Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2022/241 E. 2022/840 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/241 – Karar No:2022/840

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/241
KARAR NO : 2022/840

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/12/2019
NUMARASI : 2019/424 E-2019/1201 K

DAVACILAR :
VEKİLİ :

DAVALILAR :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 14/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/09/2022
Eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkin davada mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili özetle; davalı şirketin yüklenicisi olduğu stadyuma ilişkin sözleşme kapsamındaki reklam panosu yapımı hususunda tarafların 28.09.2018 tarihli sözleşmeyi akdettiklerini, müvekkilinin edimini ifa ettiğini, temlik edilerek ödemenin de yapıldığını, sözleşmenin 7. maddesi gereğince verilen 02.10.2018 düzenleme tarihli 90.000 TL bedelli, avalisti davacı … olan senedin davalı şirket yetkilisi davalı … lehine düzenlenerek teslim edildiğini, senedin ihtara rağmen iade edilmediğini, işte herhangi bir kusur veya eksik bulunmaması durumunda teminatın iadesi gerektiğini öne sürerek teminat senedi nedeniyle müvekkillerinin davalılara borçlu olmadığının tespitine ve teminat senedinin iptaline karar verilmesini dava etmiştir.
Davalılar vekili özetle; sözleşme gereğince çalıştırdığı işçilerin sigorta primlerinin ve damga vergisinin davacı taşeron tarafından ödenmesi gerektiğini, davacı şirketin damga vergisini ödemediğini, sigorta primlerini ise eksik ödediğini, müvekkilinin 124.462,93 TL fark prim borcu ödediğini, davacının ise bu borçtan üzerine düşen kısmı oransal olarak ödemeye yanaşmadığını, SGK tarafından başlatılan sürecin bekletici mesele yapılması gerektiğini, müvekkilinin teminat için verilen bono senedini tutmakta haklı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince; “dava konusu senedin davacı şirket ile davalı şirket arasındaki eser sözleşmesi uyarınca verilen teminat senedi olduğu ve teminat senedinin davalı şirket bünyesinde olduğu konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, teminat senedinde davalı şirketin alacaklı olarak görünmese de teminat senedinin davalı şirketin taraf olduğu sözleşme kapsamında verildiğinin ve davalı şirkette bulunduğunun tarafların kabulünde olması bu suretle davalı şirketin davada husumet ehliyetinin bulunduğunun kabulü gerektiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın teminat olarak verilen senedin iade koşullarının oluşup oluşmadığı bu bağlamda davacı taleplerinin yerinde olup olmadığı noktasında olduğu, davalı taraf davacı şirketin damga vergisini ödemediğini ve sigorta primlerini eksik ödediğini, eksik yatırılan primlerin SGK tarafından davalı şirketten talep edildiğini, sözleşmenin 9. maddesi uyarınca damga vergisinden ve dava konusu işte çalıştırılan işçilerin SGK primlerinden davacının sorumlu olduğunu bu nedenle teminat senedini iade etmediklerini savunmuş iseler de yukarıda belirtildiği gibi taraflar arasındaki sözleşmenin 7. maddesinde teminat senedinin yapılan işte herhangi bir kusur ve eksik yok ise iade edileceği hususunun düzenlendiği ve davalı tarafça davacının işi eksik ve kusurlu yaptığı savunulmadığı gibi ispat da edilmediğinden davalı tarafın bu savunmasının yerinde olmadığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 9. maddesi gereğince davacı şirket damga vergisi ve dava konusu işte çalıştırılan işçilerin SGK primlerinden sorumlu olup işveren davalı şirketin bu yüzden yapacağı ödemelerden dolayı rucu hakkının bulunduğu düzenlenmişse de az önce de belirtildiği gibi teminat senedinin iadesi koşulunun davacı şirketin işi tam ve kusuruz yapmasına bağlandığı, davacının işi tam ve ksurusuz şekilde davalı şirkete teslime ettiği bu nedenle teminat snenedinin iadesi koşulları oluştuğundan ve senet davacı tarafa iade edilmediğinden davanın kabulü ile davacıların davalılara 02/10/2018 düzenleme tarihli 90.000,00 TL bedelli davacı şirketin keşideci diğer davacının avalist olduğu senet nedeni ile borçlu olmadığının tespiti ile senet davalı şirket bünyesinde bulunup 3. kişilere ciro edilmemekle iptaline karar vermek ” gerektiği gerekçesiyle “Davanın kabulü ile, davacıların davalılara 02/10/2018 düzenleme tarihli 90.000,00 TL bedelli davacı şirketin keşideci diğer davacının avalist olduğu senet nedeni ile borçlu olmadığının tespiti ile senetin iptaline, ” karar vermiştir.
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı şirketin asgari işçilik primini SGK’ye ödemediği, müvekkili şirket tarafından 27.09.2019 tarihinde 134.689,48 TL olarak ödendiği, davacının ödemesi gereken miktara ilişkin arabuluculuk yoluna başvurulduğu, anlaşma sağlanamadığı, dava tarihi itibariyle yükümlülüklerin eksiksiz olarak yerine getirilmemiş olduğu, mahkemece deliller toplanmadan 14 günde hüküm kurulduğu, davacı lehine taktir edilen vekalet ücretinin hatalı hesaplandığı, 9.995 TL’ye hükmedilmesi gerekirken 12.500 TL vekalet ücretine hükmedildiği, yine müvekkili aleyhine arabuluculuk ücretinin de 660 TL olması gerekirken 1.980 TL olarak hüküm altına alındığı nedenleriyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit talepli olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu 355. madde uyarınca istinaf nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle davalı yüklenici şirket tarafından üstlenilen iş kapsamındaki saha kenarı led video ekran reklam panosu sistemine ilişkin işin davacı tarafından üstlenildiği, davacının üstlendiği işe ilişkin olarak SGK tarafından eksik işçilik bildirimi tespit edildiğinin ve bu nedenle davalı tarafça ödeme yapıldığının ispatlanmamış olmasına göre davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 madde gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 madde gereğince esastan reddine,
2-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 6.147,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 1.536,98 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.610,92 TL harcın davalılardan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-) İstinaf başvurusu nedeniyle davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve ödedikleri başvuru harcının kendileri üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-a madde gereğince KESİN olmak üzere 14.09.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …