Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/166 – Karar No:2023/1251
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/166
KARAR NO : 2023/1251
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/10/2021
NUMARASI : 2017/242 E-2021/910 K
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
İHBAR OLUNAN :
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 08/12/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/12/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan alacak davasında mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; taraflar arasında 03/03/2016 tarihinde 2 ayda bir yayın yapan … … resmi dergisinin arka kapağında davacı şirketin bünyesinde bulunan … adlı işletmenin reklamının yayınlanması konusunda sözleşme imzalandığını, sözleşme uyarınca … 6 sayı (1 sene) boyunca …’in reklamını … … resmi dergisinin arka kapağında yayımlanmasının ve bunun karşılığında …Ltd. Şti’nin davalıya sayı başı ücreti 3.200 TL (KDV dahil) olmak üzere 19.200 TL sözleşme bedelinin ödenmesinin kararlaştırıldığını ve bedelin 03/03/2016 tarihinde ödediğini, reklamın yayınlanacağı söz konusu sayıların derginin Mayıs 2016- Temmuz 2016- Eylül 2016- Kasım 2016- Ocak 2017- Mart 2017 sayıları olduğunu, ancak davalı firmanın, derginin sadece ilk sayısını çıkardığını, daha sonra dergiyi ya çıkarmamış ya da çıkması gereken süreden daha sonra piyasaya sürdüğünü, sorumluluk ve yükümlülüklerini aksattığını, davalının bu eylemleri ve kusurlarından dolayı büyük bir topluluğun … … resmi dergisine olan aboneliklerini sonlandırdığını ve derginin normalde ulaşması gereken yerlere ulaştırılmadığını, reklam verilirken planlanan yarara ulaşılmasının imkansız bir hal aldığını, bu durumun sorumlusunun davalının ayıplı hareketleri olduğunu, davalının kusuru nedeniyle … ile olan yayın sözleşmesinin feshedildiğini, dolayısıyla artık ifanın düzeltilmesine yada olması gerektiği gibi yerine getirilmesine imkan bulunmaması nedeniyle sözleşmeden dönme ve ödenilen tutarın yasal faizi ile birlikte tahsilini isteme zorunluluğunun doğduğunu ileri sürerek, sözleşmenin iptali ile 5 aylık ücret olan 16.000,00 TL sözleşme bedelinin yasal faizi ile beraber davacıya iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusunun belirlenmesi, davanın dayanağı olan vakıalar ve taleple doğrudan bağlantılı olduğunu ve bunun tasarruf ilkesinin bir gereği olduğunu, ayrıca hakimin taleple bağlı olmasıyla da yakından ilgili olduğunu, istisnalar dışında, davacının dava konusu üzerinde tasarruf yetkisinin bulunduğunu ve hakimin belirlenen talep konusu neyse ancak o konuda karar verebileceğini, davacının dava dilekçesinde dava konusu ve değerini belirtme noktasında eksikliğe düştüğünü, dava konusunun değeri HMK’nun 119.maddesinde belirtildiği üzere dava şartı ve harca tabi değerin hesaplanması bakımından önem arz ettiğini, her ne kadar netice-i talep kısmında 16.000,00 TL sözleşme değeri yasal faizi ile birlikte talep edilmiş ise de, dava dilekçesinde 19.000,00 TL’lik bir tutarın zikredildiğini, mahkemece bu durumun aydınlatılması aksi takdirde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının taraflar arasındaki sözleşme ilişkisini eksik ve yanlış aktardığını, 03/03/2016 tarihinde yapılan reklam sözleşmesi uyarınca o dönem sözleşme konusu olan ve iki aylık olarak yayımlanan “… …” arka kapağında davacının işletmecisi olduğu restoranın reklamının yapılması hususunda sözleşme düzenlendiğini, sözleşme bedeli olan KDV dahil 19.200,00 TL’nin müvekkiline ödendiğini, sözleşmenin imzalanmasından sonra yayımlanan derginin ilk sayısı olan 51.sayı nisan-2016 sayısının en arka sayfasında davacıya ait reklamın yayımlandığını, 11/06/2016 tarihinde yapılan … Olağan Mali Genel Kurul- Olağanüstü Seçimli Genel Kurulu’nda yönetim değişikliği sonrasında dergi basım işinin müvekkilinden alınarak … Dağıtım ve yayım sorumluluğunda, editör … ve Genel Yayın Yönetmeni …’ya verildiğini, bu tarihten sonraki belirtilen sayılar ve sonraki sayılarda da derginin basım işinin … tarafından yürütüldüğünü, mahkemece yapılacak inceleme sonucunda bunun görüleceğini, …’ya devredilen yayım hakkının TBK’nun 205.maddesi ve devamı hükümlerinde belirtilen “Sözleşmenin Devri” müessesesine tabi olduğunu, davacı tarafça taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi TBK’nun 219.maddesinde ifade edilen “Satım Sözleşmesine” dayandırılarak hataya düşüldüğünü, davanın …’ya ihbar edilmesi gerektiğini, sözleşmenin devri sonrasında müvekkilinin sözleşmenin tarafı olma sıfatının sona erdiğini, müvekkilinin davacı şirkete sözlü olarak derginin basım işinin devredildiğinin ve ücretlerin iade edilmesini teklif ettiğini, davacının ödemelerin müvekkili tarafından yani basım hakkını alan şirkete yapılmasını kabul ettiğini, bu durumun tanık beyanları ile ispat edileceğini, müvekkili şirketin, davacı şirket ile sözlü anlaşmasının gereği olarak deginin basım hakkını elinde bulunduran … Müdürü ve Dergi Genel Yayın Yönetmeni …’ya 27/10/2016 tarihinde 3.200 TL, 29/11/2016 tarihinde 3.200,00 TL ve 13/01/2017 tarihinde 3.200,00 TL olmak üzere daha sonraki sayılara ilişkin ödemeleri yaptığını, müvekkilinin …’nın dağıtım işlerinde aksaklıklar yaşaması ve derginin sonraki sayılarının basılmadığını öğrenmesi üzerine davacı şirkete, sözleşme konusu altı sayının, basımı gerçekleştirilmeyen kalan iki sayısına dair ödemeyi de 15/03/2017 tarihinde 6.400,00 TL olarak gerçekleştirdiğini, bunun yanı sıra yaşanan aksaklık ve diğer sorunların 13/03/2017 tarihinde davacı tarafa ihtaren bildirildiğini, davanın husumet yönünden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; davacının davalıyla yapmış olduğu sözleşme gereği … … resmi dergisinin arka kapağında davacı şirketin bünyesinde bulunan … adlı işletmenin reklamının yayınlanmasının talep edildiği ve bu sözleşmeye göre reklamın 2 ayda bir olmak üzere toplam 12 ay olduğu ve KDV dahil 3.200 TL’ye anlaşıldığı, derginin bir sayısının çıkartıldığı, ancak diğer 5 sayısının çıkartılmadığı ve reklamın yayınlanmadığı bildirilerek 16.000 TL sözleşme bedelinin talep edildiği, ancak davacı vekilinin tekrar talebi gereği bedelin 9.600 TL olarak belirlendiği, davalı tarafça cevap dilekçesi sunulduğu, davalı cevabında 6 sayı olarak derginin yayınlandığı, ayrıca dergi yayım hakkının dava dışı …’ya devredildiği ve bu hususun TBK’nun 205. maddesi gereği sözleşmenin devri olduğu ve davanın …’ya ihbar edilmesi gerektiğinin bildirildiği, ayrıca davacı şirketle sözlü anlaşma gereği derginin basım hakkını elinde bulunduran … müdürü ve dergi genel yayın yönetmeni …’ya dava konusu olan 3 dergi ücretinin gönderilerek yayınların yapıldığının bildirildiği, davayla ilgili delillerin toplandığı ve ilgili yerlerden getirtildiği, davayla ilgili bilirkişi raporlarının düzenlendiği ve diğer tüm deliller hep birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasında imzalanan sözleşmede açık bir şekilde derginin hangi tarihte yayınlanması gerektiğinin ve nasıl yayımlanmasının gerektiğinin bildirildiği, davalı tarafça TBK’nun 205. maddesine göre sözleşmenin devri olduğu bildirilmişse de sözleşmenin devrinin geçerliliğinin devredilen sözleşmenin şekline bağlı olduğu ve taraflar arasındaki sözleşmenin yazılı olduğu dikkate alındığından sözleşmenin devrinin geçerli olmadığı ve ayrıca davacının sözleşmenin devri konusunda icazetinin de bulunmadığı, bu nedenle TBK’nun 205. maddesinin uygulanamayacağı, ayrıca dergilerin … tarafından yayımlandığı bildirilmişse de taraflar arasındaki sözleşmede derginin hangi tarihte ve nasıl yayımlanacağıyla ilgili açık bir hükmün bulunduğu, davalı tarafça bu hükme uyulmadığı ve ayrıca dava dışı … tarafından yayınlanan dergilerin davacının isteğiyle olduğu hususunun da davalı tarafça ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf başvurusunda; davacı tarafça, 03/03/2016 tarihinde yapılan sözleşmenin iptali ile 5 aylık ücret olan 16.000 TL sözleşme bedelinin iadesi talepli açılan davada, mahkemece davanın kabulüne karar verildiğini, verilen kararın, usule, yasaya ve hakkaniyete aykırı olup, kaldırılması gerektiğini, öncelikle gerekçeli kararın usulüne uygun olarak yazılmadığını, bilindiği üzere gerekçe, temel bir hak olarak kabul edilmekte ve “gerekçeli karar hakkı” olarak adil yargılanma hakkının temel bir unsurunu oluşturduğunu, söz konusu hakkın, AİHM içtihatlarında AİHS’in 6. maddesi kapsamında korunduğu gibi Türk Anayasası ve kanun metinleri ile yüksek mahkeme kararlarında da yer aldığını, temyiz mahkemeleri olarak görev yapan Yargıtay ve Danıştay’ında, genel olarak gerekçeli karar hakkına önem vermekte ve bu hakka uygunluğu sağlamaya çalıştığını, gerekçeli kararda “deliller” hususunu ayrı bir başlık altında değerlendirmediğini, soyut ifadeler kullanmak suretiyle hüküm oluşturulduğunu, oysa dosyada toplanan her bir delilin tek tek değerlendirilmesi ve hangi delillerin hükme esas teşkil ettiğinin ya da etmediğinin açıkça belirtilmesi gerektiğini, HMK’nun 297. maddesinde de, verilecek hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer alması gerektiği açıkça vurgulandığından, gerekçede maddi olay saptanmalı, hukuki niteliği ve uygulanacak hukuki kurallar belirlenmeli, bu konuda gerekli inceleme ve delillerden söz edilmeli, hukuk kuralları somut olaya uygulanmalı ve sonunda hüküm kurulması gerektiğini(Yargıtay 9.HD’nin 24/05/2016 tarih ve 16428/12347 E/K), adil yargılanma ve hukuki dinlenilme hakkını zedeleyen işbu kararın kabulünün mümkün olmadığını, mahkemece kararın gerekçe kısmında, delillerin yeterince tartışılmadığını, davanın hangi gerekçelerle kabul edildiğine dair yeterli açıklama ve aydınlatmanın yapılmadığını, mahkemece hüküm kurmaya elverişli derecede delil toplanmadığını, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin değerlendirilmediğini, sözleşmenin devri hususunda hatalı değerlendirme yapıldığını ve hüküm kurmaya elverişli bir rapor temin edilmediğini, mahkemece tanıklarının beyanlarına itibar edilmediğini ve neden itibar edilmediğinin de gerekçeli kararda açıklanmayarak müvekkilinin adil yargılanma hakkının bir kez daha zedelendiğini, 13/08/2020 tarihli bilirkişi raporunda, sözleşmenin iptal edilerek 5 sayılık ücret olan 16.000 TL sözleşme bedelinin yasal faizi ile beraber iade edilmesini gerektirecek bir sonucun oluşmadığına ilişkin görüş bildirildiğini, 23/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda ise sözleşmenin devrini içeren bir ordiyonun veya anlaşmanın yer alması gerektiğinin belirtildiğini, 11/06/2021 tarihli ek raporda davalı vekilinin beyan ettiği ve tanık beyanında yer aldığı gibi ücret iadesi yapmak istemelerine rağmen firmanın reklamların çıkması yönünden ısrarlı olduğu hususu kabul edilirse, davalı taraf sorumluluğunu ifa etmiş sayılır, sorumluluklarını yerine getirdiği şeklinde değerlendirileceği şeklinde görüş bildirildiğini, mahkemece alınan ikinci raporda, tespiti istenen her konunun ucu açık bırakıldığını, muğlak ifadeler kullanıldığını, mahkemenin hiçbir talebi aydınlatılmadığını ve kesin bir sonuca varılamadığını, itiraz üzerine mahkemece aynı bilirkişiden ek rapor alındığını, fakat ek raporda da itirazların karşılanmadığını, hükme esas alınan 23/12/2020 ve 11/06/2021 tarihli raporlarda, bilirkişilerin devredilen sözleşmenin tespitinde yanılgıya düştüğünü, salt müvekkili ile davacı arasındaki reklam sözleşmesinin devredildiğini iddia edildiği kanaatiyle görüş bildirildiğini, bunun da hatalı bir sonuca varılmasına neden olduğunu, yargılama safhasında da ifade edildiği üzere devre konu edilen sözleşme müvekkili ile davacı arasındaki sözleşme değil, cevap dilekçesi ve tüm beyanlarda belirttiğimiz üzere müvekkili ile … arasındaki yayım sözleşmesi olduğunu, mahkemece … yönetimi tarafından gönderilen müzekkere cevabının irdelemeksizin hüküm kurulduğunu, mahkemece devrin yazılı şekilde yapılmadığı görüşüyle davanın kabulüne karar verilmiş olsa da, yanlış bir değerlendirmede bulunulduğunu, öyle ki asıl sözleşme taraflar arasında şekil şartına tabi olmaksızın yapılmış olduğundan, devir sözleşmesi de yazılı şekle tabii olmayacağını, öte yandan, kabul manasına gelmemekle birlikte, sözleşme ifa ile de geçerlilik kazandığından bu aşamada sözleşmenin geçersizliğine hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin, kulübün vermiş olduğu yayın haklarının kendisinden alınması ve TBK’nun 136. maddede düzenlenen ifa imkansızlığı sebebiyle, sözleşme gereği yayımı yapılamayan reklamlara ilişkin bedeli davacıya, diğer bedelleri de ihbar olunan …’ya ödediğini, bu bağlamda sözleşmenin devri niteliğinde bir hukuki ilişkinin bulunmadığı değerlendirmesi yapılacaksa dahi, müvekkilinin ifa imkansızlığı ve sözleşme konusu bedelin de ilgililere ödenmesi nedeniyle borcunun sona erdiğinin kabul edilmesi gerektiğini, aksi halde uyuşmazlık konusu bedeller müvekkilince ikinci kez ödenmesi durumunda kalınacağının ve bu durumun da hakkaniyete aykırı bir sonuç doğuracağını, dosya kapsamından anlaşılacağı üzere müvekkilinin sadece … …’nün uygun gördüğü zamanlarda çıkacak olan dergilerin basım işi ile meşgul olup, derginin ne zaman ve ne şekilde çıkacağına dair sorumluluk ve yükümlülük sahibi olmadığını, 23/12/2020 tarihli bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere, müvekkilinin buna rağmen, taraflar arasında imzalanan ordinoya uygun olarak derginin 51. sayısında reklamı yayınladığını, 52., 53. ve 54. sayılarında ise hiç bir ticari amaç gütmeksizin davacının mağdur olmaması için yayımlanmasını sağladığını, zira sözleşmenin devri neticesinde yayımın artık müvekkili tarafından ifa edilmesine imkan kalmadığını, mahkemece, davacının dava dilekçesindeki talebinin 16.000,00 TL olduğu, daha sonra davacı talebiyle alacak miktarının 9.600,00 TL olduğunun belirtildiği gözetilerek, dava miktarı hakkında tam kabul şeklinde hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, mahkemece, yargılama sırasında ödenen bedel ile bakiye bedelin ayrı ayrı değerlendirilerek ödenen kısım bakımından karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurularak yargılama gideri ile vekalet ücreti hususunda müvekkili tarafından davanın açılmasına sebebiyet verilmediği de gözetilerek, müvekkili lehine, ödenen bedel üzerinden hesaplanacak vekalet ücreti ile yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında 03/03/2016 tarihli … … Resmi Dergisinde 2 ayda bir toplam 6 sayıda davacı tarafça hazırlanan ilandaki görsel ve metin kısımdaki malzeme sorumluluğunun ilan verilen şirkete ait olacağı kabul edilerek, her yayın için 3.200 TL (KDV dahil) bedelli toplam 19.200 TL (KDV dahil) bedelli sözleşme imzalandığı ve sözleşme kapsamında ilk yayının davacı tarafça sözleşme konusu derginin nisan 2016 tarihli 51. sayıda ifa edildiği ihtilafsız olup, daha sonra davalı tarafça derginin ya çıkartılmadığı ya da daha sonra çıkarıldığı iddiası ile sorumluluk ve yükümlülüklere aykırı davrandığı, davalının bu hareketleri nedeniyle … … dergisine olan aboneliklerin sonlandırıldığı, derginin normalde ulaşması gereken kitleye ulaşmaması nedeniyle, reklam verirken ulaşılması hedeflenen amaca ulaşma imkanı kalmadığı belirtilerek, 5 adet sayının bedeli olan 16.000,00 TL’nin yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Taraflar … … resmi dergisinde ilan hususunu konu alan eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu ihtilafsız olup, davacıya ait 3 adet ilanın da davalı tarafından … … ile olan sözleşmenin sonlandırılmasından sonra davalı tarafça dergiyi basan Es Es medyaya bedel ödenerek ifasının sağlandığı, basımı gerçekleştirilmeyen 2 adet ilan bedeli olan 6.400 TL’nin dava tarihi ile aynı 15/03/2017 tarihi itibariyle davacıya iade edildiği anlaşılmıştır.
Eser sözleşmelerinde Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere işin yüklenici tarafından sözleşmeye, fen ve sanat kurallarına ve yasaya uygun olarak ifa edilerek teslim edilmesi esastır. Bununla birlikte TBK’nın 486.maddesinde sadece yüklenicinin kişisel özelliklerinin göz önünde bulundurularak yapılan sözleşmelerde doğrudan fesih nedeni kabul edilmiş olup, somut olayda, davaya konu sözleşmenin bu nitelikte bir sözleşme olmadığı, davacıya ait ilanların sonrasında da aynı derginin 52.53.ve 54.sayılarda yayınlanmasının sağlandığı, bu ilanlar nedeniyle davacı tarafça ayrıca bir bedel ödenmediği, davalı tarafından sözleşmenin imzalandığı tarihte tahsil edilen bedel üzerinden davalı tarafça dergiyi çıkaran dava dışı şirkete bedelin ödendiği, davacının da yapılan bu ilanlara yönelik herhangi bir itiraz ve beyanının bulunmadığı anlaşılmakla mahkemesince bu ilanlara yönelik bedel iadesine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemesi tarafından yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde davacı ile davalı arasında yapılan sözleşmedeki iki ayda bir bir yılda 6 sayıda yapılacak ilan ile amaçlanan sonuç ile derginin eylül 2016 tarihli 52. sayısında, Ekim 2016 tarihli 53. sayısında ve Kasım 2016 tarihli 54 .sayısında yayınlanması ve bu surette davalının 2 ayda bir reklam yayınlanması yükümlülüğüne aykırı davranması nedeniyle çoğun içerisinde az da vardır ilkesi de değerlendirilerek sözleşme bedelinden nefaset indirimi gerekip gerekmeyeceği hususu üzerinde de durulmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde ve davadaki talep 16.000,00 TL olup, davalının kabulüne denildiği halde 9.600,00 TL üzerinden gerekçesi de açıklanmaksızın hüküm kurulması da HMK’nın 297.maddesine aykırı olup, usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Bütün bu açıklamalar kapsamında mahkemece yapılması gereken iş, taraflar arasındaki ilişkinin eser sözleşmesi ilişkisi olduğu, sözleşme kapsamının … … dergisinde ilanın yayınlanmasına yönelik olup, yüklenicinin bizzat yapması gereken ve şahsına sıkı sıkaya bağlı bir edim olmadığı, bu nedenle sözleşmenin devri yasağı kapsamında değerlendirilmeksizin yukarıda belirtilen tespit ve ilkeler kapsamında dosyada 23/11/2020 havale tarihli kök ve 11/06/2021 tarihli ek raporu düzenleyen bilirkişiden denetlenebilir nitelikte ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesidir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin diğer istinaf nedenleri incelenmeksizin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a.4-6 maddeleri uyarınca kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,
2-Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/10/2021 tarih ve 2017/242 Esas- 2021/910 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a.4-6 maddeleri gereğince kaldırılmasına,
3-Dairemiz kararına uygun şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-Davalı tarafından yatırılan 105,00 TL + 59,30 TL olmak üzere toplam 164,30 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
5-İstinaf talep eden davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 353/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 08/12/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır