Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2022/1131 E. 2023/641 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/1131 – Karar No:2023/641
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1131
KARAR NO : 2023/641
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 31/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/06/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit davasında, Dairemizce verilen kararın davalı vekilince temyiz edilmesi sonucunda Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nce bozulması üzerine dosya Dairemizin yukarıdaki esasına kayıt edilmekle yapılan yargılama sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkili şirketin davalı … ile Adıyaman – Şanlıurfa – Elazığ – Diyarbakır Doğal Gaz Dağıtım/Bağlantı Hattı Faz 3 (AŞED FAZ3) projesi yapım işi sözleşmesini 30/12/2004 tarihinde imzaladığını, projenin, sözleşmeye ve sözleşmenin eklerine uygun olarak tamamlanarak 31/07/2007 tarihinde geçici kabulünün yapıldığını, geçici kabul tutanağının 28/09/2007 tarihinde … Genel Müdür Yardımcısı … tarafından onaylandığını, geçici kabulden sonra …’ın doğalgaz hattını işletmeye aldığını, hala bu hattı kullanarak gaz satışı yaptığını, kesin hakediş raporlarını 15/02/2008 tarihinde davalıya sunduklarını, davalı ile yaptıkları sözleşme gereğince, projenin kesin kabul tarihinin 31/07/2009 olduğunu, kesin kabul yapılması gereken tarih üzerinden dava tarihi itibariyle 5 yıllık bir sürenin geçmiş olmasına rağmen davalının halen kesin kabulü yapmadığını, davalıyı kesin kabule zorlamak için Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/254 esas sayılı dava dosyası üzerinden açılan davanın devam ettiğini, davalının işletme döneminde, hattaki suyun tıkanmalara neden olduğu gerekçesiyle, tıkanmanın açılması için vent edilen gaz bedelini müvekkilinden kestiğini, proje şartnamesinde kurutma işleminden sadece bir defa müvekkilinin sorumlu olacağının belirtildiğini, bu işlemin de yapıldığını, müvekkilinin artık boru hattını kurutma işlemleri için dışarıya vent edilen gazdan sorumlu olmadığını, kabul etmemelerine rağmen davalı idarenin her yıl bir kaç kez Pig atma ( Boru boyunca ilerleyen malzeme ile boru hattının kurutulması) işlemi yaptığını, bu işlemden dolayı 2011 yılında 253.000,00 USD, 2012 yılında 170.000,00 USD, 2013 yılında 145.000,00 USD’nin müvekkilinin alacaklarından ve teminat mektuplarından haksız olarak tahsil edildiğini, projede kurutma bedelinin 20.000,00 – 30.000,00 USD olarak belirlenmesine rağmen sadece 3 yıl içinde müvekkilinden bu sebeple 1.168.000,00 USD kesinti yapıldığını ve bunun müvekkilinin teminat mektubu ile alacaklarından kesildiğini, davalının kesin kabul yapmayarak bakım süresini uzattığını, müvekkili ile ilgilisi bulunmayan nedenlerle müvekkili namına haksız işlemler yaparak müvekkilinin mağdur olmasına ve ticari itibarının zedelenmesine neden olduğunu, davalı …’ın Arazi, İnşaat ve Kamulaştırma daire Başkanlığının 17/06/2014 tarih ve 61088255- 755.99-18881 sayılı yazısı ile bakım döneminde olduğu bildirilen AŞED Faz 3 projesinde Elazığ branşmanında buzlanma nedeniyle tıkanıklıklarının açılması için yapılan pig atma nedeniyle 20/12/2013 tarihindeki vent bedeli olarak 389.333,14 USD bedelin 26/06/2014 tarihine kadar ödenmesini, ödenmemesi halinde bahse konu bedelin nakdi teminatlar ve kesin teminatlardan kesileceğini bildirdiğini, ancak müvekkilince boru hattı teslim edilirken kurutma ve testlerin yapıldığını, boru hattında bir eksikliğin olması halinde boru hattının teslim alınmasının mümkün olmadığını, ayrıca kurutma işleminin yapılmamış olmasının geçici kabul eksiği olarak gösterilmediğini, davalı …’ın hattı sorunsuz olarak aldıktan sonra, uzun süre boş bıraktığını, daha sonra alınan gazın niteliği, 3. Şahısların müdahaleleri gibi hususların …’ın sorumluluğunda olduğunu, …’ın sorumluluğunu yerine getirmeyerek hattın temizlenmesi için dışarıya vermiş olduğu gazdan sürekli müvekkilini sorumlu tuttuğunu, bu hususun da yapılan sözleşmeye ve hukuka aykırı olduğunu, davalının kesin kabul yapmayarak müvekkilinin mağduriyetine neden olduğunu, YİGŞ değerlendirildiğinde, boru hattının kurutulmadığı, testlerinin yapılmadığı iddiasının doğru olmayacağını belirterek; iş bu davanın Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/254 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini, müvekkilinin davalı tarafından vent edilen gaz ve masraf bedeli olan 389.333,14 USD borçlu olmadığının tespitini, davalı aleyhine kötü niyet tazminatı takdirini ve muarazanın giderilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacı tarafın kesin ve geçici kabule ilişkin beyanlarının gerçekleri yansıtmadığını, yüklenici firmanın yapılan sözleşmeye göre yükümlülüklerini yerine getirmediğini, yapmış olduğu işleri eksik bıraktığını, davacı nam ve hesabına eksik işlerin tamamlanması gerektiğini, YİGŞ’ye göre geçici ve kesin kabullerin ne şekilde ve ne zaman yapılacağı hususlarının belli olduğunu, 31/07/2007 tarihinde hazırlanan geçici kabul ve durum tespit tutanağında belirtilen eksikliklerin giderilmesi için yetkili firmaya 60 günlük süre verildiğini, ancak bu süre içerisinde eksikliklerin giderilmemesi üzerine yüklenicinin nam ve hesabına müvekkili tarafından eksik hususların giderildiğinin, YİGŞ’nin 42. maddesine göre 31/08/2012 tarihi esas alınmak suretiyle geçici kabul tutanağının revize edildiğini, geçici kabul tarihi dikkate alındığında sözleşmenin teminat süresi başlıklı 21. maddesine göre 24 aylık süre tamamlanmadığından projenin kesin kabulünün yapılmadığını, bahse konu sürenin 31/08/2014 tarihinde dolacağını, davacının başvurması halinde kesin kabulün o tarihte yapılacağını, kesin kabulün yapılması için davacının Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne dava açtığını, davacının iddia ettiği gibi, AŞED Faz 3 projesinin sorunsuz olarak devir alınmadığını, geçici kabulle birlikte boru hattının mekanik olarak gaz almaya hazır durumda teslim alınmış olup, boru hattına gaz alınarak müşterilere gaz arzı sağlandıktan sonra buzlanma, tıkanma problemlerinin yaşanmaya başlandığını, davacının inşa ettiği boru hattını, sözleşme eki teknik şartname ve hidrostatik test prosedürüne uygun kurutmaması sonucu, geçici kabul esnasında anlaşılması mümkün olmayan ve ancak hatta gaz alımı gerçekleştikten sonra yaşanan buzlanma/tıkanma olayları neticesinde yapılan WDP ölçümlerinin pozitif değerlerde olması nedeniyle tespit edilebilen iş bu davaya konu “gizli ayıplar”ın müvekkili kuruluş tarafından derhal davacıya bildirildiğini, bu nedenle davacının sorumluluğunun devam ettiğinin kabulü gerektiğini, yaşanılan sorunların doğalgazın içeriğinden yada işletme hatasından kaynaklanmadığını, 3. Kişilerin müdahaleleri sonucu boru hattı sistemine buzlanmaya/tıkanmaya neden olan su veya benzeri madde bırakılmasının da söz konusu olmadığını, bu hususlarda ispat yükü davacıda olup, davacı tarafından anılan iddiaları destekleyecek hiçbir delil de sunulmadığını, müşterilere gaz verilmesi için boru hattındaki suyun temizlenmesi gerektiğini, bu hususu defalarca davacı tarafa ilettiklerini, davacı tarafın yapılan sözleşme ve sözleşmenin eki olan Yapım İşleri Genel Şartnamesi’ni yok saydığını, TBK’nın 477. maddesine göre de teslimden sonrada ortaya çıkan gizli ayıplardan yüklenicinin sorumlu olduğunu, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin eser sözleşmeleriyle ilgili olarak yerleşik içtihatlarının da bu yönde olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
Davanın ilk olarak görüldüğü Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/11/2017 tarih ve 2014/510 Esas- 2017/912 Karar sayılı kararının davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine Dairemizce yapılan inceleme sonucunda 13/12/2018 tarih ve 2018/543 Esas- 2018/1321 Karar sayılı kararı ile mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiş, Dairemizin bu kararının davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesi’nin 04/12/2019 tarih ve 2019/731 Esas- 2019/5005 Karar sayılı ilamı ile Dairemiz kararının bozulmasına karar verilmiştir. Dairemizce uyulan bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama sonucunda verilen 18/11/2020 tarih ve 2020/96 Esas- 2020/1167 Karar sayılı davanın kabulüne dair kararının davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 26/09/2022 tarih ve 2021/2619 Esas- 2022/4349 Karar sayılı ilamı ile; “Yargıtayın bozma kararına uyulması ile oluşan ve bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak, ikincisi bazı konuların bozma kararının kapsamı dışında kalması ile doğan usuli kazanılmış haktır. Bozma kararına uymuş olması halinde mahkeme, bu uyma kararı ile bağlı olup, usuli kazanılmış hak ilkesi uyarınca lehine bozulan taraf yararına araştırma ve inceleme yapmak zorundadır (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK). Bu anlatım çerçevesinde somut olay incelendiğinde, (Kapatılan) Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 04.12.2019 tarihli, 2019/731 Esas, 2019/5005 Karar sayılı ilamında; davalı iş sahibinin 09.03.2012 tarihli yazısına istinaden talep ettiği ve davacı yüklenici tarafından 21.03.2012 tarihinde ödenen bedelin konusunun ne olduğu, dava konusu eksik ve ayıbın giderildiği yere ilişkin olup olmadığı, yine sözleşme konusu doğalgaz boru hattında geçici kabul işlemlerinden sonra meydana gelen buzlanma ve tıkanmalar ile bunların giderilmesi için davalı iş sahibi tarafından davacı yüklenici namına yaptırılan pig atma işlemlerinin davacı yüklenicinin doğalgaz boru hattı işletmeye alınmadan önce sözleşme ve ekleri ile fen ve sanat kurallarına göre yapmak zorunda olduğu kurutma işleminden kaynaklanıp kaynaklanmadığı, donma ve tıkanmaların olduğu ve pig atma işleminin yapılmasını gerektiren yerlerin hattın hangi bölümünde olduğunun tam olarak belirlenmesi ve özellikle yüklenici nam ve hesabına yapılan pig atma işleminin yapıldığı yerlerde bu işlemlerden sonra yeni bir pig atma işleminin gerekip gerekmediğinin, davalı iş sahibince aynı yerler ile ilgili mükerrer talepte bulunup bulunulmadığı konularında denetime elverişli rapor alınması gerektiği bildirilmiş olmasına rağmen mahkemece alınan raporda; davacı tarafından ödenen 48.435,51 TL bedelin konusunun ne olduğu, ne için ödendiği, eksik ve ayıbın giderildiği yere ilişkin olup olmadığı, yapılan pig atma işleminin yapıldığı yerlerde bu işlemlerden sonra yeni bir pig atma işleminin gerekip gerekmediği konularının Yagıtay denetimine elverişli şekilde tespit edilmediği anlaşılmıştır. Açıklanan nedenle uyulan bozma ilamı yerine getirilmeden karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bununla beraber, alınan kök rapora karşı davalı vekilinin teknik itirazlarını giderir ek rapor da alınmadığı, bu kapsamda; ödenen 48.435,51 TL bedelin gaz bedeli olup olmadığı, hattın işletmeye alınmasından sonra tek bir pig atma işlemi ile hattın kurutulup kurutulamayacağının teknik olarak mümkün olup olmadığı, tek işlem ile kurutulma mümkün değil ise davalı tarafından yapılan işlemlerin teknik olarak uygun ve mükerrer işlem olup olmadığı ve bunların denetlenebilir şekilde açıklattırılmadığı, rapora karşı yapılan itirazların giderilmediği anlaşılmakla eksik inceleme ile rpaora yapılan teknik itirazlar giderilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuş, kararın açıklanan nedenlerle davalı yararına bozulması uygun görülmüştür.” gerekçesiyle Dairemiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Usul ve yasaya uygun görülen bozma ilamına uyulmuştur.
Dairemizin 23/11/2022 tarihli ara kararı ile; Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda, taraf itiraz ve beyanları da değerlendirilmek suretiyle bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına, taraf vekillerine dosya bilirkişilere tevdi edilmeden önce bozma ilamında belirtilen faturaya ilişkin dayanak ve varsa diğer belgelerinin sunulması için 2 haftalık süre verilmesine, belgeler sunulduktan sonra dosyanın bilirkişi heyetine tevdine karar verilmiştir. Ancak Dairemizce atanan bilirkişi heyeti üyesi …’nin beyan dilekçesi, Uyap üzerinden Ankara Bilirkişilik Bölge Kurulu bilirkişi listesi üzerinde yapılan inceleme sonucu taraf vekillerinin huzurunda 25/01/2023 tarihinde celse açılmış, bilirkişi raporunun yeni bir heyetten alınmasına karar verilmiştir.
Dairemizce atanan bilirkişiler … tarafından düzenlenen 13/03/2023 tarihli rapor dosyaya derc olunmuştur. Bilirkişi heyetince düzenlenen teknik raporda; taraflar arasındaki sözleşmenin eki olan, İKY 700 İşletmeye Alma, Hidrostatik Test Ve İçten Denetleme Şartnamesi, 4-NGTL 0-GN-P- 002-500715.0 nihai hava kurutma teknik şartnamelerine göre, kurutma işleminin davacı yüklenici tarafından yapılmasının gerektiği, sözleşme eki Teknik Şartnamenin “İKY 700 İşletmeye Alma” başlıklı maddesi ile davacı-yüklenicinin boru hattını hidrostatik olarak test edeceği, suyu boşaltacağı, boruyu bu şekilde kurutacağı, boru hattını doğalgazla iyice temizleyip basınç vereceği düzenlemesinin yapıldığı, bu düzenleme kapsamında davacı yüklenici tarafça yapılan işlemlere ilişkin WDP tutanaklarının düzenlenmesi gerektiği, bu işlemlerin yapıldığına dair bu konuda ispat yükü üzerinde olan davacı yüklenici tarafça WDP tutanaklarının sunulmadığı, boru hattında gaz hidratının oluşması için dört temel koşulun bir arada olması gerektiği, bunların; gaz molekülleri, düşük sıcaklık, yüksek basınç ve sıvı veya katı su olduğu, buradan da anlaşılacağı üzere boru hattında nem bulunmadığı müddetçe hidratın oluşmasının da mümkün olmadığı, boru hattında nem olmaması gerekirken, hidratın oluşmasının hattın içine nemin girdiğini doğruladığı, nemin farklı noktalarda görülmesinin, kurutma işleminin yeterli yapılamamasından ötürü nemin bu bölgelerde kaldığının bir göstergesi olarak değerlendirildiği, zira iyi arındırılmayan nemin, hattın başka yerlerine operasyon sırasında hareket edip boru hattının iç yüzeyindeki çeperlere yapışarak tutunabileceği ve uygun ortamda buzlanma yaratabileceği, davalı … tarafından bildirilen boru hattında oluşan basınç düşmelerinin sebebinin, kurutma işlemi iyi yapılmadığından boru hattında kalan nemin buzlanırken hattaki doğalgazı hapsetmesi (hidrat oluşumu) olduğu, doğalgaz ticareti ile ilgili yapılan sözleşmelerde, üreticinin düşük çiğlenme noktasına sahip doğal gazı sağlamasının en önemli koşullardan birisi olduğu, bu koşulların sağlanıp sağlanmadığının ise Water-Drew-Point (WDP) olarak isimlendirilen ölçüm tekniğiyle test edildiği, dosyaya sunulan çiğlenme noktası değerlerine bakıldığında, hattın tüm noktalarında sıfır santigrat üzeri çiğlenme noktası (WDP) ölçüldüğü, bu ölçümlerin boru hattında istenilen şartların sağlanamadığını ve hattın hidrant oluşumu (buzlanma) potansiyeline sahip olduğunu işaret ettiği, bu koşulların sözleşmeye aykırı olduğunu ve davacının yükümlülüğünü yerine getirmediğini gösterdiği, ayrıca, dosya kayıtlarına bakıldığında, 14,16 ve 40 inch çaplarında toplamda 12 adet pig (kurutma) ekipmanı alındığı, bunun toplamının 22.275 Euro (48.435,51 TL KDV hariç) bedelle (29/03/2011 tarihli fatura) Hollanda’dan Kleiss & Co B.V. firmasından temin edildiği, bu harcamanın daha sonraki seferlerde kurutma işlemi için gerekli olan ekipman ihtiyacından ötürü alındığı (gaz bedeli değil), dolayısıyla gerekli bir işlem olduğunun değerlendirildiği, dava konusu olaya bir bütün olarak bakıldığında, 03/12/2013-18/04/2014 tarihleri arasında davalı … tarafından doğalgaz boru hattındaki buzlanma/tıkanma sebebiyle 4 farklı seferde kurutma işlemleri (pig atma, doğalgaz gaz ventilasyonu/tahliyesi ve diğer operasyonal faaliyetler) yapıldığı, bu işlemler neticesinde toplamda 873.233 m³ doğalgaz venti (tahliyesi) ve yine toplamda 389.333,14 USD miktarında harcama yapıldığı; davalı …’ın dosyaya sunduğu evraklar, tutanaklar, kayıtlar incelendiğinde ve de dosyadaki mevcut bilgi ve belgeler çerçevesinde boru hattındaki zarar için acil olarak yapılması gereken personel müdahalesi için ve verilen hasarın tamiri için gönderilen personelin uzmanlık isteyen ve pahalı ekipmanları içeren bir dalda çalışmasından kaynaklı yapılan toplam masrafın, boru hattı tekniği açısından bu yönde bir onarım/faaliyet için makul ve kabul edilebilir olduğunun değerlendirildiği, bütün bu buzlanma sorunlarının başlangıcının davacı … tarafından yetersiz yapılan kurutma işlemi olduğunun değerlendirildiği, yeterli yapılamayan kurutma işleminden ötürü hattın farklı noktalarında kalan nemin zamanla buzlanmaya sebep olabildiği, istenilen kurutmayı yapabilmek için kimi zaman birkaç kere pig atılarak uygulanan kurutma işleminin, diğer alternatif yöntemler ile karşılaştırıldığında (yoğun kimyasal kullanımı, tüm hattı ısıtma ve diğer yöntemler) en uygun ve ekonomik yöntem olduğu ve davalı … tarafından bu uygun yöntemin uygulandığının değerlendirildiği, boru hattı bir kere doğalgaz ile işleme alındığı için bundan sonra kurutma işleminin çok daha zor olduğu ve temizlenmesi için farklı zamanlarda birkaç kez pig atma işlemine ihtiyaç duyulabildiği, alternatif yöntemlerin ise tüm hattaki gazın tahliyesi ve yoğun kimyasal kullanımından ötürü daha pahalı olduğu ve doğalgaz arz problemine neden olabildiği, ayrıca, buzlanmanın ilk olarak nerede başladığının tespiti mümkün olmamakla birlikte, hat boyunca farklı noktalarda yeterli olmayan çiğlenme noktası değerleri (WDP) görüldüğü için, aynı anda hattın farklı noktalarında buzlanmaların başlamasının mümkün olduğunun değerlendirildiği, hattın içinde kalan nemin zamanla buzlanma oluşturabileceği ve bu durumun işletme sürecinden değil, kurutma işleminin yapılmamasından kaynaklandığının değerlendirildiği, her ne kadar davacının itirazlarında boru hattındaki tıkanmanın yanlış işletme süreçleri olduğu belirtilse de içerisinde nem bulunmayan boru hattında basınç dalgalanmaları ne olursa olsun, buzlanma (hidrat oluşumu) görülmesinin mümkün olmadığı, hidrat oluşumunun varlığının, boru hattında işletme yöntemleriyle ilgisinin kurulamayacağı, davalının 17/06/2014 tarihli yazısında belirtilen 389.33,14 USD tutarlı bedelin açılımı incelendiğinde bu bedelin 03/12/2013- 18/04/2014 tarihleri arasındaki işlemlere yönelik olduğunun tespit edildiği, davalı tarafından düzenlenen 07/04/2014 tarihli WDP tutanağı incelendiğinde; WDP değerlerinin hiçbirinin -20 santigrat derece koşulunu sağlamadığının görüldüğü, bu kapsamda, 2013 yılına kadar yapılan pig atma işlemleri ile davaya konu doğalgaz boru hattının halen daha sözleşme şartlarına getirilememiş olduğunun değerlendirildiği, davalı idarece 2013-2014 yılları arasında tekrar pig atma işlemleri yapılmış olup, 2014 yılından sonra davaya konu hatta donma/tıkanma problemlerinin yaşandığına dair dava dosyasında bir evrak bulunmadığı, böylece idaresince 2013-2014 yıllarında yapılan işlemler ile hattın sözleşme şartlarına uygun hale getirilebildiğinin düşünüldüğü, Yargıtay ilamında bahsi geçen 48.443,51 TL tutarındaki ödemenin, hatta oluşan doğalgaz kaybına yönelik olmadığı, pig atma işleminin yapılması için gerekli olan ekipmanların teminine yönelik olduğu ve bir mükerrerlik olmadığının değerlendirildiği, davalı … tarafından çeşitli zamanlarda hattın tıkanma olan kısımlarında doğalgaz tahliyesi ve pig işlemi yapıldığı, bu işlemler bir kaç kez tekrarlanıp hattaki nemin çoğunu alıp tıkanma sorununu giderse bile; kimyasal bağlarla çeperlerde tutunan az miktardaki nemi teknik sebeplerle pig işlemiyle tamamen tahliye etmenin mümkün olmadığı, bu nemin tamamen tahliyesinin ancak -20 derecede yapılan kurutma işlemiyle mümkün olabildiği, davaya konu boru hattında bu kurutma işleminin şartnamesine uygun olarak yapılmadığı, boru hattının iç çeperlerinde yapışan çok az miktardaki nemin zamanla hattın içindeki diğer bölgelerdeki az miktardaki nemlerle birleşmesinin hidrat oluşmasına sebebiyet verebildiği, ayrıca daha önce hattın tıkanma yaşanmayan bölgesindeki nemin diğer bölgelere geçerek zamanla buzlanma oluşturmasının da muhtemel olduğu, her ne kadar davacı …, hattaki buzlanmanın bir çok sebebi olabileceğini belirtip, itirazlarında boru hattındaki tıkanmanın yanlış işletme süreçleri ya da gazın yapısı kaynaklı olabileceğini belirtilse de, içerisinde nem bulunmayan boru hattında basınç dalgalanmaları ne olursa olsun, buzlanma (hidrat oluşumu) görülmesinin mümkün olmadığı, hidrat oluşumunun varlığının, boru hattında işletme yöntemleriyle ya da doğalgazın yapısıyla ilgisinin kurulamayacağı, davacı tarafından ayrıca başka doğalgaz hattından gelen nemin buzlanmaya sebep olabileceği belirtilse de, davalının diğer hatlarda herhangi bir sorun yaşanmadığını belirttiği ve dosyada bunu destekleyen bir bilgi ya da belge de bulunmadığı belirtilmiştir.
Bilirkişi heyetince hazırlanan ve yukarıda özetlenen teknik rapor, dosya kapsamına, oluşa uygun denetlenebilir ve Yargıtay bozma ilamını karşılar nitelikte olduğundan Dairemizce de benimsenmiştir.
Dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, uyulmasına karar verilen Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamı ve bozma ilamı gereğince alınan gerekçeli ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi kurulu raporu birlikte değerlendirildiğinde; davacının taraflar arasında 30/12/2004 tarihinde sözleşmesi imzalanan Adıyaman – Şanlıurfa – Elazığ – Diyarbakır Doğal Gaz Dağıtım/Bağlantı Hattı Faz 3 (AŞED FAZ 3) projesi yapım işi kapsamında yükümlülüğünde olan boru hattının kurutulması işini sözleşme şartlarına uygun olarak yapmamış olduğu, davacı tarafından ödenen 48.435,51 TL bedelin, davaya konu edilen harcamalar ile mükerrerlik taşımadığı, vent edilen doğalgaza ait olmadığı, (gaz bedeli olmadığı) ancak kurutma işlemleri için gereken ekipmanlara ait olduğu, eksik ve ayıbın giderilmesi için elzem olup, eksik ve ayıbın giderildiği yerde kullanıldığı, hattın tek bir pig ile kurutulmasının kimi zaman mümkün olmadığı, dolayısıyla duruma göre birden fazla kez de pig atma işleminin gerçekleştirilebileceği, boru hattı bir kere doğalgaz ile işleme alındığı için bundan sonra kurutma işleminin çok daha zor olduğu ve temizlenmesi için farklı zamanlarda birkaç kez pig atma işlemine ihtiyaç duyulabildiği, alternatif yöntemlerin ise tüm hattaki gazın tahliyesi ve yoğun kimyasal kullanımından ötürü daha pahalı olduğu ve doğalgaz arz problemine neden olabildiği, bütün bu pig atma işlemlerinin sebebinin davacının ilk başta işin teslimi zamanında kurutma işlemini yeterli yapmamasından kaynaklı olduğu ve davalı tarafından yapılan işlemin teknik olarak ve ekonomik olarak uygun olduğu, davalı tarafından düzenlenmiş olan 07/04/2014 tarihli WDP tutanağında, davaya konu hattın halen sözleşme şartlarına getirilemediğinin tespit edildiği, bu nedenle davalı tarafından 2013-2014 yılındaki işlemlerin yapıldığı, davalı tarafından yapılan toplamda 389.333,14 USD miktarındaki kurutma harcamasının mükerrer olmadığı, hattın sözleşme koşullarına getirilmesi için elzem olduğu anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL karar harcının peşin alınan 14.108,83 TL harçtan mahsubu ile bakiye 13.928,93‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yargılama boyunca yapılan 255,50 TL tebligat gideri, 30,65 TL dosya posta masrafı, 9.500,00 TL bilirkişi ücreti ile 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 9.871,85‬ TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T göre hesaplanan 108.878,14 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince, ilk derece yargılamasında taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde, ilk derece mahkemesince ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 31/05/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi. 31/05/2023

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdıre-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır