Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/139 – Karar No:2023/1234
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/139
KARAR NO : 2023/1234
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/10/2021
NUMARASI : 2016/44 E-2021/711 K
DAVACI-KARŞI DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI-KARŞI DAVACI
ASIL DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARŞI DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 07/12/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/01/2024
Asıl davada davacı vekili tarafından açılan itirazın iptali ve karşı davacı vekili tarafından açılan alacak istemine ilişkin davada mahkemece, asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen kararına karşı süresi içerisinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında … Konut inşaatı işi sebebi ile 20/01/2014 tarih ve 2014/005 sayılı sözleşme imzalandığını, bu sözleşme ile davalının 34A-37A-33B1 konut imalatlarının, dış cephe mantolama işlerinin malzemeli ve işçilikli olarak yapılması işini üstlendiğini, işin devamında 03/04/2014 tarih ve 2014/005-Z1 nolu zeyilname yapılarak 34A-33B1 blokların yapılacak işler kapsamından çıkarıldığını, yerine 38 B2 Blok imalatlarının eklendiğini, bu zeyilname sonrasında sözleşme konusu imalatların 37A ve 38 B2 Bloklar bazında yürütüldüğünü, sözleşme gereği 37 A Blok mantolama imalatlarının 30/05/2014 tarihinde, 38 B2 Blok mantolama imalatlarının 15/06/2014 tarihinde tamamlanması gerekirken, imalatların iş programına uygun tamamlanmadığını, şantiyede yapılan toplantılarda defalarca ekip sayısının arttırılması istenmesine rağmen, davalı tarafından artış yapılmadığını, bu sebeple 24/06/2014 tarih ve 2014/171 sayılı yazı ile 37A ve 38B2 Bloklar Dış Cephe Mantolama imalatlarında yaşanan sıkıtılar-eksiklikler dile getirilerek imalatın tamamlanması eksikliklerin giderilmesi bunun için acil olarak ekip sayısının arttırılarak mesaili çalışma yapılması aksi halde ana sözleşmenin 9.maddesi gereği davalı nam-ı hesabına imalatların tamamlatılacağı vs hususlarının ihtar olunduğunu, ihtara rağmen gelişme sağlanamadığından, dava dışı … ve … … firmalarına davalı nam-ı hesabına imalatlar yaptırıldığını, müvekkili şirketin, mantolama imalatları için kullanacak, taş yünü, EPS ve dübel malzemesi tedariklerini davalı adına yaptığını ve ilgili bedeli hakediş ödemesinden mahsup ettiğini, müvekkili şirketin, işveren sıfatı ile yapmış olduğu 15/11/2014 tarihli kesin hakedişi, iş sahibi ile mutabık kalınan metrajlara göre yaptığını ancak davalının kesin hakkedişi imzalamaktan imtina ettiğini, davalının alt taşeron ilişkisi nedeniyle, cari hesap ekstresinde görünen 135.924,902 TL üzerinden müvekkili şirkete borçlu olduğunu, Ankara 40.Noterliğinin 04/04/2015 tarih ve 06734 Yevmiyeli ihtarı ile cari hesap ekstresinin, 15/11/2014 tarihli kesin hakediş ve içeriği belgelerin eklenerek cari hesap mutabakatının yapılıp borçların kapatılmasının ihtar edildiğini, bu ihtarın davalıya 05/04/2015 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen herhangi bir gelişme sağlanamadığını, bu nedenle Ankara 23.İcra Müdürlüğü’nün 2015/23048 Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalının icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, davalının Ankara 23. İcra Müdürlüğü’nün 2015/23048 sayılı takip dosyasına vaki itirazının iptali ile asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatı takdirini talep etmiştir.
Davalı vekili; müvekkilinin taahhüt ettiği imalatlarına başlayabilmesi için müvekkili taahhüdünde bulunmayan ve fakat davacı tarafından yerine getirilmesi gereken şap, kör kasa, yalıtım gibi detayların tamamlanması için defalarca sözlü ve yazılı olarak davacıya bildirimde bulunulduğunu, tüm ikaz ve ihtarlara rağmen eksiklerin zamanında giderilemediğini, yine müvekkilinin imalatlarına verilen zararlar nedeniyle yapılan imalatların mükerrer yapılması gerektiğini, bunun da zaman kaybına yol açtığını, sözleşmenin 19.maddesine göre aylık olarak düzenlenmesi gereken hakkedişlerin düzenlenmediğini, bu nedenle de ödemelerin süresi içerisinde yapılmadığını, ayrıca davacı tarafından sözleşme dışı işler yapılmasının da istenildiğini, müvekkili tarafından talimat doğrultusunda sözleşme dışı işlerin yapıldığını, bu işlere ilişkin herhangi bir bedel ödenmediği gibi hakedişe de bağlanmadığını, sözleşmeye dahil işler ile davacının talimatı üzerine yapılan sözleşme dışı işler konusunda davacı tarafından hakediş yapmaması üzerine, hakedişin müvekkili tarafından yapıldığını, müvekkili tarafından yapılan kesin hesaba göre müvekkilinin davacıdan 304.286,60 TL alacağı olduğunu, bu bedelin ödenmesi için Ankara 30.Noterliği’nin 10/02/2015 tarih ve 02106 yevmiye sayılı ihtarının keşide edildiğini ancak sonuç alınamadığını, davacının, müvekkiline olan borcunu ödemek yerine, dava dilekçesinde sözünü ettiği Ankara 40. Noterliği’nin 04/03/2015 tarih ve 06734 yevmiyeli ihtarnamesini gönderdiğini, bu ihtara müvekkili tarafından Ankara 30. Noterliği’nin 18/03/2015 tarih ve 03931 yevmiyeli ihtarı ile cevap verildiğini ve davacının taleplerinin taraflar arasındaki ilişkiye uygun olmadığının ifade edildiğini belirterek; asıl davanın reddini, kötüniyetli davacı hakkında dava miktarının %20’sinden az olmamak üzere tazminat takdirini savunmuştur.
Karşı Davasına İlişkin Olarak İse; müvekkili ile davalı arasında düzenlenen 20/01/2014 tarihli sözleşme ile müvekkilinin … konut inşaat işine ait “34A-37A-33B1” konut imalatlarına ait dış cephe mantolamalarının yapılması işlerinin malzemeli ve işçilikli olarak yapımı işini üstlendiğini, sözleşmenin 5. maddesine göre 34A blok işlerine 15/03/2014 tarihinde, 37A blok işlerine 01/02/2014 tarihinde ve 33B1 blok işlerine 20/02/2014 tarihinde başlanması gerektiğini, mantolama yapılacak binaların tüm imalatları bitirilmiş olarak müvekkiline teslim edilmediğini, bu hususta müvekkilince 31/03/2014 tarihli yazının gönderildiğini, her ne kadar sözleşme malzeme dahil olarak akdedilmiş ise de imalatta kullanılacak olan malzemeyi davalının temin ettiğini, temin edilen bu malzemenin bedelinin ise müvekkilinin hakkedişinden kesildiğini, davalının 15/04/2014 tarihinde dahi EPS’ye ilişkin siparişleri ve malzemeleri temin edemediğini, bu nedenle de gecikmeler meydana geldiğini, davalının, binaları imalata hazır bir vaziyette teslim etmemesine rağmen avans talebi üzerine 38 nolu bloğun da müvekkilince yapılması gerektiğini ifade ettiğini ve sözleşme kapsamında yer almayan, esasen davalı tarafından yapılması ve sonrasında dış cephe mantolamaya hazır hale getirmesi için gerekli olan işlemler olan bir kısım işlerin de müvekkili tarafından yapılmasının istenildiğini, bunun üzerine sözleşme dışı işlere ilişkin fiyat teklifinin davalıya sunularak işe başlandığını, müvekkilince bir kısım işler ve talimat doğrultusunda bir kısım tamiratlar yapılmasına rağmen davalı tarafından avans verilmediği gibi 1 nolu hakedişin dahi yapılmadığını, gerek teknik gerekse mali konulardaki belirsizlikler nedeniyle müvekkilinin 17/04/2014 tarihli yazısı ile sözleşmenin feshedilmesi talebinde bulunduğunu, 23/04/2014 tarihinde halen dahi 37A ve 38B2 blokta imalata engel eksikliklerin bulunması sebebiyle davalıya 23/04/2014 tarihli yazı gönderilerek eksiklerin bildirildiğini, bu süreçte yapılması gereken 2. hakedişin de yapılmadığını, ödemelerin süresi içerisinde gerçekleştirilmediğini, bu haliyle davalının sözleşmenin 19.maddesine aykırı davrandığını, 2014 yılı Haziran ayında imalat yapılmasına engel daha pek çok eksik varken davalının tüm alt yüklenicilere iş programı göndererek, bu programa uyulmasını istediğini, belirtilen işlerin programdaki süre içerisinde imalatların mevcut durumuna göre tamamlanmasının fiilen mümkün olmadığını, yine davalının kendi yapması gereken eksikleri tamamlamadığı gibi, 24/06/2014 tarihli yazıyı göndererek 37A blok iskelesinin 08/07/2014 tarihine, 38B2 blok iskelesinin 05/07/2014 tarihine kadar tamamlanacağını ve işlerin iskele sökümüne engel olmayacak şekilde tamamlanması gerektiğini bildirdiğini, henüz süreler dahi dolmamasına rağmen davalının 15/07/2014 tarihinde fiilen işe el attığını, herhangi bir ihtar dahi göndermeksizin sahaya başka işçileri soktuğunu ve müvekkilini işten el çektirdiğini, davalının bu fiili feshinin haksız olup, fesih nedeniyle uğranılan zararlara ilişkin tazmin haklarını saklı tuttuklarını, davalının son hakedişte 37A bloğun %93 ve 38B2 bloğun %71 seviyesinde tamamlanmış olmasına rağmen yerinde olmayan bir kısım kesintileri hakedişe ekleyerek müvekkilini borçlu dahi çıkardığını, davalı tarafından hazırlanan hakedişin taraflarınca kabul edilmemesi üzerine müvekkili tarafından hakediş hazırlanarak Ankara 30. Noterliği’nin 10/02/2015 tarih ve 02106 yevmiyeli ihtar ile davalıya gönderildiğini, aynı ihtarda ayrıca 304.286,60 TL alacağın ve haksız olarak tutulmakta olan 64.901,45 TL teminatın 10 gün içerisinde ödenmesinin de ihtar edildiğini, davalının ise Ankara 40. Noterliği’nin 04/03/2015 tarih ve 6734 yevmiye nolu cevabi ihtarı ile kendi hazırladığı hakedişleri gönderdiğini, gönderilen bu hakedişlerin taraflarınca kabul edilmediğini, Ankara 30. Noterliği’nin 18/03/2015 tarih ve 3931 yevmiyeli ihtarı ile davalıya gönderilen hakedişte kabul edilmeyen hususlar izah edilerek nihai hakedişin hazırlanarak ihtarname ekinde gönderildiğini, halen dahi davalının hakkedişi imzalamadığını ve müvekkilinin alacaklarını ödemediğini belirterek; sözleşmenin davacı-karşı davalının eylemli haksız feshi nedeniyle, uğranılan zarar ve fazlaya ilişkin talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla; müvekkili tarafından gerçekleştirilen gerek sözleşme kapsamında, gerekse sözleşme dışı imalatlara ilişkin olarak 304.286,60 TL alacağın şimdilik 10.000,00 TL’sinin temerrüt tarihi olan 10/02/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davacı-karşı davalıdan tahsilini, davacı-karşı davalının eylemli haksız feshine rağmen, halen elinde bulundurduğu teminat kesintilerinden şimdilik 64.901,45 TL’sinin temerrüt tarihi olan 10/02/2015 tarihinden itibaren işleyecek olan avans faiziyle birlikte davacı-karşı davalıdan tahsilini talep etmiş; 24/06/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile dava dilekçesinde imalat bedeli olarak talep edilen 10.000,00 TL’yi 213.183,37 TL olarak ıslah ederek bu miktar alacağın temerrüt tarihi olan 10/02/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın, taraflar arasında yapılan taşeronluk sözleşmesi uyarınca davacı yüklenicinin cari hesap sözleşmesine istinaden davalı taşerona karşı yapmış olduğu takibe vaki itirazın iptali, karşı davanın ise taşeronluk sözleşmesine istinaden ve sözleşme dışı yapılan işlerden dolayı alacak ve teminat kesintilerinin haksız olduğu iddiasıyla tahsili konularına ilişkin olduğu, dosya kapsamı, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinde; taraflar arasında … Konut İnşaatı işi sebebi ile 20/01/2014 tarih ve 2014/005 sayılı sözleşme ile 34A-37A-33B1 konut imalatlarının, dış cephe mantolama işlerinin malzemeli ve işçilikli olarak yapılmasına yönelik alt yüklenici/taşeron ilişkisinin kurulduğu, işin devamında 03/04/2014 tarih, 2014-2014/005-Z1 nolu zeyilname yapılarak 34A-33B1 blokların işin kapsamından çıkarıldığı, 38 B2 Blok imalatının sözleşmeye eklendiği, bu nedenle zeyilname sonrasında sözleşme konusu imalatın 37 A ve 38 B2 bloklar bazında yürütüldüğü, zeyilname ile işin kapsamından iki bloğun çıkarılıp yeni bir bloğun dahil edilmesi yanında altı adet yeni imalat kalemi eklendiği ve ilk keşfe nazaran 120.225,20 TL ve %31 oranında artış meydana geldiği,
dosya kapsamında iş yerlerinin taşerona teslim edildiğine dair bir belge bulunmadığı, davalı tarafça zeyilnamenin imzalanmasından sonra 17/04/2014 tarihinde teknik ve mali belirsizlikler nedeniyle sözleşmenin feshi talep edilmiş ise de, sözleşmenin feshedilmediği ve davalı – karşı davacının çalışmalarına 15/07/2014 tarihine kadar devam ettiği, 37 A bloğun davalı-karşı davacı tarafça 15 gün geç teslim edildiği(15/02/2014 tarihinde) bu blokta yapılan işler için zeyilname imzalanmadan önce 15/03/2014 tarihinde 1 nolu hakedişin düzenlendiği, hakediş ekindeki tutanaklarda bu bloktaki imalatların ilk keşfe nazaran %48 seviyesinde olduğu ve yine taraflar arasında imzalanan 2 nolu hakedişin zeyilnameden yaklaşık bir buçuk ay sonra düzenlendiği, bu tarihte 37 A blok için sürenin bitmesine 15 gün ve 38 B2 blok için sürenin bitmesine 1 ay kaldığı, zeyilname ile işin toplam bedeli 508.771,67 TL olmuşken, 2. hakediş tarihi itibariyle yapılan imalatların toplamının 172.006,00 TL ve %33,81 seviyesinde bulunduğu, davacı-karşı davalı tarafından hazırlanan 15/07/2014 tarihli 3 nolu hakedişin davalı-karşı davacı tarafından imzalanmadığı, davacı-karşı davalı tarafından hazırlanan bu hakedişe göre inşaatın tamamlanma oranının 37 A blokta %93 ve 38 B2 blokta %68 olduğu, davalı-karşı davacının iddiasına göre ise bu hakediş tarihi itibariyle tamamlanma oranının 37A blokta %93 ve 38 B2 blokta %71 olduğu, bu durumda imzasız 3 nolu hakedişin bir bloktaki %2’lik fark hariç imalat oranlarının taraflarca kabul edildiği, bu hakedişe göre toplam imalat tutarının 343.573,00 TL olduğu, bu tutarın zeyilnamedeki toplam ihale tutarı ile kıyaslanmasında tamamlanma oranının %67,53 olduğunun anlaşıldığı, davalı-karşı davacıya inşaatın kalan kısmını 05/07/2014 tarihine kadar tamamlanması için süre verildiği, ancak bu süre içinde inşaatın tamamlanmadığı, bu durumda davacı-karşı davalı … İnşaat’ın taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 9. maddesinde ve zeyilnamenin 5. maddesindeki fesih ya da nam ve hesaba yaptırma seçeneklerinden nam ve hesaba imalat yapılması seçimini yaptığı, bu durumun sözleşme ve zeyilnameye aykırı olmadığı, davacı tarafın nam ve hesaba … firması ve … firmasına iş yaptırdığı, bu iş karşılığında … firmasına işçiler ve ustalar için 150,00 TL yevmiye, … firmasına ise ustalar için 162,28 TL, işçiler için ise 123,78 TL yevmiye ödediği, davacı-karşı davalı tarafından sunulan kesin hakedişte, sözleşme ve zeyilname kapsamında bulunan imalatların toplam tutarının 495.603,63 TL, (bu tutara nam ve hesaba yaptırılan imalatlarda dahil) davalı-karşı davacı tarafından yapılan kesin hesapta ise toplam imalat tutarının 563.383,22 TL olduğu, bu tutarın içinde 192.949,38 TL tutarında sözleşme ve zeyilnamede bulunmayan bir takım imalatların mevcut olduğu, ancak bu imalatların yapılması konusunda davacı-karşı davalı tarafça verilen bir iş emri ya da taraflar arasında yapılan buna ilişkin bir sözleşmenin bulunmadığı, bu miktarın çıkarılması durumunda, davalı-karşı davacının kesin hakedişteki imalatlarının toplamının 370.432,84 TL olduğu, bilirkişi raporunda nam ve hesaba yaptırılan işçilik yevmiyesinin 100,00TL, 110,00 TL ve 156,14 TL olmasına göre ihtimalli hesap yapıldığı, davacı-karşı davalının dava dışı … ve … firmasına yaptırdığı işler yönünden bu firmaların davacı-karşı davalıya yaptığı hakedişlerin bilirkişiler tarafından incelendiği ve alınan rapora göre davacı-karşı davalının bu şirketlere ortalama 156,00 TL(… firmasına ustalar için 162,28 TL işçiler için 123,78 TL … firmasına ise işçi ve ustalar için 150,00 TL) ödendiği tüm dosya kapsamı ile sabit olmakla bilirkişi heyeti tarafından 156,00 TL işçilik ücretine göre yapılan hesaplamaya mahkemece itibar edildiği gerekçesiyle; bu hesaplamaya göre sonuç olarak davacı-karşı davalının davalı-karşı davacıdan her hangi bir alacağı bulunmadığından asıl davanın reddine, davacı-karşı davalının haksız ve kötüniyetli olarak takibe giriştiği karşı tarafça ispatlanamadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine, davalı-karşı davacının açmış olduğu davanın da kısmen kabulü ile, 10.000,00 TL’si 10/02/2015 tarihinden, 171.757,61 TL’si ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile olmak üzere toplam 181.757,61 TL’nin davacı-karşı davalıdan alınarak, davalı-karşı davacı tarafa verilmesine, davalı-karşı davacının reddedilen kısım üzerinden haksız ve kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine, taraflar arasındaki sözleşmenin “Garanti Süresi Teminatı” başlıklı 7.4 maddesine göre şartları oluşmadığı gerekçesiyle davalı-karşı davacının teminat kesintilerinin iadesine yönelik talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı-karşı davalı vekili istinaf başvurusunda; mahkemece alınan, 16/02/2021 tarihli bilirkişi raporu da dahil olmak üzere o tarihe kadar farklı heyetlerden alınan tüm raporlarda her iki tarafın ticari defterlerine göre yapılan hesaplamaları kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkilinin davalı-karşı davacıdan alacaklı olduğunun sabit olup bu aşamaya kadar alınan raporlarda davalı-karşı davacının alacaklı olduğuna yönelik hiçbir tespit yapılmadığını, ancak 16/02/2021 tarihli bilirkişi raporunu tanzim eden aynı heyet tarafından düzenlenen ve hükme esas alınan 31/05/2021 tarihli bilirkişi raporunda, herhangi bir açıklama yapılmadan hesaplama yöntemi değiştirilerek, önceki aşamalarda alınan tüm raporlarla çelişen bir şekilde müvekkili şirketin alacağı bulunmadığının; hatta dayanaksız bir şekilde müvekkili şirketin borçlu olduğunun belirtildiğini, hükme esas alınan 31/05/2021 tarihli bilirkişi raporunun, aynı heyetin önceki raporu ve önceki aşamalarda farklı heyetlerden alınan tüm raporlarla bariz şekilde çelişiyor olmasına rağmen mahkemece bu çelişkinin giderilmediğini ve çelişkili rapor dikkate alınarak karar verildiğini, bu hususun bile tek başına mahkeme kararının kaldırılması nedeni olduğunu, 3 nou Kesin Hakedişte yapılan kesinti tutarının 411.572,91 TL olduğunu, yapılan kesintilerin hangi kalemlere ilişkin olduğunun yine hakediş içeriğinde bulunan “Diğer Kesintiler İcmali”nde tek tek gösterildiğini, bu kesintilerin, davalı … Şirketinin süresi içinde tamamlayamadığı imalatlar ile ilgili olarak bu şirketin nam ve hesabına … ve … şirketlerine yaptırılan imalatların maliyetleri ile ilgili olduğunu, dolayısıyla, tarafların alacak-borç durumu hesaplanırken Nam ve Hesaba Yaptırılan İşçilik Bedelleri ile ilgili olarak Kesin Hakedişte yazılı olan 411.572,91 TL tutarının dikkate alınması gerektiğini, hükme esas alınan 31/05/2021 tarihli bilirkişi raporunda, 3 nolu kesin hakedişin taraflar arasındaki gerçek durumu yansıttığı kabul edilmesine rağmen, kesinti bedelleri hesaplanırken kesin hakediş tutarlarının dikkate alınmadığını ve nasıl hesaplandığı belli olmayan şekilde (yevmiye miktarlarının nasıl hesaplandığı açıklanmadan) 3 farklı seçenekle hesaplama yapıldığını, (55.976,14-TL, 61.573,58-TL ve 87.402,60-TL) mahkemece, bilirkişi heyetinin nam ve hesaba işçilik bedeli olarak tespit ettiği 87.402,60 TL tutarın dikkate alındığını, bu tutarın dikkate alınmasının, 399.856,00 TL tutarındaki işin (3 nolu hakediş tutarıdır.) 87.402,60 TL işçilik ile yapıldığı gibi bir durumun ortaya çıkmasına neden olduğunu, mahkemenin kabul ettiği bu hesaba göre işçilik bedelinin 4,5 katı oranında iş yapıldığının kabul edilmesi gerekmekte olup, bu durumun ne kesin hakedişle ne de ticari gerçeklerle bağdaşmadığını, bu hususla ilgili ayrıntılı itirazları 23/06/2021 tarihli dilekçe ile mahkemeye sunulmasına karşılık mahkemece itirazlarının giderilmesi yoluna gidilmediğini, öte yandan hükme esas alınan 31/05/2021 tarihli bilirkişi raporunda, 3 nolu hakedişte çıkan 399.856,00 TL alacak ile ilgili bu tutar üzerinden hesaplanan KDV’nin de hesaba dahil edilmesi yoluna gidildiğini, oysa bu tutarın …’ın yaptığı iş ile ilgili bir alacak olmayıp müvekkili şirket tarafından, … nam ve hesabına 3. kişilere yaptırılan işlerle ilgili bir alacak olduğunu, bu kapsamda 3 nolu hakediş ile ilgili … tarafından bir fatura da kesilmediğinden 399.856,00 TL üzerinden hesaplanacak KDV’nin hesaba dahil edilmesinin de mümkün olmadığını, taraflarınca açılan asıl davanın, taraflar arasındaki cari hesap alacağına ilişkin olduğunu, asıl davadaki haklılıklarının tarafların ticari defterlerinin incelenmesi sonucu, 3 farklı bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen birden çok bilirkişi raporuyla da sübut bulduğunu, cari hesap alacağına ilişkin asıl dava ile ilgili karar verilirken dikkate alınacak hususun, dava açıldığı tarihteki tarafların ticari defterlerindeki alacak-borç durumu olması gerektiğini, davalı-karşı davacının asıl davanın konusuna girmeyen haksız alacak taleplerinin asıl dava kapsamında değerlendirilerek müvekkilinin ticari defterler ile sabit alacağının göz ardı edilemeyeceğini, zira tarafların ileri sürdüğü takas/mahsup talebi de bulunmamakta olup bir davadaki alacağın bir başka davadaki borca mahsup edilmesinin bilirkişi heyetinin görevleri arasında da olmadığını, davalı-karşı davacı şirketin asıl davanın konusuna girmeyen haksız alacak taleplerinin dikkate alınarak asıl davada müvekkilinin alacaklı olmadığına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, öte yandan müvekkilinin ticari defterlere göre alacaklı olduğu 135.924,92 TL cari hesap alacağından 37.608,00 TL teminat alacağının mahsup edilmesinin de hatalı olduğunu, zira nakit teminat ve geçici kabul teminatlarının iadesi şartlarının oluşmadığını, mahkemece de teminatın iadesi şartları oluşmadığı gerekçesiyle davalı-karşı davacının bu yöndeki talebinin reddedildiğini, hal böyle iken, davalı-karşı davacının mahkemece reddedilen alacak talebinin hesaplamaya dahil edilerek müvekkilinin ticari defterleri ile sabit alacağının göz ardı edilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek; mahkeme kararının kaldırılmasını, asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili istinaf başvurusunda; nama ifa koşulları oluşmadığından, davacı-karşı davalının işi nama ifa şeklinde tamamlattığı iddialarının dinlenemeyeceğini, Zira; TBK’nın 113. maddesine göre nama ifaya ancak hakim tarafından izin verilebileceğini, herhangi bir mahkemeden nama ifa konusunda izin alınmadan yapılan işlemlerin ve yapılan ödemelerin müvekkilini bağlamayacağını ve sorumlu olmayacağını, öte yandan müvekkilinin nama ifa için temerrüde düşürülmesi gerektiğini, yine davacı-karşı davalının da kendi edimini yerine getirmiş olması gerektiğini, bu iki şartın da olayda mevcut olmadığını nitekim, davacı -karşı davalı tarafından müvekkiline işlerin verilecek olan süre içerisinde bitirilmesinin istenmesi ve aksi takdirde işin nama ifa ile tamamlattırılacağına ilişkin bir ihtar bulunmadığını, her ne kadar davacı-karşı davalı tarafından taraflar arasındaki sözleşmenin 9. maddesi gereği süre verilmesi gerekmediği iddia edilmekte ise de söz konusu madde irdelendiğinde davacının iddialarının aksine süre verilmesi gerektiği ve verilen süre içerisinde işlerin bitirilmemesi halinde ayrıca bir ihtara gerek bulunmadığının belirtildiğinin anlaşılacağını, yukarıda da belirtildiği gibi, davacı-karşı davalının nama ifa talep edebilmesi için öncelikle kendi edimlerini eksiksiz bir şekilde yerine getirmiş olması gerekmekte olup, müvekkili tarafından imalata başlanıp ilerleme de kaydedilmiş olmasına rağmen davacı-karşı davalının hakediş yapmadığını ve hakediş alacaklarını ödemediğini, öte yandan blokları da sözleşmeye ve imalata uygun bir şekilde teslim etmeyerek işteki gecikmeye kendisinin sebebiyet verdiğini, kendi edimlerini süresi içerisinde yerine getirmeyen davacı-karşı davalının nama ifa isteyemeyeceğinin açık olduğunu, yine davacı tarafından müvekkiline bir ödeme yapılmadığı için ve bedeli ödenmeyen bir işin nam ve hesaba tamamlatıldığı gerekçesi ile müvekkili alacaklarından bir kesinti yapılmasının da doğru olmadığını, nihayetinde müvekkilinin nam ve hesaba tamamlatıldığı iddia edilen işlerin bedelini almadığını, şayet davacı nam ve hesaba tamamlatılan işlerin bedelini müvekkiline ödemiş ve müvekkili de buna rağmen işi tamamlamamış olsaydı o takdirde davacının nam ve hesaba tamamlama adı altında bir talepte bulunmasının mümkün olacağını, bedeli hiç ödenmeyen işler için müvekkili alacaklarından kesinti yapılmasının yerinde olmadığını, nam ve hesaba yapılan kesintilerin tutarının da fazla olduğunu, zira taraflar arasındaki sözleşmeye göre işçilik bedelinin 100,00 TL olduğunu, aradaki süre dikkate alındığında davacının işçilik için başka firmalara fazladan bir bedel ödemiş olmasının hayatın olağan akışına uygun düşmediğini, keza ödemiş olsa dahi aradaki farkın menfi zarar olarak talep edilebilecek olup davacı-karşı davalının menfi zarar talebi bulunmadığını, bu nedenle kabul anlamına gelmemekle birlikte şayet bir nam ve hesaba tamamlanma nedeniyle müvekkili alacaklarından bir kesinti yapılacak ise o takdirde bu bedelin 100,00 TL işçilik baz alınarak yapılması gerektiğini, 64.901,45 TL tutarındaki nakdi teminat kesintisine ilişkin taleplerinin reddine karar verilmesinin de yerinde olmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin 7.4. ve 21. maddelerine göre kesin kabul tutanağının işveren tarafından imzalanması ile birlikte davacı-karşı davalıya 24.000,00 TL bedelli teminat senedi verilecek olup bu senedin de kesin kabul tarihinden itibaren 4 yıl sonra iade edilmesi gerektiğini, her ne kadar taraflar arasında geçici ve kesin kabul ve hakediş düzenlenmemiş ise de; tarafların bir araya gelememesi ve herhangi bir anlaşma sağlayamaması üzerine işbu davanın açıldığını, taraflar arasındaki alacak-borç hesabının da mahkemece çıkarıldığını, bir nev’i kesin hakediş yapılmış olup, taraflar arasındaki akdi ilişkinin sona erdirildiğini, bu aşamadan sonra taraflar arasında bir kesin kabul ve kesin hakediş imzalanması mümkün olmadığından, sözleşme düzenlemesine doğrudan itibar edilerek nakit teminat kesintilerin iadesinin reddi yönünde verilen kararın yerinde olmadığını, öte yandan asıl işveren tarafından dahi kabul işlemleri tamamlanmışken bu aşamada halen dahi taraflar arasında kesin kabulün yapılması ve akabinde de nakdi teminatların serbest bırakılmasının beklenmesinin hukuki bir yararı bulunmadığını, ayrıca gerek sözleşmenin 7.4. maddesinde gerekse 21. maddesinde 24.000,00 TL bedelli teminat senedinin verilmesinden söz edilmekte olup, hakediş bedellerinden yapılan nakit kesintilerin tutulmasına ilişkin bir düzenleme bulunmadığını, bilirkişi raporunun dosyaya sunulması ile birlikte teminatların iadesi koşullarının oluşmadığı yönündeki görüşe itiraz edilmekle birlikte 15/03/2021 tarihli dilekçe ile mahkemenin aksi görüşte olması halinde taraflarınca 24.000,00 TL bedelli teminat senedinin (bononun) mahkemeye depo edilebileceğinin beyan edildiğini, mahkeme tarafından depo kararı verilmediği gibi sözleşmenin 7.4. maddesinde sadece 24.000,00 TL bedelli teminat senedinin tutulabileceği belirtilmesine rağmen bilirkişiler tarafından hesap edilen 37.607,00 TL (Bu kaleme istinaden taraflarınca 64.901,45 TL talep edilmiş olup itirazları baki kalmakla birlikte) tutarındaki nakit paranın iadesi yönündeki taleplerinin reddinin de sözleşme içeriğine aykırı olduğunu, dosyada alınan bilirkişi raporlarındaki hesaplama yöntemine ve müvekkili alacaklarından yapılan kesinti tutarlarına itiraz edilmiş olup, müvekkili alacağının daha fazla olduğunun beyan edildiğini, bu yöndeki bilirkişi raporlarına itirazlarının da karşılanmamış olup, kararın bu nedenle de kaldırılması gerektiğini belirterek; mahkeme kararının aleyhe olan kısımları yönünden kaldırılarak asıl davanın reddine karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan fazla yapılan ödemenin istirdadı için yapılan ilamsız icra takibine itirazın iptali, karşı dava bakiye iş bedelinin tahsili istemlerine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen 20/01/2014 tarihli “… İnşaatı Dış Cephe Mantolama İmalatlarının Yapılması alt Yüklenici/Taşeron Sözleşmesi” ve 03/04/2014 tarihli “Sinpaş Altınoran Fat 1 Konut İnşaatı Dış Cephe Mantolama İmalatlarının Yapılması Zeyilname 1” başlıklı sözleşmeler nitelikleri itibariyle 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi olup, davacı-karşı davalı …. yüklenici, davalı-karşı davacı … İnşaat Turizm Taahhüt Nakliye San.ve Tic.Ltd.Şti. taşerondur. İş bu sözleşmeler kapsamında 15/07/2014 tarihine kadar yapılan imalatların davalı-karşı davacı taşeron tarafından, bu tarihten sonra ise davacı-karşı davalı tarafından yapılarak/yaptırılarak işin tamamlandığı hususunda ihtilaf bulunmamaktadır.
Davacı-karşı davalı yüklenici asıl davada cari hesap ekstresi, fatura ve ihtara dayanarak fazla yapılan ödemenin istirdadı için yapılan icra takibine davalı-karşı davacı taşeron tarafından yapılan itirazın iptalini talep etmiş, davalı-karşı davacı taşeron karşı davasında sözleşme ve sözleşme dışı imalatların bakiye iş bedeli ile hakedişlerden kesilen nakdi teminatların davacı-karşı davalıdan tahsili talebinde bulunmuştur. Mahkemece, yukarıda açıklanan gerekçe ile asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin “İşin Yapılması” başlıklı 9. Maddesinde “….. Alt yüklenici/taşeron anılan yapım işini, sözleşme doğrultusunda kısmen yapar veya hiç yapmaz; kendisine verilen süre uygun bulunmayan imalatları (iş-hizmet-malzeme) sözleşme hükümleri dahilinde uygun hale getirmez ise, sözleşme içeriğindeki ilgili hükümler dahilinde ayrıca hiçbir ihtar, ihbar ve hüküm almaya gerek kalmaksızın işveren sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetmeye ve teminatı irat kaydetmeye yetkili olduğu gibi, alt yüklenici/taşerona işten el çektirerek şantiyeden uzaklaştırmak ve malzemelere el koymak, gerektiğinde alt yüklenici/taşeronun namı hesabına işi tamamlatmak yada kendi nam ve hesabına başka bir firmaya yaptırmak hakkında sahiptir. İşveren bu haklardan dilediğini tercih edip uygulayabilir. Bu durum işverenin uğradığı zararların alt yüklenici/taşerondan tahsiline engele teşkil etmez.” hükmüne yer verildiği, yine 03/04/2014 tarih ve 2014-2014/005-Z1 nolu zeyilnamede de taşeron tarafından eksik bırakılan işler yönünden yüklenicinin taşeronun namı hesabına eksikleri tamamlatabileceği ve bundan doğan zararını da talep edebileceğinin kabul edildiği anlaşılmıştır.
Davacı- karşı davalı yüklenici şirket teknik ofis şefi tarafından davalı-karşı davacı taşeron şirkete gönderilen 24/06/2014 tarihli İş Programı Gecikmesi konulu yazıda 37A blok imalatları yönünden iskele sökümünün 08/07/2014 tarihine kadar tamamlanacağı bu tarih baz alınarak imalatların iskele sökülmesine engel teşkil etmeyecek şekilde tamamlanması gerektiği, 38B2 blok imalatları yönünden iskele sökümünün 05/07/2014 tarihine kadar tamamlanacağı bu tarih baz alınarak imalatların iskele sökülmesine engel teşkil etmeyecek şekilde tamamlanması gerektiği, yapılan sözlü ve yazılı uyarılara rağmen ekip sayısının olması gereken sayıya ulaşmadığı, mantolama ekip sayısının 25 kişiye çıkarılması ve mesai yapılması gerektiği, ekip sayısının istenilen sayıya ulaşmaması halinde sözleşmenin 9. maddesinde belirtildiği üzere namı hesaba ekip oluşturularak imalatların tamamlanacağı belirtilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşme ve zeyilname hükümleri, 24/06/2014 tarihli yazı içeriği ve bu yazıdan sonra davalı-karşı davacı taşeron tarafından gönderilen Ankara 30. Noterliği’nin 10/02/2015 tarih ve 02106 yevmiyeli ihtarı ekindeki davalı-karşı davacı tarafından düzenlenmiş olan kesin hakediş raporunda, yine bu tarihten sonra gönderilen Ankara 30. Noterliği’nin 18/03/2015 tarih ve 03931 yevmiyeli ihtarı ekinde bulunan yine kendisi tarafından düzenlenen kesin hakediş raporunda namı hesaba yapılan işler bedelinin kesinti olarak gösterilmiş olmasına ve namı hesaba yapılan çalışmalar bedelinin mahsubunun kabul edilerek kesin hakediş raporu düzenlendiğinin anlaşılmasına göre, mahkemenin taraflar arasındaki sözleşme ve zeyilname hükümleri ile dosyadaki bilgi ve belgeler kapsamında akdi ilişkinin 15/07/2014 tarihinden sonra nama ifa şeklinde yürütüldüğü ve kalan işlerin nama ifa ile tamamlandığına yönelik kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişiler … tarafından düzenlenen 31/05/2021 tarihli ek bilirkişi raporunda; davacı-karşı davalı yüklenici tarafından düzenlenmiş olan kesin hakedişteki yapıldığı kabul edilen tüm imalat üzerinden toplam iş bedeli 495.604,00 TL olarak tespit edilmiş, bu iş bedeline davalı-karşı davacı taşeron hesabından fazla kesilen malzeme bedeli 14.901,10 TL ile davalı-karşı davacı tarafından yapıldığı tespit edilen sözleşme dışı ilave işler bedeli 15.262,68 TL eklenerek toplam iş bedeli alacağı 525.767,78 TL + 94.638,20 TL KDV olmak üzere 620.405,90 TL olarak belirlenmiştir. Bu iş bedelinden davalı-karşı davacıya yapıldığı tespit edilen her iki tarafın da defterlerinde kayıtlı olan 167.149,70 TL nakdi ödemeler, davalı-karşı davacı adına yapıldığı ispatlanan her iki tarafın da kayıtlarında yer alan 28.635,52 TL SGK ödemeleri, davacı-karşı davalı yüklenici tarafından temin edilen malzemeye ilişkin olarak düzenlenmiş ve her iki tarafın da kayıtlarında yer alan 122.881,11 TL toplam bedelli 4 adet fatura, 1 ve 2 nolu hakedişte yapılan 10.754,74 TL kesinti bedeli, davacı-karşı davalı tarafından düzenlenen 3 nolu hakedişteki “Diğer Kesintiler İcmali”nde bulunup, bilirkişi heyeti tarafından yapılan imalatlarla orantılı olarak hesaplandığı belirtilen 21.824,70 TL “Diğer Kesintiler” bedeli ile davacı-karşı davalının nama yapılan imalatlar yönünden işçilik ücreti olarak ödemesi gerektiği kabul edilen 156,00 TL işçilik ücreti üzerinden 87.402,60 TL olmak üzere toplam 438.648,37 TL’nin mahsubu yapılarak nama ifadan sonra davalı-karşı davacı taşeronun talep edebileceği bakiye iş bedeli alacağı 181.757,61 TL olarak tespit edilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından yapılan bu hesaplama Dairemizce de dosya kapsamına uygun ve denetlenebilir kabul edilmiştir.
Yine hükme esas alınan bilirkişi raporunda 1 ve 2 nolu hakedişlerde davalı-karşı davacı taşerondan yapılan geçici kabul teminatı kesintilerinin toplamının 5.607,00 TL + 32.000,00 TL = 37.607,00 TL olduğu belirtilmiş, ancak 1 ve 2 nolu hakedişlerde yapılan bu kesintiler, bilirkişi heyeti tarafından çıkartılan kesin hesapta mahsup olarak gösterilmemiştir. Yani tarafların kabulünde olan ve ilk 2 hakedişte yapılan %3 teminat kesintisi ve geçici kabul teminatı kesintisi bedeli 37.607,00 TL dikkate alınmaksızın kesin hakediş hesabı yapılmış ve davalı-karşı davacının talep edebileceği bakiye iş bedeli alacağı tespit edilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen 20/01/2014 tarihli sözleşmenin “Teminat ve Masraflar” başlıklı 7. maddesinde taşeronun her ay yapacağı ara hakedişlerden %3 oranında nakit teminat kesileceği, yine taşeronun ilk 3 hakedişinden eşit taksitler halinde toplam 48.000,00 TL geçici kabul teminatı kesileceği kabul edilmiştir. “Sözleşmenin Bitimi ve Teminatların İadesi” başlıklı 21. maddesinde ise; taşerondan kesilen nakit teminatların geçici kabul tutanağının işveren (davacı-karşı davalı yüklenici) tarafından onaylandığı tarihten ve hakediş tutarının %100’e tamamlandığı tarihten itibaren 90 gün içerisinde iade edileceği, işverenin geçici kabul tutanağı ile tespit edilen eksikliklerin verilen sürede taşeron tarafından giderilmemesi halinde bu eksiklik bedellerini gayri nakdi veya nakdi teminatlardan tahsil etme hakkı olduğu, taşeronun hakedişinden nakden kesilen 48.000,00 TL’lik geçici kabul teminatının 24.000,00 TL’sinin geçici kabul tutanağının işveren tarafından onaylandığı tarihten itibaren 90 gün içerisinde, kalan 24.000,00 TL’sinin geçici kabul tutanağının idare tarafından onaylandığı tarihten itibaren 90 gün içerisinde iade edileceği kabul edilmiştir.
Her ne kadar mahkemece taraflar arasındaki sözleşmenin 7.4 maddesine göre şartları oluşmadığından teminat kesintilerinin iadesine yönelik talebinin reddine karar verilmişse de, taraflar arasındaki sözleşmenin nama ifa suretiyle tamamlandığı, bu suretle tamamlanan iş yönünden sözleşmenin 21.maddesi kapsamında dava tarihi itibariyle geçici kabul şartlarının ve teminatların iadesi şartlarının oluştuğunun kabulü gerektiği kanaatine varılmıştır.
Yukarıda belirtildiği üzere hükme esas alınan bilirkişi heyeti rapor ve ek raporunda kesin hakediş alacağı çıkartılırken 1. ve 2. Hakedişte yapılan %3 nakit teminat ve geçici kabul teminatı miktarları olan toplam 37.607,00 TL yönünden hakediş alacağından mahsup yapılmadığından ve mahkemece verilen karar ile kesilen bu teminatların da iadesi sağlandığından, sonucu itibariyle mahkeme kararının dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacı -karşı davalıdan;
-Asıl davanın istinafına yönelik alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 189,15 TL harcın davacı -karşı davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
-Karşı davanın istinafına yönelik alınması gereken 12.415,86 TL istinaf karar harcından peşin alınan 3.104,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 9.311,86 TL harcın davacı -karşı davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
-Karşı davanın istinafına yönelik olarak yatırılması gerekip de yatırılmamış olan 220,70 TL istinaf başvuru harcının davacı-karşı davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Harçlar Kanunu gereğince davalı -karşı davacıdan karşı davanın istinafına yönelik alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15 TL harcın davacı -karşı davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle taraflarca yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçları ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 07/12/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır