Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2022/231 E. 2023/1269 K. 13.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/231 – Karar No:2023/1269
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/231
KARAR NO : 2023/1269

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/12/2021
NUMARASI : 2020/357 E-2021/823 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 13.12.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13.12.2023

Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili: Müvekkili şirket ile davalı … şirketi arasında akdedilmiş olan sözleşme gereği … şirketinin … Köyü mevkiinde bulunan 995 Kwe/1.170 Kwp GES ve … Nakil Hattının anahtar teslim usulüne göre kurulumunu üstlendiğini, diğer davalı …’nın ise aynı GES projesinin taşıyıcı konstrüksiyon, malzeme ve montaj kurulumu işini üstlendiğini, davalı … şirketinin kurulum işini anahtar teslim usulüne uygun olarak yapımını taahhüt etmişse de, sözleşme imzalandıktan sonra bir takım hukuki sıkıntıları bulunduğu gerekçesiyle müvekkili şirketi diğer davalı …’ya yönlendirdiğini ve GES projesinin taşıyıcı konstrüksiyon, malzeme ve montaj kurulumu işinin … tarafından yapıldığını, 31.10.2017 tarihinde geçici kabulü yapılan tesisin üretim aşamasında ortaya çıkan eksiklik ve hatalarının tespiti için bağımsız bir proje şirketi tarafından denetlendiğini, … Limited şirketi tarafından hazırlanan denetim raporuna göre davalılar tarafından kurulan sistemde bir takım eksiklikler tespit edildiğini, bu raporun sonuç öneri kısmında “sistemin ömrünün 20-25 yıl olduğu düşünüldüğünde kullanılan taşıyıcı konstrüksiyonun çok zayıf olduğu, kar, buz, deprem ve rüzgâr yükü açısından tekrar analiz edilmesi ve uygun olmayan kısımlar için güçlendirme yapılması gerektiği” yönünde görüş bildirildiğini, müvekkili şirketin, raporda belirtilen hata ve eksikliklerin giderilmesi amacıyla davalılara ihtarname göndererek talepte bulunduğunu, ancak her iki muhatabın da anılan eksiklikleri gidermeye yanaşmadığını, müvekkili şirketin davalılar tarafından yapılan eserdeki ayıbın maddi değerini tespit etmek amacıyla Yozgat Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/15 D. İş sayılı dosyasında delil tespiti yaptırdığını ve bilirkişi raporuna göre davalıların edimlerini ayıplı bir biçimde ifa etmeleri nedeniyle müvekkili şirketin uğramış olduğu zararın 563.704,90 TL olduğu hususunun tespit edildiğini ve arabuluculuk sürecinin de anlaşamama ile sona erdiğini belirterek , fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’nin temerrüt (ihtarname)tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ……A.Ş vekili:Arabuluculuk sürecinin müvekkiline herhangi bir tebligat yapılmaksızın gerçekleştiğinden arabuluculuk sürecinin geçersizliğine karar verilerek dava şartı gerçekleşmediğinden davanın usulden reddini talep ettiklerini, müvekkilinin adresinin bulunduğu Antalya mahkemelerinin yetkili olduğunu, esas bakımından ise davanın haksız olduğunu, müvekkilinin işi eksiksiz ve sağlam olarak teslim ettiğini, davacı tarafça gönderilen ihtarnamede belirtildiği üzere müvekkilinin işi 30.11.2017 tarihi itibariyle anahtar teslimi tamamladığını, işin eksiksiz olarak bittiğinin delili olarak geçici kabul tutanağının düzenlendiğini, Yozgat Valiliğinin 23.11.2017 tarih ve 81183 sayılı emirleri ile TEDAŞ tarafından geçici kabulünün yapıldığını, dava dilekçesinde belirtilen taşıyıcı konstrüksiyonun zayıf olduğu yönündeki raporu düzenleyen firmanın bu konuda herhangi bir uzmanlığı bulunmadığını, rapor içeriğinde zayıflığın nedeni ya da sonucunu belirten herhangi bir statik hesap tablosunun bulunmadığını, taşıyıcı konstrüksiyon işinin davacı … Firması ile … (…) arasında düzenlenen montaj sözleşmesi uyarınca yapıldığını, müvekkili şirketin bu konuda herhangi bir yasal ve sözleşmeden kaynaklanan sorumluluğu bulunmadığını çelik taşıyıcı sistemin statik hesap ve projesinin yürürlükteki standart ve yönetmeliklere uygun olduğuna dair Kırıkkale Üniversitesinden bilimsel değerlendirme ve onay yazısının alındığını, diğer yandan, … Ticaret Limited Şirketinin (…) Güneş Paneli Taşıyıcı Sistem’inin Türk Patent Enstitüsüne kayıtlı Faydalı Model Belgesi bulunan bir ürün olduğunu ve sistemin üretime başladığını, hatasız olarak çalışmaya devam ettiğini, müvekkili şirketin üzerine düşen tüm edim ve yükümlülükleri yerine getirdiğini belirterek davanın usul ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili: Müvekkilinin üstlendiği işi sözleşmeye uygun olarak ifa etmek suretiyle edimlerini yerine getirdiğini, müvekkilini davacı tarafa ait… No’lu Parsel içerisinde yapılması planlanan GES Projesi dahilinde taşıyıcı konstrüksiyon, malzeme ve montaj kurulumu işini üstlendiğini, kurulum işinin ilk olarak diğer davalı … … Sistemleri A.Ş.’nin anahtar teslim usulüne göre davacıya yapmayı taahhüt etmiş olmasına rağmen davacıyla ile anlaşmazlığa düşmesi üzerine davacı ile müvekkili arasında yapılan sözleşme ile GES projesinin taşıyıcı konstrüksiyon, malzeme ve montaj kurulumu işinin müvekkili tarafından yapılmasına karar verildiğini, 31.10.2017 tarihinde tesisin üretim aşamasında ortaya çıkan eksiklik ve hataların tespiti için davacının tesisi … Ltd. Şirketine denetlettiğini, hazırlanan denetim raporunda “sistemin 20-25 yıl olduğu düşünüldüğünde kullanılan taşıyıcı konstrüksiyonun çok zayıf olduğu, kar, buz, deprem ve rüzgar yükü açısından tekrar analiz edilmesi ve uygun olmayan kısımlar için güçlendirme yapılması gerektiği” görüşüne hiçbir bilimsel ve teknik veriye dayanılmaksızın ezbere varsayımlar ile ulaşıldığını, ilgili rapora dayanılarak müvekkili şirkete ihtarname gönderildiğini, müvekkili şirketçe gönderilen cevabi ihtarnamede işin davacı ile akdedilen sözleşmenin müvekkiline yüklediği tüm yükümlülüklerin eksiksiz, kusursuz ve zamanında yerine getirildiğinin belirtildiğini, müvekkilinin üstlendiği işlerin yapımının resmi kurumlarca denetlenerek uygun görülmüş olmakla birlikte müvekkilinin yaptığı taşıyıcı konstrüksiyon sisteminin kendine faydalı model belgesi bulunan bir buluş olduğunu ve bu buluşun Türk Patent Enstitüsü tarafından 21.12.2016 tarihinde “Güneş Paneli Taşıyıcı Sistem” adıyla faydalı model belgesi ile belgelendirildiğini, … Ltd. Şti’nin raporda yanlış değerlendirmelerde bulunduğu gibi aynı zamanda raporu düzenleyen şirketin bu konuda herhangi bir uzmanlığının da olmadığını, müvekkilinin üstlendiği iş dahilinde yapılan taşıyıcı konstrüksiyon işleminin Kırıkkale Üniversitesinin 20.07.2017 tarihli değerlendirme ve onay yazısı ile çelik taşıyıcı sistemin statik hesap ve projesinin yürürlükteki standart ve yönetmeliklere uygun olduğuna dair bilimsel değerlendirme ve onayının alınmış olduğunu, bunun yanında dava dilekçesinde delil olarak gösterilen 2018/15 D.iş sayılı dosyadaki tespit raporunun eksik inceleme ile oluşturulduğunu ve raporda hiçbir bilimsel verinin bulunmadığını, davacı tarafın herhangi bir zararı, verim kaybı ve üretim aksaması meydana gelmediğinden dolayı işbu davayı açmakta hukuki bir yararının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince: Davanın ayıplı ve eksik ifa nedeniyle meydana gelen zararın tazmini istemine ilişkin olduğu, mahkemece talimat yoluyla Yozgat 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden aldırılan bilirkişi raporunda yapılan konstrüksiyon sistemi için harcanması gereken tutarın 563.704,90 TL olduğunun tespit edildiği, mahkemece aldırılan 22/07/2021 tarihli bilirkişi raporunda…GES sisteminde gizli bir kusur tespit edilmediği, galvanizli konstrüksiyon sisteminde tamiratlarda yapıldığı için davacının bir alacağının bulunmadığı, davacının iddialarından biri olan sistemde sehim meydana geldiği, bu sehime bağlı olarak … panellerinin çatlayarak … kaybına yol açtığı iddiasının, iddia edilen sehimlerin hangi kabul edilebilir yükler altında gerçekleştiğinin hesapla gösterilmesinin ardından sistemde bu nedenle bir verim kaybının olup olmadığının işin uzmanı bir elektrik-elektronik mühendisi tarafından incelenmesi gerektiğinin tespit edildiği, 19/08/2021 tarihli bilirkişi raporunda… davalı tarafından uygulanan projede düşey kolonlar arasında çapraz bağlar bulunmadığı belirlenmiş olup, davacının bilgisi ve onayı dahilinde yapılan bu uygulamadan dolayı, davalılardan bir talepte bulunamayacağı, mahallinde yapılan incelemede, davalı yanın imalatlarındaki deforme olmuş kısımlar ve diğer aksaklıkların, sözleşmenin 28. maddesi gereğince davalı tarafça onarılmış olduğunun tespit edildiği, taraflar arasında varsa geçici kabul tutanağı yahut sair teslim tutanakları vs. dosyada bulunmadığından, davacının iddiasında yer alan diğer açık ayıp olarak nitelendirilebilecek (somun ve cıvatalara galvaniz kaplanmaması, direklerdeki harici deliklerden sonra koruma olarak yapılması gereken boyama işlerinin yapılmamış olması vs.) kusurlardan dolayı, davalı yana bildirimde bulunulduğuna dair bir kayda rastlanılmadığı, davacı yanın, sistemde sehim olduğu ve bunun güç kaybına yol açtığı yolundaki iddiasının iddia edilen sehimlerin hangi kabul edilebilir yükler altında gerçekleştiğinin hesapla gösterilmesi gerektiği, bu hususta somut bir veriye rastlanılmadığı, davacı yanca, sehimlerin kabul edilebilir sınırlar dahilinde olmadığına dair kayıt sunulması sonrasında, olası güç kaybının hesaplanabilmesi için heyete elektrik mühendisi katılmasına karar verilmesi hususunun mahkemenin takdirinde olacağının tespit edildiği, 22/11/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda, kök raporda, keşif sırasında tespit ilen konstrüksiyon sisteminin bazı yerlerinde meydana gelen yaralanmaların, sözleşmesine uygun olarak galvanizli boya ile onarılmış olduğu, davacının bu nedenle oluşmuş bir zararından bahsedilemeyeceği, giderilen ayıplar dışında, ilk bakışta fark edilebilecek olan ayıp ve kusurlara ilişkin de geçici kabul tutanağı düzenlenmesi sırasında, davalı yana eksik iş / ayıp bildiriminde bulunulup bulunmadığı tespit edilemediğinden, şayet bulunmamış ise davacının bu ayıplara ilişkin herhangi bir talepte bulunamayacağı, sistemde sehim meydana geldiği, bu sehime bağlı olarak … panellerinin çatlayarak … kaybına yol açtığı iddiasının, iddia edilen sehimlerin hangi kabul edilebilir yükler altında gerçekleştiği, sistemde bu nedenle verim kaybı olup olmadığının, işin uzmanı bir elektrik-elektronik mühendisi tarafından incelenmesi gerektiğinin kök raporda detaylı olarak açıklanmış olup, davacı yanca rapora itiraz dilekçesi ekinde geçici kabul tutanağının sunulmamış olması karşısında, davacının inşai yönden hesaplanabilir bir alacağının olmadığının tespit edildiği, davacı tarafından TTK’nın 23/c maddesinin “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır. ” hükmü yollaması ile Türk Borçlar Kanunu 223/2 maddesinin “Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır. ” düzenlemesi uyarınca ayıbın şekli ve niteliğine göre davacı ayıba 10.12.2017 tarihinde yaptırdığı denetim raporu ile muttali olmasına rağmen ortaya çıkan ayıbın davalılara hemen bildirilmesi gerekirken kanunda belirtilen süreden çok sonra 21.02.2018 ve 23.02.2018 tarihlerinde bildirimde bulunulduğu, bu nedenlerle ayıbın şekli ve niteliğine göre süresinde yapılmış bir ayıp ihbarı bulunmamasına, yine usul ve yasaya uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli görülen bilirkişi raporuna göre dava konusu sözleşme ile yapılan işte eksik ifa da bulunmasına göre davanın reddine karar verildiği gerekçesiyle, dava reddedilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Mahkemece sunulan delillere ve dosya kapsamına uygun düşmeyen, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle karar verildiğini, her ne kadar mahkemenin müvekkili şirketin ayıptan, 10.12.2017 tarihinde yapılan denetim raporu ile haberdar olduğu gerekçesiyle hüküm kurmuşsa da 10.12.2017 tarihinin denetim raporunun tebliğ veya tanzim tarihi olmadığını, bu tarihin Av-… teknik ekibinin sistemin kurulu olduğu adreste gerekli ölçüm ve analizleri yaptıkları tarih olduğunu, Av-… denetim raporu incelenecek olursa 10.12.2017 tarihinin ziyaret tarihi olarak belirtildiğinin görüleceğini, aynı şekilde davalılara yapılan bildirimin 21.02.2018 ve 23.02.2018 olmadığını, müvekkili şirketin söz konusu eksikliklerden haberdar olur olmaz derhal her iki davalıya birden ihtarname gönderdiğini, eksik işlerin tamamlanmasını talep ettiğini, müvekkili şirket tarafından tanzim olunan ihtarnamelerin tarihinin 16.02.2018 olduğunu, müvekkili şirketin bu tarih itibariyle bildirimde bulunma iradesini göstermiş olup, postada yaşanan aksaklık, davalıların adres değişikliği v.s. hususlardan kaynaklı gecikmelerden müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, sahada yapılan denetimlerin, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinin incelenmesi, imalatın teknik şartname, mimari proje gibi kriterlere uygunluğunun denetlenmesi, bir takım statik, elektrik, montaj ve bağlantı deneylerinin yapılması v.s. birçok husus göz önünde bulundurularak hazırlanan raporun ziyaret tarihinde tanzim edildiğinin ve hatta aynı gün müvekkili şirkete teslim edildiğinin kabulünün hatalı olduğunu, aynı şekilde ihtarname tanzim tarihlerine bakılması gerekirken ihtarnamelerin tebliğ tarihine bakılarak hüküm tesisinin de hatalı olduğunu, davalıların taahhüt ettikleri işin, 995 Kwp GES ve eneji nakil hattının anahtar teslim kurulumu işi olduğunu, söz konusu kurulumdaki ayıpların, normal bir muayene ile ortaya çıkarılabilecek türden olmadığını, müvekkili şirketten elinde herhangi bir bilgi veya done bulunmaksızın ayıp ihbarında bulunmasının beklenemeyeceğini, müvekkili şirketin ayıptan haberdar olduğu an hemen davalılara bildirimde bulunduğunu, TBK’nun 223/2.maddesine uygun hareket ettiğini, kaldı ki zaman ilerledikçe, mevsim şartlarına da bağlı olarak, davalıların ayıplı imalatının iyiden iyiye ortaya çıkmakta, kurulan sistemde yaşanan gözle görülür çökmelere bağlı olarak her geçen ay … kaybının daha da arttığını, müvekkili şirketin Yozgat ilinde Karoser imalatı faaliyetinde bulunan bir şirket olup, kurulan sistemin ayıplarını basit bir muayene ile anlayabilecek teknik bilgi ve donanıma sahip olmadığını, mahkeme tarafından davalı … ve … ile ayrı ayrı yapılan sözleşme/teknik şartname içeriklerinde, davalıların garanti yükümlülüklerinin bulunduğunu, ayıplı imalat ve sözleşmeye aykırılık hallerinin davalılar tarafından 5/10 yıl gibi sürelerle garanti edildiği hususu da dikkate alınmamış olup, bu hususun dahi başlı başına ortadan kaldırma sebebi olduğunu, mahkeme kararında bilirkişi raporunun hüküm tesisine elverişli olduğu ifade edilmişse de görevlendirilen bilirkişi heyetinin, dava konusu uyuşmazlık hakkında rapor tanzim edecek veya hesaplama yapabilecek uzmanlığa sahip olmadığını, bu hususun gerek asıl rapor ve gerekse ek rapor içeriğinde kullanılan ifadelerden açıkça anlaşıldığını, 19.08.2021 tarihli asıl rapora karşı itirazlarının karşılanmadığını, inşaat mühendisi olan bilirkişinin GES sistemleri ile ilgili hiçbir bilgi ve donanımının bulunmadığını, mahkeme tarafından, dosyanın aynı heyete tevdii edilerek davacı itirazlarını karşılar mahiyette rapor alınmasına, takdiri mahkemeye ait olmak üzere ayıp giderim bedeline ilişkin hesaplama yapılmasına karar verildiğini, ancak bilirkişi heyetinin mahkemenin ara kararına da aykırı bir biçimde hiçbir hesaplama yapmadığını, çünkü görevlendirilen bilirkişi heyetinin uyuşmazlık hakkında rapor tanzi veya hesaplama yapabilecek uzmanlığa sahip olmadığını, dava konusu uyuşmazlıkla ilgili sağlıklı bir teknik görüş alınabilmesi için dosyanın Yozgat Bozok Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi’ne gönderilerek bu fakültede görevli akademisyenlerden oluşturulacak yeni bir heyetten rapor alınması talep edilmişse de, mahkemenin kendi ara kararına dahi uymayan/uyamayan bilirkişi raporunu yeterli görerek hüküm kurduğunu, söz konusu kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Eser sözleşmesi ilişkilerinde 6098 sayılı TBK’nın 474. maddesi hükmünde iş sahibi açık ayıplarda eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri muayene ve açık ayıpları ihbar etmek ve TBK’nın 477/son maddesi hükmünde ise ayıbın gizli olup sonradan ortaya çıkması halinde gecikmeksizin ayıbı yükleniciye bildirmek zorunda olduğu, aksi halde eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılacağı düzenlemelerine yer verilmiştir.
Kural olarak açık ve gizli ayıplarda az yukarıda açıklandığı gibi ihbar zorunluluğu bulunmakla birlikte, ayıp garantisi bulunması halinde işi yapan taşeron ya da yüklenici garanti vermekle iş sahibinin açık ayıplarda muayene ve süresinde ihbar yükümlülüğünü, gizli ayıplar yönününde de derhal ihbar yükümlülüğünü kaldırmayı ve garanti süresi içinde ortaya çıkan bu ayıpları bedelsiz olarak gidermeyi üstlenmiş demektir. Garanti süresi içinde ortaya çıkan açık ve gizli ayıplarla ilgili iş sahibi ayıp ihbarında bulunmak zorunda kalmaksızın zamanaşımı süresi içinde ayıbın giderilmesi ve zararlarını isteyebileceği gibi, iş bedeline karşı ayıp def’ini de ileri sürebilir.( 15.H.D. 2016/112, 2016/4146, 06.10.2016 )
Taraflar arasında … mevkiinde bulunan 995 Kwe/1.170 Kwp GES projesi geliştirmesi, GES ve … Nakil hattının anahtar teslim usulüne göre kurulumunu ve projenin taşıyıcı konstrüksiyon elemanlarının üretim, tedarik, sahaya nakliyesi ve teslimini konu alan eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu ihtilafsız olup, davacı ile davalılar arasındaki sözleşmeler kapsamında yapılacak imalatlar, bu imalatların eksik ve ayıplı olduğu iddiasının ve ayıplı imalatların ihbar yükümlülüğünün eser sözleşmesindeki yasal düzenlemeler çerçevesinde ve yine garanti taahhüdünün bulunması durumunda garanti süresi içerisinde ortaya çıkan ayıplarda ayıp ihbarında bulunma yükümlülüğünün olmadığı da dikkate alınarak taraflar arasındaki sözleşmelerin kapsamı, yapılacak imalatların niteliği, tarafların beyan, itiraz ve delilleri değerlendirilmek suretiyle iddia edilen imalatlara yönelik uzman bilirkişilerden gerektiğinde keşif de yapılarak rapor alınmak suretiyle bu ilkeler çerçevesinde sonucuna göre karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, esası incelenmeksizin mahkeme kararının HMK.’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,
2-Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16.12.2021 gün ve 2020/357 E., 2021/823 K. sayılı kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-Davacı tarafça yatırılan 80,70 TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-Davacının ödediği istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak 13.12.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır