Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2022/13 E. 2023/1013 K. 11.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/13 – Karar No:2023/1013

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/13
KARAR NO : 2023/1013

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/09/2021
NUMARASI : 2018/604 E-2021/655 K

DAVACI-KARŞI DAVALI :
VEKİLİ
DAVALI-KARŞI DAVACI
VEKİLLERİ

DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARŞI DAVANIN
KONUSU : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 11/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/10/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan alacak ve karşı davacı tarafından açılan karşı davada tazminat istemlerine ilişkin davada mahkemenin asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen kararına karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; taraflar arasında düzenlenen 25/04/2016 tarihli sözleşme ile davalı tarafından yürütülen inşaatın şap, seramik ve basamak kaplama işlerinin yapımı konusunda anlaşıldığını, davacı şirketin sözleşmeden doğan yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini ve işi teslim ettiğini, teslim sonrasında bildirilen kullanımdan doğan eksiklerin de tamamlandığını ve teslim edildiğini, sözleşmenin ilgili maddeleri gereği geçici kabul yapılması için Ankara 16. Noterliği’nin 01/06/2018 tarih ve 8848 yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini, bu ihtara davalı tarafından Ankara 24. Noterliği’nin 11/06/2018 tarih ve 20689 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile cevap verildiğini, Ankara 16. Noterliği’nin 13/06/2018 tarih ve 9529 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı tarafın eksik olarak bildirdiği işlerin müvekkili şirket yükümlülüğünde olan ve olmayanlarının tamamlandığının, müvekkili şirket yükümlülüğünde olmadığı halde tamamlanan işlerden doğan alacak kalemleri olduğunun, bunların ödenmediğinin bildirildiğini ve ödenmesinin talep edildiğini, bu şekilde davalı tarafın temerrüde düşürüldüğünü, ihtara müteakip işin kesin hakedişinin düzenlendiğini ve Ankara 16. Noterliği’nin 04/07/2018 tarih ve 11309 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı tarafa ihtar edildiğini, davalı tarafın Ankara 24. Noterliği’nin 18/07/2018 tarih ve 26787 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile kesin hakedişin kabul edilmediğini ihtar ettiğini belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 12.000,00 TL alacağın işin teslim tarihinden itibaren işleyecek reeskont ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; davacı vekili 26/05/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile tanzim edilen bilirkişi raporu doğrultusunda hizmet akdi ilişkisinden doğan bakiye 379.658,84 TL’nin davalıdan tahsili talebi zorunlulukları doğduğunu belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bilirkişi raporunda belirtildiği üzere dava değerinin 391.658,84 TL olarak değiştirilerek, temerrüt tarihi olan 15/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 27/09/2021 tarihli karar celsesindeki beyanında; dava ve ıslah dilekçesinde belirtilen reeskont faiz talebini avans faizi olarak düzelttiklerini belirtmiştir.
Davalı vekili; 25/04/2016 tarihli sözleşme ile 8 kalem işin malzeme + işçilik dahil olmak üzere yapılmasının taahhüt edildiğini, 05/05/2016 tarihinde imzalanan 01 numaralı zeyilname ile 15 kalem iş, 27/06/2016 tarihinde imzalanan 02 numaralı zeyilname ile 3 kalem iş, 28/09/2016 tarihinde imzalanan 03 numaralı zeyilname ile 3 kalem iş ve 27/10/2016 tarihinde imzalanan 04 numaralı zeyilname ile 12 kalem işin sözleşme kapsamına dahil edildiğini, 23/12/2016 tarihinde imzalanan 05 numaralı zeyilname ile işin bitim tarihinin 30/04/2017 tarihine ötelendiğini, davacı taşeronun sözleşme ve zeyilnamelerde belirtilen işlere dair yükümlülüklerini yerine getirmediğini, eksik ve ayıplı imalatları uyarı ve ihtarnamelere rağmen gidermediğini, Ankara 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/173 D. İş dosyasına sunulan bilirkişi raporuna göre eksik ve ayıplı imalatların düzeltilmesi bedelinin KDV hariç 801.494,30 TL olduğunu, tespit edilen ayıplı imalatların düzeltilmesi sırasında yapılması gereken bağlı imalatların tadilat/yenileme bedelinin KDV hariç 1.398.220,27 TL olduğunun tespit edildiğini, KDV dahil toplam tutarın 2.595.663,20 TL olduğunu, teminat alacağı ve cari borcun hesaba dahil edilmesiyle davacı taşeronun 2.442.409,02 TL borcunun olduğunu, sözleşmeler kapsamında eksik ve ayıplı imalatların giderilmediğini, davalının sözleşmeden beklediği amaçların karşılanmadığını, geçici kabulün ve dolayısıyla kesin hakedişin yapılmadığı ve şartları oluşmadığı dikkate alındığında davacı taşeronun dava tarihi itibariyle muaccel bir alacağı olmadığını belirterek ve davacının borçları kapsamında takas talebinde de bulunarak, davanın reddini savunmuş; karşı davasında ise; davalı-karşı davacı işverence yapılan kesin hakkediş tanzimi sırasında davacı-karşı davalı taşeronun yapmış olduğu imalatların ölçüm ve metrajlarının yapıldığını, 31/05/2017 tarihinde taşerona teslim edilen malzemelerle ilgili malzeme teslim tutanağı düzenlendiğini, yapılan hesaplamada davacı-karşı davalıdan kesilmesi gereken fire bedelinin 91.929,39 TL + KDV olarak tespit edildiğini, yine temizlik işleri yapılmadığından, temizlik işleri gideri 157.005,64 TL + KDV’nin taşeron hakkedişinden kesilmesi gerektiğini, sözleşme gereği davacı-karşı davalıdan alınması gereken sarf malzemelerinin hakedişlerde kesilmeyen 186.056,90 TL+ KDV’lik kısmının da taşeron hakkedişinden kesilmesi gerektiğini, taşeronun sözleşme hükümlerine aykırı olarak mevcut diğer imalatlara vermiş olduğu zararların onarım/yenilenme bedelinin 234.991,86 TL + KDV olup, bu tutarın da taşerondan tahsili gerektiğini, yine davacı-karşı davalı tarafından sözleşme hükümleri kapsamında dozaj kontrolü yapılamadığından, şap imalatı için yeni fiyat düzenlemesi yapılacağını, bunun sonucunda davacı-karşı davalı taşerondan tahsil edilecek bedelin alacağa eklenmesi gerektiğini, yine sözleşmeler kapsamında düzenlenen hakkedişlerde taşerona fazla ödeme yapıldığını, davacı-karşı davalı taşeronun 76.608,63 TL cari hesap+ 2.365.800,39 TL eksik ve ayıplı imalat borcu olmak üzere toplam 2.442.409,02 TL borcu olduğunu belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL alacağın temerrüt tarihinden itibaren en yüksek ticari kredi temerrüt faizi uygulayan üç bankanın ortalama faizi ile birlikte davacı-karşı davalı taşerondan tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece, asıl ve karşı davanın eser sözleşmesine dayalı alacak ve tazminat istemine ilişkin olduğu, uyuşmazlığın, davacı tarafça yapılan imalatların ayıplı olup olmadığı, nefaset indirimi gerekip gerekmediği, davacı yanın sözleşme dışı ilave iş iddiasının geçerli olup olmadığı ve nihayet taraflar arasında kesin hesabın yapılarak, kesin hesap sonunda davalı iş sahibinin alacaklı olup olmadığı noktalarında toplandığı, mahkemece taraf delilleri toplanmak suretiyle bilirkişi heyetinden kök ve ek raporlar alındığı, taraflar arasında konusu davalının … parsel üzerinde yapımını gerçekleştirmekte olduğu … İnşaatı işi kapsamındaki “Şap-Seramik-Basamak Kaplama” işleri olan 25/04/2016 tarihli ana sözleşme ile ana sözleşmenin kapsamını genişleten ve ana sözleşmeyle ilişkilendirilen muhtelif tarihlerde düzenlenmiş 5 adet zeyilname bulunmakta olup, zeyilnamelerin ilk 4’ünün ana sözleşme kapsamına ilave edilen iş kalemlerinin birim fiyatlarının kararlaştırılmasına yönelik olup, 5.sinin ana sözleşmenin iş bitim süresinin 30/04/2017 tarihine ötelenmesine yönelik olduğu, somut olayda zeyilnamenin kullanılış biçiminin davacının ileri sürdüğü gibi ek sözleşme niteliğinde olduğu, 5 nolu zeyilnamenin de, 1-4 nolu zeyilname konusu işleri de kapsayacak şekilde sözleşme süresinin uzatılmasına yönelik olduğu, süre uzatımı talebine konu edilmemesi gerektiğinin değerlendirildiği, eser sözleşmelerinde işin tamamlanarak teslim edildiğinin ispatının yükleniciye, iş bedelinin ödendiğinin ispatının ise iş sahibine düştüğü, bu bağlamda, faturanın tek başına işin yapıldığını yahut teslim olgusunu kanıtlamaya yeterli olmadığı, yüklenicinin iş bedeline hak kazanabilmesi için eseri sözleşme ve ekleri ile fen ve tekniğine uygun olarak tamamlayıp iş sahibine teslim ettiğini ayrıca kanıtlaması gerektiği, davacı-karşı davalı vekilince ana sözleşme ve zeyilnameler haricinde fazladan iş yapıldığı savunulmuş ise de; bu işlerin yapıldığına dair dosya içerisine delil sunulamadığı, davalı-karşı davacı vekilince, davacı-karşı davalı tarafından yapılan imalatlara zarar verildiği ileri sürülerek buna ilişkin olarak kesin hakedişe esas tutanak başlıklı belgeye dayanılmış ise de, tek taraflı tanzim edilen tutanak içeriğinin hesaplamada dikkate alınmadığı, Mahkemece hükme esas alınan 09/04/2021 tarihli ek raporda belirtildiği üzere; davacı defterlerine göre; dava tarihi itibariyle davacının, davalı-karşı davacıya 209.817,66 TL borcu olduğu, davalı-karşı davacı defterlerine göre ise; davacının davalıya 209.817.66 TL borçlu olduğunun belirlendiği, buna göre tarafların defter ve kayıtlarının birbiri ile örtüştüğü, neticeten %2 nesafet kesintisi esas alınarak yapılan hesaplamada; davacı-karşı davalı alacağının 601.476,50 TL olarak belirlendiği, bu tutardan davacı-karşı davalının, davalı-karşı davacıya olan cari hesap borcu olan 209.817,66 TL düşüldüğünde bakiye alacağının 391.658,84 TL olarak belirlendiği gerekçesiyle; asıl davanın kabulüne, 391.658,84 TL’nin davalıdan tahsiline, alacağa Ankara 16. Noterliği’nin 04/07/2018 tarih ve 11309 yevmiyeli ihtarnamesinin 09/07/2018 tarihinde davalı tarafa tebliğini müteakip, ihtarname ile tanınan 5 günlük sürenin sona erdiği 15/07/2018 tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine, davalının asıl davadaki cevap dilekçesi ile takas mahsup talebi de dikkate alınarak, davalı alacağının asıl davada dikkate alınmasına, bakiye diğer taleplere ilişkin karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı-karşı davalı vekili istinaf başvurusunda; bilirkişi tarafından “eksik ve tamamlanmayan işler vardır” düşüncesi ile yapılan nefaset kesintisinin yerinde olmadığını, en son tamamlanan eksikliğin onaylandığı tarih olan 21/09/2017 tarihini müteakip, son hakedişin 13/11/2017 tarihinde düzenlenerek davalı şirkete gönderildiğini, hakedişin son halinin davalı şirketin teknik ofis sorumlusu inşaat mühendisi … tarafından tamamlanıp, kendi elekronik adresi üzerinden müvekkili şirketin inşaat mühendisi …’in elektonik adresine bildirildiğini, son hakedişin bu şekilde kesinleştiğini, bu hakedişin Ankara 16. Noterliği’nin 04/07/2018 tarih ve 11309 yevmiye nolu ihtarnamesiyle davalıya bildirildiğini ve belirtilen sürede ödenmesi konusunda, davalı firmanın ihtar edildiğini, davalı firmanın bu ihtarda belirtilen 1.388.272,00 TL alacak bakımından temerrüde düştüğünü, bilirkişinin taraflar arasında yapılan sözleşmenin 12. maddesindeki şartların yerine getirilmediği düşüncesi ile teminat iadesi şartlarının oluşmadığı yönündeki beyanına katılmadıklarını, zira davalı karşı davacının haksız fiilileri nedeniyle kesin kabul gerçekleşmemiş olup, müvekkilinin sözleşme konusu işi tamamladığını, teminatın iade şartlarının gerçekleştiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmede, müvekkiline yüklenen işlerden olmamasına rağmen müvekkili tarafından yapılmış olan ek imalatlar ve bedellerinin dava dilekçesinde ve iş bu istinaf dilekçesinde belirtildiğini, toplam 106.250,00 TL alacak yönünden davalının Ankara 16.Noterliği’nin 13/06/2018 tarih ve 9529 yevmiye nolu ihtarnamesi ile temerrüde düşürüldüğünü, yine taraflarca yapılan sözleşmelere ek olarak müvekkilinin yaptığı ve teklifini de sunduğu ek işlerin dava dilekçesinde ve iş bu istinaf dilekçesinde belirtildiğini, teklifin davalı şirketin teknik ofis sorumlusu inşaat mühendisi …’e gönderildiğini, teklifin onaylanmasından sonra da yapıldıklarını, ihtarın, yapılan işlere ilişkin fotoğrafların, e-maillerin, tamamlanan ve teslim edilen işlere ilişkin teslim belgelerinin dosyaya sunulduğunu, davalı-karşı davacının ara hakedişlerde fazla ödeme yaptığı ve fazla yapılan ödemeler nedeniyle toplam 209.817,66 TL +KDV alacağı olduğu iddiasının doğru olmadığını, kesin hakediş öncesi yapılan hakedişlere dayalı olarak fazla ödeme değil eksik ödeme yapıldığını, zira, davalı- karşı davacının her hakediş ödemesinde türlü bahaneler ileri sürerek keyfi kesintiler yaptığını, çalışılmış olan yevmiyeyi çok bulup düşürdüğünü, ince temizlik masraflarını müvekkilinin sorumluluğunda bir iş olmamasına rağmen müvekkili hakedişinden kestiğini, alçıpan imalatlarının boyaya hazır hale getirilmesinden sonra elektrik işleri taşeronu, mekanik işleri taşeronu, mobilya işleri taşeronu, duvar kağıt işleri taşeronu tarafından hemen hemen her alçıpanda delik açma, kırım yapma sebebiyle alçıpanlara zarar verildiğini, müvekkili sorumluluğunda olmamasına rağmen bu zararların müvekkili tarafından giderildiğini, buna rağmen bu aşamada kullanılan malzeme bedelinin dahi haksız yere müvekkili firmanın hakedişinden kesildiğini, müvekkili tarafından sözlü anlaşma ile yapılan işlerin bedeli 651.846,13 TL iken; davalı-karşı davacının iş bedelinin 133.209,03 TL olduğunu iddia ettiğini, bilirkişinin yapılan sözleşme dışı imalatların talep edilemeyeceği yönündeki görüşünün davalı -karşı davacı yönünden sebepsiz zenginleşme oluşturduğunu, imalatların ödenmemesi halinde nefaset kesintisi yapılmamasının daha adil olacağını, davalı tarafından delil olarak sunulan Ankara 6. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/173 D.İş sayılı dosyasında alınan raporun tek taraflı ve davalının isteğine uygun olarak düzenlendiğini, raporda yer alan hususların tamamının gerçek dışı olduğunu, bu hususta ek raporda bir açıklamaya yer verilmediğini, hal bu iken itirazları nazara alınmadan eksik olarak hesaplanan alacak miktarı üzerinden karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek; mahkeme kararının kaldırılarak dosyanın tekrar bilirkişiye tevdi ve ek imalatlar yönünden ve raporlara yapılan itirazları doğrultusunda yapılan kesintilerin ve nefaset kesintisinin dışlanarak ve ek imalatların bedelinden doğan alacakların ve işin bitirilmiş olması gözönüne alınarak kesin teminat bedeli alacağa dahil edilerek yapılacak hesaba göre doğan alacak üzerinden davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili istinaf başvurusunda; bilirkişi kök ve 2.ek raporundaki; “…Davacı hakedişinden kesilen 229.862,16 TL nakit teminat kesintisinin sözleşmenin 12. maddesine göre iadesi şartlarının oluşmadığından istenemeyeceği…” yönündeki tespit ve aynı yöndeki mahkeme hükmünün, maddi olay, dosya kapsamı, sözleşme ve deliller dikkate alındığında yerinde olup istinaf incelemesini gerektirecek bir husus olmadığını, ancak sözleşme hükümleri ile sözleşme uygulamaları, dosya kapsamı ve deliller uyarınca, uyuşmazlığa konu 234.991,86 TL tutarında mevcut imalatlara verilen zararlar kesintisinin hem bilirkişilerce hem de mahkemece kabul edilmemiş olmasının, davacı-karşı davalı taşeronun hem kaba temizlik harcamalarında kendi hissesine düşen 55.793,500 TL (KDV Hariç) TL, hem de yapılan mükerrer ince temizlik harcamaları olan 102.995,64 TL’den sorumlu olduğu ve temizlik kesintisi bedeli toplamının 157.995,64 TL (KDV Hariç) olarak kabul edilmesi gerektiği halde temizlik kesintisinin hem bilirkişilerce hem de mahkemece 35.000,00 TL olarak kabul edilmiş olmasının, davacı-karşı davalı taşerondan kesilmesi gereken yemek bedeli (bu bedele öğle yemeği, akşam yemeği, gerektiği durumda sahur yemeği, kahvaltı, pide, ekmek, içme suyu vb. tüm masraflar dahildir.) tutarı toplam 35.140,39 TL olup, bu bedelin davacı-karşı davalı tarafından, davalı-karşı davacı işverene ödenmesi gerektiği halde hem kök hem de ek raporlarda aksi yöndeki bilirkişi görüşlerinin kabulü ile mahkemece bu durumun benimsenmiş olmasının, davacı-karşı davalı taşerona teslim edilen malzemelerden dolayı 91.929,39 TL fire kesintisi yapılması gerektiği halde aksi yöndeki bilirkişi görüşlerinin kabulü ile mahkemece bu durumun benimsenmiş olmasının, davacı-karşı davalı nam ve hesabına alınan malzemeler listesi, tutanak ve faturalara dayalı olarak ortaya çıkarılmış, nam ve hesaba temin edilen malzeme miktarları (depoda kalan ve imalata girmeyen malzeme miktarları düşülmüştür) ile satın almaya esas birim fiyatlar çarpılarak toplam malzeme bedeli 352.718,80 TL + %18 KDV olarak hesaplandığı, bu tutardan 1-9 nolu ara hakedişlerden kesilen toplam 166.661,90 TL + %18 KDV malzeme bedeli mahsup edilmesi sonucu geriye 186.056,90 TL+KDV malzeme alacağı kaldığı ve bu tutarın kesin hakedişten kesilmesi gerektiği halde, sadece 160.065,50 TL’nin kesin hakedişten kesilmesi gerektiği yönündeki 2.ek rapor tespitinin kabulü ile mahkemece bu durumun benimsenmiş olmasının, kesin hakedişte ıslak hacimlerdeki şapların tamamı davacı-karşı davalı tarafından sözleşme eki 4 nolu zeyilnamede bulunan YBF 29 pozu kapsamında dökülen ve düzenlenen ara hakedişlere dahil edilerek bedeli ödendiği, dolayısı ile bahse konu sözleşme dışı yapılan ilave bir iş olmadığı ve mükerrer ödeme olduğu, bu nedenle 945,00 TL (7×135 TL/yev) + KDV fazla ödemenin hesaplamaya dahil edilerek davalı-karşı davacıya iadesi gerektiği halde aksi yöndeki 2.ek rapor tespitinin kabulü ile mahkemece bu durumun benimsenmiş olmasının, bilirkişi raporlarında, imalatlara ait projeler ve yerinde yapılmış imalatların eksik ve kusurları tam ve doğru olarak incelenmeden tahmini yaklaşımlarla, mahallinde yapılan keşif sonucu yaptırılmış delil tespit raporunun tutarsız olarak değerlendirilmesinin, illiyet bağı bulunmadığına dair kanaat ve hesaplamaların buna göre yapılmasının gerçeğe aykırı sonuçlar doğurduğundan kabul edilmesi mümkün olmadığı halde mahkemece bilirkişi raporlarındaki maddi olaya ve delillere aykırı tespit ve değerlendirmelerin benimsenmiş olmasının hatalı olduğunu, yine bilirkişi raporunda; tespit bilirkişi raporunda tespit edilen kusur ve ayıpların giderilmesi için yapılan harcamalara ilişkin belgelerin bulunmadığı ileri sürülmekte ise de; taraflar arasında akdedilen sözleşmenin hükümleri uyarınca, fen ve sanat kurallarına aykırı olarak yapımı gerçekleştirilmiş ve sorumluluğu davacı-karşı davalı taşerona ait olduğu anlaşılan imalatlardaki kusur ve ayıpların davalı-karşı davacı işveren tarafından giderilmemesi veya gidermeye yönelik bir belgelendirmenin yapılmamış olmasının, tespit bilirkişi raporu ile ortaya çıkan mal oluş bedelinin talep edilmesine ve müvekkiline ödenmesine engel teşkil etmeyeceğinin gözetilmemesinin, delil tespit dosyası bilirkişi raporu ile tespit edilen kusurlu ve ayıplı işlerin giderilmesi bedeli olan 801.494,30 TL (KDV hariç)’nin davacı-karşı davalı taşeronun kesin hesabından mahsup edilmesi gerektiğinin emsal içtihatlar ile sabit olduğu halde mahkeme tarafından kusurlu ve ayıplı işlerin giderilmesi bedelinin davacı-karşı davalı taşeronun kesin hesabından mahsup edilmemiş olmasının, yine tespit edilen kusurlu ve ayıplı imalatların düzeltilmesi sırasında yapılması zorunlu olan bağlı imalatların tadilat/yenileme bedeli 1.398.220,27 TL (KDV hariç)’nin de davacı-karşı davalı taşeronun kesin hesabından mahsup edilmemiş olmasının Yargıtay’ın ilmi ve kazaî içtihatlarına aykırı olduğunu, davacı-karşı davalı taşeronun, davalı-karşı davacı işverenden kabul manasına gelmemek kaydıyla muaccel hale gelmiş bir alacağı bulunmadığını, cevap ve karşı dava dilekçesinde ve kök rapora itiraz dilekçesinde ayrıntılı olarak açıklandığı ve düzenlenmiş kesin hakediş kapak sayfasında da görüleceği üzere; davacı-karşı davalı taşeronun 133.209,03 TL alacağı olduğunun hesaplanması mümkün ise de; davacı-karşı davalı taşeronun cari hesap borcunun mahsubu sonucu (133.209,03 TL kesin hesap alacağı – 209.817,66 TL cari hesap borcu) 76.608,63 TL borcu olduğunu, davalı-karşı davacı işverence kesin hakediş kapak sayfasında 5.764.997,24 TL olarak ortaya konulan tutarı oluşturan imalatlarda karşı dava konusu olan kusur ve ayıpların giderilmesi bedeline yönelik tespit bilirkişi dosyasından tespit edilen KDV hariç 2.199.714,57 TL (KDV dahil 2.595.663,20 TL) alacağı olduğunu, davacı-karşı davalı taşeronun 229.862,81 TL teminat alacağı mahsubu (kabul manasına gelmemek kaydı ile teminatın iade şartlarının oluştuğu düşünülse dahi) ile birlikte, davacı-karşı davalı taşeronun (133.209,03 TL+229.862,81 TL) – (209.817,66 TL + 2.595.663,20 TL) = 2.442.409,02 TL borcu olduğu sabitken aksi yönde taşeron alacağı hesaplayan bilirkişi kök ve ek raporlarının ve bu bilirkişi raporlarını benimseyerek hükme dayanak yapan mahkeme kararının kabulünün mümkün olmadığını, davacı-karşı davalı taşeronun tüm sözlü ve yazılı ihtarlara rağmen sözleşme ve eklerine, teknik şartname ile fen ve sanat kaidelerine aykırı davrandığını, kusurlu ve ayıplı imalatları gidermediğini, davalı-karşı davacı işverenin sözleşmeden beklediği amaçların karşılanmadığını, geçici kabulün ve dolayısıyla kesin hakedişin şartlarının oluşmadığını ve yapılamadığını, davacı-karşı davalı taşeron tarafından düzenlenmiş bir fatura da bulunmadığını, tüm bu hususlar dikkate alındığında, davacı-karşı davalı taşeronun dava tarihi itibariyle muaccel alacağı olmadığı sabit olup davasının reddi gerektiğini, aksi yöndeki bilirkişi kök ve ek raporu denetime elverişli olmadığından hükme dayanak yapılamayacağını,
bilirkişi kurulu tarafından kusurlu ve ayıplı işlerin olduğunun kabul edildiğini, davalı-karşı davacı işveren tarafından kusurlu ve ayıplı işlerin giderilmesinin tüm ihtarnamelerinde talep edilmesine rağmen davacı-karşı davalı taşeron tarafından giderilmediğini, taraflar arasındaki sözleşmede, kusurlu ve ayıplı işler giderilmeden herhangi bir bedel ödenmeyeceğinin düzenlendiğini, geçici kabul ve kesin kabul şartları oluşmadığı halde, aksi düşünülse bile davacı-karşı davalı taşeron tarafından kesin hesap alacağına ilişkin kabul manasına gelmemek kaydı ile alacağın faturasının kesilmesi gerektiği halde kesilmediğini, ödemeye ilişkin sözleşme hükümleri açıkça ortada iken bilirkişi heyeti tarafından bu hüküm ve düzenlemeler görmezden gelinerek olmayan bir alacağın (391.658,84 TL taşeron alacağı) hesaplanmasının kabulünün mümkün olmadığını, yine davalı iş sahibi müvekkili şirket yönünden sözleşme, usul ve yasalara uygun temerrüt şartlarının oluşmadığı dikkate alındığında, bilirkişi kök ve ek raporlarındaki davacı alacağına 15/07/2018 tarihinden itibaren faiz talep edebileceği yöndeki görüşün de mahkemece benimsenerek karar verilmesinin hatalı olduğunu, Ankara 6. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/173 D. İş sayılı dosyasıyla mahallinde 07/08/2018 tarihinde yapılan keşif ve incelemeler sonucunda hazırlanan 03/10/2018 tarihli bilirkişi tespit raporuyla; “…Taşeron tarafından yapılan ve ekli listede ayrıntıları belirtilen eksik ve ayıplı işlerin sözleşme ve sözleşme eki teknik şartnamede belirtilen özelliklere uymadığı …” yönünde tespit yapılmış olup, tespit edilen kusurlu ve ayıplı işlerin giderilmesi bedeli KDV hariç 801.494,30 TL ile tespit edilen kusurlu ve ayıplı imalatların düzeltilmesi sırasında yapılması zorunlu olan bağlı imalatların tadilat/yenileme bedeli KDV hariç 1.398.220,27 TL olmak üzere toplam mal oluş bedelinin KDV hariç 2.199.714,57 TL olduğunu ve (en azından tespit edilen kusurlu ve ayıplı işlerin giderilmesi bedeli olan 801.494,30 TL (KDV hariç)’nin davacı-karşı davalı taşeronun kesin hesabından mahsup edilmesi gerektiği emsal içtihatlar ile sabit iken, bilirkişi raporundaki gerçeklere aykırı ve afaki değerlendirmeler ile hiçbir hesaplama yapılmadan tespit raporunun yok sayılması ve nasıl ve hangi kriterlere bağlı olarak belirlendiği açıklanmadan dayanaksız olarak %2 oranında 115.299,94 TL nefaset bedeli kesilmesi yönündeki bilirkişi görüşü benimsenerek hükme dayanak yapılmış olmasının hatalı olduğunu belirterek; mahkeme kararının asıl ve karşı dava yönünden kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl ve karşı dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve tazminat istemlerine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen 25/04/2016 tarihli sözleşme ve bu sözleşmeden sonra düzenlenen “Zeyilname” başlıklı ek sözleşmeler nitelikleri itibariyle 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmeleri olup, davacı- karşı davalı …. taşeron, davalı-karşı davacı … ….A.Ş.yüklenicidir.
Davacı taşeron yapılan sözleşme ve zeyilnameler kapsamında üstlenmiş olduğu işleri tamamlayarak teslim ettiğini, sözleşme ve zeyilnameler kapsamı dışında kalan işlerin ve yükümlülüğünde olmayan ayıp giderimlerinin de yapıldığını, buna rağmen davalı yüklenici tarafından yapılan işlerin bedellerinin ödenmediği gibi, hakedişinden haksız kesinti de yapıldığını belirterek alacak kalemlerine ilişkin kuruşlandırma yapmaksızın 12.000,00 TL alacağın davalıdan tahsilini talep etmiş, nakit teminat olarak tutulan alacağına ilişkin bir açıklamada bulunulmamış, 26/05/2021 tarihli dilekçesinde de yine herhangi bir kuruşlandırma yapmaksızın davada talep sonucunu 391.658,84 TL olarak belirlediğini belirterek bu miktar yönünden davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Bilirkişi heyetinin tespit etmiş olduğu alacak kalemleri içerisinde nakit teminat kesintisine ilişkin bir miktar bulunmamaktadır.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi heyetinin kök ve ek raporlarında davalı-karşı davacı yüklenicinin talebi ile Ankara 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/173 D. İş dosyasında yapılan keşif sonrası düzenlenen bilirkişi heyeti raporunun da tartışıldığı, tespit raporundaki görüşlerden ayrılma sebeplerinin açıklandığı, tarafların itirazlarının karşılandığı, hükme esas alınan rapor ve ek raporların dosya kapsamına uygun ve denetlenebilir nitelikte olduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle taraflar arasında düzenlenen sözleşme ve zeyilnameler, dosyaya sunulan delil ve beyanlarla birlikte, davalı-karşı davacı tarafça yaptırılan ve delil olarak sunulan Ankara 6. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/173 D. İş sayılı dosyasında alınan 03/10/2018 tarihli bilirkişi tespit raporundaki belirlemeler de değerlendirilerek, imalatların yapıldığı tarih de dikkate alınarak, dosya üzerinden ve dosya kapsamına uygun denetlenebilir nitelikte açıklamalarla düzenlenmiş bulunan bilirkişi heyeti rapor ve ek raporları esas alınarak hüküm kurulmuş olmasına, dava ve ıslah dilekçesinde kuruşlandırma yapılmadığından, dava ve ıslahta talep edilen miktar dikkate alınarak hüküm kurulduğunun anlaşılmasına göre, taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince;
Davacı ….’nin asıl davaya yönelik istinaf başvurusu yönünden alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 210,55‬ TL harcın davacı ….’den tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
Davalı-karşı davacı … ….A.Ş.’nin asıl davaya yönelik istinaf başvurusu yönünden alınması gereken 26.754,20 TL istinaf karar harcından peşin alınan 6.689,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 20.065,2‬0 TL harcın davalı-karşı davacı … ….A.Ş.’den tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
-Davalı-karşı davacı … ….A.Ş.’nin karşı davasına yönelik istinaf başvurusu yönünden alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55‬ TL harcın davalı- karşı davacı … ….A.Ş.’den tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle taraflarca yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçları ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 11/10/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır