Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2022/199 E. 2022/227 K. 02.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 30/12/2021
NUMARASI : ….
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit-İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
TALEP KONUSU : İhtiyati Hacze İtiraz

KARAR TARİHİ : 02/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/03/2022
Birleşen davada davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali istemine ilişkin davada verilen ihtiyati hacze itirazın reddi kararına karşı süresi içinde ihtiyati hacze itiraz eden birleşen davada davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Birleşen davada davacı … … Ltd. Şti. vekili; Müvekkili ile davalılar …… arasında 2016 yılında, konusu …. olan taşeronluk sözleşmesinin imzalandığını, müvekkilinin bu iş ilişkisi uyarınca davalı dilekçesinde belirttiği faturaların düzenlendiğini, bu faturalara binaen davalılarca birtakım ödemelerin gerçekleştirildiğini ancak cari hesap çizelgesinde mevcut 892.889,66 TL bakiye borcun ödenmediğini, taraflar arasında işbu davaya konu işin icrası için imzalanan sözleşmenin 20.maddesi hükmünde açıkça işveren davalı tarafından taşeron olan davacıya ödemelerin ne zaman yapılacağının belli olduğunu, davalıların ihaleye konu iş için … Üniversitesi’nden hak edişleri aldıklarını, ancak müvekkiline ödemelerini yapmadığını bu nedenle Ankara 13. İcra Müdürlüğü’nün 2018/8187 sayılı dosyası ile işbu iş ortaklığının/adi ortaklığın tarafı davalılar…. … aleyhine icra takibi başlatıldığını, ancak davalıların sırf takibi sürüncemede bırakmak amacıyla ve borçları olmadığı iddiasıyla borca, faiz oranına ve ferilerine itiraz ederek takibin durdurulmasına sebebiyet verdiklerini, müvekkili tarafından Ankara 22. İcra Müdürlüğünün 2017/22246 sayılı dosya ile …. – … İş Ortaklığına icra takibi açıldığını, ancak mezkur takibin adi ortaklığın husumet ehliyeti olmaması nedeniyle Ankara 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/320 esas sayılı dosyası ile iptal edildiğini, davalıların başka borçlarının ve kişisel mal varlığı değerleri üzerine çeşitli haciz işlemlerinin de yapılmasının kuvvetle muhtemel oluşu, alacak miktarının önemli ölçüde yüksek oluşu ve sair nedenlerle borçluların taşınır, taşınmaz ve üçüncü kişilerdeki tüm hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulmasını istediklerini belirterek öncelikle borçluların (fazlaya ilişki hakları saklı kalmak kaydıyla) 992.587,52 TL’lık borcuna mahsuben, mal kaçırma ihtimali de göz önüne alındığında, borcu karşılamaya yeter miktardaki tüm taşınır, taşınmaz mallarının ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, davalıların Ankara 13. İcra Müdürlüğü’nün 2018/8187 sayılı icra takibine yaptığı haksız ve mesnetsiz olan itirazlarının iptaline ve takibin devamına ve davalıların takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen 2018/595 Esas sayılı davada mahkemece 27/10/2021 tarihli ara kararı ile ihtiyati haciz koşullarının, yaklaşık ispat şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle davacının ihtiyati haciz isteminin reddine dair verilen kararın davacı tarafından istinaf edilmesı üzerine Dairemizin 2021/933 E, 1024K sayılı 18/11/2021 tarihli kararı ile birleşen davada davacı taşeron, davalılar iş ortaklığını teşkil eden yükleniciler olup, taraflar arasında altyapı ve galeri hattı inşaasına ilişkin eser sözleşmesi akdedildiğinin çekişmesiz olduğu, davaya konu icra takibinin faturalar ile cari hesap ilişkisine dayandığı, bilirkişi raporuna göre her iki taraf defterleri itibariyle davacı taşeronun takip talebinde yazılı asıl alacak tutarı kadar alacaklı olduğununun anlaşıldığı, mahkemece talebin geçici hukuki koruma talebine ilişkin olduğu ve geçici hukuki koruma talebi için aranılan yaklaşık ispatın somut olayda gerçekleştiği gözetilmeksizin hatalı değerlendirmeyle alacağın tespitinin yargılamayı gerektirdiği, alacağın muaccel olmadığı ve yaklaşık ispatın gerçekleşmediği gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş olmasının dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun bulunmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz talep eden davalı-birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkemenin 27.10.2021 günlü ara kararının HMK 353/1-a-6 madde gereğince kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Birleşen 2018/595 Esas sayılı davada mahkemece 13/12/2021 tarihli ara kararı ile dosya kapsamına, toplanan delillere, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27.Hukuk Dairesi 18/11/2021 tarih 2021/933 esas 2021/1024 karar sayılı kararına göre, İİK 257. maddesinde aranan ihtiyati haciz koşullarının gerçekleştiği gerkçesiyle ihtiyati haciz talebinin 892.899,66 TL asıl alacak üzerindenkabulune, %15’i oranında HMK’nun 87. maddesinde yazılı türden teminat alınmasına, işlemiş faiz tutarının hesaplamayı gerektirmesi nedeniyle faize ilişkin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
Birleşen davada davalı … şirketi vekili 14/12/2021 havale tarihli dilekçesiyle ihtiyati haciz şartlarının gerçekleşmediğini,13.12.2021 tarihli ara kararda verilen ihtiyati haczin kısmen kabulü kararının İİK m. 257 ve 265 gereğince kaldırılmasını, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesini, ihtiyati haciz kararının kaldırılması talebinin kabul edilmemesi halinde mahkemece belirlenecek teminatın taraflarınca mahkeme veznesine depo edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince 30/12/2021 tarihli ara kararı ile; İtirazın mahkemece verilen 13/12/2021 tarihli ihtiyati haciz kararının kaldırılması istemine ilişkin olduğunu, birleşen dosya davacısının talebi üzerine mahkemece 13/12/2021 tarihinde birleşen dosyada davacı ….Ltd.Şti.’nin 892.899,66 TL alacağının alınabilmesini sağlamak için tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, borçlular birleşen dosya davalıları …. Ltd.Şti. ve …’in borca yeter miktardaki menkul ve gayrimenkul malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının İİK’nın 257/1 maddesi gereğince ihtiyati haczine karar verildiğini, 28/12/2021 tarihli itirazın incelenmesi duruşmasına katılan itiraz eden vekilinin itiraz dilekçesini tekrar ettiğini, itiraz dilekçesinden sonra Ankara 16. İcra hukuk mahkemesine başvurduklarını, anılan mahkemece teminat mukabilinde konulan ihtiyati hacizlerin kaldırıldığını, İİK 257. maddesindeki aranan şartlar oluşmadığından mahkemece konulan ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep ettiğini, davacı- birleşen dosya davalısı ….Ltd. Şti. vekilinin ihtiyati haciz kararının kaldırılması talebinin reddini, teminat mukabilinde ihtiyati haczin kaldırılması talebinin konusuz kaldığını beyan ettiğini, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi’nin 18/11/2021 tarih ve 2021/933 Esas- 2021/1024 Karar sayılı kararına göre, ihtiyati haciz talep edenin yaklaşık ölçüde haklı olduğu, İİK’nın 257.maddesinde aranan ihtiyati haciz koşullarının gerçekleştiği anlaşıldığından ihtiyati haciz kararına itirazın reddine, taraf vekillerinin beyanına göre Ankara 16. İcra Hukuk Mahkemesince teminat karşılığında ihtiyati hacizlerin kaldırıldığı anlaşıldığından, konusuz kaldığından teminat mukabilinde ihtiyati hacizn kaldırılması talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İhtiyati hacze itiraz eden davacı- birleşen davada davalı ……Ltd. Şti. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Bilirkişi heyet raporuna istinaden davacının müvekkilinden 892.899,00 Tl meblağında alacaklı olduğunun ispatlandığı iddia edilmişse de, bilirkişi raporunun kesin delil niteliğine haiz bir belge olmadığını, bunun yanında müvekkilinin maddi durumu hakkındaki iddiaların da asılsız olduğunu, mahkemece istinaf kararı üzerine duruşma talepleri, beyanları beklenmeden ve dikkate almadan 13/12/2021 tarihli ara kararında ihtiyati hacze karar verildiğini, müvekkilince itiraz sürecinin başlatıldığını, aynı zamanda ihtiyati haczin kaldırılması için mahkemece belirlenecek teminatın yaratılacağının bildirildiğini, bu nedenle Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nden 13/12/2021 tarihli ara kararda verilen ihtiyati haczin kısmen kabulü kararının İİK m. 257 ve 265 gereğince kaldırılması ve ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinin talep edildiğini, 17/12/2021 tarihli ara karar ile ” talep konusu ihtiyati haciz kararının, icra takibine başlandıktan sonra verilmiş olması nedeniyle İİK.nun 266 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesi yetkisinin icra mahkemesinde olduğu, mahkememizin görevsiz olduğu anlaşıldığından talebin reddine” şeklinde karar verildiğini, işbu hüküm doğrultusunda icra mahkemesinden ihtiyati haczin kaldırılmasını talep zorunluluğunun doğduğunu, Ankara 13. İcra Müdürlüğü’nün 2018/8187 Esas sayılı dosyasına yatırılacak teminatın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve ihtiyati haczin kaldırılması talebiyle Ankara 16. İcra Hukuk Mahkemesi’nde 2021/1403 Esas sayılı dosyası ile açılan davada mahkemece 20/12/2021 tarih ve 2021/1248 Karar sayılı ilam ile “Asıl takibe geçilmiş olması nedeniyle talep konusunda mahkememiz görevli olup, İİK’nun 266. maddesi çerçevesinde, davacı borçlunun ihtiyati haciz kararında belirtilen 892.899,66 TL’yi icra dosyasına yatırması ya da 892.899,66 TL tutarında teminat mektubu göstermesi karşılığında ihtiyati haczin kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.” şeklinde hüküm kurulduğunu, akabinde müvekkili tarafından 892.899,66 TL teminatın yatırılması üzerine hacizlerin kaldırılmasına karar verildiğini, mahkemenin 30/12/2021 tarihli ara kararında ihtiyati haciz kararına itirazın reddine dair verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava kapsamında tanzim edilen bilirkişi raporunda müvekkilinin hiç değilse icra takibi itibarıyla ana para olarak alacağının var olduğu ve muaccel olduğunun ispatlandığı iddia edilmiş ise de, bilirkişi raporunun takdiri delillerden olup, mahkemenin rapordaki görüş ve beyanları serbestçe takdir edeceğini, bilirkişi raporu esas alınarak ihtiyati haciz kararı verilmesinin hatalı olduğunu, kaldı ki bilirkişi raporunun tamamen eksik inceleme ürünü olup hatalı olduğunu, davacının talep ettiği ve yaptığını iddia ettiği imalatların hiç ya da gereği gibi yapılmadığını, ara hakedişlerin geçici ödeme niteliğinde olduğunu, davacının fatura kesmesinin o işin yapıldığı anlamına gelmediğini, nitekim ara hakedişlere konu imalatların bir kısmının hiç yapılmadığı, bir kısımın ise geçici hakedişlerde belirtilen oranlarda yapılmadığının tasfiye kesin hesabından da anlaşıldığını, icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiği iddialarının gerçekçi olmamakla birlikte öyle olsa dahi zaten borca haksız ve kötü niyetli olarak itiraz eden tarafın alacağın %20’si nispetinde icra inkar tazminatı ödemesi gerekeceğinden, davacının bu hususta bir zarara uğrama ihtimalinin söz konusu olmadığını, İİK’nın 257. maddesi kapsamında vadesi gelmemiş bir borçtan ötürü ihtiyati haciz karar verilebilmesi için borçlunun belli bir ikamet adresinin olmaması veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya çalışarak bu amaçla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması gerektiğini, ancak somut olayda müvekkilinin, henüz varlığı kesinleşmemiş dava konusu borcu ödemeden imtina etmek maksadıyla mallarını gizleme veya kaçırma girişiminde bulunmadığını, ihtiyati haciz talep eden davacının muaccel bir alacağının varlığının olup olmadığını, alacağı varsa bu tutarın yargılamanın sonunda belirleneceği hususunun yerel mahkemece gözetilmediğini, davacının haklı olduğunu yaklaşık olarak dahi ispat edemediğini, ihtiyati haciz kararına itirazlarının kabul edilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı ve hukuka aykırı olduğunu belirterek, mahkemece verilen 30/12/2021 tarihli arar kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına ve ihtiyati haciz kararına itirazlarının kabulü ile ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Talep, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali konulu birleşen davada mahkemece verilen ihtiyati haciz kararına itiraz istemine ilişkin olup, itirazın reddi kararına karşı ihtiyati hacze itiraz eden vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla ihtiyati hacze itiraz eden davacı- birleşen davada davalı ……Ltd.Şti. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati hacze itiraz eden davacı- birleşen davada davalı ……Ltd.Şti. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine
2-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle ihtiyati hacze itiraz eden davacı- birleşen davada davalı tarafından ödenen istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1.f maddesi gereğince KESİN olmak üzere 02/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.