Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2022/222 E. 2023/108 K. 30.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/222 – Karar No:2023/108
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/222
KARAR NO : 2023/108

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/10/2020
NUMARASI : 2020/295 E-2020/589 K

DAVAC
VEKİLİ :
DAVALI….
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ :30.01.2023
KARAR YAZIM TARİHİ :31.01.2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin asıl ve karşı davada mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine eksiklik nedeniyle mahalline gönderilen dosya gelmiş olmakla yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; Müvekkili kooperatif ile davalı …arasında inşaat yapımına ilişkin sözleşme imzalandığını, davalıya fazla ödeme yapıldığını belirterek, davalı yükleniciye yapılan fazla ödeme nedeniyle şimdilik 200.000,00 TL alacağın davalı yüklenici şirket ile zararın oluşmasına sebep olan kooperatif yöneticilerinden ödeme tarihinden itibaren en yüksek ticari faiziyle birlikte müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …vekili; Müvekkili şirketin gerek ana sözleşme ve gerek ek sözleşme ile yapımını taahhüt etmiş olduğu işleri sözleşme, proje ve teknik şartnameye uygun olarak yapıp iskan ruhsatını da almak suretiyle teslim ettiğini, davacı kooperatifin 24/06/2006 tarihinde yapılan genel kurul toplantısına ait tutanakta kooperatifin amacına ulaştığı, tapuların dağıtıldığı, iskanın alındığı belirtilerek tasfiyeye gidilmesinin oy birliği ile kabul edildiğini, müvekkilinin bakiye alacaklarının ödenmediğini, kooperatifin sözleşmeyi tek yanlı olarak feshettiğini belirterek asıl davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, karşı davasında, taraflar arasında imzalanan konut inşaatı yapım sözleşmesiyle müvekkilinin karşı davalı kooperatifin… parsel sayılı arsası üzerine 64 adet dubleks konutun temel ve subasman dahil üst yapı inşaatını yapmayı taahhüt ettiğini, yine taraflar arasında 15/01/2006 tarihli ek sözleşmenin düzenlendiğini, söz konusu işlerin yapımına 03/05/1995 tarihli yapı ruhsatı alınarak başlandığını, 24/03/2004 tarihinde yapı kullanma izin belgesi alınarak karşı davalı kooperatife teslim edildiğini, müvekkilinin hakediş bedelleri ödenmediği gibi kooperatif tarafından keşide edilen 30/05/2007 tarihli ihtarname ile sözleşmenin tek yanlı olarak haksız feshedildiğini, ortada sözleşmenin feshini gerektiren bir durumun olmadığını, feshi kabul etmediklerini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ödenmeyen hakediş bedellerinden şimdilik 20.000,00 TL’nın avans faiziyle birlikte karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince: Asıl davanın, taraflar arasında imzalanan eser sözleşmesi kapsamında yükleniciye yapılan fazla ödemelerin tahsili, karşı davanın yine eser sözleşmesi kapsamında yüklenici tarafından açılan bakiye hakediş alacağının tahsili talebine ilişkin olduğu, taraflar arasında imzalanan bila tarihli sözleşme ile, … mevkiinde kooperatife ait arsa üzerinde 64 dubleks konutun temel ve su basman dahil üst yapı inşaatının yapılması konusunda anlaşma sağlandığı, sözleşmenin 2. maddesine göre yüklenici şirket tarafından 64 konut ile üst yapı imalatlarına ilaveten peyzaj, mimari düzenleme, çevre ve bahçe düzenlemeleri, istinat ve ihata duvarları, ada içi yolları, ada içi alt yapı kanalizasyon içme suyu, elektrik nakil hattı, trafo vs. inşaatları su deposu ve yüzme havuzu yapımının üstlenildiği, bu işlerin yapıldığı yıla ait Bayındırlık İskan Bakanlığı birim fiyat ve rayiçlerine uygun yapılacağı, birim ve rayiçlerde bulunmayan işler için fiyat analizleri düzenleneceği, kooperatif yetkili elemanlarının onayına müteakip hakedişlerde özel birim fiyat uygulaması yapılabileceği, özel imalat yapılacak kalemlerde Bayındırlık fiyat tariflerine bağlı kalınmayacağı, sözleşmenin 4. maddesinde de birim fiyat rayiç bedelleri üzerinden %2 tenzilat uygulanacağı, kum çakıl gibi malzemeye ocak fiyatına %25 müteahhit karı eklenerek hesaplama yapılacağının kararlaştırıldığı, sözleşmede birim fiyat esasının kabul edilmiş olduğu, 5/01/2006 tarihli ek sözleşmede; kayrak taşı imalatları 30.800,00TL, taş duvar imalatları 15.000,00TL, perlitli beton imalatları 8.000,00TL taş duvar üstü harpuşta imalatları 6.000,00TL, bina üstü harpuşta imalatları 4.000,00TL, çevre aydınlatma imalatları 18.000,00TL, havuz kenarı sosyal tesis ve bekçi evi 56.000,00TL olmak üzere yüklenicinin toplam 137.800,00TL bedelli imalatları 28/05/2006 tarihine kadar bitirip kabule hazır hale getireceğinin belirlendiği, ek sözleşme niteliğindeki bu sözleşmede ise her bir imalat yönünden götürü bedelin esas alındığı, davacı kooperatif tarafından yüklenici firmaya Ankara 9. Noterliğinden keşide edilen 31/05/2007 gün ve … sayılı ihtarname ile sözleşmenin tek yanlı olarak feshedildiğinin bildirilmiş olduğu, taraflar arasında 22 hakediş düzenlenmiş olduğu, her iki tarafça imzalanan 22 nolu hakedişte toplam imalat miktarının 1.940.358,20 TL olduğunun anlaşıldığı, yapı ruhsatının 03/05/1995 tarihinde alındığı, 24/03/2004 tarihinde de toplam 4800 metre kare yapı inşaat alanı için yapı kullanma izin belgesin alınmış olduğu, talimat yoluyla mahalinde keşif yaptırıldığı ve keşfe refakat eden hukukçu, inşaat mühendisi ve mali müşavir bilirkişiler tarafından 24/04/2012 tarihli raporun düzenlendiği, itirazlar üzerine ek raporların alındığı, kök ve ilk üç ek raporda ödemelerin davacı yanın sunduğu defter kayıtlarına göre dikkate alınmışsa da son ek raporda, davacı kooperatifin dosyaya sunmuş olduğu ödeme makbuzlarının değerlendirildiği ve … firmasının kaşe ve imzasını taşıyan ödeme makbuzları toplamlarının 1.803.403,30 TL olduğunun hesaplandığı, davalı …firması tarafından bilirkişilerin hesapladığı bu bedele itiraz edilmiş ise de; bilirkişilerin davacının sunduğu ödeme makbuzlarından kaşeli ve onaylı olanları dikkate aldığı, ayrıca yine dosya içerisinde bulunan ve davalı yüklenici tarafından imzalanarak onaylanan 22 nolu hakedişte davalı …firması tarafından bir önceki hakediş bedeli 1.726.931,41 TL olarak kabul edilip, bunun ödendiği kabulü ile alacak hesaplandığı ve bu hesaba göre 22 nolu hakediş miktarının 201.688,31 TL olarak hesaplandığı, bu durumda davalı yüklenicinin 22 nolu hakedişte 1.726.931,41 TL ödeme yapıldığını imzası ile kabul etmiş bulunduğu, bilirkişi tarafından hesaba katılan ödeme makbuzları ile davalı yüklenici firmanın 22 nolu hakedişte kendi hesabına esas aldığı ödeme miktarı arasında çok büyük bir fark bulunmaması dikkate alınarak bilirkişilerin davalının imza ve kaşesini taşıyan makbuzları kabul eden hesabının mahkemece de denetlenebilir bulunduğundan karara esas alındığı, davacının bu yöndeki itirazının ise daha fazla ödeme yaptığını usulüne uygun belgelerle ispat edemediğinden dikkate alınmadığı, ek sözleşme konusu imalat bedelini, bilirkişilerin ek sözleşme bedeli olan 137.800,00TL’nın tamamı üzerinden yüklenici alacağı oluştuğundan hareketle hesapladıkları, bu hususta davacı kooperatifin bu sözleşme konusu imalatların kooperatif tarafından yapıldığı/yaptırıldığı şeklindeki itirazını ve bu doğrultuda sunmuş olduğu fatura ve ödeme makbuzlarını ise yerinde yapılan tespitlerde işin tamamlanmış olduğu gerekçesiyle değerlendirmedikleri, sonuç olarak yerinde yapılan tespitlerde indirimi gerektiren herhangi bir eksik ve ayıplı imalatın bulunmağı tespit edildiğinden bahisle bu sözleşme yönünden kooperatif lehine iş bedelinden indirim yapılmasını uygun görmemiş olduklarını, ancak davalı vekili tarafından dosyaya sunulan 01/12/2009 tarihli ve aynı tarihte havale kaydı içeren dilekçenin 2.sayfasında mahkemeye tüm imalatlarını kapsayan hakedişlerin dilekçe ekinde sunulduğu, bu hakedişte alacaklı oldukları rakamın gösterildiği açıklanarak dilekçe ekinde tüm imalatları gösteren hakediş örneğinin sunulduğu, davalı yüklenici şirket tarafından dilekçe ekinde sunulan bu hakediş örneğinde 3. sayfada ek sözleşme imalatları yönünden % 20 oranında tamamlanmayan imalat kaydettikleri ve % 20 eksik tamamlanmayan imalatlar yönünden alacaklarından 27.560,00 TL indirim yaptığının anlaşıldığı, davalı …şirketi vekili tarafından dosyaya sunulan hakediş örneğinde kendileri tarafından % 20 oranında eksik imalat bedeli düşülmüş olması nedeniyle her ne kadar bilirkişiler mahallinde imalatların tam olduğunu tespit ettiklerini bildirmişlerse de davalının vermiş olduğu dilekçe dikkate alındığında, davalının bu dilekçesinin davacı …sahibi kooperatifin eksik işlerinin kendileri tarafından tamamlandığı iddiasını doğrular nitelikte olması nedeniyle, davalının yaptığı bu tenzilatın ek sözleşme bedelinden indirilmesi gerektiği sonucuna varıldığı ve böylece ek sözleşmeden dolayı davalı yüklenicinin hak ettiği imalat bedeli 137.800,00 TL sözleşme bedelinden %20 eksik iş bedeli tenzil edilerek, ek sözleşmeden dolayı yüklenicinin hakediş alacağının (137.800,00 – 27.560,00) 110.240,00 TL olarak hesaplandığı, bu durumda yapılan hesaba göre yüklenicinin talep edebileceği iş bedelinin 1.673.330,38 TL asıl sözleşme hakediş bedeli + 110.240,00-TL ek sözleşme hakediş bedeli – 1.803.403,30TL ödeme = – 19.832,92 TL olarak hesaplandığı, bu durumda kooperatifin bu miktar kadar fazla ödeme yapmış olduğunun anlaşıldığından asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davada ise yüklenicinin herhangi bir alacağı kalmadığı gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulü ile, 19.832,92 TL alacağın 08/05/2007 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı …den tahsili ile davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı… davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Davalı yüklenici şirketin sözleşme ile üstlendiği işleri eksik ve hatalı yaptığını ve işleri bitirmediğini, oluşturulan hesap tetkik komisyonunca davalı yükleniciye fazla ödeme yapıldığının tespit edildiğini, kooperatif yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmediğini, hesap tetkik komisyonunca oluşturulan teknik heyet marifetiyle yaptırılan incelemede, inşaatların kabule uygun olmadığı, nesafet kesintisinin % 40 seviyesinde olması gerektiği, dosyada elektrik yada sıhhi tesisata ilişkin proje olmadığından kabulün yayılamayacağı, metrajların olağanüstü şişirilmiş olduğu bu şekilde yapılan hesaba göre yönetim kurulunca 546.578,00 TL fazla ödeme yapıldığının tespit edildiğini, yargılama sonucunda davanın kabulüne rağmen müvekkili kooperatifin alacağının çok altında bir miktara hükmedildiğini, alınan bilirkişi raporlarının denetlenmeye ve hüküm kurmaya elverişli olmadığını, elektrikçi üye alınmadan keşif yapıldığını ve eksik incelemeyle hüküm kurulduğunu, …. A.Ş.’nin davasında delil olarak gösterdiği halde ve yine davaya verdiği cevapta da kendi ticari defter ve kayıtlarını delil gösterdiği halde mahkemece celp edilmediğini, eksik incelemeyle hüküm kurulduğunu, bilirkişilerin kök raporunda davalının kusurlu ve eksik yaptığı işler bedeli olarak 262.401,65 TL tespit edildiğini, fazla ödeme olarak da 378.606,32 TL tespit edildiğini, ilk üç ek raporda görüş değişikliği olmadığını, dördüncü ek raporda 322.136,44 TL fazla ödeme yapıldığının mütalaa edildiğini, raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmediğini, bu şekliyle kurulan hükmün eksik ve hatalı oluştuğunu, mevcut haliyle dahi mahkemenin kurduğu hükümde yaptığı hesaplamaların hatalı olduğunu, hiçbir veriye dayanmadığını, itiraz görmeyen ödeme rakamlarının hükümle azaltıldığını, ….A.Ş’nin karşı davasını ispatlayamadığını, tüm raporlarda tam ve kesin bir alacak varlığı kanaatinin olmadığını, taraflarca delil olarak gösterilen … şirketinin ticari defter ve kayıtlarının incelenmediğini, dava tarihi ile keşif tarihi arasında çok uzun süren bir zaman dilimi mevcut olduğunu, bu süre içinde müvekkili kooperatifçe imalatların tamamlandığını ve bedelinin diğer firmalara ödendiğini, tüm bu kayıtlar dosyaya sunulduğu halde bilirkişilerce dikkate alınmadığını, mahkemece de tam olarak aydınlatılmadan hüküm kurulduğunu, karşı davanın reddi hükmü doğru olmakla birlikte mahsup işleminin hatalı olduğunu, eksik inceleme ve denetime elverişli olmayan raporlar esas alınarak hüküm kurulduğunu, ana dava ve karşı dava yönünden tüm delillerin yeniden değerlendirilmesi ve yeniden başka bilirkişilerden rapor alınması gerektiğini, fiziken dava ekinde sundukları iki çuval evkağın uzun yargılama sonucunda mahkeme kaleminde kaybolduğunu, akabinde elde ettikleri ve yeniden çıkardıkları kayıtların ibrazı sonucu bilirkişilerce incelenerek bir rakama ulaşıldığını, yerinde ve bir bütün yapılmayan muhasebe kayıtları ve defterler üzerinde yapılan incelemeden kesin bir sonuç elde edilemediğini, bulunan sonuçların hatalı olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına ve asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı… davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Uzman mimar …’ın Şubat 2007 tarihli bilirkişi raporunda 1996 ile 2015 yılları arasında toplam 1.716.414 TL hakediş miktarı olduğu ve yüklenicinin müvekkiline 1.979.368,00 TL ödeme yapıldığının tespit edildiğini, mahkemenin 09.04.2007 tarihli İnşaat Mühendisi …’ın düzenlediği bilrikişi raporunda ise 60 dairenin imalat tutarının toplam 2.222.649,00 TL olduğunun tespit ve rapor edildiğini, yapılan imalatın yaklaşık bilirkişi raporlarında tespit edildiğini, ancak mahkemenin ve dayanak bilirkişi raporlarının müvekkili yükleniciye yapılan ödeme miktarını tespit ve hesap edemediğini, mahkemenin müvekkilinin imzasını içermeyen ve davacının mizan listesi adını verdiği sıradan bir kağıt üzerine yazılı ödeme belgelerini ve müvekkili firma ile alakası olmayan ve hatta davacı kooperatifin muhasebecisi konumunda olan kişilerin imzaladığı ve gerçek dışı ödeme belgelerini kabul ettiğini, bu ödeme belgelerinin hukuken muteber belgeler olmadığını, bu sebeple davanın reddine dair verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, hükme esas alınan 21.03.2016 tarihli raporun 3.sayfasında bilirkişi kurulunun “Yerinde yaptığımız incelemede söz konusu imalatlara ilişkin bir eksikliğe rastlanılmamıştır. Bu nedenle sözleşme bedelinin tamamının talep edilebileceği kanaatine varılmıştır.” şeklindeki tespitinin mahkemece de yerinde görüldüğünü ve davacı kooperatif vekilinin itirazlarının reddedildiğini, ancak mahkemece alacaktan müvekkilince 27.560,00 TL indirim yapıldığı belirtilerek bilirkişinin imalatların eksik olmadığı yönündeki tespiti gözden kaçırılarak aleyhe kanaat oluşturularak müvekkili alacağından 27.560,00 TL’nın mahsup edildiğini, kök ve ek bilirkişi raporlarında davacı kooperatifin ödeme iddiaları konusunda delil niteliğinde olmayan defter kayıtları üzerinden inceleme yaptığını beyan ettiklerini, 21.03.2016 tarihli hükme esas alınan raporda, davacı kooperatif vekilinin, 3.ek rapor sonrasında, 1997-2006 tarihleri arasında müvekkili … firmasına yapılan ödemelere dair üç klasör belge sunduğu ve ödemeler konusunda yeniden ek rapora gidildiği, bu kapsamda bilirkişilerin, davacı kooperatifin sunduğu bu üç klasör ödeme belgelerine karşı inşaat firması vekilinin bir değerlendirmede bulunmadıklarının rapor edildiğini, oysa hem yazılı surette ve hem de her duruşma esnasında zapta geçirilmek suretiyle sunulan ödeme belgelerinin müvekkilinin imzasını içermediği, banka dekontu ihtiva etmediği ve sadece bir mizan listesi üzerinden hesap çıkarıldığı itirazlarını bildirdiklerini, kaldı ki, itirazları sonucu, dosyanın 4. kez ek rapora gittiğini, ancak yine ödeme belgeleri konusunda itirazlarının incelenmediğini ve muteber ödeme belgelerinin ayıklanmadığını ve imzasız olanların yine aynen görülmeden kabul edildiğinin rapordan anlaşıldığını, öncelikle davacı vekilinin davadan yaklaşık 8-9 sene sonra üç klasör belge sunmasının, iddianın genişletilmesi ve yeni delil ileri sürülmesi kapsamında olduğunu ve buna muvafakat etmediklerini belirtmelerine rağmen bu durumun mahkemece değerlendirmeye alınmadığını, davacı kooperatifin basiretli tüccar gibi davranmak ve ödemelerini banka aracılığıyla yapmak zorunda olduğunu, Vergi Usul Kanuna göre de muayyen bir rakam üzerindeki her türlü ödemenin yasal olarak banka aracılığıyla yapılmasının zorunlu olduğunu, davacı kooperatifin isimsiz antetli kağıt ileri sürmesinin ispat hukuku anlamında yeterli olmadığını, antetli kağıdın belirleyicilik özelliği olmadığı gibi, antetli kağıtlara ispat hukuku anlamında kıymet ve güç veren yasal bir düzenleme de olmadığını, hükme esas alınacak yeterlilikte olmayan ve isimsiz hiçbir ödeme belgesini kabul etmediklerini, hiçbir niteliği olmayan belgelerin davacı tarafından mahkemeye sunulduğunu, mahkeme ve tüm bilirkişi raporlarında da müvekkiline 1.803.403,30 TL ödeme yapıldığı hususunun hukuka aykırı olarak kabul edildiğini, yine aynı raporda bilirkişilerin kooperatif defterlerinden tespit edilen ödeme toplamının 1.995.466,00 TL olduğunu, fiziken sunulan dekontlardan tespit edilen 1.803.403,00 TL olarak belirttiklerini, aslında burada bilirkişilerin mahkemeyi yanılttığını, davacı kooperatif tarafından hiçbir zaman müvekkili adına yapılmış ve toplamı 1.803.403,00 TL olan dekont olmadığını, olmayan bir dekontu mahkemenin kabul ederek hataya düştüğünü, hatta 200.000,00 TL’lık bile dekont olmadığını, hükme esas alınan raporda 3. ek rapora itiraz edilmediği ve bu sebeple rapordaki tespitlerde bir değişiklik olmadığı tespitinin de yerinde olmadığını, keza 3. ek rapora itiraz edilmemiş olsaydı, mahkemenin ödeme belgelerinin değerlendirilmesi ve sair konularda, bilirkişi heyetine 4.kez yeniden görev vermeyeceğini, mahkemenin 25.03.2015 tarihli ara kararı gereği, bilirkişilere verilen görevin yerine getirilmediğini, ancak yine de bu raporların hükme esas alındığını, raporda antetli kağıtlar, isimsiz imzalar ve 3.şahıslara yapılan ödemelerin müvekkili yüklenici firma nam ve hesabına yapılmış kabul edilirken ispat hukuku ilkelerinin göz ardı edildiğini, ödeme belgelerinin geçersizliği konusundaki itirazlarının bilirkişilerce incelenmediğini, hatta davacı kooperatif muhasebecisi …’nın, davalı yüklenici adına makbuz imzaladığı belgelerin bile kabul edilmesi olduğunu, bankadan geçmeyen ve firma yetkilisi … imzasını içermeyen hiçbir belgenin ödeme belgesi olamayacağını, yine bilirkişilerin kooperatifin bankaya yazdığı ödeme talimatlarından … isimli bir 3. kişiye tahsil ettim diye imzalatılanları da muteber ödeme olarak kabul ettiğini, bu şahsın müvekkili firma adına tahsil yetkisine dair hiçbir belge ve yetki /vekalet olmadığını, buna rağmen bu şahıs adına imzalı ödeme makbuzlarının hükme esas alındığını, 4. ek rapora kadar davacı kooperatifin tek taraflı defterlerini ya da kooperatifin muhasebecisinin tuttuğu müvekkilinin imzasını içermeyen mizan listelerine göre hesap yapıldığının ortada olduğunu, buna rağmen sunulan ödeme belgelerine itiraz etmedikleri gerekçesiyle belgelerin kabul edildiğini, ayrıca belgelerin önemli bir kısmının miktar ve sayısal değer ifade etmemesi nedeniyle de hükme esas yeterlilikte ve ciddiyette olmadığını, davacının ödeme iddiasını ispat edemediğini, bilirkişi heyetinin de hukuka uygun surette rapor düzenleyemediğini, hükme esas alınan raporda davacı kooperatifçe sunulan defterlerin 2005-2006-2007 yılları arası cari hesap ekstrelerinin topluca girilmesi, sonradan düzeltme kayıtları ile değiştirilmiş olması, kısaltılmış notlarla karıştırılmış olması nedeniyle bu belgeler ile dekontların karşılaştırma imkanı olmadığının ve kooperatifin belgelerindeki düzensizliği nedeniyle dekontlarla bu mukayeselerin yapılmadığının da yazıldığını, buna rağmen bu belgelere dayanarak ödeme iddiası ispatının kabulünün açık bir çelişki olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına ve karşı davanın aynen kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl ve karşı dava, alacak istemine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun( HMK) 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davanın ilk olarak açıldığı Ankara 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/260 esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda mahkemenin 05/10/2016 tarihli, 2007/260E -2016/457 K sayılı kararı ile asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen kararın istinaf edilmesi üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23 Hukuk Dairesi’nin 2018/2373 E-1511K.sayılı 01/11/2018 tarihli kararıyla özetle “ilk derece mahkemesince, istinaf ve temyiz incelemelerinin yapılacağı Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay Daireleri de farklı olan, asıl davada davalı yüklenici … A.Ş. ile ilgili dava ve yüklenici … A.Ş. tarafından açılan karşı davanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydı, davalı yöneticiler ile ilgili asıl davada, yüklenici … A.Ş. ile ilgili tefrik edilen asıl ve karşı davanın bekletici sorun yapılması, yüklenici ile ilgili asıl ve karşı davanın kesinleşmesinin beklenmesi ve sonucuna göre kooperatif yöneticileri ile ilgili asıl davada bir karar verilmesi gerekirken, tüm istemlerin birlikte görülüp incelenmesinin doğru olmadığı” gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Dosya istinaf mahkemesi kararı sonrasında Ankara 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/45 esas sayısına kaydedilmiş ve mahkemenin 10/04/2019 tarihli ara kararı ile asıl ve karşı davanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiş ve tefrik sonucunda asıl ve karşı dava Ankara 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/251 esas sayısına kaydedilmiş olup mahkemenin 2019/251E-773K sayılı 18/09/2019 tarihli kararı ile davanın reddine karar verilmiş, davalı… davacı vekili tarafından kararın istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 2020/157 E, 2020/630K sayılı 16/06/2020 tarihli kararında özetle…”Asıl ve karşı dava olduğu halde mahkemece her dava bakımından ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken asıl dava yönünden hüküm kurulmayıp sadece karşı dava yönünden hüküm kurulması az yukarıda yer alan yasal düzenlemelere aykırı olmuştur…” gerekçesiyle davalı… davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/09/2019 gün ve 2019/251 E-773K. sayılı kararının HMK’nın 353/1-a.4 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş olup dosyanın mahkemenin 2020/295 esasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmış, asıl davada iş sahibi kooperatif tarafından fazla ödemenin tahsili, yüklenici tarafından açılan karşı davada ise bakiye hakediş alacağının tahsili talep edilmiş olup, mahkemece dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle taraf beyanları, dosyaya sunulan deliller, mahkemesince alınan bilirkişi rapor ve ek raporları, davalı… davacı vekilince dosyaya sunulan 01.12.2009 tarihli dilekçesi ve dilekçe ekinde sunmuş olduğu son hakedişte yapılan işler başlıklı belgede, ek sözleşme imalatları %20 tamamlanmayan imalat olarak 27.560,00TL’nın belirtilmiş bulunmasına göre taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK.’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının 6100 Sayılı HMK.’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince asıl dava yönünden davacıdan alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacı… davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Harçlar Kanunu gereğince asıl dava yönünden davalıdan alınması gereken 1.354,79 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL ve 338,69 TL olmak üzere toplam 397,99 TL harcın mahsubu ile bakiye 956,80 TL harcın davalı… davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Harçlar Kanunu gereğince karşı dava yönünden karşı davacıdan alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davalı… davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderleri ile ödenen istinaf kanun yoluna başvurma haçlarının kendileri üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361.maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 30.01.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan…

Üye…

Üye…

Katip…

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır