Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2022/1246 E. 2023/94 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/1246 – Karar No:2023/94

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1246
KARAR NO : 2023/94

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/03/2022
NUMARASI : 2021/108 E-2022/135 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 26/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/01/2023

Eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali talepli davada mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; taraflar arasındaki taşeron sözleşmesine istinaden müvekkili tarafından 30.12.2012, 22.04.2013, 18.05.2013 ve 29.06.2013 tarihli toplam tutarları 1.060.000 TL olan faturaların 686.800 TL’lik kısmının tahsili için davalı hakkında Ankara 8. İcra Müdürlüğü’nün 2016/23405 sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, davalının faturanın ödendiği gerekçesi ile takibe itiraz ettiğini, faturaların düzenlendiği tarih itibariyle davalı limited şirket iken şirket nevi’nin anonim şirkete çevrildiğini belirterek davalının takibe itirazının iptaline, takibin devamına ve % 20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
İlk Derece Mahkemesince; “Davacı tarafından alacağın dayanağı olarak 25.09.2012 tarihli taşeron sözleşmesi sunulmuştur. Sözleşme birim fiyat usulüne göre hazırlanmıştır. Sözleşmede davalıya ait inşaatta davacı tarafından yapılacak işler (sıva, mantolama, boya, duvar kağıdı vs.) ve her bir iş kalemi için davacıya ödenecek birim fiyatlar belirtilmiştir. Sözleşmenin “ödeme şekli” başlıklı maddesinde yapılacak olan işlerin karşılığı birim fiyat üzerinden aylık hakediş usulü ile yapılacağı, taşeronun yaptığı işlerin karşılığında hakediş toplamları kadar fatura keseceği belirtilmiştir. Davacının ticari defterleri mali müşavir bilirkişi marifetiyle incelenmiştir. Sunulan bilirkişi raporunda; davacı şirketin 2012 ve 2013 yıllarında davalı tarafa hitaben toplam 1.250.800 TL (KDV dahil) ftura düzenlediği, davalı şirketten toplam 564.000 TL tahsilat yaptığı, dava ve takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 686.800 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir. Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan hak ediş alacağının tahsiline için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili 25.09.2012 tarihli taşeron sözleşmesi kapsamında işin ifa edildiğini, düzenlenen faturaların bir kısmının ödendiğini ve kalan takip konusu alacağın ödenmediğini iddia etmiştir. Davacı vekili tarafından ibraz edilen taşeron sözleşmesi ve düzenlenen faturalar alacağın varlığının tek başına kanıtı olmamakla birlikte Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesinin bir örneği dosya içinde bulunan 21.01.2021 tarihli kararı doğrultusunda inşaat mühendisi bilirkişi marifetiyle sözleşmeye konu yerde keşif yapılmış yapılan incelemede sözleşmede davacı tarafından yapılacağı taahhüt edilen işlerin tamamının yapılmış olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda keşfen belirlenen iş ve imalatların davacı tarafından yapıldığının kabulü ile davacı defterlerinde yer alan kayıtlar itibariyle davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 686.800 TL alacağı olduğu, bu tutara takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerektiği” gerekçesiyle “Davanın kabulüne, Ankara 8. İcra Müdürlüğü 2016/23405 sayılı takip dosyasında davalının itirazının iptaline, takip konusu alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, alacağın varlığı ve miktarı yapılan yargılama sonunda keşfen belirlendiğinden likit olmayan alacakla ilgili davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin reddine,” karar vermiştir.
Davacı vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; takibe konu alacağın likit olduğu, müvekkili lehine icra inkar tazminatına hükmedilmek gerekirken reddine karar verildiği nedeniyle mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin müvekkili şirkete tebliğ edilmediği, Tebligat Kanunu 35. maddeye göre yapılan tebligatın usulsüz olduğu, dava dilekçesinin tebliğ edildiğine dair şerh bulunmadığı, müvekkilinin son tebligatla bilirkişi raporundan 16.12.2021 tarihinde tesadüfen haberdar olduğu, tüm tebligatların usule aykırı yapıldığı, müvekkilinin savunma hakkının kısıtlandığı, taraflar arasında 10.11.2011 tarihli protokolün yapıldığı, müvekkilinin protokol ve sözleşmeler gereğince edimini yerine getirdiği, protokolü tanık olarak imzalayan Serkan’ın dinlenmesini talep ettikleri, protokol gereğince müvekkilinin edimin bir kısmını davacıya arsa devri şeklinde yerine getirdiği, … parselin davacı şirket sahibi …’e devredildiği, eksik incelemeyle karar verildiği nedenleriyle mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali talepli olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde gereğince istinaf nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında 25.09.2012 tarihli yapılacak iş kalemlerinin ve birim fiyatlarının yazılı olduğu, eser sözleşmesinin akdedildiği, davalı tarafça süresinde cevap dilekçesi sunulmadığından davanın reddini talep ettiğinin kabulü gerektiği, Dairemizin kaldırma kararında mahallinde keşifle inceleme yapılmasına karar verilmiş ise de; keşfen alınan bilirkişi raporunda sözleşme kapsamındaki işlerin yapılmış olduğu belirlenmekle birlikte sözleşmede yazılı birim fiyatlarla yapılan işler bedelinin hesaplanmadığı, davalı tarafın bilirkişi raporuna yönelik beyanı dikkate alındığında ve takibe konu faturaların davalıya gönderildiği ile defterlerine kayıt edildiği, süresinde itiraz edilmediğinin de iddia ve ispat edilememiş olmasına göre, mahkemece bilirkişilerden sözleşme kapsamında davacının talep edebileceği alacağın hesaplanması hususunda denetlenebilir nitelikte rapor alınması, yine davacı tarafın kabulünde olan ödeme miktarının mahsubuyla, davalı tarafça bakiye bedelin gayrimenkul devriyle ödendiğine yönelik deliller de değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, Dairemiz kaldırma kararına ve davalının ödeme savunmasına ilişkin inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun bulunmadığından davacı vekilinin istinaf nedenleri incelenmeksizin taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulüyle, mahkeme kararının HMK 353/1.a.6 madde gereğince kaldırılmasına, Dairemiz kararına göre yeniden yargılama yapılmak üzere dava dosyasının kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-) Taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulüne,

2-) Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 02.03.2022 tarih, 2021/108 E-2022/135 K sayılı kararının HMK 353/1-a.6 madde gereğince kaldırılmasına,
3-) Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,

4-) Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,

5-) Davalı tarafından yatırılan 11.728,83 TL + 80,70 TL olmak üzere toplam 11.809,53‬ TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
6-) İstinaf talep eden taraf vekilleri tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf başvuru harçlarının ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 353/1-a madde gereğince KESİN olmak üzere 26.01.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır