Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2022/1284 E. 2023/210 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/1284 – Karar No:2023/210
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1284
KARAR NO : 2023/210

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

DAVACI :
VEKİLİ : Av. … – E TEBLİGAT

DAVALI :
VEKİLİ : Av. … – E TEBLİGAT

DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 22.02.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 22.02.2023
Eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada Dairemizce verilen kararın davacı vekilince temyiz edilmesi sonucunda verilen bozma kararı üzerine dosya Dairemizin yukarıdaki esasına kayıt edilmekle yapılan duruşmalı inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; müvekkili ile dava dışı … A.Ş. arasında “… ve İştirakleri Hizmet Binası ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İnşaatı İşi Kapsamında Ahşap Mobilya vs. İşlerin Yapılması” işine ilişkin sözleşme imzalandığını; müvekkili ile davalı arasında, bu iş kapsamındaki … İşçiliği Yapılması konusunda 14.06.2013 tarihli ve Laminant İşlerin Yapılması konusunda 13.08.2013 tarihli iki sözleşme yapıldığını, müvekkilinin davalıya toplam bedeli 291.908,60 TL olan çekler verdiğini, davalının tüm çekleri tahsil ettiğini, davalıya verilen 05.07.2013 tarihli 65.000,00 TL meblağlı çekin 5.250 TL kısmının, davalının daha sonradan kestiği 23.07.2013 tarihli 5.250 TL tutarlı compack kabin yapımına ilişkin faturaya oait olduğunu, dolayısıyla, her iki sözleşme için verilen çekler tutarının 286.658,60 TL olduğunu, davalının, 21.08.2013 tarihli 35.000,00 TL, 06.12.2013 tarihli 3.858,60 TL ve 17.12.2013 tarihli 265.500,00 TL tutarlı faturaları kestiğini, sözleşmenin 8.1 maddesi gereğince davalının tüm imalatları 10.09.2013 tarihine kadar bitirmekle yükümlü olduğunu, aksi halde gecikilen her gün için 1.500 TL gecikme cezası kesilmesinin kararlaştırıldığını, sözleşmenin 7.3 maddesi gereğince davalı sözlü uyarılara rağmen ehliyetli işçi sayısını istenilen miktara çıkarmadığı takdirde yüklenicinin nam ve hesabına istediği kadar işçi çalıştırmaya ve ücretlerini taşeronun hak edişinden kesmeye yetkili kılındığını, geçici kabul ve kesin kabul teminat kesintisinin hakdeşin %5 oranında olduğunu, diğer kesintilerin elektrik, su, yemek, konaklama bedelleri, işgüvenliği cezaları ve müteahhit tarafından verilen malzeme ve hizmet kesintileri olduğunu, davalı taşeronun, işi süresinde tamamlamak için gerekli işçi sayısını şantiyede bulundurmadığını, tüm sözlü uyarılara rağmen ehliyetli işçi sayısını işi süresi içerisinde tamamlamaya yetecek seviyeye çıkartmadığını, bunun üzerine, müvekkili tarafından sözleşmenin 7.3 maddesine göre taşeron nam ve hesabına işçi çalıştırmak zorunda kalındığını ve davalının 10.09.2013 tarihinde bitirmesi gereken işi taşeron nam ve hesabına yaptırıldığını ve işin yüklenici şirkete 05.03.2014 tarihinde teslim edilebildiğini, müvekkilinin yüklenici şirkete şantiye içi malzeme taşıma bedeli olarak 5.000 TL, iskele bedeli olarak 20.348 TL, temizlik bedeli olarak 8.500 TL, kamp bedeli olarak 9.920 TL, işgüvenliği cezaları olarak 3.176 TL olmak üzere toplam 46.944 TL sözleşme hükümlerince ödeme yapıldığını, davalı nam ve hesabına çalıştırılan işçiler için 24.558,98 TL (işçilerin ücret+yemek+SGK+vergi ödemeleri) ödendiğini, davalı nam ve hesabına toplam 71.502,98 TL ödendiğini, davalının 17.12.2013 tarihli 265.500 TL tutarlı faturayı gönderdiğini, bu faturanın 20.12.2013 tarihli ihtarname ile iade edildiğini, müvekkilinin 28.05.2014 tarihli ihtarnamesi ile 333.688,43 TL’nin tebliğden itibaren 7 gün içinde banka hesabına yatırılmasını talep ettiğini ve ihtarın 29.05.2014 tarihinde tebliğine karşın ödeme yapılmadığını, 265.500 TL cezaî şart ve 71.502,98 TL ödenen tutar olmak üzere toplam 337.002,98 TL alacak bulunduğunu öne sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 337.002,98 TL’nin faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili özetle; davacı şirketle, sözleşme yapılmadan önce gönderilen proje mailinde compact işinin duvar ve kolon yapılacağının, işin %75’inin duvar ve %25’inin kolon olacağının belirtildiğini, fakat montaja başlanılacağı zaman sadece kolon ve tavan olduğunun ve neredeyse hiç duvar olmadığının görüldüğünü; sözlü görüşmelerde m²/40 TL fiyat farkı ifade edildiğini, fakat bu tutarın ödenmediğini, fiyat arkından kaynaklanan 60.000 TL+KDV talep ve dava hakkı bulunduğunu, fiyat farkı hariç davacının müvekkiline 39.591,40 TL borçlu olduğunu, sözleşme konusu işin yapılabilmesi için öncelikle davacı tarafın yer teslimi yapması gerektiği halde yer tesliminin süresinde yapılmadığını, sözleşmenin 7, 11 ve 8. maddeleri gereği ancak davalı şirketin kusurlu davranışı sonucunda işin teslim edilememesi halinde cezai şart talep edilebileceğini, projeye göre çok daha farklı ve zor bir iş verildiğini, çalıştırıldığı iddia edilen hiçbir işçinin çalıştırılmadığını, davacı ile … … Şirketi arasında akededilen sözleşmede işin taşerona devredilemeyeceği kararlaştırıldığı ve asgari işçilik oranı nedeniyle müvekkili işçilerinin sigortalarının davacıda gözüktüğünü, ancak tüm ücretlerin müvekkili tarafından ödendiğini, sözleşmeye konu işin davacı şirkete 20.10.2013 tarihinde teslim edildiğini, proje dışı imalatların 25.12.2013 tarihinde bitirildiğini, davacı tarafın işin 05.03.2014 tarihinde teslim edildiği iddiasının doğru olmadığını, işin ihtirazı kayıtsız teslim alındığını, cezaî şart istenemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; “Davacı vekili, işin geç tesliminden kaynaklanan cezaî şart talebinde, sözleşmeye göre işin 10/09/2013 tarihinde tesliminin gerektiğini, son işçinin çıkış tarihinin 05/03/2014 olduğunu ve arada 177 gün farkı nedeniyle 1.500,00 TL hesabı ile 265.500,00 TL istendiğini, beyan etmiştir. 13/08/2013 tarihli sözleşmenin 8.1 maddesinde tüm imalatların 10/09/2013 tarihinde biteceği kabul edilmiş, bu süreyi aşan her gün için 1.500,00 TL gecikme cezası kesileceği kabul edilmiştir. Bu maddede kabul edilen cezaî şart 6098 sayılı TBK’nın 179/II. maddesinde düzenlenen ifaya ekli cezaî şart olup, eldeki davada davacı iş sahibi bu hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça asıl borcun yani edimin ifası ile birlikte cezanın ödetilmesini de isteyebilecektir. Davacı, işin teslim edilmediğinden söz ederek ihtirazı kayıt gerekmediğini savunmakta ise de işin tamamlandığı kabul edildiğine göre tesliminin bulunduğu ve bu nedenle teslimde ihtirazı kayıt konulması gerektiği düşünülmüştür. Esasen davacı, Ankara 44. Noterliği’nin 28/05/2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinde “… İhtirazi kayıt bildirime yerine kaim olacağı beyanıyla…” diyerek ihtarname keşide etmiştir. Bu ihtarın, geçerli bir ihtirazı kayıt içerip içermediğine bakılmalıdır. Şöyle ki: davacı, işin teslimini son işçinin çıkış tarihi olan 05/03/2014 tarihi kabul ederek hesaplama yapmıştır. Bu durumda bu tarihten önceki bir ihtirazı kayıt gerekir iken az yukarıdaki ihtarnamenin 28/05/2014 tarihli başka bir deyişle işin teslimi tarihinden sonraki tarihli olduğu görülmüştür. Bu nedenle, ifa çekincesiz kabul edilmiş sayıldığından davacının gecikme cezası isteminde haklılık bulunmamaktadır. Davacı, davalı nam ve hesabına çalıştırılan işçiler için 24.558,98 TL (işçilerin ücret+yemek+SGK+vergi ödemeleri) alacak talep etmektedir. Davacı tarafından davalıya yollanan Ankara 44. Noterliği’nin 20/12/2013 tarih ve …yevmiye numaralı ihtarnamesinde, taşeron nam ve hesabına işçi çalıştırıldığının ihtar edildiği izlenmiştir. İhtarname 24/12/2013 tarihinde tebliğ olunmuştur. Davalı vekili, yanıt dilekçesinde işçilerin sigortasının davacı şirkette gözüktüğüne ve fakat tüm giderlerin müvekkilince ödendiğini belirtmiştir. Davalı vekilinin, Mahkememizce tanınan iki haftalık kesin süre içinde verdiği 04/10/2017 tarihli dilekçesinde müvekkili şirketçe çalıştırılan işçilerin ücret vs tüm giderlerinin dava dışı …’a yapılan havale ve elden ödemeler ile ödendiğini ifade etmiştir. Dava dışı …’ın dava konusu olay itibariyle davacı ile irtibatı ispatlanamadığından savunma yerinde görülmemiştir. Davalı, işçilik ödemelerini yaptığını beyan ettiğine göre yazılı belge ile ispatlamalıdır. Davalı, yazılı ve yasal delillerle ödeme hususunu ispatlayamamıştır. Davacı defterlerinde ise işyerinde çalıştırılan işçilere ilişkin yapılan SGK ödemesinin 24.558,98 TL olduğu bilirkişi incelemesi ile belirlenmiştir. Bu sebeple, 24.558,98 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmelidir. Ankara 44. Noterliği’nin 28/05/2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi 29/05/2014 tarihinde tebliğ edildiğinden (7) günlük süre nedeniyle 09/06/2014 tarihinde temerrüt oluşmuştur. Bu tarihten itibaren ticarî faizi uygulanmalıdır. Davacının son talebi sözleşme hükümlerince ödeme yapılmak zorunda kalınan tutarlardır. Dava dışı “… A.Ş.”nin 25/10/2018 tarihli yazı yanıtı dosyaya gelmiştir. Davacı ile davalı arasında hakediş yapılmamış, davacının müteahhide yaptığı hakediş üzerinden davalı alacağının hesaplanması gerekmiştir. Bilirkişilerin kök ve bilahare itirazlar üzerine alınan 25/05/2018 tarihli ek raporunda, davacı ile dava dışı yüklenici arasında yapılan sözleşme ile eldeki davada davalı davacı ile davalının yaptığı sözleşmedeki işlerin oranının alındığını, bu oranın %75,44 olduğunu tespit ettiğini tekrarlamıştır. Dava dışı … … A.Ş.’ye yazılan yazı yanıtında toplam 43.498,55 TL kesintinin açılımı yapılmıştır. Bilirkişilerin gerekçesi belirtilerek tespit ettiklerini ifade ettikleri %75,44 oranındaki giderlerden davalı sorumlu tutulmalıdır (Söz.m. 11.1). (43.498,55 TL x %75,44=) 32.815,31 TL olacaktır. Bu tutara işçilik alacağı olan 24.558,98 TL’nin ilavesiyle (32.815,31 TL+24.558,98=) 57.374,29 TL yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekmiştir. Fazlaya ilişkin kısmın ise reddine karar verilmelidir. Ankara 44. Noterliğinin 28/05/2014 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile 333.688,43 TL alacağın tebliğden itibaren 7 gün içinde banka hesabına yatırılması ihtar edilmiştir. Bu ihtarda, 265.500,00 TL cezaî şart, 20.093,88 TL işçilik alacaklarının yanı sıra sözleşmenin 11. maddesine göre bazı kalemler istenmiştir. İhtarda yer alan, 20.093,88 TL işçilik alacağı ile sözleşmenin 11. maddesine göre istenen şantiye için malzeme taşıma bedeli olarak 5.000,00 TL, iskele bedeli olarak 20.348,00 TL, temizlik bedeli olarak 8.500,00 TL’nin dava dışı şirket kesintilerinden olduğu anlaşılmakla, ihtarın 29/05/2014 tarihinde tebliği nedeniyle (7) günlük süre dikkate alınarak temerrütün oluştuğu 06/06/2014 tarihinden itibaren talep nedeniyle ticarî faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmelidir. İşçilik alacağının fazla kalan kısmı yönünden ise (24.558,98 TL-20.093.88 TL=) 4.465,10 TL yönünden 24/07/2014 dava tarihinden itibaren faize hükmedilmelidir. İhtarnamede yer alan (5.000+20.348+8.500=) 33.848,00 TL sözleşmenin 11.maddesine göre kabulü gereken 32.815,31 TL’den fazla olduğundan 32.815,31 TL’ye temerrüt tarihinden itibaren faiz” yürütülmesi gerektiği gerekçesiyle ” Davanın kısmen kabulü ile, 57.374,29 TL alacaktan, 52.909,19 TL’nin 06/06/2014 temerrüt tarihinden itibaren ve 4.465,10 TL’nin ise 24/07/2014 dava tarihinden itibaren ticarî faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine,” karar vermiştir.
Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 19.02.2019 tarih ve 2014/295 E. – 2019/146 K. sayılı kararının taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 24.06.2021 tarih, 2019/801 E. – 2021/640 K. sayılı kararıyla davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1.b.2 madde gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 11.10.2022 tarih ve 2021/4915 E. – 2022/4674 K. sayılı kararında özetle, “Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı alacak ve ceza-i şart istemlerine ilişkindir. Davacı dava dışı yüklenicinin taşeronu, davalı da davacının taşeronu olup, 14/06/2013 ve 13/08/2013 tarihli sözleşmelerle “… ve İştirakleri Hizmet Binası ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İnşaatı İşi Kapsamında” bir kısım imalatın davalı alt taşeronca gerçekleştirilmesi taahhüt edilmiştir. Davacının alacak taleplerinden birisi olan davalı nam ve hesabına çalıştırılan işçiler için ödemek zorunda kalındığı iddia olunan 24.558,98 TL’lik alacak talebi yönünden yapılan incelemede, davacı dava dilekçesi ile; davalının işi süresinde tamamlamak için gerekli işçi sayısını şantiyede bulundurmadığını, tüm sözlü uyarılara rağmen ehliyetli işçi sayısını yeterli seviyeye çıkartmadığı gerekçesiyle sözleşmenin 7.3 maddesinde yer alan; “…taşeron bu işte gereği kadar ehliyetli işçi çalıştırarak, müteahhidin imalat düzenine ve iş programına uyacak, bununla ilgili olarak işin sürati ve kalitesine uygun ekibi istihdam edecektir. Sözlü uyarılara rağmen ehliyetli işçi sayısı istenilen miktara çıkarılamadığı takdirde müteahhit nam ve hesabına istediği kadar işçi çalıştırmaya ve ücretlerini taşeronun hak edişinden kesmeye yetkilidir” hükmü gereğince davacı tarafından, davalı nam ve hesabına işçi çalıştırmak zorunda kalındığını iddia etmiş ve bu iddiasını da dayanılan ticari defterleri ile de ispat etmiş olup, davalı taraf cevap dilekçesindeki savunmasında; davacı ile asıl müteahhit arasında yapılan sözleşmedeki alt taşerona iş devrini engelleyen hüküm nedeniyle davalı işçilerine ait sigorta kayıtlarının davacı şirkette gözüktüğünü fakat tüm giderlerinin müvekkili tarafından ödendiğini ileri sürmüşse de, ödeme savunmasını mahkemece verilen kesin süreye rağmen yazılı ve yasal delillerle ispat edemediğinden davacının işçilik ödemelerine ilişkin talebinin 24.558,98 TL üzerinden kabulü ile davalının savunmasında ileri sürdüğü mahsup itirazının da bu tutar dikkate alınarak gözetilmesi gerekirken, bölge adliye mahkemesince işçilik giderlerinin ispatlanamadığı gerekçesiyle talebin reddine karar ” verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamı taraflara tebliğ edilmiş, bozma sonrası Dairemizce duruşma açılarak tarafların bozma ilamına karşı beyanları alınmış olup, davacı vekili bozma ilamına uyulmasına, davalı vekili önceki kararda direnilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 11.10.2022 tarih, 2021/4915 E. – 2022/4674 K. sayılı ilamına uyulmasına karar verilmiştir. Uyma kararı verilmekle bozma ilamı gereğince karar verilmelidir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak taleplidir.
Somut olayda dava dışı … ile … …Şirketi arasında akdedilen sözleşme kapsamındaki ahşap mobilya işlerinin ….Şirketi tarafından 14.06.2013 tarihli sözleşmeyle davacıya taşere edildiği, davacının da üstlendiği işlerin bir kısmını 14.06.2013 ve 13.08.2013 tarihli sözleşmelerle davalıya taşere ettiği, davaya konu uyuşmazlığın 13.08.2013 tarihli laminant işlerine ilişkin sözleşmeden kaynaklandığı, tarafların bu sözleşmeye ilişkin olarak yer teslimi ve işin teslimi konusunda tutanak ve hakediş düzenlemedikleri, davalı alt taşeronun düzenlediği 17.12.2013 tarihli faturada her iki sözleşme kapsamındaki compact kolon ve tavan kaplama işi nedeniyle 1500 m² imalat için 150 TL/m² hesabıyla KDV dahil 265.500 TL talep ettiği, davacının üstlendiği 677.962,18 TL tutarlı iş kapsamında davalıya 339.786,02 TL tutarlı işi taşere ettiği, buna göre davalıya taşere edilen işin %50,11 oranında olduğu, dava dışı … tarafından yapılan sözleşme konusu işlere ilişkin toplam kesintiden %50,11 oran itibariyle davalının sorumluluğunun 21.800,92 TL olduğu, davacı tarafça davalı nam ve hesabına yapıldığı ispat edilen işçilik giderlerinin ise 24.558,98 TL olduğu, davalının toplam hakedişi 318.836,30 TL’den 21.800,92 TL kesinti indirildiğinde davalı alacağının 297.035,38 TL olduğu, bu meblağdan davacı tarafça davalıya ödenen 286.658,60 TL ve davalı nam ve hesabına yapılan işçilik gideri 24.558,98 TL indirildiğinde davacının 14.182,20 TL fazla ödeme yaptığı anlaşılmıştır. Cezai şart ve diğer alacak kalemlerinin reddine dair kararın kesinleşmiş olduğu da gözetilerek davanın kısmen kabulüyle, 14.182,20 TL’nin 06.06.2014 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Davanın KISMEN KABULÜ ile,
14.182,20 TL’nin 06.06.2014 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-) Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 968,79 TL karar ve ilam harcı peşin alınan 5.755,20 TL harçtan mahsubu ile artan 4.786,41‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-) Davacı tarafından yatırılan 968,79 TL karar ve ilam harcı ile 25,20 TL başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-) Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davada kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 9.200 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-) Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davada reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 48.194,91 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-) Davacı tarafından yapılan 558,83‬ TL dosya posta masrafı, 122,5‬0 TL tebligat masrafı, 3.140‬ TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.821,33 TL yargılama giderinden kabul oranına göre hesaplanan 160,49 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderlerinin davacının kendisi üzerinde bırakılmasına,
7-) Davalı tarafından yapılan 50 TL tebligat masrafından ibaret yargılama giderinin ret oranına göre hesaplanan 47,90 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalının kendisi üzerinde bırakılmasına,
😎 HMK 333. madde gereğince, taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 22.02.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır