Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2022/1151 E. 2022/1091 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/1151 – Karar No:2022/1091
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1151
KARAR NO : 2022/1091
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 16/06/2022
NUMARASI : 2022/386 Esas

İHTİYATİ TEDBİR TALEP
EDEN DAVACI :
VEKİLİ :
KARŞI TARAF DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
TALEP KONUSU : İhtiyati Tedbir (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 02/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/11/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasında mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen 16/06/2022 tarihli ara kararına karşı süresi içinde ihtiyati tedbir talep eden/ davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkili kurum nezdinde İTM.193-… TM yenileme referans numarasıyla kayıtlı 154-kV … TM Yenileme Yapım İşi İhalesini 2016/261769 İKN ile davalı şirketin kazanması üzerine davalı ile müvekkili kurum arasında 27/10/2016 tarihinde “154 kV … TM Yenileme Yapım İşi Sözleşmesi” imzalandığını, iş teslimi yapıldıktan sonra müvekkilinin teşekküle davalı yüklenici adına 8 farklı icra dosyasında toplamda 3.347.055,05 TL tutarında haciz ihbarnameleri tebliğ edildiğini, teşekkülleri nezdinde doğmuş ve doğacak tüm alacaklarına haciz konulduğunu ve söz konusu haciz uygulamalarının gecikmeye mahal vermeden kaldırılması aksi halde yapım işine ait sözleşmenin hükümlerine doğrultusunda işlem yapılacağının davalı yükleniciye bildirildiğini, dava konusu yapım işine ait davalı yükümlülüğündeki sözleşme ile yüklenicinin; sözleşmeden doğan alacaklarına konulmuş olan çok sayıdaki hacizleri kaldıramaması ve taahhüdü altındaki … TM yapım işi projesinin mali ve ekonomik olarak yürütme imkanı bulunmadığını gerekçeleriyle birlikte yazılı olarak bildirmesi neticesinde Genel Müdürlüklerinin 10/05/2018 tarih ve 199374 sayılı olur’u ile sözleşmenin feshedildiğini, fesih durumunun davalıya ihtarname ile bildirildiğini, dava konusu iş ile ilgili olarak oluşan menfi zararlarının 12.848.601,86 TL olarak hesaplandığını, ayrıca müvekkili kurumun Mali İşler ve Finans Yönetimi Dairesi Başkanlığı’ndan alınan davalı şirketin cari hesabının yazı tarihi itibariyle 1.623.315,92 TL borç bakiyesi verdiğinin bildirildiğini, ilk ihalenin feshedilmesi nedeniyle doğan ve fesih damga vergisi olarak müvekkili kurum tarafından 21.621,60 TL ödendiğini, tüm bilgi ve belgelerin bir bütün olarak değerlendirilmesinden davalı şirketin müvekkili kuruma toplamda 14.493.539,38 TL zarar verdiğini ileri sürerek, davalının menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir.
Mahkemece 16/06/2022 tarihli ara kararı ile; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, tedbir talep edenin , ihtiyati tedbir sebeplerini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası bakımından haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu, HMK 389 vd. hükümlerine göre çekişmeli olan veya yargılama konusunu oluşturan şey veya hak aynı zamanda ihtiyati tedbirin konusunu oluşturacağı, dava konusu yapılmamış şey veya hak hakkında ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği, somut olayda davacı vekili tarafından davalı adına kayıtlı menkul, gayrimenkul ile 3. kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir konulmasının talep edildiği, ihtiyati tedbir konulması talep edilen taşınmazların uyuşmazlık konusu olmadığı anlaşılmakla, yukarıda belirtilen HMK 389 vd. hükümlerinde belirlenen şartların oluşmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf başvurusunda; müvekkili nezdinde İTM.193- … TM Yenileme referans numarasıyla kayıtlı 154-kV … TM Yenileme Yapım İşinin İhalesini 2016/261769 İKN ile davalı …. Şti.’nin kazanması üzerine, davalı ile müvekkili kurum arasında 27/10/2016 tarihinde sözleşme imzalandığını, sözleşme yüklenicinin taahhüdünü ihale dokümanı ve sözleşme hükümlerine uygun olarak yerine getirmemesi sözleşmeden doğan alacaklarına konulmuş olan çok sayıdaki hacizleri kaldıramaması, sonucunda davalının taahhüdü altındaki işi mali ve ekonomik olarak yürütme imkanı bulunmadığını müvekkiline bildirdiğini, müvekkilinin 10/05/2018 tarih ve 199374 sayılı olur’u ile sözleşmenin haklı olarak feshedildiğini, fesih nedeniyle oluşan zararın giderilmesi için iş bu davanın açıldığını, dava konusu alacağın teminat altına alınmasını teminen ihtiyati tedbir talep edildiğini, davalı aleyhine başlatılan icra takipleri sonucunda müvekkili nezdindeki tüm alacaklarına ilişkin haciz konulduğu ve söz konusu haciz uygulamalarının gecikmeye mahal vermeden kaldırılması aksi halde yapım işine ait sözleşmenin “Borçluluk ve Hacizler” başlıklı 33.4.2 maddesindeki hükümler doğrultusunda işlem yapılacağının davalıya bildirildiğini, bu süreçte davalının haciz uygulamalarının kaldırıldığına ilişkin bilgi- belge sunmadığını, davalının çok sayıda borcu bulunmakta olduğunu, müvekkilinin alacağını teminat alınmasını teminen müvekkilinin bir kamu tüzel kişisi olduğu ve işin aciliyeti hususunun da gözetilerek teminatsız olarak tedbir kararı verilmesi gerektiğini, aksi halinde bir zararın doğacağı ve bu zararın telafisi mümkün olmayacağını belirterek; istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme ara kararının kaldırılarak, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Talep, eser sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiği iddiasına dayalı menfi zarar talebinden kaynaklanan alacak davasında ihtiyati tedbir istemine ilişkin olup, mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcı peşin olarak alındığından başka harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan yargılama giderlerinin istinaf talep eden davacı üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1.f maddesi gereğince KESİN olmak üzere 02/11/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır