uygun olmadığını, kendisi hakkındaki davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, davacı şirket ile arasında herhangi bir borç ilişkisi bulunmadığını, icra kuruluna temsil yetkisi vermediğini ve davalı sıfatının olmadığını, belirterek, mahkeme kararının kaldırılarak, kendisi hakkındaki davanın husumetten reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilleri yönünden davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, gerekçeli kararda muhalefet şerhinin bu yönde olduğunu, müvekkillerinin sözleşmenin tarafı olmadığı gibi, tahkim kurulunun da tahkim sözleşmesi yapma yetkisinin bulunmadığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılarak, müvekkilleri yönünden davanın husumetten reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili istinaf dilekçesinde özetle; somut olayda müvekkillerini bağlayıcı, geçerli bir tahkim sözleşmesi mevcut olmadığını ve müvekkillerinin anılan sözleşmenin tarafı olmadıklarını, geçerli bir tahkim şartının bulunmadığını, müvekkillerinin taşınmazlarda malik sıfatlarının bulunmadığını, sözleşmeyi imzalayan kat malikleri kuruluna da tahkim yolu için özel bir yetki verilmediğini, gerekçeli kararda geçerli bir şartı varmış gibi sözleşmede belirtilen alternatif uyuşmazlık çözümlerine başvurulması gerektiğinin belirtildiğini, bu nedenle kararın kaldırılarak, müvekkilleri yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkta HMK’nın 416. Maddesi gereğince hakem tayini istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı ve bir kısım davalı ve davalılar vekillerince tarafından istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle talebin tahkim yargılamasında 2. hakemin mahkeme aracılığıyla seçimi istemine ilişkin olmasına, 6100 sayılı HMK’nın 412. Maddesi uyarınca hakem seçimi için mahkemeye başvurulması halinde , mahkemece öncelikle tahkim şartının geçerli olup olmadığının değerlendirilmesinin gerekmesine, tahkim şartının yer aldığı sözleşmelerde öncelikle ihtiyari arabuluculuğa başvurulacağına ilişkin düzenlemenin dava şartı olarak değerlendirilemeyeceği gibi bu yola başvurulmamasının yetki şartını geçersiz kılmayacağının anlaşılmasına, davadaki talep ve kurulan hükmün niteliği dikkate alındığında istinafa gelen davalı ve davalılar vekillerinin husumete ilişkin istinaf nedenlerinin bu aşamada incelenmesinin mümkün bulunmamasına, davalılar yararına tek vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun olduğunun anlaşılmasına göre, davacı vekili ile davalı … vekili, davalı … vekili, davalı … vekili, davalı … vekili, davalılar … ve … vekili, davalı … vekili, davalı …, davalı … vekili, davalı …, davalılar … ve … vekili, davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekili ile davalı … vekili, davalı … vekili, davalı … vekili, davalı … vekili, davalılar … ve … vekili, davalı … vekili, davalı …, davalı … vekili, davalı …, davalılar … ve … vekili, davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcının davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Davalı …’dan alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcının bu davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
4-Davalı …’den alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcının bu davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
5-Davalı …’dan alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcının bu davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
6-Davalı …’dan alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcının bu davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
7-Davalılar … ve …’dan alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcının peşin alınan 59,30 TL+ 59,30 TL olmak üzere toplam 118,60 TL’den mahsubu ile 37,90 TL’nin talep halinde bu davalılara iadesine,
8-Davalı …’dan alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcının bu davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
9-Davalı …’dan alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcının bu davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
10-Davalı …’dan alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcının bu davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
11-Davalı …’dan alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcının bu davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
12-Davalılar … ve …’tan alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcının bu davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
13-Davalılar … ve …’dan alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcının peşin alınan 59,30 TL+ 59,30 TL olmak üzere toplam 118,60 TL’den mahsubu ile 37,90 TL’nin talep halinde kendilerine iadesine,
14-İstinaf başvurusunda bulunan taraflarca yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçları ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 416/son. maddesi gereğince KESİN olarak 30/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip